•
Dinç, Turan, Halow, 18. Asır Türkmen Şairi Azadi’nin Türkmenlerin İktisadi ve Toplumsal Hayatına…
•
118
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Sosyal ve siyasi çalkantılar sonucunda ve denizyolu üzerinden alternatif
taşımacılığın gelişmesiyle ticaret yolları değişmiş, kervan ticaretinde
4
geri-
leme meydana gelmiştir. 1723 yılında, I. Petro’nun elçisi Buharalı Bene-
veni bu durumu şöyle anlatır: “Geçen sene Meşhed’den Buhara’ya ne ka-
dar kervan gittiyse, Türkmen olsun, Afgan olsun hepsi soyuldu. Her yerde
yollar kullanılmaz hale geldi. Sadece Belh yolu kısmen kullanılıyordu.
Dolayısıyla, ticaret geriledi. Dört yıldır kervanlar Hind ülkelerine, Elahor’a
gidemiyorlar. Kabil’e de gitmiyorlar. Çünkü dağlarda güçlenen Özbekler
kendi aralarında sürekli mücadele içindeler.” (Bakasowa 1961: 11).
Azadi, tarımı ve ticari ilişkileri halkın refah kaynağı olarak görmüş, tarım-
sal faaliyetlerin ve ticaretin geliştirilmesini devletin önemli bir görevi ola-
rak düşünmüştür. Zenginler ve fakirler, herkes, tarımla uğraşmalıdır. Ta-
rım halk refahının esasıdır, halkın refahıysa toplumun huzurlu yaşaması
için zorunlu bir şarttır. Azadi, sınıf farkı gözetmeksizin halkın tarımla
uğraşması ve üretiminse arttırılması gerektiğine dikkat çekmiştir. Böyle bir
durumda arzın talebi geçmesiyle bir fazlalık ve fiyatlarda aşağıya doğru bir
baskı oluşturmasıyla ucuzluğu getireceğine inanmaktadır. Halkın geçim
derdinin halledilmesiyle mutluluğu ve refahı yakalayacağını belirtmiştir.
Ekin ekmek halka emr etgeý emir,
Ýagny andan nep ala baý-u pakyr.
Ekin ekmeyi halka emretse emir (hükümdar),
Yani ondan faydalansa zengin fakir.
Ýagny mezruglar içinde kytga ýer
Goýmagaýlar bize ragat, bisemer.
Yani mezralar içinde kuru yer
Koymasalar ziraatsız, mahsülsüz
Ekin ekgeý çün ragaýýat sed hezar,
Hasyl algaý bihasab-u bişumar.
Ekin ek çünkü sad hezar (kutlu gün yakın)
Mahsul olsa bihesab u bişumar (pek çok)
Bes halaýyk doklug-u arzan ola,
Hem parahatlykda hoş döwran ola (Azady 1962: 39).
Bes halayık tokluk ve ucuzluk olsun,
Hem rahatlıkta hoş devran olsun.
•
Dinç, Turan, Halow, 18. Asır Türkmen Şairi Azadi’nin Türkmenlerin İktisadi ve Toplumsal Hayatına…
•
119
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
bilig
Azadi, tarım sektörünün iyileştirilmesinde hükümdar, emir ve vali vesaire-
yi sorumlu tutup onların her yerde tarımın gelişmesini sağlaması gerekti-
ğini ifade etmiştir. “Ülkede işlenmemiş ve verimsiz bir küçük yer parçası-
nın olmamasını” arzulamıştır. Hükümdar, vekillerinden tarım hakkında
kafa yormalarını talep etmelidir. Bunları Nuşirevan’ın diliyle söylemiştir.
5
“Bir welaýatda eger bir kytga ýer,
Galsa nämezrug, men tapsam habar.
Bir vilayette eğer bir kıta yer,
Kalsa ekilmemiş, ben alsam haber.
Men seni ryswa kylyp, dardan asam,
Ybrat eýläp, halk era başyň kesem!”
(Azady 1962: 40).
Ben seni rüsva kılıp, dardan asayım,
İbret olarak, halk içinde başını keseyim!
Zulme karşı çıkan Azadi’nin tarımla ilgilenmeyi ve halkın refahını unutan
devlet adamlarına karşı bu acımasız cezanın uygulanmasını talep etmesi
önemlidir. Ama tarım konusunda hükümdarın karşısında sadece vekiller
sorumlu değillerdir.
