Martin heidegger



Yüklə 72,79 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/29
tarix07.12.2017
ölçüsü72,79 Kb.
#14380
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   29

DÜNYA RESİMLERİ ÇAĞI
Enstitüler,  yapıca  araştırma  olan  bilim,  süren  etkinlik  niteli­
ğinde  olduğu  için  zorunludur.  Tek  tek  nesne  alanlarını  ele  ge­
çirmemize  aracılık  eden  yöntem,  sonuçları  toplamakla  yetin­
mez;  sonuçların yardımı  ile her durumda kendini yeni  bir sürece 
de  uydurur.  Atomun  parçalanması  için  fiziğin  gerek  duyduğu 
araç  gereç,  şimdiye  kadarki  fiziğin  tümünü  kendinde  barındırır. 
Buna  uygun  olarak,  tarihsel  araştırmada,  açıklamanın  kaynak- 
varlığı,  ilk  kez,  kaynağın  kendisi  tarihsel  araştırma  temelinde 
güvence  altına alındığında kullanılabilir.  Bu  süreçlerde  sonuçlar 
bilimin  yöntemini  sınırlar.  Yöntem,  sürecin  yöntem  aracılığıyla 
açılan  olanaklarına  kendini  giderek  daha  çok  uyarlar.  İlerleyen 
yöntemin  kendi  kendisini  kendi  yolları,  kendi  araçları  olarak 
kendi  sonuçlarına  uyarlama  zorunluluğu,  araştırmanın  süren 
etkinlik  niteliğinin  özüdür.  Bu  nitelik,  araştırmanın  kurumsal 
niteliğinin zorunlu olmasının  yapısal temelidir de.
Bir nesne  alanının  tasarımı,  ilk  kez,  süren  etkinlik  içinde  va­
rolanda kurulur.  Yöntem tiplerinin,  ortak  bir  amaç  için,  planla­
nabilir  birleştirilmesini  kolaylaştıran,  sonuçların  karşılıklı  de­
netlenmesi  ile  iletilmesini  destekleyen, 
işgücünün  değiş 
tokuşunu yoluna koyan bütün düzenlemeler bir takım  önlemler­
dir.  Bu  önlemler hiç  bir  zaman,  yalnızca  araştırma işinin  geniş­
lemesi  ile  dallanıp  budaklanmasının  yüzeysel  bir  sonucu  olan 
hesaplamalar değildir.  Araştırma  işi,  daha  çok,  Yeni  çağ  bilimi­
nin  tarihinin kritik bir dönemine  girmeye başlamasının,  uzaktan 
gelen,  hâlâ büyük  ölçüde  anlaşılamayan,  imi  olmaya  başlamak­
tadır.  Yeni  çağ  bilimi,  özünün  tamlığını  ancak  şimdi  ele  ge­
çirmeye  başlamıştır.
Bilimin  enstitü  niteliğinin  kendini  genişletmesinde,  sağlam­
laştırmasında  ne  olup  bitmektedir?  Burada olup biten,  yöntemi­
ni  önceliğinin,  her  araştırmada  nesnelleşen  varolan  (doğa  ile 
tarih)  karşısında  güvence  altına  alınmasından  başka  bir  şey 
değildir.  Bilimler  kendilerine  uyan  bağdaşıklığı  (Zusammenge­
hörigkeit),  birliği  bu  süren  etkinlik  niteliklerine  dayanarak  ya­
ratır.  Bunun  için,  kurumsal  olarak  yürütülen  tarihsel  ya  da 
kazıbilimsel  bir  araştırma,  bu  araştırmayla  örtüşen  biçimde 
düzenlenen bir  fizik araştırmasına,  tarihsel  bilimler fakültesinde 
boş  bilimselliğe  gömülmüş  herhangi  bir  disiplinden,  özce  daha
73


