Kapital, Cilt: I



Yüklə 2,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə299/305
tarix20.09.2018
ölçüsü2,7 Mb.
#69639
1   ...   295   296   297   298   299   300   301   302   ...   305

653

Karl Marks

Kapital I

süreci, kapitalist tarýmýn yerleþmesi ve “ekilebilir topraklar ile otlaklar

arasýndaki  gerekli  oranýn”  kurulmasý  için  “zorunlu”  gördüðünden,  se-

vinçle  karþýlayan  Sir  F.  M.  Eden,  manüfaktür  tipi  sömürünün  fabrika

sömürüsüne dönüþmesi, sermaye ile emek-gücü arasýnda “gerçek iliþ-

kinin” kurulmasý için, çocuk hýrsýzlýðý ve çocuk köleliðinin zorunluluðu

konusunda ayný ekonomik görüþ keskinliðini gösteremiyor. Þöyle diyor:

“Herhangi  bir  manüfaktürün  baþarýyla  yürütülebilmesi  için  yoksul  ço-

cuklara elkoymak üzere kulübeler ile iþevlerinin yaðmalanmasýnýn; ge-

cenin büyük bir kýsmýnda sýrayla çalýþtýrýlarak herkes için gerekli, ama

genç  insanlar  için  daha  da  gerekli  dinlenmeden  yoksun  býrakýlmala-

rýnýn; her iki cinsiyetten farklý yaþta ve durumda bir yýðýn insanýn birbir-

lerini  baþtan  çýkarmaya  ve  hayasýzlaþma  örneði  olacak  þekilde  ayný

yerde toplanmalarýna zorunluluk bulunup bulunmadýðýnýn; ve böyle bir

manüfaktürün, ulusun ve bireylerin mutluluðuna katkýsý olup olmaya-

caðýnýn incelenmesi herhalde kamunun dikkatine deðer bir konudur.”

62

“Derbyshire, Nottinghamshire ve özellikle Lancashire kontlukla-



rýnda” diyor Fielden, “su çarklarýný çevirebilecek akarsularýn kýyýlarýnda

yapýlan büyük fabrikalarda yeni icadedilen makineler kullanýlýyor. Kent-

lerden uzak bu yerlerde aniden binlerce 

[sayfa 776]

 iþçiye gerek duyulmuþ-

tur; o zamana kadar nispeten seyrek nüfuslu ve kýraç topraklý Lanca-

shire’da, özellikle þimdi, böyle bir nüfusa gereksinme var. En çok iste-

nen de küçük çocuklarýn ufak ve ince parmaklarý olduðu için, birdenbire

ortaya, Londra, Birmingham, ve baþka yerlerdeki çeþitli kilise iþevlerinden

çýrak saðlanmasý âdeti çýktý. 7 ile 13-14 yaþlarý arasýnda onbinlerce küçük

ve  çaresiz  yaratýk  kuzeye  gönderildi.  Âdete  göre  çýraðýný  giydirmek,

beslemek  ve  bir  “çýrak  yurdu”nda  barýndýrmak  ustaya  düþüyordu,

çalýþmalarý izlmek için bir gözcü konuyordu: çocuklarý elden geldiðince

çok çalýþtýrmak bunun çýkarýnaydý, çünkü alacaðý para, bunlardan sað-

lanan  iþle  orantýlýydý.  Bunun  sonucu,  kuþkusuz,  zulüm  ve  þiddetti.  ...

Manüfaktür bölgelerinin çoðunda ve, özellikle korkarým benim memle-

ketim olan yerde [Lancashire] fabrika patronlarýna terkedilmiþ bu ma-

sum ve kimsesiz yaratýklara yürek parçalayýcý zulümler yapýlýyordu; aþýrý

çalýþtýrma yüzünden ölecek hale geliyorlar ... dayak yiyorlar, zincire vu-

ruluyorlar ve son derece geliþtirilmiþ en dehþet veriei yöntemlerle iþken-

ceye tâbi oluyorlardý; ... çoðu zaman dayak süresince bir deri bir kemik

aç býrakýlýyorlar ... hatta bazan ... intihara bile sürükleniyorlardý. ... Der-

byshire’ýn, Nottingnamshire’ýn ve Lancashire’ýn herkesin gözünden uzak,

güzel ve romantik vadileri, korkunç iþkence ve çoðu zaman cinayet yu-

valarý haline gelmiþti. Fabrikatörlerin kârlarý pek büyüktü, ama bu, yal-

nýzca, onlarýn doymakbilmez iþtahlarýný kamçýlamaktan baþka bir þeye

yaramýyordu; ve bu yüzden fabrikatörlerin hiç bir sýnýr tanýmayan kârla-

rýný güvenceye almak için tutmak zorunda olduklarý en uygun bir yol-

62

 Eden, l.c., vol. I, book II, ch. I, s. 421.




654

Karl Marks

Kapital I

du; “gece çalýþmasý” denilen bir yöntem uygulanmaya baþlanmýþtý; bütün

gün çalýþan bir grup iþçinin yerine gene bütün gece çalýþacak baþka bir

grup hazýr tutuluyor; gececilerin daha yeni kalktýklarý yataklara gündüz-

cüler giriyor, gündüzcülerin kalktýklarý yataklara ise gececiler. Lancashire’

de yataklarý hiç soðutmamak geleneksel bir uygulama oluyordu.”

