Microsoft Word II cild -meruze metnlerin toplusu son2



Yüklə 5,08 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə203/229
tarix16.11.2017
ölçüsü5,08 Mb.
#10432
1   ...   199   200   201   202   203   204   205   206   ...   229

I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə) 



 

 

 



 

 

 



408

içinden çıkan âlimler (alp-erenler), “Hazret-i Ata” diye de anıldı. Dolayısıyla o dönemde Valden 

Hazret’in toplum içinde ayrı bir yeri vardı. Küçük Nurmuhammet, ata dostluklarının vesilesiyle 

Valden Hazret’ten ders aldı ve Hafız olarak yetişti. “Sarı Hafız” lakabıyla da tanındı. Valden Hazret 

bu  öğrencisinin  oğlu  Sabit’i  de  okutmak  istedi.  Yeğeni  Mümin  ile  Sabit’i  kendisinin  yetiştiği             

Buhara, Kazan ve Ufa illerinde okuttu. Bu sırada Sabit’i, Mümin’in kız kardeşi Fadime ile 

nişanladı. Sabit 15 yıllık tahsilini tamamladıktan sonra evlendi. Valden Hazret, bu iki öğrencisine 

icazetini vererek, Mançu İmparatorluğu devrinde, adı henüz Şinjan olarak değiştirilmemiş olan 

Doğu Türkistan ülkesindeki Altay İli havalisine din tebliğine gönderdi. 

Sabit görev yaptığı yerlerde “Damolla” (büyük hoca) unvanını aldı. Meslektaşıyla beraber 

çeşitli yörelerde mescit ve medreseler açarak öğrenci yetiştirdi. Sabit Damolla ilk göreve başladığı 

yıllarda Zuvka dünyaya geldi. Babası Sabit ve dayısı Mümin Hoca’dan dini dersler alan Zuvka, 15 

yaşında babasını kaybetti. İyi bir dini eğitim almıştı.Annesi ile dört kardeşine bakmakla yükümlü 

oldu. 1883 de zeysandan  savır-Altay bölgseine ,bir gece gizlice göç etti. Yanıda haksılığa uğrayan 

bir aç kişi vardı.  beraber dinî vazifesini ifa etmeye devam etti. 1890 yılında Altay’da medrese açtı. 

( Koktogoyda) Zuvka’nın ilim tahsil etmiş aydın bir kişiliğe sahip olduğunu bilen “Töre” evladı 

Cengizhan Gûñ onu sarayına aldırdı ve medresesine  tayin etti. Töre, Kazak ulusu içinde yer alan 

Cengizhan’ın torunlarıdır. Zuvka, bu Töre sarayında kısa zamanda babası gibi kadılık görevine 

atandı.Dini bilgiisninde etkisyle adine davrandı ve kısa zamanda ün kazandı. Aynı dönemde yaşıtı 

Akıt Hacı ile tanıştı. Muhammet Mümin, Akıt Hacının da hocasıdır. Akıt Hacı “Ulema Şair” 

unvanıyla da tanınır. Türk dillerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Çince bilmekteydi. Bu arad 18 

kasım1884 de doğu Türkistan Mançu çin imparatorluğu tadrafından işgal edildi. 

Genç yaştaki Zuvka Hoca, kadılık yaptığı dönemde hasis zengin ve zalim yöneticilerin avam 

tabakasına zulmettiğinin farkına varmaya başladı. O daima mazlumların hakkını savundu. Zorba  

ağa ve yöneticilerin gayri meşru gelir sağlamalarına karşı durdu. Dolayısıyla bölgesel hükümet 

yöneticileri onu bir çıban başı  gibi gördü. Bunun üzerine Zuvka Hoca kadılık görevinden ayrılarak, 

doğduğu Savır bölgesine gitmeye karar verdi. Aç ve biçare halkta onun ardından göç etti. Fakat 

geldiği bu diyarlarda da makam ve mevki sahibi yöneticiler, Zuvka’nın aleyhinde propaganda 

yapmaya başladı. Buna  rağmen o, kanunen hiçbir davanın altında kalmadı. Bilakis zalimlerin 

mazlum halktan gasp ettikleri malların peşine düşerek, yoksullara tekrar iade etti. Böylece 

Zuvka’nın hocalık unvanından öte bahadırlığı ön plana çıktı.  

ZWQA BATIR JIRI (Zuvka Batur Destanında şöyle anlatılır. 