NIETZSCHE’NİN TANRI  ÖLDÜ  SÖZÜ ve  DÜNYA RESİMLERİ  ÇAĞI
yakındır.  Bundan  ötürü,  bilimin  Yeni  çağa  özgü  süren  etkinlik 
niteliğinin  kritik  gelişimi,  farklı  bir  insan  kalıbı  da  oluşturur. 
Bilgin  ortalarda  yoktur.  Araştırma  tasarılarına  kendini  kaptıran 
araştırmacı,  bilim  adamını  ortadan  kaldırılmıştır.  Araştırmacılar 
okuyup  bilgilenmeyi  bir  yana  bırakıp  çalışmalarında  kesinliğin 
havasına  kapılırlar.  Artık  araştırmacı  evinde  bir  kütüphaneye 
gerek duymaz,  sürekli yoldadır.  Kurultaylarda tartışmalar yapar, 
kongrelerde  bilgi  edinir.  Yayıncılarla  komisyonlara  katılır. 
Hangi kitabın yazılacağını, yayıncılarla birlikte  artık bu kurullar 
belirlemektedir.  (Ek-3)
Araştırmacı,  özlü  anlamda,  zorunlu  olarak,  kendini  teknike­
rin  özalanında  sıkıştırır.  O  etkinliğini  ancak  böyle  sürdürür, 
çağdaş  anlamda  gerçekliğini  ancak böyle devam  ettirir.  Giderek 
daha  duyarlı  olan,  giderek  daha  incelen,  boşalan  bilim  adamı 
romantizmi  ile üniversite,  onun yanı  sıra,  şurada burada bir süre 
daha varlığını sürdürebilir.
Şu  da var  ki,  üniversitenin  geçerli  birlik  niteliği,  dolayısıyla 
da  gerçekliği;  bilimlerin  özgün  bir  birliğine  ait  olan,  onunla 
beslenip  onun  tarafından  korunduğu  için  üniversiteden  ışıyan 
entelektüel  bir  güçte  değildir.  Üniversite  kuralına  uygun  bir 
kurum  olarak  gerçektir,  öyle  ki  yönetimsel  olarak  kendini  de­
netlediği  için  hâlâ  eşsiz  olmayı  sürdürerek,  süren  etkinliğe  ait 
olan  özgün  birlik  ile  ayrıntılandırmada  bilimin  çarpışan  tarafla­
rını,  hem  olanaklı  hem  de  görünür  kılar.  Yeni  çağ  biliminin 
özünde  taşıdığı  asıl  güçler hem  sürekli  hem de  tek  anlamlı  ola­
rak,  süren  etkinlikte  etkin  olur.  Dolayısıyla,  birbirine  denk ben­
zer etkinlikler ile içsel  birliği  ancak  özgün  bir araştırmanın ken­
diliğinden süren  etkinliği betimleyip kurabilir.
Bilimin  gerçek  dizgesi,  varolanların  nesnelleşmesi  bakımın­
dan süreç  ile  tutumun, her durumda, planlama temelinde  birlikte 
uyum  içinde  bulunmasına  dayanır.  Bu  sistemden  beklenen  üs­
tünlük,  nesne  bölgeleri  arasında,  içerikle  ilgili  zorlama,  katı 
bağlantılar  birliği  olması  değildir.  Tersine  sistemden,  kılavuz 
amaçları  dikkate  alarak,  araştırmanın  başlatılması  ile  yönünün 
değiştirilmesinde  olabildiğine  özgür  ama  yine  de  kurala  bağlı 
bir  kıvraklık  beklenir.  Bilim  Yeni  çağa  özgü  özünün  tamlığını, 
işleyişinin yetkinliği  ile  denetlenmesi bakımından  kendini  öteki
74


DÜNYA RESİMLERİ ÇAĞI
bilimlerden  ayırıcı  biçimde  bireyleştirdiği;  bu  süren  etkinlikler, 
yanılsamalardan  kurtulmuş  olarak,  uzmanlaşmış  araştırma  ku- 
rumlarına,  araştırma teknik  okullarına kaydırıldığı  ölçüde  kaza­
nır.  Bilim  ile  araştırma  Yeni  çağ’daki  özlerinin  biçimlerini  ne 
kadar  ciddi  biçimde  gerçekleştirirlerse,  kendilerini  o  ölçüde 
anlaşılır  kılar,  genel  yarara  o  ölçüde  sunabilirler.  Ama  aynı 
zamanda,  sınırsız  biçimde,  topluma  yararlı  bütün  çalışmaların 
kamuya malolmuşluğuna geri  dönmek zorunda kalırlar.
Yeni  çağ  bilimi,  eşzamanlı  olarak  kendini  belli  bir  nesne 
alanının  tasarımında  kurup  ayırt  eder.  Bu  tasarımlar,  onlara 
karşılık  gelen  sağınlık  aracılığıyla  güvence  altına  alınan  yön­
temle geliştirir.  Bu yöntem her zaman süren  etkinliğe  uyar onda 
temellenir.  Tasarımla,  sağınlık;  yöntem  ile  süren  etkinlik  karşı­
lıklı  olarak birbirini  gerektirir,  Yeni  çağ  biliminin  özünü kurar, 
bilimi  araştırmaya dönüştürür.
Yeni  çağ biliminin  özünü,  bu  özdeki  metafizik temeli  kavra­
yabilmek  için  düşünüyoruz.  Bilimin  araştırmaya  dönüşmesine 
hangi varolan kavrayışı, hangi  hakikat kavramı temel oldu?
Araştırma  olarak  bilme,  varolanı  bir  yol  konusunda  hesap 
vermeye  zorlar.  Bu  yolda,  bu  yol  boyunca,  bu  bilme  kendini 
göz  önüne  getirmenin  kullanımına  bırakır.  Göz  önüne  getirme 
hem  varolanın  gelecekteki  sürecini  önceden  kestirebiliyor,  hem 
de  onun  geçmişi  üzerindeki  bir hesaplamayı  doğrulayabiliyorsa, 
araştırma  varolan üzerinde  kullanım  hakkına  sahiptir.  Önceden 
kestirmede  doğa;  tarihsel  incelemede  ‘geçmiş1  olduğu  doğrula­
nan  tarih,  sanki  yerine  koyulur  (gestellt).  Doğa  ile tarih  açıkla­
yıcı  göz  önüne  getirmenin  nesnesine  dönüşür.  Bu  tasarım  do­
ğayı  göz  önüne  alır,  tarihi  hesaba  katar.  Ancak  bu  biçimde 
nesne  olan  vardır,  varolan  olarak  düşünülür.  Biz  araştırma ola­
rak bilime,  ilk  kez,  varolanın  Varlığı  böyle  bir nesnellikte  araş­
tırıldığında ulaşırız.
Varolanın  bu  nesnelleştirilmesi,  bir  göz  önüne  getirmede 
(Vor-stehen)  yerine  getirilir.  Bu  göz önüne  getirme  hesaplayan 
insanın  tek  tek  varolanları,  varolanların  Varlığına  güven  duya­
cağı,  bundan  emin  olabileceği  biçimde kendi  önüne  getirmesini 
amaçlar.  Biz  araştırma  olarak  bilime  ilk kez,  ancak,  göz  önüne 
getirmenin  kesinliği  hakikate  dönüştürüldüğünde  ulaşırız.  V a­
75


Yüklə 72,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə