664
Karl Marks
Kapital I
gözyummuyorlar. Kendi sermayeleri ile Avrupadan kendi ücretli-iþçilerini
getirme kararsýzlýðý da bir iþe yaramýyor. Çok geçmeden, bunlar, ücretli-
emekçi ... olmaktan çýkýyorlar; bunlar ... emek pazarýnda eski patronla-
rýnýn karþýsýna rakip olarak çýkmasalar bile, baðýmsýz toprak sahibi
oluyorlar.
84
Ne facia! Erdemli kapitalistimiz ta Avrupalardan kendi pa-
rasýyla kendi rakiplerini getirmiþ oluyor! Dünyanýn sonu geldi zaten!
Tevekkeli deðil, Wakefield, sömürgelerde ücretli-iþçilerden yana ne ba-
ðýmlýlýk kaldý, ne de baðýmlýlýk duygusu diye boþuna yakýnmýyor. Cömezi
Merivale, yüksek ücretler nedeniyle, sömürgelerde, daha ucuz ve daha
yumuþakbaþlý emekçilere kapitalistin onlardan emir almak yerine kendi
koþullarýný zorla kabul ettirebileceði bir sýnýfa büyük gereksinme bulun-
duðunu söylüyor. Eski uygar ülkelerde emekçi özgür olmakla birlikte,
doða yasasý ile kapitaliste baðýmlý idi; sömürgelerde bu baðýmlýlýðýn,
yapay yollardan yaratýlmasý gerekir.
85
[sayfa 790]
Þimdi Wakefielde göre sömürgelerdeki bu kötü durumun sonuç-
larý nedir? Üreticiler ile ulusal servetin, barbarca parçalanýp daðýlmasý
eðilimi.
86
Üretim araçlarýnýn, kendi hesaplarýna çalýþan sayýsýz sahipler
arasýnda daðýlmasý, sermayenin merkezileþmesinin yanýsýra, bileþmiþ
emeðin bütün temellerini de yokeder. Birkaç yýl alabilecek ve sabit bir
sermaye yatýrýmý gerektirecek her büyük giriþim, yürütülmesi yönün-
84
l.c., v. II, s. 5.
85
Merivale, l.c., v. II, s. 235-314 passim. Ilýmlý, serbest ticaret yanlýsý, vülger iktisatçýsý Molinari
bile þöyle diyor: Dans les colonies où lesclavage a eté aboli sans que le travail forcé se
trouvait remplacé par une quantité équivalente de travail libre, on a vu sopérer la contre-partie
du fait qui se réalise tous les jours sous nos yeux. On a vu les simples travailleurs exploiter à
leur tour les entrepreneurs dindustrie, exiger deux des salaires hors de toute proportion avec
la part légitime qui leur revenait dans le produit. Les planteurs, ne pouvant obtenir de leurs
sucres un prix suffisant pour couvrir la hausse de salaire, ont été obligiés de fournir lexcédant,
dabord sur leurs profits, ensuite sur leurs capitaux mêmes. Une foule de planteurs ont été
ruinés de la sorte, dautres ont fermé leurs ateliers pour échapper à une ruine imminente. ...
Sans doute, il vaut mieux voir périr des accumulations de capitaux, que des générations
dhommes [bu ne içtenlik Bay Molinari!] mais ne vaudrait-il pas mieux que ni les uns ni les
autres périssent [Zorunlu çalýþmanýn, eþdeðer bir miktardaki özgür çalýþma ile deðiþtirilmekbizin,
kölelliðin kaldýrýlmýþ bulunduðu sömürgelerde, olayýn her gün gözlerimizin önünde gerçekleþen
karþýlýðýnýn meydana geliþi görüldü. Bu kez basit emekçilerin sanayi giriþimcilerini sömürdükleri,
onlardan, ürün içinde kendilerinin hakký olan pay ile hiç bir iliþkisi olmayan yüksek ücretler
istedikleri görüldü. Þekerlerinden, ücret artýþýný karþýlamak için yeterli bir fiyat elde edemeyen
tarým iþletmecileri (plantörler), açýðý önce kârlarý, sonra da sermayeleri üzerinden kapama
zorunda kaldýlar. Birçok tarým iþletmecisi bu biçimde yýkýma uðradý, öbürleri, eli kulaðýnda bir
yýkýmdan kurtulmak için, atelyelerini kapadýlar. ... Kuþkusuz, sermaye birikimlerinin telef
olduðunu görmek, insan kuþaklarýnýn telef olduðunu görmekten evladýr [...]; ama ne birilerinin,
ne de öbürlerinin telef olmasý daha iyi deðil mi?] (Molinari, l.c., s. 51, 52.) Bay Molinari, Bay
Molinari! Öyleyse, kutsal on emir, Musa ve peygamberler, arz ve talep yasasý nerede kaldý?
