22
bu alışılmış koşullar, insanların birer birer keşfederek 'Doğa Kanunları' olarak nitelendirdikleri temel
prensipler arasında yer alır.
Benzer şekilde, Kozmos'un kuvvetleri de daima dengeyi korumayı amaçlar. Yine de, düzensiz aralıklarla
denkleme gerektiren koşullar oluşur. Bu ise Büyük Varlıkların hareketlerinde, değişen derecelerde,
nizamsızlığa yol açar. İşte, organizmaların küreleri içinde rastlanan 'pozitif kötülük', günah ve
hastalıkların nedeni budur.
Evrimin her safhasının başlangıcında, Kozmos düzenleyici bir çaba içindedir. Denge sağlanana kadar
görülen düzensizlikler, popüler anlamıyla 'kötülük' kavramının orijinini teşkil eder.
'Negatif Kötülük' olarak tanımlanan 'Kozmik Kötülük', bir sınırlama, bir karşı koymadır ve tezahürün asal
koşullarından biridir.
Bu 'Kozmik Kötülük', 'İlahi Kötülük' veya 'İlahi Yok oluş', her Büyük Varlığın özünde saklıdır; onun
tezahürünün ve evriminin temelini oluşturur.
Çünkü sınırlama ve sınırlılık olmasaydı, tezahür mümkün
olmazdı;
ölüm veya yıpranmış olanın elimine edilmesi olmadan da, gelişme imkânsız hale gelirdi.
Her tezahür evreninde, bu tür Kozmik zıtlık faktörleri mevcuttur. Ancak, günah (bozucu kuvvet) ve
hastalık (bozulmuş form) şeklinde ifade bulan iki özelliğiyle 'Evrensel Kötülük', Büyük Organizmaların
yörüngelerindeki düzensizlik sonucu ortaya çıkar. Bunlar, bir evrimin başlangıcında daima uç değerlerde
gözlenirler; ancak düzenlemeler sürdükçe tesirleri azalır.
Evrimin sonucunda ise etki ve tepkinin
senteziyle, tüm Kozmos'da mükemmel ve ritmik bir denge oluşur.
9. BİR EVRENİN YARADILIŞI
Ve yeryüzü şekilsiz ve bomboştu,
Ve karanlık, derinliğin yüzünü örtüyordu...
Şimdiye kadar, iki grup evrimsel safhadan söz edildi: Kozmik safhalar ve bir Büyük Varlığın
gelişmesindeki safhalar. Bu arada bir Büyük Varlığı, içinde bulunduğu Kozmos ve Kozmos'daki bütün
kuvvetlerin dengelendiği ve o varlığın Tanrı'sı diyebileceğimiz 'Merkezi Durgunlukla ilişkili olarak
inceledik. Şimdi ise bir Büyük Varlığın yaşam sürecini, kendisinin Tanrı (Yaratıcı/ Düzen Kurucu/ Düzen
Koruyucu) olduğu evrenle bağıntılı olarak ele alacağız.
Bir Büyük Varlık 'Merkezi Durgunluk' bölgesinden ayrıldıktan sonra yörüngesindeki yerini alır ve
Kozmos'un negatif safhasının tesiri altında organizmasını oluşturur. Kozmos' un, veya herhangi bir
organizasyonun, bozucu bir kuvvetinin tesiri altında, yaratıcılığın ortaya çıkabilmesi size garip
görünebilir. Negatif tesir, bir evrim safhasında mevcut kuvvetlerin sentezindeki dengeyi bozarak, uyumu
tekrar sağlamak yönündeki gelişmelerle sürecek olan yepyeni bir safhayı başlatır. Bir Büyük Varlık, bu
yeni sürece, bir önceki safhanın deneyimlerini doğasında saklayarak başladığı için, adeta önceki
birikimlerin omzunda yükselir ve böylece evrim, organizmaların organizasyonu haline dönüşerek daha
kompleks bir niteliğe kavuşur.
Hakkında çok az şey bilinen Kozmik prensiplerden biri olan bu kural, büyük veya küçük, yukarıda veya
aşağıda, her şey için geçerlidir.
Bir Büyük Varlığın kendisini organize ederken geçirdiği devreler, içsel ve bu nedenle, özneldir. Bu
süreçte etken olan dış koşullar değil
, içsel mekanizmanın neden olduğu duygulardır.
Bu açıdan, varlığın
23
geçirdiği safhalar, insan ruhunun doğumla ölüm arasında geçirdiği yaşamsal safhalara benzer.
Bu safhalar
tamamlandığında, bir Büyük Varlık, mevcut koşullar içerisinde mümkün olan en yüksek derecede
organizasyona erişmiştir ve daha ileriye gidemez.
