Kızılkaya / Fıkıh Usulünde Sahabe Fetvasının Kaynaklık Değeri Cilt / Volume: • Sayı /Issue: • 2012



Yüklə 7,06 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə45/111
tarix16.08.2018
ölçüsü7,06 Mb.
#63317
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   111

96
İnsan ve Toplum
kısmen de ergenleri neredeyse psikopatolojiye yatkın olacak şekilde tanımlamış olduk-
ları söylenebilir. Dolayısıyla kişilik oluşumundaki en önemli evreler denilebilecek bir 
dönemdeki insanı tasvir ederken kullanılan bu akademik dil, aynı zamanda bu düşünce 
yapısının insana ve gence yönelik tasavvurunu da göstermektedir. Akademik eğitim-
leri boyunca bu bilgilerle yetiştirilen  psikolog, psikolojik danışman ve öğretmenlerin 
meslek hayatlarında danışanlarıyla ve öğrencileriyle kurdukları mesleki ilişkinin çerçe-
vesini bu bilgilerin oluşturduğu düşünüldüğünde,  meselenin pratiğe bakan tarafının 
oldukça manidar olduğu söylenebilir. Her ne kadar anne babadan bağımsız hale 
gelme, referans grubunun arkadaşlara kayması gibi ergen özelliklerinin bütün toplum-
larda görülmediğine dair literatürde  bazı çalışmalar var olsa da (akt., Kağıtçıbaşı, 2010) 
Türkiye’de psikoloji alanında bu döneme dair yapılan çalışma ve uygulamaların büyük 
çoğunluğu için böyle bir farkındalığın söz konusu olmadığını söylemek mümkündür. 
Ergenlikle birlikte çocuk yetiştirme tutumları konusu da özellikle gelişim psikolojisi 
kitaplarında ve diğer akademik yayınlarda önemli bir yer tutmaktadır. Hemen hemen 
bütün gelişim psikolojisi kitaplarında; demokratik tutum, otoriter tutum, izin verici 
hoşgörülü tutum, izin verici ihmalkâr tutum ve aşırı kollayıcı tutum olmak üzere 5 
çocuk yetiştirme tutumundan bahsedilmektedir. Bunlar arasında en uygun yaklaşım 
olarak demokratik tutum gösterilmektedir. Şendil ve Kaya Balkan’a (2005, s. 80) göre, 
“Bu yaklaşıma mensup aileler çocuklarının birey oluşlarının farkındadırlar, onların 
kendilerini gerçekleştirmelerine izin verirler, onlara aile içinde eşit haklar tanırlar, 
düşüncelerini açıkça anlatmalarını desteklerler ve böylece onların bağımsız kişilik 
geliştirmelerine yardımcı olurlar.” Kulaksızoğlu (2009, s. 119) da bu yaklaşıma sahip bir 
aileyi şu şekilde tarif etmektedir: 
“Çocuğa, aile içinde eşit haklar tanınmıştır. Fikirlerini açıkça ifade etmesi destek-
lenir ve bu konuda cesaretlendirilir. Eşitlikçi tutum gösteren anne baba, çocuk-
larına karşı daha arkadaşça yaklaşır, onlarla birçok şeyi paylaşırlar, onlara değer 
verirler ve bunu ona hissettirirler. Anne babalar, katı kurallar koymak yerine 
esnek davranmasını da bilirler.”
İdeal çocuk yetiştirme tutumu olarak sunulan demokratik aile tutumu derinlemesine 
tahlil edildiğinde, bu yaklaşımın anne babaların çocukları ile olan ilişkilerini kaygan 
hatta belirsiz bir zeminde tanımladığı söylenebilir. Dolayısıyla teorik olarak aile içindeki 
rollerin eşitlik üzerinden tanımlanması, anne babaya arkadaşlık üzerinden bir konum 
verilmesi, ana baba disiplini yerine esnekliği ön plana çıkarması ve “kendini gerçekleş-
tirme” adı altında değer yargılarından kopuk bir birey vurgusunun, toplumsal pratikler 
üzerinde menfi yönde ne tür tesirlerinin olduğunun sorgulanması gerekmektedir. Zira 
bu şekilde “ideal” olarak sunulan bir yaklaşım, ebeveyn-çocuk ilişkisinin mahiyetini 
tespit ve tahlil ederken kültürün rolünü yine görmezden gelmektedir. Ancak  Sümer’in 
(2005) de belirttiği gibi pratikte Türkiye’de çocuk yetiştirme tutumları, kültüre ve  
sosyoekonomik düzeye göre farklılıklar göstermektedir.  Dolayısıyla bu durum, ortay 
  


