Microsoft Word 02 Orhan Bey doc



Yüklə 0,66 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/30
tarix19.11.2017
ölçüsü0,66 Mb.
#11047
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   30

68 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 

 

 



Kõz göğsünde düğme şeştim  

 

olmalõdõr. 



285- 351/3/2. dizede kafiye söz konusu değildir. Müdahale gerektiği açõk-

tõr. Mõsraõ, mana da dikkate alõnõrsa 

 

 Yörük 


derler 

eşkin atõn 

 

şeklinde düzeltmek gerekecektir. 



286- 353/1’de 5 dize olarak görülen kõtanõn son dizesi çõkarõlmalõdõr.  

287- 355/4/3. dizedeki kafiye ve mana bozukluğu 

 

 

Bahçandaki güller nâzik 



 

şeklinde düzeltilmeyi gerektirir. 

288- 356/4/2. dizedeki “kandõm” kelimesi “kan-”olarak sözlüğe alõnmalõydõ. 

289- 360/3/2. dizedeki “peş” kelimesinin anlamõ sözlüğe “arka” alõnmõş. 

Kelimenin böyle bir manasõ olsa da, asõl anlamõ olan “ön”, dizede daha ağõr 

basmaktadõr. 

290- 363/1/2. 

 

 Arş u kürsü gider yolun var dağlar 



 

dizesinde anlamsõzlõk vardõr; 

 

 Arş u Kürs’e gider yolun var dağlar 



 

şeklinde düzeltilmesi icâb eder. 

291- 369. şiirin 2. kõtasõnda kafiyeler bozuktur. Şiir, Sakaoğlu tarafõndan, 

 

 



Tuna suyu gibi çağlar akarõm 

 

Yel estikçe hazan gibi solarõm 



 

Bir gün güler isem beş gün ağlarõm 

 

İşte güzel adam şöyle halõm var 



 

şeklinde verilmiş, fakat kafiyelerdeki bozukluk nedense fark edilip düzeltile-

memiştir. Dörtlüğün bu kafiyesizliği, 

 



TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 69  

 

 



Tuna suyu gibi çağlar akarõm 

 

Yel estikçe hazan gibi dökerim 



 

Bir gün güler isem beş gün çekerim 

 

İşte güzel adam şöyle halõm var 



 

gibi düzeltilmeliydi. Ayrõca aynõ  şiirin 3. dörtlüğünde “duracak” kelimesi ile 

karşõlaşõyoruz. Kelimeyi anlam açõsõndan ele alõrsak ve dizeyi de bu bakõmdan 

düşünürsek “dur-”õn “kalk-” anlamõna geldiği açõkça görülecektir. Çeşitli söz-

lüklerde de aynõ anlamda tespit edebileceğimiz söz konusu kelime, kaybolan 

söz varlõğõmõz arasõnda olup kitabõn sözlük bölümüne mutlaka alõnmalõydõ. 

292- 372/1/3. dize 

 

 Ayva 



mõ eksik turunç mu yoksa nar 

 

şeklinde karşõmõza çõkmaktadõr. Hece, durak ve anlatõm açõsõndan 



 

 

Ayva m’eksik turunç m’eksik yoksa nar 



 

olarak düzeltilmeye muhtaçtõr. 

 

Yine aynõ şiirin (372.) 4. katõsõnda kafiye bozukluğu ile karşõlaşõyoruz. Dört-



lük 

 

Bunu ben demedim âşõklar diyen 



 

Şu derdli sîneme hançerler vuran 

 

Bilmem boz geyiktir bilmem ak ceran 



 

Yüce yüce sarp kayada neler var 

 

olarak verilmiştir. Şiirin bütünlüğündeki anlam da söz konusu edilince bu dört-



lüğün de 

 

 



Bunu ben sormadõm âşõklar soran 

 

Şu dertli sîneme hançerler vuran 



 

Bilmem boz geyiktir bilmem ak ceran 

 

Yüce yüce sarp kayada neler var 



 

şeklinde düzeltilmesi ve kafiye uygunluğunun sağlanmasõ gerekmektedir. 




