ortaya çıkmasını sağlar.
Horozlarda ibik ve mahmuz oluşumu, tekelerde sakal, boğalarda
kuvvetli boyun oluşumu, sekonder cinsiyet belirtileridir.
LH’un serum düzeyi ve fizyopatolojik değişimi
Serum LH’unun normal düzeyi, puberteden sonra erişkin bir kadında follikül fazında 5-30
mÜ/mL, siklus ortasında 75-150 mÜ/mL, luteal fazda 3-40 mÜ/mL kadardır. Puberteden
sonra erişkin bir kadında serum LH düzeyi, menstrual siklusun başlangıcından siklus ortasına
kadar giderek artar ve ovulasyondan hemen önce pik değerine ulaşır; ovulasyondan sonra da
giderek azalarak bazal değere iner. Menstrual siklusun başlangıcında LH, FSH’dan daha
düşük değere sahip olduğu halde ovulasyondan önce ve ovulasyondan sonra FSH’dan daha
yüksek değere sahiptir.
Düşük serum LH düzeyi, hipofiz ön lop hipofonksiyonu, anoreksia nervosa,
hiperprolaktinemi, galaktore-amenore sendromu, şiddetli stres ve malnütrisyon gibi hallerde
saptanır. Oral kontraseptif kullanan kadınlarda da serum LH düzeyi düşüktür.
Yüksek serum LH düzeyi, menapoz döneminde saptanır; 30-200 mÜ/mL kadar olabilir.
Ayrıca primer gonadal disfonksiyon, polikistik over sendromu, over patolojisine bağlı
amenore gibi hallerde de serum LH düzeyi yüksektir.
hCG (insan koryonik gonadotropin)
hCG (insan koryonik gonadotropin), LH’unkilere benzer biyolojik ve immünolojik
özellikleri olan ve normalde plasenta tarafından salgılanan bir hormondur. hCG, glikoprotein
yapısındadır. hCG molekülü
α ve β olmak üzere iki alt üniteden oluşmuştur. hCG
molekülünün
α alt ünitesi aynı zamanda LH, FSH ve TSH’ın bir bölümünü oluşturur; β alt
ünitesi spesifiktir. Serumdaki hCG molekülü kısmen parçalanır veya
β alt ünitesine ve idrarla
atılan diğer fragmanlara metabolize olur. İdrar hCG düzeyinin artmış olduğunun saptanması,
gebelik tanısı için kullanılır.
Serum hCG düzeyi gebelik başlangıcından 8-10 gün sonra 25 IU/L’ye ulaşır; gebeliğin ilk 6
haftasında her iki günde bir yaklaşık ikiye katlanır. Gebelik başlangıcından 14-18 gün sonra
(son adet başlangıcından 28-32 gün sonra) yaklaşık 500 IU/L serum hCG düzeylerine
rastlanır. Gebelik başlangıcından sonraki ilk 2 hafta serum hCG düzeyleri genellikle idrar
hCG düzeyinden daha yüksektir; üçüncü hafta sırasında serum ve idrar hCG düzeyleri eşittir;
daha sonra idrar hCG düzeyleri serum hCG düzeylerinden daha yüksek olur.
Gebelik başlangıcından yaklaşık 55-70 gün (8-10 hafta) sonra serum ve idrar hCG düzeyleri
pik yapar. Serum hCG düzeyi piki yaklaşık 30.000 (20.000-57.000) IU/L’dir. Serum ve idrar
hCG düzeyleri daha sonra düşer. hCG düzeylerinde düşme birinci trimesterin son döneminde
daha hızlıdır. Serum hCG düzeyleri yaklaşık 10.000 IU/L’de stabilleşir ve gebelik sürdükçe
bu düzey değişmez. İdrar hCG düzeyleri genellikle serum hCG düzeylerine paralel seyreder.
Çoğul gebelikte, mol hidatidiformda ve koryokarsinomada serum hCG düzeyi normal gebelik
değerlerinin üzerindedir. Düşük tehdidinde ve dış gebelikte ise serum hCG düzeyi normal
gebelik değerlerinin altındadır.
hCG’in
β-alt birimi (β-hCG), özellikle koryokarsinoma, mol hidatidiform ve germ hücreli
tümörlerde artar; gebelik tanı ve izlenmesi için de daha değerlidir.