97
Karagöz / Teori ya da Realite:  Hâkim Terapi Kuram ve Uygulamaları Karşısında Konumlanış ve Arayışlar
konulan kuramsal bilgilerin toplumun anlam dünyası ve pratikleri çerçevesinde oluş-
turulmasının gerekliliğini de göstermektedir.
Psikolojinin ürettiği, yukarıda özel olarak gelişim psikolojisi çerçevesinde ele alınan,  
teorik/kuramsal bilgilerin pratiğe ne tür yansımalarının olduğunu görmek, Türkiye’de 
psikoloji biliminin mevcut durumuna dair daha nitelikli ve bütüncül bir değerlendirme 
yapabilme imkânı sağlayacaktır. Bu nedenle Psikoloji biliminin pratiğe yansıyan tarafı-
nın en iyi görülebileceği zemin olması hasebiyle bu kuramsal bilgilerle donanan terapi 
uygulayıcılarının ve uygulamalarının Türkiye’deki mevcut durumunu incelemek önem 
arz etmektedir. Fişek (1996), kuramsal ve ideolojik kökenleri Batı Avrupa ve Kuzey 
Amerika olan psikoterapilerin diğer kültürlerde nasıl ele alındığına literatürde çok az 
değinildiğinden söz etmektedir.
Bu bağlamda, bu çalışmada psikoterapi hizmeti veren psikolog, psikolojik danışman ve 
psikiyatristlerin Türkiye’de psikoloji biliminin ve psikoterapi hizmetlerinin/uygulama-
larının mevcut durumunu nasıl değerlendirdikleri, hâkim Batılı kuram ve uygulamaları 
nasıl anlamlandırdıkları ve bunlara alternatif yaklaşımlar geliştirme noktasında herhan-
gi bir arayışlarının olup olmadığı tespit edilmek istenmiştir. Bununla birlikte önemli 
toplumsal meselelerden biri olan aile problemlerini, ailedeki değişim ve dönüşümü 
değerlendirirken hangi referanslarla hareket ettiklerini tespit etmek de istenmiştir.
Buradaki amaç, terapistlerin toplumsal bir meseleyi ele alırkenki bakış açıları ile bu 
meselelere çözüm üretirken benimsedikleri kuram ve uygulamalar arasında bir bütün-
lük/uyum olup olmadığını tespit etmektir.
Yöntem
Bu araştırmada, nitel araştırma tekniklerinden biri olan derinlemesine görüşme tekniği 
kullanılmıştır. Derinlemesine görüşme tekniği, “açık uçlu soruların sorulması, dinlen-
mesi, cevapların kaydedilmesi ve ilişkili ilave sorularla araştırma konusunun detaylı bir 
şekilde incelenmesini mümkün kılar.” (Kümbetoğlu, 2008, s. 71). Bu yönüyle derinle-
mesine görüşme tekniği, Kümbetoğlu’nun  ifade ettiği gibi sosyal dünyadaki olguların 
görünür taraflarının ötesine geçerek bu olguların özüne inmeyi, onları daha derinden, 
ayrıntılı ve bütüncül bir şekilde incelemeyi sağlamaktadır.
Araştırma sürecinde derinlemesine görüşmelerde kullanılmak üzere yarı yapılandırıl-
mış görüşme formu hazırlanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşmeler araştırmacıya daha 
önceden belirlenmiş temalar çerçevesinde görüşmeleri sürdürme imkânı sağlamakta-
dır. Bununla birlikte görüşme esnasında ortaya çıkabilecek yeni temalar ve durumlar 
hakkında da sorular sorabilme, görüşmeyi genişletebilme esnekliği sağlamaktadır.  
Bu amaçla, öncelikle pilot çalışma niteliğinde bir elektronik soru formu hazırlanmıştır. 
Soru formu, uzmanların aile içi ilişkiler bağlamında ne tür problemlerle karşılaştıkları, 


Yüklə 7,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə