i.e.n. Elşad MAHMUDOV
26
düşmandan ise 335 kadar kişi öldürülmüştür. Hz. Peygamber’in silâhlı
mücadele yılları ve yaptığı askerî operasyonların sayısı göz önünde
bulundurulursa İslâm’ın Arabistan’da hâkim kılınması gibi bir hedefin
gerçekleştirilmesi için gazvelerde her iki taraftan da toplam 500 kadar zayiat
verilmesi zannımızca fazla kan dökülmesinin önünün alındığı hususunda
önemli bir göstergedir. Böylece Hz. Peygamber birçok yeri cephe açılmadan
siyasetiyle kendine bağlamayı ve yine birçok yeri de imanlarıyla teslim
almayı daha üstün addederek silâh kullanmaktan kaçınmış, bazen siyaset ve
diplomasiyi istihbaratla birleştirerek çok başarılı bir şekilde düşmanı
savaşmaktan vazgeçirebilmiş ve böylece az kan dökülmesini temin etmiştir.
2
Hz. Peygamber’in cephelerde her iki tarafa da insan zâyiatı olarak az
kayıp verdirmesi, kendisinin aynı zamanda askerî dehaya sahip olduğunu ve
başarılı bir komutan görevini hakkıyla yerine getirdiğini de göstermektedir.
Hz. Peygamber bir askerî operasyon düzenlemek istediğinde istişâreye
büyük önem vermiş, öncelikle ashabının konuyla ilgili görüşlerini almış ve
bu yönde karar vermek ve izlenecek taktiği belirlemede onlardan büyük
ölçüde yararlanmıştır.
3
Kumandanların tayininde sadece şahsî meziyet ve
kabiliyetlere önem vermiştir.
4
Ordu kumandanlarının gönderilen bölgeden
2
Elşad Mahmudov, Sebep ve Sonuçları Açısından Hz. Peygamber’in Savaşları, Tez
(Doktora), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı İslâm
Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı, İstanbul 2005, s. 444.
3
Savaşlar öncesi ve sonrası çeşitli vesilelerle yapılan istişarelerle ilgili bk: Vâkıdî, Kitâbü’l-
Megâzî, (thk: Marsden Jones), I-III, Âlemü’l-Kütüb, Beyrut 1984, III, 936-937, 1019;
Taberî, Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk, (thk: Muhammed Ebû’l-Fadl İbrâhim), I-XI, Dâru
Süveydân, Beyrut 1967, III, 84; İbn Seyyidünnâs, ‘Uyûnü’l-Eser fî Fünûni’l-Megâzî ve’ş-
Şemâil ve’s-Siyer, I-II, Dâru Âfâki’l-Cedîde, Beyrut 1982, II, 260; Dimyâtî, es-Sîretü’n-
Nebeviyye, (thk: Esad Muhammed et-Tîb), Dâru’s-Sâbûnî, Haleb 1996, s. 244; Kastallânî,
el-Mevâhibü’l-Ledüniyye bi Minâhi’l-Muhammediyye, (thk: Sâlih Ahmed eş-Şamî), I-IV,
el-Mektebetü’l-İslâmî, Beyrut 1991, I, 351; Diyârbekrî, Târîhu’l-Hamîs fî Ehvâli Enfüs
Nefîs, I-II, Müessesetü Şa‘bân, Beyrut ts; I, 373; Şâmî,
Sübülü’l-Hüdâ ve’r-Reşâd fî Sîreti
Hayri’l-‘İbâd, I-VIII, Lecnetü İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, Kahire 1990, IV, 43; V, 663-664;
Halebî, es-Sîretü’l-Halebiyye fî Sîreti’l-Emîni’l-Me’mûn, İnsânü’l-‘Uyûn, I-III, Dâru’l-
Ma‘rife, Beyrut ts; II, 385; Zeynî Dahlân, es-Sîretü’n-Nebeviyye ve’l-Âsâru’l-
Muhammediyye, I-II, Dâru’l-Ma‘rife, Beyrut ts; I, 193; Muhammed Hamîdullah, İslam
Peygamberi, (çev: Salih Tuğ), I-II, İrfan Yayımcılık, İstanbul 2001, I, 494.