70 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 

 

293- Aynõ  şekilde bir kafiyesizlik de 377/2’de görülmektedir. 



“…yetmez/edemez/yetmez”  şeklinde bir kafiye yapõsõ görülmektedir. Buradaki 

bozukluğu da dörtlüğün 2. ve 3. dizelerini tamir ederek; 

 

 

Bir yâr sevdim gücüm yetmez 



 Gönül 

düşkün terkin etmez 

 Havalanmõş elim tutmaz 

 Göğe çõkmõş dalõn dilber 

 

şeklinde düzeltebiliriz. 



294- 383. Manzumede yedi (7) yere müdâhale etmek gerekecektir. Mana, 

hece sayõsõ ve durak bakõmlarõndan bir hayli bozukluk vardõr. Birçok şiirde söz 

konusu etmediğimiz bu gibi hususlarõn düzeltilmesi gerekir. 

295- 387/4/3. 

 

 Bir 


dağ var yar(õ) demir yarõ altõndan 

 

şeklindeki dize de müdahaleye muhtaçtõr. Bu da  



 

 Bir 


dağ yarõ demir yarõ altõndan 

 

olarak düzeltilebilir. 



296- 398/3/2. dizede “dövülmeye” kafiye kelimesi olarak karşõmõza çõkmak-

tadõr. Karaca Oğlan zamanõnda, hattâ Cumhuriyet döneminde ve bugün “döğ-” 

olarak kullanõmõ devam etmektedir. Biz işin ses değişikliği tarafõnda değiliz. 

“parçala-, ez-, küçült-” anlamlarõndaki kelimenin sözlüğe alõnmadõğõnõ belirt-

mek isteriz. 

297- 398/2. dörtlükte de kafiye uyumsuzluğu vardõr. Kõtanõn dizeleri; 

 

 Kahpenin 



kõzõ da ne tez büyüdün 

 Geçen 


gördüm 

şu düğünde yoğudun 

 

Ağlayan yiğidi ne şekl’avudun 



 Avutmasõn bilmez daha yalvardõr 

 

şeklinde olup  



 

 

 




TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 71  

 

 Kahpenin 



kõzõ da ne tez büyüdün 

 Geçen 


gördüm 

şu düğünde toyudun 

 

Ağlayan yiğidi ne şekl avuduñ 



 Avutmasõn bilmez daha yalvardõr 

 

gibi düzeltilirse mesele halledilmiş olur. “Toy” kelimesi de ayrõca “henüz ye-



tişmemiş, küçük” anlamõyla sözlüğe alõnmalõdõr. 

298- 399/1/2. Söz konusu dizede durak hatasõ görülmektedir. Mõsra; 

 

 Kaşlarõ hilâl de gözler cerandõr 



 

şekline getirilerek bu husus da düzeltilebilirdi. 

299- 403/2/4. dizenin ilk kelimesi “çözsem”, kafiye açõsõndan “kõrsam” ya-

põlmalõydõ. 

300- 404/3/3. 

 

 Altmõş zülfün ak gerdandan dõşarõ 



 

dizesindeki ilk kelime anlamsõz gelmektedir. “Atmõş” olursa bu anlamsõzlõk gi-

derilmiş olur. 

301- 407/4/3. dizedeki “kavuşturup” kelimesi akõcõlõğõ ve dizenin durak dü-

zenini bozmaktadõr.”Kavşurup” şeklinde, aynõ anlamda bir küçük müdahale ile 

bu sorun da halledilebilirdi. 

302- 426/3/3. dizede durak ve anlam bakõmõndan bozukluk vardõr. 

 

 Bir 



yiğit kendinin kadrin bilmese 

 

şeklinde söz konusu bozukluklar giderilmelidir. 



303- 430/1/3. 

 

 



Görmeden de görmemesi yeğ imiş 

 

gibi alõnan dize, 



 

 

Görmektense görmemesi yeğimiş 



 

yapõlmalõdõr. 

 



Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə