Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 2
Metin TOPÇUOĞLU
158
ni, başta keşideci olmakla birlikte keşidecinin hesabına hareket ettiği tüzel kişi
tacire, ifl as etmiş ise ifl as masasına karşı da yöneltebilecektir
41
. Şüphesiz keşi-
decinin hesabına hareket ettiği tüzel kişi tacir, zenginleşmediğini ispat ederek
iade yükümlüğünden kurtulabilir.
Hamilin talep edeceği miktar, karşılıksız kalan çek miktarıdır. Borç-
lu (keşideci, hesabına çek keşide edilen tüzel kişi tacir), karşılıksız kalan çek
miktarı kadar zenginleşmiştir. Müracaat hakkının içeriğine ilişkin TK m. 722
ve TK m. 695/3 hükümleri uygulanamayacağından borçludan faiz, komisyon,
masraf ve çek tazminatı istenemez. Ancak hamil, temsil olunan tacir tüzel ki-
şiden sebepsiz zenginleşme şartlarının gerçekleştiği (müracaat hakkının düş-
mesi veya zamanaşımına uğraması) tarihten itibaren faiz isteyebilecektir
42
.
B) Karşılıksız Çekin Cezai Sonuçları Bakımından Tüzel Kişi
Temsilcisinin Sorumluluğu
Tüzel kişilerin yönetimi ve temsili, yetkinin kapsam ve şartları, tabi ol-
duğu kanun ve statü hükümlerine göre belirlenir. Yönetim ve temsil yetkisinin
kullanılmasında her bir üye bağımsız olarak yetkilendirilebileceği gibi birlik-
te temsil şartı ile de yetkilendirilebilir (TK m. 319). Tüzel kişilerde karşılık-
sız çek keşide etmekten sorumlu tutulacak olanlar, organ sıfatını taşıyan yö-
netici veya temsilcilerdir. Kural olarak tüzel kişi yöneticisi veya temsilcileri,
aynı zamanda çekin karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yüküm-
lü olan kişilerdir. YÇK, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla
yükümlü olanları, tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yöne-
tim organı üyesi, görev bölümü yapılmamışsa yönetim organını oluşturan ger-
çek kişi veya kişiler olarak ifade etmiştir (YÇK m. 5/2). Kanunda bu kimse-
ler için “üye” denmişse de bütün tüzel kişilerde, şirketi temsile yetkili olanlar
için bu sıfatın kullanılması mümkün olmaz. Öyleyse çeki, keşide edenden zi-
yade, kanuni ibraz süresi içinde ilgili banka hesabında, yeterli karşılığı bulun-
durmakla yükümlü organ görevlisi yönetici veya temsilci sorumlu tutulacak-
tır (YÇK m. 5/2)
43
. Karşılıksız çek dolayısıyla sorumlu olacak kişiler iki hal-
41
Bkz. Poroy/Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku, p. 389, 390.
42
Bkz. Kendigelen, Çek Hukuku, s. 320.
43
Konuyla ilgili olarak POROY/TEKİNALP aynen şu düşünceye yer vermektedir: “Yetkili
kişinin örtülü bir şekilde (zımni) belirtilmiş olması kabul edilemez; bu hususta çıkarsama
(istidlal) ile sonuca varılamaz. Tescil yoksa tüm yönetim organı çek bedelinin sağlanmasından
sorumlu tutulur” (Kıymetli Evrak Hukuku, p. 521b).
Kural olarak temsil yetkisi ticaret unvanında gösterilen konu içinde sınırlandırılamaz (TK
m. 321/1). Ancak TK m. 321/2 temsil yetkisi ile ilgili iki tür kısıtlama kabul etmiştir: Yer
Yeni Çek Kanunu’na Göre Tüzel Kişileri Temsilen Çek Düzenlenmesi ve Sonuçları
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 2
159
de farklılık gösterebilecektir:
1) Çek üzerinde yazılı olan ve çeki düzenleyen kişinin organ görevlisi
sıfatını taşımaması,
2) İleri tarihli çeklerde organ görevlisi keşidecinin görevinin sona er-
mesi (azil, istifa, ölüm veya fi il ehliyetinin kısıtlanması).