Bu noktada, varlığın her bir parçası, diğer parçalardaki
değişimden etkilenir ve tepki gösterir. Bu nedenle tümüyle bilinçlidir; çünkü bilinçlilik, farkındalık
demektir; farkındalık ise bir etkiye karşılık verebilmektir.
Doğasındaki koşullar, alışılmış nitelikte
olmalarından dolayı, bilinçli bir etki yaratamazlar. Bu nedenle, bir Büyük Varlık, kendisinden başka hiç
bir bilinç yansıtmayan bir bilinçliliğe sahiptir. Bu varlık için alışılmış bir faktör olan Kozmos, varlığın
bilinçliliğini koşullandıran bir fon özelliğini taşır ve otomatik haldeki insan bilinçaltıyla bir paralellik
yansıtır.
O halde, kendi doğasının duyumlarıyla, kendisiyle ilgili bir kavrayış taşır ve bunun farkındalığına sahiptir.
İşte, kendi üzerine yansıyan ilginç bir duyum: Bu, bir Büyük Varlığın, varoluşunun farkındalığına
ulaşmasıdır; bu, yaratıcı oluştur. 'Ve Tanrı, insanı kendisi gibi yarattı...' Evren, bir Büyük Varlığın
zihninde bir fikir olarak başlar ve varlığın bu fikir üzerinde durması ve derinliğine düşünmesi sonucu
yaratılır. (
Kaynağın doğası açığa çıkar, varlık sonunda kendi gerçekliğini bilir, kendini bilen
rabbini bilir, rabbini bilen kendini.)
Bir Büyük Varlığın kendi imajının bir bütün olarak farkında oluşu şeklindeki bilinçliliği, daha sonra,
geçirdiği süreç içinde Kozmik tesirlerin doğasında oluşturduğu kuvvetlerin, oranlarındaki değişimlerin
farkındalığını kazanır. Böylece kendisiyle ilgili yepyeni kavramlar ortaya çıkar ve bunlar daha önce
kendisini koşullamış olan kavramlara eklenir. Bunlar, yaratıcı gücün farklı dışa vurumlarını oluşturur.
Bir Büyük Varlığın öznel ve nesnel nitelikleriyle ilgili olan bu öğreti, genellikle gerçeğin yarısı olarak
kabul edilen 'panteizm' doktrininin temelini teşkil eder.
Bir Büyük Organizma, bir parçası olduğu Kozmos'u içermese de, Kozmik koşulları belleğinde taşır.
Benzer şekilde,
daha gelişmiş bir bilinçlilik ürünü olan
bir Büyük Varlığın organizmayla ilgili düşüncesi,
onu bütünüyle kavrar. Ancak, bu düşünsel sürecin yansıttığı, organizmanın kendisi değil, salt kendini
tasarlayan varlığın bilincinde var olan, başka bir orijini olmayan, tamamen varlığın doğası ve
deneyimleriyle koşullandırılmış ve bu nedenle Kozmik tesirleri doğrudan hissetmeyen bir imajdır. Yine
de, kendi varoluşunun temelini teşkil eden Büyük Varlık aracılığıyla, dolaylı da olsa Kozmik safhalardan
etkilenir.
İşte, bir evrende karışıklığı önleyen ve evrenle, yaratıcısı ve düzen koruyucusu, yani Tanrı'sı, arasına
bozucu tesirlerin girmesini engelleyen bu prensiptir.
Kendisini ilgilendirdiği kadarıyla, Kozmos'un koşullarıyla sınırlanmış da olsa, Tanrı'sı, 'Kadiri Mutlak'tır.
Onun için Tanrı'sı sonsuzluktur; çünkü O, her şeydir. O'nun olmadığı bir şey, olamaz. Ancak Tanrı da,
kendisine göre sonsuzluk olan Kozmos'la ilişkisinde, Kozmos ise 'Tezahür Etmemiş Olan' karşısında
sınırlıdır.
Burada, 'Kadiri Mutlak' tanımı, koşullayıcı herhangi bir tesirden bağımsız olmak, 'sonsuzluk' ise, bir
organizmanın tepki gösterebileceği tesirlerin tümü anlamına gelmektedir. O halde bir evren,
ona göre
'Kadiri Mutlak' ve 'sonsuzluk' demek olan Tanrı'sının zihninden yayınlanan bir düşünce formudur.
Yukarıda açıklandığı gibi, bir Büyük Varlık kendisiyle ilgili bir kavrayış taşır. Ancak bu, bir evrende
nesnelliğin başlangıcı anlamına gelmez; yine de, daha sonraki kapsamlı gelişmelere bir sipariş niteliği
taşır. Aslında, bir Büyük Varlık kendisiyle ilgili imajı yansıttığında, belirli kavramlarda derinleşmeye
başlar ve tasarımının ortaya çıkaracağı organizasyonu beklemeye koyulur.