Mademki Avrupada giriþimci, emekçinin hakký olan paya eluzatýyor, Batý Antillerde de emekçi,
entrepreneur seine part légitimeine [giriþimcinin hakký olan pay -ç.] pekâlâ eluzatýr. Sonra izin
verirseniz soralým: sizin de itiraf ettiðiniz gibi kapitalistin Avrupada her allahýn günü ödemeyi
ihmal ettiði bu part légitime [hakký olan pay -ç.] nedir? Baþka yerlerde otomatik olarak
iþleyen arz ve talep yasasýný, oralarda, emekçilerin, kapitalisti exploiter [sömürmek -ç.]
kadar simple [basit -ç.] olduðu sömürgelerde polis önlemleriyle rayýna oturtmak için þiddetli
bir istek duyuyor.
86
Wakefield, l.c., v. II, s. 52.
665
Karl Marks
Kapital I
den engellerle karþýlaþýr. Avrupada sermaye bir an bile duraksamadan
yatýrým yapar, çünkü iþçi sýnýfý, onun, daima gereðinden fazla, daima
emrinde canlý bir ekini, parçasýný oluþturur. Ama sömürgeler! Wake-
field son derece acýklý bir öykü anlatýr. Kanadalý ve New York eyaletin-
den bazý kapitalistlerle konuþmuþtur; buralarda göçmen dalgasý sýk sýk
durgunlaþýyor ve bir fazla emekçi tortusu býrakýyordu. Melodramýn
kiþilerinden birisi Bizim sermayemiz, diyor, tamamlanmasý epeyce
uzun bir zaman alacak pek çok giriþimler için hazýrdý, ama çok geçme-
den bizi býrakýp gidecek iþçilerle bu gibi giriþimlere baþlayamazdýk. Bu
göçmenleri, burada, iþçi olarak alýkoyabileceðimize güvenseydik, bunu,
sevinerek hemen ve hem de yüksek bir fiyatla yapardýk: ve hatta bun-
lar býrakýp gitse bile, gerektiðinde yenilerini bulabileceðimizden emin
olsaydýk, gene bu iþlere giriþirdik..
87
Wakefield, Ýngiliz kapitalist tarýmýný ve onun birleþik emeðini,
Amerikan köylülerinin daðýnýk tarýmçýlýðý ile karþýlaþtýrdýkdan sonra, far-
kýnda olmadan, madalyonun öteki yüzünü de bize gösterir. Amerikan
halk kitlesini, hali-vaktinde, baðýmsýz, giriþken ve daha kültürlü olarak
betimler, oysa Ýngiliz tarým emekçisi sefil bir yaratýk, bir dilencidir. ...
Tarýmda çalýþan serbest emeðin ücreti, Kuzey Amerika ile bazý yeni
sömürgeler dýþýnda hangi ülkede, emekçinin yalnýzca geçimini saðla-
masýnýn ötesine geçmiþtir? ... Kuþkusuz, Ýngilterede, çiftlik beygirleri,
deðerli bir mal olarak, Ýngiliz köylülerinden daha iyi beslenirler..
88
Ama,
never mind!* Ulusal zenginlik bir kez daha, niteliði gereði, halkýn sefa-
leti ile özdeþtir.
[sayfa 791]
Peki öyleyse, sömürgelerin anti-kapitalist kanseri nasýl iyileþtirile-
cektir? Eðer bir darbede, bütün toprak, kamu mülkiyetinden özel mül-
kiyete dönüþtürülmek istenseydi, elbette kötülüðün kökleri, ama onunla
birlikte sömürgeler de yokedilirdi. Ustalýk, bir taþla iki kuþ vurmaktýr.
Öyleyse, hükümet, bakir topraklara arz ve talep yasasýnýn dýþýnda, göç-
menleri, toprak satýnalabilecek kadar para kazanmasý ve kendisini
baðýmsýz bir köylü haline getirebilmesi için uzun bir süre ücretle
çalýþmaya zorlayacak þekilde yapay bir fiyat biçmeliydi.
89
Topraðýn, ücret-
li-iþçilerin yanaþamayacaklarý bir fiyatla satýlmasýndan, saðlanan fon,
87
l.c., s. 191, 192.
88
l.c.. v. I, s. 47, 246.
89
Cest ajoutez-vous, grâce à lappropriation du sol et des capitaux que lhomme, qui na
que ses bras, trouve de loccupation, et se fait un revenu ... cest au contraire, grâce à
lappropriation individuelle du sol quil se trouve des hommes nayant que leurs bras. ... Quand
vous mettez un homme dans le vide, vous vous emparez de latmosphére. Ainsi faites-vous,
quand vous vous emparez du sol. ... Cest le mettre dans le vide de richesses, pour ne le laisser
vivre quà votre volonté. [Kollarýndan baþka bir þeyi olmayan insan, ancak toprak ve sermaye
temellükü sayesinde iþ bulur ve kendine bir gelir saðlar. Tersine, ancak topraðýn bireysel
temellükü sayesinde, o insan, kendine kollarýndan baþka bir þeyleri olmayan insanlar bulur. ...
Bir insaný boþlukta tuttuðunuz zaman, havayý kendinize maledersiniz. Topraðý kendinize
malettiðiniz zaman da böyle yaparsýnýz. Bu, onu ancak kendi isteðinize göre yaþatmak için,
zenginlik boþluðu içinde tutmak demektir.] (Colins, l.c., t. III., s. 267-271, passim.)
* Önemli deðil. -ç.