63

 

[sayfa



777]

Kapitalist üretimin manüfaktür dönemi boyunca geliþmesiyle bir-

likte, Avrupa kamuoyu, utanç ve vicdan denen þeyin son kalýntýlarýný da

yitirmiþti. Uluslar, kapitalist birikim aracý olarak kendilerine hizmet eden

her türlü utancý, sinsi bir tebessümle övüyorlardý. Örneðin, saygýdeðer

A. Anderson’un, þu bönce Annals of Commerce’ýný okuyunuz. Burada,

Utrecht  barýþýnda  Ýngilizlerin  Ýspanyollardan,  Asiento  sözleþmesi  ile,  o

zamana  kadar  yalnýzca  Afrika  ile  Ýngiliz  Batý  Hint  adalarý  arasýnda  ya-

pýlan zenci ticaretinin bundan böyle Afrika ile Ýspanyol Amerikasý arasýn-

da yapýlmasý ayrýcalýðýnýn koparýlmasý, Ýngiliz devlet yönetiminin bir zaferi

olarak ilân ediliyordu. Böylece, Ýngiltere, 1743 yýlýna kadar Ýspanyol Ame-

rikasýna, yýlda 4.800 zenci gönderme hakkýný elde etmiþ oluyordu. Bu,

ayný zaman da, Ýngiliz kaçakçýlýðý için bir örtü de oluyordu. Liverpool,

köle ticareti ile göbek baðlamýþtý. Bu, onun, ilkel birikim yöntemiydi. Ve

hatta bugüne kadar Liverpool, köle ticaretinin cenneti olarak “saygýn-

lýðýný” devam ettirmiþtir ve –Aikin’in (1795) sözü edilen yapýtýna göre–

“bu durum, Liverpool ticaretinin özelliði olan ve onu bugünkü gönence

hýzla  kavuþturan,cesur  serüven  ruhu  ile  ayný  zamana  raslamýþ;  deniz

ticaret gemileri ile denizcilere büyük iþ alanlarý saðlamýþ, ülkenin sýnai

ürünlerine  olan  talep  geniþ  ölçüde  artmýþtýr”  (s.  339).  Liverpool  köle

ticaretinde,  1730  yýlýnda  15  gemi,  1751’de  53  gemi,  1760’ta  74  gemi,

1770’te 96 gemi ve 1792’de 132 gemi çalýþtýrmýþtýr.

Pamuklu sanayii Ýngiltere’ye çocuk köleliðini getirdiði gibi, Birleþik

Devletler  için  de,  daha  önce  azçok  ataerkil  bir  nitelik  taþýyan  kölelik

63

 John Fielden, l.c , s. 5, 6. Fabrika sisteminin daha önceki rezaletleri konusunda bkz: Dr.



Aikin (1795), l.c., s. 219 ve Gisborne, Enquary into the Daties of Men, 1795, v. II. Buharlý makineler,

fabrikalarý, kýrlardaki çaðlayanlardan alýp kentlerin ortasýna yerleþtirince, “perhizkâr” artý-deðer

yapýmcýlarý, iþevlerinden köleler aramak zorunluluðundan kurtularak, ellerinin altýnda hazýr bir

malzemeyi, çocuðu buldular. 1811 yýlýnda, Sir R. Peel (“olasýlýk bakaný”nýn babasý), çocuklarýn

korunmasý  için  hazýrladýðý  tasarýyý  parlamentoya  sunduðu  zaman,  Bullion  Committe’si-nin

Lümen’i* ve Ricardo’nun yakýn dostu Francis Horner, Avam Kamarasýnda þöyle diyordu: “Bir

iflâs olayýnda bu çocuklardan –eðer bu deyimi kullanmaya hakkýmýz varsa– bir sürüsü satýþa

çýkartýlmýþ ve sanki malmýþ gibi bu iþ için gazetelere ilân vermiþti. Ýki yýl önce, King’s Berich**

Mahkemesine çok iðrenç bir dava getirildi; bölge yardým kurulu, bir grup çocuðu, Londra’da bir

fabrikatörün yanýna çýrak olarak vermiþti; fabrikatör, bu çocuklarý bir baþkasýna devretmiþti ve

ensonu bazý hayýrsever kimseler bunlarý açlýktan periþan bir durumda bulmuþlardýr. [Parlamento]

Soruþturma Komitesinde daha müthiþ bir olayý öðrenmiþ bulunuyorum ... daha birkaç yýl önce

Londra’da bir yardým kurulu ile Lancashire’daki bir fabrikatör arasýnda bir anlaþma yapýlmýþtý;

buna  göre,  20  tane  saðlam  çocukla  birlikte  bir  tane  de  geri  zekâlý  çocuðun  kabul  edilmesi

hükme baðlanmýþ bulunuyordu.”

 * Lümen, ýþýk ölçü birimi. -ç.

 ** Ýngiltere’de, eskiden kralýn baþkanlýk ettiði yüksek mahkeme heyeti. -ç.



Yüklə 2,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   295   296   297   298   299   300   301   302   ...   305




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə