neden olur; eritropoezi artırır; lenfosit ve eozinofilleri azaltır. ACTH,
yağ doku hücrelerine
direkt etki ile bu hücrelerden nötral yağların mobilizasyonuna neden olur. ACTH, yangı
olaylarının şiddetini azaltır; damar geçirgenliği ve lökositlerin kan dolaşımından dışarı
çıkmalarını sınırlar; granülasyon dokusu oluşumunu engeller. ACTH, %1 oranında MSH
etkisi gösterir.
ACTH’ın serum düzeyi ve fizyopatolojik değişimi
Serum ACTH düzeyi, normalde saat 08:00’de 25-100 pg/mL ve saat 18:00’de 20-50
pg/mL’dir.
ACTH aşırılığı, hipofiz ön lobunun bazofil hücrelerinden köken alan adenomunda ortaya
çıkar ve bu durum da Cushing hastalığı denen klinik tabloya neden olur. Cushing
hastalığında yüz, boyun ve gövde yağlanır; aydede yüzü diye tanımlanan tipik yüz görünümü
gözlenir; hiperglisemi, glukozüri ve kemiklerde demineralizasyon saptanır.
Sürrenal korteks hasarı (primer adrenal yetersizlik) nedeniyle ACTH’a sürrenal korteks
yanıtının yetersiz olduğu durumlarda da ACTH aşırılığı saptanabilir.
TSH (Tiroit stimüle edici hormon, tirotropin, tirotropik hormon)
TSH, hipofiz ön lobunun distal parçasındaki bazofil hücrelerde sentezlenen glikoprotein
yapısında bir hormondur. TSH’ın protein kısmı kükürtten zengindir; karbonhidrat kısmında
fukoz, mannoz, galaktoz, glukozamin ve galaktozamin içerir. TSH’ın molekül ağırlığı,
insanda 30000, koyunda 35000, sığırda 10000 kadardır.
TSH’ın salıverilişinin kontrolü
TSH’ın sentez ve salıverilişi, sinirsel yolla beyin korteksini uyaran çevresel uyarılar,
hipotalamusun arka tarafından salıverilen tirotropin salıverici faktör (TRH, TRF) ve kandaki
tiroit hormonu tiroksin (T
4
) tarafından düzenlenir.
TRH (TRF),
piroglutamik asit, histidin ve prolinamid içerir; Ca
2+
a bağımlıdır; cAMP
üzerinden etki göstererek TSH ve prolaktin salıverilişini uyarır.
Kandaki tiroksin (T
4
) düzeyi artışı, TRH’a hipofizin duyarlılığını azaltır ve hipofizden TSH
salıverilişini feedback olarak inhibe eder.
TSH’ın etkileri
TSH, tiroit üzerine cAMP üzerinden hormonal etki gösterir.
TSH, tiroit üzerine etki göstererek tiroglobülinin tiroit follikülü lümeni içine salgılanması ve
burada depolanmasını; iyot alınıp tutulmasını, iyodun organikleştirilmesini, tiroglobülinin
parçalanması ile tiroit hormonu salıverilişini artırır.
TSH, tiroit hormonlarının etkilerini oluşturur: Bazal metabolizma artışı, kalp atışlarının
hızlanması, sinir sistemi fonksiyonunun uyarılması, karaciğer glikojeninin azalması, başlıca
etkileridir.
TSH’ın serum düzeyi ve fizyopatolojik değişimi
Serum TSH düzeyi, erişkinde normalde <10
µÜ/mL’dir.
Yüksek serum TSH düzeyine primer hipotiroidizmde rastlanır; normalin 3-100 katı olabilir.
Hashimoto tiroiditisinde de serum TSH düzeyi yüksektir. Potasyum iyodür ve lityum alınması
hallerinde de serum TSH düzeyi yükselir.
15
Düşük serum TSH düzeyine, primer hipertiroidizmde, sekonder (hipofizial) hipotirodizm ve
tersiyer (hipotalamik) hipotirodizmde, toksik multinodüler guatr gibi subklinik
hipertiroidizmde rastlanır. T
3
, kortikosteroid, aspirin alınması hallerinde de serum TSH
düzeyi düşer.
FSH (Follikül stimüle edici hormon)
FSH, hipofiz ön lobunun bazofil hücreleri tarafından sentezlenen glikoprotein yapısında bir
gonadotropindir. FSH, %16 oranında karbonhidrat içerir ki bunlar, sialik asit, heksoz ve
heksozaminlerdir. FSH’un protein kısmı,
α ve β zincirlerinden oluşmuştur; β zinciri, spesifik
biyolojik aktiviteyi sağlar.
FSH’un etkileri
FSH, hedef hücrelerin plazma membranları üzerindeki spesifik reseptörlere bağlanarak,
cAMP üzerinden hormonal etki gösterir.
FSH, dişilerde ovaryumun ağırlığının artması ile birlikte çok sayıda Graaf follikülünün
büyümesini sağlar; erkekte seminifer tüplerin epitelini uyararak testislerde spermatogenezi
artırır, olgun spermatoazalar da dahil çeşitli olgunlaşma safhasında çok sayıda spermatosit
görünmesine neden olur.
FSH’un serum düzeyi ve fizyopatolojik değişimi
Serum FSH düzeyi, puberteden sonra erişkin bir kadında, menapoz öncesi normalde 4-30
mÜ/mL kadardır. Serum FSH’ının normal düzeyi, menstrual siklusun başlangıcından siklus
ortasına kadar giderek artar ve bazal düzeyin 10 katına ulaşabilir, ovulasyondan sonra da
giderek azalarak bazal değere iner.
Düşük serum FSH düzeyi gebelikte saptanır. Ayrıca hipofiz ön lop hipofonksiyonu,
polikistik over hastalığı, sekonder hipogonadizm, anoreksia nervosa, orak hücre anemisi,
hiperprolaktinemi gibi hallerde de serum FSH düzeyi düşüktür. Oral kontraseptif kullanan
kadınlarda da serum FSH düzeyi düşüktür.
Yüksek serum FSH düzeyi menapoz döneminde saptanır; 40-250 mÜ/mL kadar olabilir.
Ayrıca primer gonadal yetmezlik, ovaryal veya testiküler agenezi, kastrasyon, orşitis,
alkolizm gibi hallerde de FSH düzeyi yüksektir.
LH (Lüteinleştirici hormon)
LH, hipofiz ön lobunun bazofil hücreleri tarafından sentezlenen, glikoprotein yapısında bir
gonadotropindir. LH, %15,5 oranında karbonhidrat içerir. LH’un protein kısmı,
α ve β
zincirlerinden oluşmuştur;
β zinciri, spesifik biyolojik aktiviteden sorumludur.
LH’un etkileri
LH, luteal ve interstisyel hücrelerde spesifik membran reseptörlerine bağlanarak, cAMP
üzerinden etkili olur.
LH, dişilerde Graaf follikülünün olgunlaşmasını teşvik edici ve follikül epitelini östrojen
salgılaması için uyarıcı etki gösterir. Bu etkiyle östrojen oluşumunun artması sonucunda
uterusta proliferasyon safhası başlar. LH, ovulasyona ve korpus luteum oluşmasına yardım
eder. Folliküllerin olgunlaşmasından ovulasyona kadar FSH ve LH sinerjik etki gösterirler.
LH, erkekte testisin Leydig hücrelerinin fonksiyonlarını artırır, vesikula seminalis ve
prostatın büyümesini ve androjen salgılanmasını uyarır. LH, sekonder cinsiyet belirtilerinin
16