Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
470
Canlıların bahsedilen özelliklerinin her biri, olasılık he-
sapları açısından tesadüfen oluşması mümkün olmayan bir-
çok proteinin varlığını gerektirir ve indirgenemez kompleks
yapılar, bu özelliklerin içinde mevcuttur. Ayrıca bu özellikle-
rin kamuflaj gibi bazıları, birbirlerinden çok farklı canlılarda
gözükmektedir; bunlar ise, aynı kompleks özelliklerin, birbir-
lerinden bağımsız oluşmasının natüralist-ateist yaklaşıma çı-
kardığı -daha önce bahsettiğim soruna- ek sorunlardır. Can-
lıların beslenme ve korunma gibi özellikleri o kadar büyük
çeşitlilik gösterir ki, bu kadar büyük çeşitlilik ve bu kadar
farklı muazzam yapı ve özellik açıklama gerektirir. Tek bir
proteinin oluşumuna, uzaydaki hammadde ve tüm evren za-
manı yetmemektedir ama en basit tek hücrelide bu protein-
lerin binlercesi vardır ve bu proteinlerin kendilerinden daha
da kompleks organizasyonlarıyla; milyonlarca canlı türünde
beslenme, korunma, ortakyaşam, üreme gibi türden türe çok
çok büyük çeşitlilik ve ilginçlik gösteren fonksiyonel özel-
likler oluşmuştur. Üstelik bu özellikler, Dünya gibi dar bir
alanda, çoğu Kambriyen Patlaması’ndan bu yana geçen 600
milyon yıldan az; canlıların özellikleriyle ilgili olasılık hesap-
ları açısından çok kısa bir süreçte ortaya çıkmışlardır. Bir de
Kambriyen Patlaması ve Ediacara Faunası’nda, bilinen filum-
ların yarıdan fazlasının oluştuğunu ve bu filumların çoğunun
50 milyondan kısa bir zaman sürecinde ortaya çıktığını dü-
şünürsek; birçok çok hücreli canlının yeni beden tasarımları-
nın, mikro seviyedeki komplekslikleriyle ve değişik özellik-
leriyle, bu kadar kısa sürede tesadüfen oluşmasının olasılıksal
imkânsızlığını daha iyi kavrayabiliriz.
CANLILARDA ORTAKYAŞAM VE ÜREME
Canlılar dünyasındaki diğer ilginç bir fenomen ise ortakya-
şam (simbiyoz; İngilizcesi: symbiosis) olgusudur. Birbirinden
Tasarım Delili
471
farklı iki veya daha fazla türün bir arada yaşamasına ortakya-
şam denir. Ortakyaşamda bazen bir tür menfaat elde ederken
diğeri zarar görür (parasitism), bazen birinin menfaati diğerinde
hiçbir zarar veya yarara sebep olmaz (commensalism), bazen
ise iki taraf da karşılıklı olarak yarar sağlarlar (mutualism).
Tasarım delili için bunların en ilginci iki türün varlığı-
nın birbirleri için olmazsa olmaz şart olduğu, bir türün yok-
luğunda diğerinin var olamayacağı durumlardır. Olasılık açı-
sından yeni özellikleri olan bir türün ortaya çıkmasının ne
kadar imkânsız olduğu buraya kadar işlendi. Bu tarzda bir or-
takyaşamla ise yepyeni bir olasılıksal zorluk ortaya çıkmak-
tadır. Tekinin bile oluşması tesadüfen mümkün olmayan iki
türün aynı anda ve Dünya’da aynı noktada buluşmaları gerek-
mektedir ki bu türler ortakyaşamlarını başlatıp sürdürebilsin-
ler. Evrenin bütün alanı ve zamanı, tek bir proteinin bile tesa-
düfen ortaya çıkışını açıklamaya yetmezken; natüralist-ateist
iddiaya göre tesadüfen ortaya çıkmış olması gereken on bin-
lerce proteine sahip farklı iki türün, aynı anda ve Dünya’nın
aynı noktasında tesadüfen oluşmuş olmaları ve buluşup ya-
şamlarını sürdürmeleri hiç de mantıklı değildir. Bu türlerden
biri diğeri olmadan yaşamını sürdüremeyeceği için, birinin
önce oluşup, bekleyip, sonra diğeriyle buluşması da mümkün
değildir. Bu ise olasılık hesapları açısından imkânsız olan so-
nuçları daha da imkânsızlaştıran bir olgudur.