Prolaktin (PRL, laktojenik hormon, luteotrop hormon)
Prolaktin, olasılıkla hipofiz ön lobundaki asidofil hücreler tarafından sentezlenen, basit
protein yapısında bir gonadotrop hormondur. Prolaktin, büyüme hormonu ile ortak bir yapıyı
paylaşır ve immünolojik olarak çapraz reaksiyon verir.
17
Prolaktin salıverilişinin kontrolü
Prolaktin salıverilişi, dopaminerjik sistemin direkt negatif kontrolü altındadır. Prolaktin
salıverilişi, genel olarak dopamin olduğu kabul edilen, hipotalamik, prolaktin salıverilişini
inhibe edici faktör (PIF) tarafından inhibe edilir; prolaktin salıverici faktör (PRF) ve tirotropin
salıverici hormon (TRH) tarafından stimüle edilir. Gebelik sırasında östrojenler, hipofizde
prolaktin artışına yol açabilen dopaminerjik reseptörleri azaltırlar. Meme emme de
prolaktin salıverilişini uyarır.
Prolaktinin etkileri
Prolaktin, yalnızca dişi cinsiyette önemlidir; korpus luteumu aktive eder ve gelişmiş bulunan
korpus luteum tarafından devamlı olarak progesteron üretilmesini uyarır.
Prolaktin aktif süt bezi dokusunun kurulmasına ve laktasyon sırasında süt oluşumuna da
yardım eder.
Prolaktin etkisiyle memeli hayvanlarda analık içgüdüsü, kanatlılarda kuluçka içgüdüsü
oluşur.
Prolaktinin serum düzeyi ve fizyopatolojik değişimi
Serum prolaktin düzeyi, erişkin bir kadında normalde %1-25 ng kadardır.
Yüksek serum prolaktin düzeyi, hipofizde prolaktin salgılayan tümör olması, primer
hipotiroidizm, anoreksia nervosa, polikistik over sendromu, renal yetmezlik durumlarında
saptanır. Ayrıca gebelik, meme ucunun aşırı uyarılması, stres ve egzersiz de serum prolaktin
düzeyinde fizyolojik yükselmeye neden olur. Oral kontraseptif kullanan kadınlarda da serum
prolaktin düzeyi yüksek olabilir.
İnsan plasental laktojen (hPL)
İnsan plasental laktojen (hPL), Plasentadan salgılanan, prolaktine benzeyen fakat büyüme
hormonuna daha çok benzeyen bir hormondur. hPL de laktojenik ve luteotrop etkiye sahiptir;
prolaktin ve büyüme hormonunun etkilerine benzer metabolik etkiler gösterir.
Serum hPL düzeyleri, plasenta ağırlığı ile korelasyon gösterir. Serum hPL düzeyleri, birinci
ve ikinci trimesterde artar; üçüncü trimesterde nispeten plato çizer.
MSH (Melanosit stimüle edici hormon, melanotropin)
MSH, hipofizin orta lobunda sentezlenen ve salıverilen, protein yapısında bir hormondur.
Çeşitli türlerin hipofizlerinden
α-MSH, β-MSH ve γ-MSH izole edilmiştir. α-MSH’un amino
asit dizisi, ACTH’un N-terminal ucundaki 13 amino asidin dizilişine benzer; aradaki fark,
α-
MSH’un N-terminalinin asetillenmiş olması ve zincir ucunun valinamid ile son bulmasıdır.
β-
MSH, 18 amino asit içerir ve iki uçta da aspartik asit artıkları bulunur. Maymun, sığır at ve
domuzun
β-MSH’larının amino asit dizisinin 7’den 13’e kadarki amino asit artıkları, insan
ACTH’unun 4’den 10’a kadarki amino asit artıklarıyla aynıdır.
MSH’un salıverilişinin kontrolü
MSH’ın salıverilişi hipotalamik düzenleyici hormon veya faktörler olan MSHSH ve MSHIH
tarafından kontrol edilir. Bazı hayvanlarda ışık şiddetinin artması, MSH sentezini ve
salgılanmasını azaltır.
18