i.e.n. Elşad MAHMUDOV
32
Hz. Peygamber’in gazve ve seriyyelerinde çok sayıda düşman esir olarak
ele geçirilmiştir. Sonraki dönemlerde birçok konuda olduğu gibi İslâm’da
esirlere uygulanacak muameleler ve uygulamalarda bu dönem örnek
alınmıştır. Hz. Peygamber savaşta esir edilen düşmana kötü muamele
yapılmasını askerlerine yasaklamış ve esirlere eziyet edilmesini menetmiştir.
Her zaman ashabına esirler konusunda hayır tavsiye eden Hz. Peygamber
onlara iyi ve yumuşak davranılmasını emretmiştir.
27
Savaş sonrasında
üzerlerinde elbise bulunmayan
esirlere elbise giydirilmiş,
28
karınlarının
doydurulması için gereken gıda temin edilmiştir.
29
Şayet esirler savaş
meydanından başka bir yere götürülmüşlerse öncelikle elleri, onları
incitmeyecek şekilde bağlanmış, üzerlerine muhafız tayin edilmiş,
müslümanlar bazen esirlere eziyet olmasın diye onları hayvanlara bindirerek
kendileri yaya olarak yürümüşlerdir. Hz. Peygamber esirlere bakmak için
onları genelde ashabı arasında paylaştırmış, müslümanlar ise esirlere özenle
muamele etmeye gayret göstermişlerdir. Müslümanlar bazen evlerinde
bulunan en iyi yiyecekleri esirlere vererek kendileri daha az ve sıradan
yiyecekle yetinmiş, muhtaç oldukları halde esirleri kendi nefislerine tercih
etmişlerdir.
30
Ehl-i kitapla yapılan bazı savaşlar sonucunda ele geçirilen
esirler Hz. Peygamber’in emriyle kendi ibadetlerini
özgürce yerine getirmiş,
ölüme mahkum edilen esirlere süt ve su içirilmiş, onlara eziyet olmasın diye
üzerlerinde güneşin sıcaklığıyla kılıcın sıcaklığının birleştirilmemesine özen
gösterilmiştir.
31
Esirlerin öldürülmesi genellikle onların savaş suçu işledikleri zaman
vuku bulmuştur.
32
Sadece bir kere, Kürz b. Câbir el-Fihrî Seriyyesi
27
İbn Hişâm, II, 217; Vâkıdî, I, 119; Taberî, II, 460-461; İbn Seyyidünnâs, I, 318-319; İbn
Kesîr, V, 191.
28
İbn Hişâm, IV, 106; Vâkıdî, III, 942-944; İbn Sa‘d, II, 141; İbn Seyyidünnâs, II, 249-250;
Dimyâtî, s. 242; Diyârbekrî, II, 112.
29
Vâkıdî, II, 512-513; Şâmî, V, 22; Diyârbekrî, I, 497; Halebî, II, 667.
30
İbn Hişâm, II, 217; Vâkıdî, I, 119; Taberî, II, 460-461; İbn Seyyidünnâs, I, 318-319; İbn
Kesîr, V, 191.
31
Vâkıdî, II, 512-514; Şâmî, V, 22; Diyârbekrî, I, 497; Halebî, II, 667.
32
Vâkıdî, I, 106-107, 82, 114; Beyhakî, III, 94, 117; a. mlf., es-Sünenü’l-Kübrâ, I-X,
Dâiratü’l-Ma‘ârif, Haydarabad 1925, IX, 64-65; Halebî, II, 441-442; Mübârekfûrî, er-
Rahîku’l-Mahtûm, Râbitetü’l-‘Âlemi’l-İslâmî, Cidde 1985, s. 254: Ayrıca bk: İbn Hişâm,
III, 189, Vâkıdî, II, 517-518; İbn Sa‘d, II, 71; Taberî, II, 588; Beyhakî, IV, 23; İbn Hibbân,
s. 266; Şâmî, V, 25; Halebî, II, 667.
Hz.Muhammed’in savaşlarından (Gazve ve Seriyyelerinden) elde edilen
bazı askerî, diplomatik ve hukukî sonuçlar
33
sonucunda Mâide sûresinin 33. âyeti
33
esas alınarak müslümanlara ihânet
eden ‘Ureyne kabilesine mensup bir grup saldırgan-mürtetlere haklı
gerekçelere dayanılarak kısas uygulanmış ve onlar yaptıklarına karşılıklı
olarak cezalandırılıp öldürülmüşlerdir.