4
Buna örnek olarak Üsâme b. Zeyd’in Übnâ (Mûte) Seriyyesi’nin gönderilmesi esnasında
vuku bulan olaylara bk: Vâkıdî, III, 1118-1119; Buhârî,
el-Câmi‘
u’s-Sahîh - Sahîhu’l-
Buhârî, I-VIII, el-Mektebetü’l-İslâmî, İstanbul 1979, Megâzî 87; İbn Sa‘d,
Kitâbu’t-
Hz.Muhammed’in savaşlarından (Gazve ve Seriyyelerinden) elde edilen
bazı askerî, diplomatik ve hukukî sonuçlar
27
olması veya düşman kabileye mensubiyeti savaşın sonucunun müspet
sonuçlanması için çoğu kez tercih edilmiştir.
5
Herhangi bir gazveye çıkarken
veya seriyye düzenlerken ordu kumandanı dâhil savaşa iştirak eden
askerleriyle birebir ve bizzat ilgilenmiş,
çeşitli söz ve tavırlarıyla onlara
savaş öncesi mânevî güç ve yüksek moral aşılamıştır.
6
Düşmana, zamana ve
şartlara bağlı olarak bazen varılacak hedef hakkında askerlerini bilgilendiren
bazen ise gidilecek yeri gizili tutan Hz. Peygamber insanların kalbini İslâm’a
açmayı temel hedef edinmeleri gerektiğini vurgulayarak, düşmanı öncelikle
İslâmiyet’e davet etmelerini; davete müspet karşılık vermeleri halinde
onlarla savaşmamalarını; daveti kabul etmeyip karşı koydukları takdirde
Allah’a sığınıp onlarla savaşmalarını emretmiş, ayrıca askerlerine sözlerinde
durmalarını, aşırı gitmemelerini, ahitleri bozup gadir ve zulüm
yapmamalarını, boş yere insanları öldürmemelerini, özellikle kölelere,
çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve manastırlara çekilmiş münzevîlere
dokunmamalarını; hurmalıklara zarar vermemelerini, ağaçları kesmemelerini
ve binaları yıkmamalarını da tembih etmiştir.
7
“Harp hiledir” (
el-harbu hud‘atün)
8
sözleriyle düşmana karşı manevra
yapılması gerektiğine dikkat çeken Hz. Muhammed, bu taktikten her zaman
maharetle istifade etmiştir. Duruma göre ordunun Medine’den çıkışını bazen
Tabakâti’l-Kebîr, (thk: Ali Muhammed Ömer), I-XI, Mektebetü’l-Hâncî, Kahire 2001, II,
170-171; Taberî, III, 184; İbn Seyyidünnâs, II, 355-356.
5
Bu tür seriyyelere örnek olarak Gâlib b. Abdullah’ın Kedîd (Benî Mülevvih) Seriyyesi,
Dahhâk b. Süfyân’ın Kuratâ Seriyyesi, Ukkâşe b. Mihsan el-Esedî’nin’ın Gamr (Benî Esed)
Seriyyesi gösterilebilir.
6
İbn Hişâm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, (thk: Mustafa es-Sakkâ, İbrâhim el-Ebyârî, Abdülhafîz
Şelebî), I-IV, Dâru’l-Hayr, Beyrut 1995, IV, 210; Vâkıdî, II, 561; İbn Sa‘d, II, 85; Dimyâtî,
s. 211; İbn Seyyidünnâs, II, 143; Şâmî, VI, 149; Halebî, III; 184-185.
7
İbn İshâk, Kitâbü’l-Mübtedâ ve’l-Meb‘as ve’l-Megâzî-Sîretü İbn İshâk, (thk: Muhammed
Hamîdullah), Konya 1981, s. 305; İbn Hişâm, IV, 210; Vâkıdî, I, 220-225; II, 561, 757-
758; İbn Sa‘d, II, 37, 85, 119; Belâzürî, Kitâbü Cumel min Ensâbi’l-Eşrâf, (thk: R. Zirikli-
S. Zekkâr), I-XIII, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1996, I, 387; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve ve
Ma‘rifetü Ahvâli Sâhibi’ş-Şerîa, (thk: Dr. Abdülmu‘tî Kal‘acî), I-VII, Dâru’l-Kütübi’l-
İlmiyye, Beyrut 1985, III, 209; Dimyâtî, s. 211, 231; İbn Seyyidünnâs, II, 143; Şâmî, VI,
149, 229, 231; Diyârbekrî, II, 70; Halebî, III; 184-185.
8
İbn Hişâm, III, 181; Buhârî, Cihâd ve’s-Siyer 156, 157; Müslim, Sahîh-i Müslim, (thk:
Muhammed Fuad Abdülbâkî), I-V, el-Mektebetü’l-İslâmiyye, İstanbul ts; Cihâd ve’s-Siyer
5, 17, 18; Vâkıdî, II, 487; Beyhakî, III, 405.