Ortakyaşam bir hayvanla bir bitki arasında, iki hayvan ara-
sında veya iki bitki arasında olabilir, özellikle bitkilerin çok
önemli bir kısmı böcekler, kuşlar ve diğer hayvanlar sayesinde
tohumlarını yayar ve varlıklarını sürdürür. Ortakyaşamın en
bilinen örneklerinden biri olan likenler, mantarların ve algle-
rin bir arada yaşaması sayesinde oluşurlar (zorunlu ortakya-
şam). Mantarlar alglere su ve inorganik maddeler sağlarlar;
algler ise mantarlara fotosentez yoluyla elde ettikleri organik
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
472
maddeleri verirler. İlginç bir ortakyaşam öyküsü ise Riftia
adlı, besinleri yutacak ve sindirecek bir sistemi olmayan so-
lucansı bir canlı ile kükürt-yükseltgeyici bakteriler arasında-
dır. Riftia bakterilerden, indirgenmiş karbon molekülleri alır
ve bunun karşılığında bakteriye kimyasal-kendibeslek meka-
nizmasına yakıt sağlayacak hammaddeler olan karbondioksit,
oksijen ve hidrojen sülfürü verir. Riftia’nın bedeninde hidro-
jen sülfürün zehirleyiciliğine karşı çok özel düzenlemeler var-
dır.
771
Üstelik kükürt bakterileriyle ortakyaşam, çeşitli hay-
van gruplarında birbirlerinden bağımsız olarak, tekrar tekrar
meydana gelmiştir.
772
Karınca ile yaprak biti arasındaki ortakyaşam da ilginçtir.
Yaprak bitleri bitkilerin özsuyunu emer, bunu yapamayan ka-
rıncalar, bu özsuyunu yaprak bitlerinden alır ve karşılığında
yaprak bitlerinin yavrularına bakar, yaprak bitlerini ve yavru-
larını düşmanlarına karşı savunurlar. Dawkins, şöyle bir izahı,
bu ortakyaşam örneğinin açıklaması olarak görmektedir: “Bu
çeşit temel bir asimetri karşılıklı işbirliği içeren, evrimsel açı-
dan kararlı stratejilere yol açabilir. Yaprak bitlerinde bitki özsu-
yunu emebilecek türden bir ağız vardır, ancak bu tür bir ağız
kendini savunma konusunda işe yaramaz. Karıncalar ise bit-
kilerin özsuyunu emmezler, ancak dövüşmeyi iyi becerirler.
Yaprak bitlerini besleme ve koruma genleri, karıncaların gen
havuzunda başarılı olmuşlardır; karıncalarla işbirliği yapma
genleri ise yaprak bitlerinin gen havuzunda...”
773
Dawkins haklıdır; böylesi bir ortakyaşam için karıncaların
genlerinde yaprak bitleri ile nasıl ilişkiye gireceklerinin, yaprak
bitlerinin genlerinde ise karıncayla nasıl ilişkiye gireceklerinin
771 James J. Childress ve Diğerleri, Denizin Derinliklerinde Ortakyaşam, çev. Fer-
yal Halatçı (ed. James L. Gould-Carol Grant Gould, Olağandışı Yaşamlar içinde),
TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ankara (2002), s. 61-71.
772 James J. Childress ve Diğerleri, Denizin Derinliklerinde Ortakyaşam, s. 74.
773 Richard Dawkins, Gen Bencildir, çev. Asuman Ü. Müftüoğlu, TÜBİTAK Popüler
Bilim Kitapları, Ankara (2001), s. 296.
Dostları ilə paylaş: |