Kanun koyucu tüzel kişi çeklerine ilişkin suiistimalleri engellemek is-
temiş, çek üzerine keşidecinin adı ve soyadının yazılmasını şart koşmuştur
(YÇK m. 2/8). Görüldüğü gibi çek düzenleyebilmek için tüzel kişi temsilcile-
rine yönelik herhangi bir kısıtlama getirilmemiş ancak sorumluluk organ gö-
revlileri ile sınırlandırılmıştır. Bu durumda ya çek düzenleyebilmek için organ
görevlisi şartını aramak ya da tüzel kişi adına çek düzenleyen organ görevli-
si dışındaki temsilcilerini de sorumlu tutmak gerekirdi. Bilakis kanun koyu-
cu, çeki keşide eden tüzel kişi temsilcisinin değil, “kanuni ibraz süresi içinde”
karşılığı çek hesabında bulundurmakla yükümlü organ temsilcisinin sorumlu-
luğunu benimsemiştir.
Kanun koyucunun karşılıksız çekin cezai sorumluluğunda kanuni ibraz
süresini ve organ görevlisi sıfatını esas alması çeşitli sorunlara yol açacaktır:
1) YÇK m. 5/2 hükmü; VUK m. 10/1, AATUH m. 35 hükmüne paralel-
dir. Muhtemelen kanun koyucu bu düzenlemeden esinlenmiştir. Çek, ileri ta-
rihli bile olsa keşide tarihinden önce ödenebilir (TK m. 707/2)
44
. Bu anlamda
itibarıyla (merkez veya şube) kısıtlama ve birlikte temsil. Söz konusu kısıtlamalar ancak
tescil ve ilan ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. İyi niyetli kimselere karşı temsil
yetkisinin bu iki hal dışında kısıtlanması mümkün olmadığı gibi, tescil ve ilan edilmeyen
kısıtlamalar da sadece iç ilişki çerçevesinde ileri sürülebilecektir (Bkz. Poroy/Tekinalp/
Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, İstanbul 2005, p. 539, 540). Dolayısıyla
yönetici temsilcinin mali işlerle ilgili yetkisi, hiç değilse diğer yönetici temsilciler için temsil
yetkisinin konu itibarı ile kısıtlanması anlamına gelir ki bu tür kısıtlamaların ne tescil ve
ilanı ne de iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi mümkün olmayacaktır (TK m.
321/4). Öyleyse iç ilişki ile ilgili tasarrufl arın, sorumluluk açısından tescil ve ilanını aramaya
gerek yoktur. Bu anlamda mali işlerle yetkilendirilen yönetim organı görevlisinin sorumlu
tutulabilmesi için YK üyelerinin aralarındaki görev dağılımını gösteren kararın varlığı (TK
m. 326/3) gereklidir ve yeterlidir.
44
YÇK ileri tarihli çeklerin, 31.12.2011 tarihine kadar ödenmek üzere muhatap bankaya
ibrazının “geçersiz” olduğunu kabul etmiştir. Asıl olarak kredi aracı olan çeklerde vade
kabulünün, ileri tarihli çeklerle ilgili korumanın isabetli olup olmadığı sorunu bir yana
keşide tarihinden önce çekin bankaya ibrazının “geçersiz” sayılması mümkün değildir. Zira
geçersizlik hukuki işlemlere mahsus bir yaptırım türüdür. Halbuki “ibraz” maddi fi ildir
ve hangi gerekçeye dayandırılırsa dayandırılsın geçersizliğinden söz edilemez. Herhalde
geçersizlikten kastedilen çekin keşide tarihinden önce muhatap bankaya ibrazının hukuki ve
cezai işlemler için sonuç doğurmayacağıdır.