-Arğı atam Zwqa Batır el bïlegen 

Jasınan jwandarğa bas ïmegen 

Twğan jer Sawır tawdıñ mañayında 

Qalıñ el zombıdan bop zar ïlegen. 

 

(Dedem Zuvka Batur halkı idare etti 



Genç yaşta güçlülere baş eğmedi 

Doğduğu yer Savır Dağı yöresinde 

Bütün halk zorbalar yüzünden  kan  ağladı.) 

Hocalarının icazetini alarak her ne kadar dinî alanda hizmet etmeye çalışsa da hayat şartları 

onu mücadeleye sevk etti. Hocalığıyla ve yiğitliğyle beraber topraklarının bütünlüğü, halkının 

dirliği için mücadele etti. Böylece yaşadığı devirde herhangi bir unvana gerek duymadan halkın 

lideri oldu. Toplum onu kahraman yiğit olarak nitelendirilen batur  payesiyle anmaya başladı. 

1900 yılında “Boxer İsyanı” olarak bilinen olaylar sırasında, Osmanlı Padişahı II. 

Abdulhamit Han’ın girişimiyle Çin’deki Müslümanlar İstanbul üzerinden Hicaza gitmeye 

başlamışlardı. Zuvka Batur da 1906-07  yıllarında hocası ve aynı zamanda dayısı olan Mümin İşan 

ile beraber Hacca gitti. Elimizdeki tek fotoğrafı hacca giderken  İstanbul’da çekilmiştir. Her ikisi de 

kafile başkanı olarak Yıldız Sarayı’nda II. Abdulhamit tarafından kabul edildi. Bunu İstanbul’da 

vefat eden Akıt Hacının torunlarından Abdusselam Aykanat Hacı anlatmıştı. Bu hacca hela para ile 

itmek içmn avaaldığı geyiklerin boynuzlarını satarak gitmiştir. 

Zalim yöneticiler onun Hacca gidip gelmesiyle tekrar İmam Hatiplik ve müderrislik 



I Türkoloji Qurultayın 90 illiyinə həsr olunmuş beynəlxalq konfrans: 

 

TÜRKOLOJİ ELMİ-MƏDƏNİ HƏRƏKATDA ORTAQ DƏYƏRLƏR VƏ YENİ ÇAĞIRIŞLAR (II hissə) 



 

 

 



 

 

 



409

görevine geri dönerek, kendilerinin yolsuzluklarına karışmayacağını düşündü. Aynı zamanda Zuvka 

Batur’un arkadaşı Böke Batur’u ortadan kaldırmak istedi. Nitekim Zuvka Batur hicaz seferine 

gittikten sonra Çinliler Böke Batur’u yenilgiye uğrattı. O ise, batıya doğru gitmek için Tibet’ten 

geçerken yakalanarak şehit edildi. Böylece despot yönetim, halka daha çok acı çektirmeye başladı. 

Zuvka Batur’un hicazdan dönüşünü  bekleyen halk, tekrar çevresinde toplanmaya devam etti. 

Bunun üzerine bütün gençleri nizami olarak askeri eğitime tabi tuttu. Bununla beraber onu 

destekleyen varlıklı aileler Rusya ile ticaret yaparak, karşılığında silah satın almaya başladı. 

Yanındaki Kazanbay Batur ile Tölegetay Batur onun en güçlü fedaileriydi. Otarbay, Irgaybay, 

Düzbay, Ziyratbay gibi avukatlarının yanı sıra onların izinde giden Kerim, Şıbarakın, Nasır, 

Tokacan gibi yiğitleri, habercileri ve kendi oğullarından Sultan Şerif ile Şiryazdan Hoca da vardı. 

En değerli adamlarının biri de Osman Batur idi. Onun babası İslambay, Zuvka Batur’un dostuydu. 