“Ýagny şa hökm eýlegeý begler sary,
Goýmagaýlar zerre nämezrug ýeri.
Yani şah hüküm eyleye beylere,
Koymayalar zerre kadar ekilmemiş yer.
Bes beýikler işin ahmal etmeýe,
Ekin ekdirgeý, parahat ýatmaýa” (Azady 1962: 40) .
Büyükler işileri ihmal etmese,
Ekin ektirse, rahat yatmasa.
Azadi’nin işlenmemiş toprak parçasının kalmamasına dikkat çekerek, üre-
tim faktörlerinin en etkin bir biçimde kullanılması ve atıl bırakılmamasına
değinmesi, günümüz iktisat teorisine ışık tutmaktadır. Azadi’nin bu talebi,
feodal idarecilerin toplumun ayakta tutulması amacıyla maddi ihtiyaçları
üretmesi görevine tam olarak uymaktadır. Asya toplumlarında tarım, dev-
letin veya komün ve diğer iktidar güçlerinin bütün toplumun yararlandığı
bu kamusal faaliyete verdiği önem seviyesine bağlıydı. Tarım ve suyun
önemsenmemesi, bazı bölgelerde yıkıma ve açlığa neden oldu, yeşil alanları
çöle dönüştürdü.
•
Dinç, Turan, Halow, 18. Asır Türkmen Şairi Azadi’nin Türkmenlerin İktisadi ve Toplumsal Hayatına…
•
120
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
Çiftçiliğin sürekli olarak geliştirilmesine ilişkin bu fikir, ülkenin iktisadi
yönden zayıflaması ve dağılması şartlarında gerçekçiydi. Çünkü çiftçiliğin
gelişmesi ile birlikte tarım sektörünün diğer alanları, ayrıca tarım ürünü
hammaddesini işleme sanayii de gelişiyordu. Çiftçiliğin kalkındırılması
ticaret için de fırsat oluşturdu. Daha önce ifade edildiği gibi, Etrek kıyı-
sındaki Türkmenlerin en önemli ticari ürünü buğday olmuştu. Ayrıca,
çiftçiliğin tercih edilmesi ve geliştirilmesine önem verilmesi, çiftçiliğin
yerleşik olmayı gerektirmesi açısından da oldukça gerçekçi bir yaklaşımdı.
Yerleşik olarak hayatı sürdürme ise, toplumun gelişmesini, iktisadi ilişkile-
rin artırılmasını vs. sağlıyordu.
Azadi’nin halka su temin etmeyi en hayırlı iş sayması bir tesadüf değildir.
O, zengin su sahiplerine şöyle diyordu:
“Diýdi pigamber: “Tasatdyk kyl suwy,
Howz düzetgil ýa ki gazdyrgyl guýy! ”
Dedi peygamber: tasadduk (sadaka) ver suyu,
Havuz yap ya kazdır kuyu.
Barça yhsandan ulug älem era,
Belki suw bermek tutur mümünlere” (Azady 1962: 72.)
.
Tüm ihsandan ulu alem içe,
Belki su vermektir müminlere.
Azadi idarecilere ve zenginlere sulama çalışmalarında işbirliği yapma ve
verimsiz toprakları sulama çağrısında bulunmuştur. Ülkenin yeşillendiril-
mesine yönelik herhangi bir çalışmayı takdire şayan olarak sayıyordu.
“Bir agaç, ýa bir semer, ýa gaýry şeý,
Kim suwarsa, eýlese anlarny haý...
Bir ağaç, ya semer, ya başka şey,
Kim sulasa, eylese anları hay...
Bağlağay hak yedi dovzah işigin
Cennete dahıl kulur can-tenin” (Azady 1962: 72).
Örter Hak yedi cehennem kapısın,
Cennete dahil eder canın tenin.
Özellikle büyük nehirlerin olmadığı bölgelerde veya nehirlerin ihtiyacı
karşılayamadığı bölgelerde verimli hasat alabilmek için suya çok ihtiyaç
duyulmuştur. Dolayısıyla, Azadi mevcut sulama sisteminin onarımı konu-
Dostları ilə paylaş: |