34
Hz. Peygamber’in esirlere yönelik
uygulamaları muharip erkek esirlerin öldürülmelerinin devlet başkanının
uygun görmesi şartına bağlandığı hükmünü de beraberinde getirmiştir.
35
Bundan başka Hz. Peygamber döneminde genel olarak esirlere benzeri bir
ceza verilmemiş, ölüme mahkum edilmiş esirler herhangi bir işkenceye tâbi
tutulmadan infaz edilmiş,
36
ölüme mahkum edilmeyen esirler ise bazen
karşılıksız olarak affedilerek âzad edilmiş
37
veya fidye ile salıverilmiş,
38
bazen mübâdele yoluyla bırakılmış,
39
bazen köleleştirilmiş, hibe edilmiş,
hizmetçi yapılmış, bazen ise satılmışlardır.
40
Hz. Peygamber gerek ganimetin
paylaşılması gerek esirlerin satışı sırasında annelerle çocuklarının
birbirinden ayrı düşürülmesini yasaklamış, ayrıca öksüzlerin sadece
33
“Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların
cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi,
yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar
için ahirette de büyük azap vardır.” (el-Mâide 5/33).
34
İbn Hişâm, IV, 217; Vâkıdî, II, 570; Buhârî, Megâzî 36; İbn Sa‘d, II, 90; Belâzürî, I, 485;
Beyhakî, IV, 86; İbn Hibbân, s. 274; Dimyâtî, s. 216; İbn Kesîr, VI, 244, 245; 356-357; İbn
Seyyidünnâs, II, 119-120; Zehebî, Târîhu’l-İslâm ve Vefâyâtü’l-Meşâhîr ve’l-A‘lâm, el-
Megâzî, (thk: Ömer Abdüsselâm Tedmurî), Dâru’l-Kütübi’l-Arabî, Beyrut 1990, s. 357;
Şâmî, VI, 184-185.
35
Ahmet Özel, İslâm Devletler Hukukunda Savaş Esirleri, TDV Yayınları, Ankara 1996, s.
81-82.
36
İbn Hişâm, III, 189-190; Vâkıdî, I, 106-107, 82, 114; II, 514, 517; İbn Sa‘d, II, 71; Taberî,
II, 588, 589, 593; Beyhakî,
Delâilü’n-Nübüvve, III, 94, 117; a. mlf.,
es-Sünenü’l-Kübrâ, IX,
64-65; İbn Hazm, s. 155; İbn Abdülber, s. 206; Dimyâtî, s. 204; Diyârbekrî, I, 497; Halebî,
II, 441-442.
37
İbn Hişâm, II, 221, 228, 229; III, 231-232; Vâkıdî, I, 111, 129, 139, 142, 411; İbn Sa‘d, II,
17; IV, 42; Belâzürî, I, 320-323; Taberî, II, 610; İbn Hazm, s. 163; Şâmî, IV, 105, 110, 490;
Halebî, II, 451, 462; Ahmet Özel, “Esir”, DİA, İstanbul 1995, XI, 383.
38
İbn Hişâm, II, 185-186; Vâkıdî, I, 17, 18; 107-110; İbn Şebbe, II, 476-477; Müslim, Cihâd
ve’s-Siyer 58; Taberî, II, 475-477; Beyhakî, III, 19, 21, 137-138; Şâmî, IV, 93; VI, 32, 93;
Halebî, III, 144; Salim Öğüt, “Fidye”, DİA, İstanbul 1996, XIII, 55.
39
İbn Sa‘d, II, 111-112; Müslim, Cihâd ve’s-Siyer 14; Beyhakî, IV, 291; Taberî, II, 643-644;
İbnü’l-Esîr, II, 209; Şâmî, VI, 159; Ahmet Özel,
İslâm Devletler Hukukunda Savaş Esirleri,
s. 35-36; Mehmet Erkal, “Ganimet”, DİA, İstanbul 1996, XIII, 352.
40
İbn Hişâm, III, 192; Vâkıdî, II, 523-524; Taberî, II, 592; Beyhakî, IV, 24; Zehebî, s. 318;
İbn Seyyidünnâs, II, 103; İbn Kesîr, VI, 96; Şâmî, V, 29; Halebî, II, 674-675.