Dolayısıyla genç Osman’ı kendi evladı gibi yetiştirdi. Onun gençliğinden itibaren “Kazak Halkının 

Gözüpek Bahaduru Olacaksın!” dediği  Zuvka Batur’un söylediği halk arasında yaygın sözleri, 

Osman Batur’a verdiği duası ve icazetiydi. O da Zuvka Batur’u “pirim” diye anardı. Böylesine 

yiğitlerle ve himayesinde toplanan halk kitlesiyle beraber devrin despot yönetimine karşı 

mukavemet gösterebildi. Toplumu himayesine alarak kimseyi ezdirmedi. Mağdur toplumun; dil, din 

ve ırkına bakmaksızın binlerce aileye sığınak oldu. Bu denli halkına ve topraklarına vasi olmasına 

rağmen, zalim yöneticiler onu üstlerine şikâyet etti. Dolayısıyla Zuvka Batur’un peşine bölgesel 

hükümet lideri Yang Zeng Xin  ordusu düştü. Bunun üzerine Zuvka Batur, Ürimçi yönünden gelen 

askerlere karşı durarak Altaylara doğru geçit vermedi. Hükümet hem ılımlı hem de sert politikalar 

kullansa da bunların hiçbirine karşı yenilmedi. 

Bir taraftan 1917 rus devrimi sonrası  Rusya yönünden Beyaz Ordu Generali Bakiç 10 bin 

askeri ile  Altay bölgesine yayılmaya başladı. Çin askerleri karşı koyamadı. Zuvka Batur devreye 

girerek bütün çapulcuları geri püskürttü. Diğer taraftan 1923 yıllarında yine Altay ve Barkol 

bölgesine baskın yapan Üyeme ve Düñgir adında Moğol çeteleriyle savaşarak onları sınırdan 

uzaklaştırdı. Topraklarının bütünlüğü ve halkının bekası için mücadele eden Zuvka Batur’un bu 

dirayetini yerel yönetim kabullenmedi ve ona bölücü yaftasını yapıştırmaya çalıştı.  

1928’de Yang Zeng Xin ’ı, Dışişleri Bakanı Piy Yu Lin vurarak öldürdü. Yerine Jın Shureyn 

geçti ve Zuvka Batur’u ele geçirmek için planlar kurdu. Önce, sözde bir anlaşmaya vararak halka 

zulmetmeyeceğini bildirdi. Yeni yönetimin vaatlerinden sonra toplumda bir sükûnet başladı. 

Dolayısıyla birçok insan kendi mesleğiyle uğraşma fırsatı buldu. Fakat çok geçmeden bölgesel 

hükümet sözünde durmadı ve Zuvka Batur’un yanında hizmet eden Jakiya (Madıhıñ) adında 

Düñgen asıllı bir yanaşmayı ayartarak casus olarak tuttu. Bu hain, daima Zuvka Batur’un 

çevresinde olup-bitenleri yetkililerine sızdırıyordu. Himayesindeki yanaşmanın hainliğini geç fark 

etmesine rağmen ona dokunmadı. Çevresindeki halkı tekrar toplamaya fırsatı da vardı. Fakat o, 

daima halkının dirliğini düşünerek, bir nebzede olsa rahatlayan vatandaşın düzeninin bozulmaması 

için kaderine razı oldu. O artık sevdiği insanların yanından ayrılmayı ve gerçek vuslata kavuşmayı 

arzulamaya başlamıştı. Adeta bu âlemde görevinin tamamlandığına inandı. Kader çizgisinden ayrı 

bir yol izleyemeyeceğini ve ömrünün kendine vefa vermeyeceğini hissetti. Böylece evine baskın 

yapılacağı günlerde yiğitlerine emir vererek toplumu kendinden uzak tutmaya çalıştı. İinsanların 

kendisiyle beraber kurban gitmesini istemedi. Yinede çoluk-çocuk ve çevresinde yaşamaya alışmış 

kimseler onun yanından ayrılmadı.  Baskına gelen iki yüz Çinli asker onu canlı ele geçirmek 

niyetindeydi. İlk manga asker Zuvka Batur’un otağına birer ikişer saldırıya başladı ama kimse sağ 

çıkamadı. Bunun üzerine ikinci manga asker devreye girdi. Zuvka Batur ise onlara karşı silahsız 

olarak çarpıştı. Otağının gergisinde asılı duran makineli tüfeği bile eline almadan, bilek gücüyle 

kapıdan içeri hücum eden askerleri rahatça devirmeye başladı. Buna rağmen ateş edildi ve Zuvka 

Batur yiğitçe şahadet şerbetini içti. 

-Qaşanda şıqqan bolsa jebirlengen 

Kedeydi qorğap ustap jibermegen 

Aş-arıq, jetim-jesir kim bolsada 

Zwqanı pana etip jigerlengen. 

 



Yüklə 5,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   199   200   201   202   203   204   205   206   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə