TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
89
414- “El sun-” fiiline de “el uzatmak” anlamõnõn verilmesi daha uygun o-
lurdu. Yazar “el ile dokunmak” anlamõnõ vermiş. Dize
Domurcuk gülüne elimi sundum
şeklinde olup, fiile bizim verdiğimiz anlamõn daha uygun olduğu görülmekte-
dir.
415- “Elif” kelimesi de karõşõklõklar içerisinde bõrakõlmõştõr. 429/4 ve
430/2’de “ilâm-elif”; yine 429/4’te bir de
Yanõyor yüreğim şu kõz Elif’e
şeklinde görüldüğü gibi özel isim olarak karşõmõza çõkmaktadõr. Halbuki yazar,
kelimeye “Eski alfabemizin ilk harfi” anlamõnõ vermiştir.
416- “Engel” kelimesine “rakip, öteki âşõk” anlamõ verilmiş. Engel “mânia”
anlamõnda olmalõ. Yazarõn 281/5 olarak gönderdiği yerde de sözcük buluna-
mamõştõr, şiirin tamamõnda da yoktur. Bir başka husus da şiir 4 kõtadan oluş-
maktadõr.
417- “Ergeç” kelimesi için “erkeç, dört yaşõndaki erkek keçi” denilmiş. Bir
anlatõm bozukluğu ile karşõ karşõyayõz. Çünkü keçi dişidir, yazar “teke” deme-
liydi.
418-
“Essah” kelimesi “sahih, doğru, gerçek” kelimeleriyle karşõlõk bulma-
lõydõ.
419-
“Fakõ” kelimesi için gönderilen 25/1’de sözcük bulunamamõştõr.
420- “Farõ-” kelimesine Sakaoğlu’nun verdiği anlam doğrudur. Yalnõz
57a/2
Ara yerde engeller de farõya
dizesinde fiilin anlamõ “yok ol-, kalk-” olarak ve ikinci bir mana şeklinde kay-
dedilmeliydi.
421- “Ferman çõkar-”a verilen anlam “ferman verilmek” değil “ferman çõ-
karmak, ferman vermek” olmalõdõr.
422- “Fõrka” I. anlam için gönderilen 62/2’de tespit edilememiştir.
423- “Fõrsat düş-” için verilen anlam da uygun değildir. Anlam “fõrsat ele
geçmek” şeklinde olmalõdõr.
90 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
424- “Gamze” kelimesinde de yazarõn söylediği gibi “yan bakõş, göz süz-
me” anlamõnda olmayan bir mana verme söz konusudur. Bu anlamda olduğu
hususunda gösterilen 183/5, 272/4, 372/2 dörtlüklerinde kelime “yanaktaki
çukurluk” olarak tespit edilmektedir. Meselâ:
Yanağõ gamzeli yâr ister gönül (183/5)
Ağam gamzelerin çifte (272/4)
ve
Yanağõ gamzeli eğri bõçaktan (372/2)
dizelerinde görüldüğü gibi. Ayrõca kelime için okuyucunun gönderildiği
373/2’de kelime “gamalõ” olarak görülmektedir. “gamze” ile alâkasõ yoktur.
425- “Gark ol-” birleşik fiiline “çokça bulunmak” manasõ verilmiş. Dizede;
Melekköy gark olmuş güle nergize
şeklinde karşõmõza çõkmaktadõr. Öyleyse gark ol-: “boğulmak, batmak, doy-
mak” anlamõnda olmalõdõr.
426- “Kalmak, ömür sürmek” anlamõ verilen “geçin-” fiiline bir göz atarsak;
yazarõn gönderdiği 313/4’teki iki dizede;
Bir gül oldum zemheride açõldõm
Açõldõm da kõz koynunda geçindim
şeklindedir. Anlamõnõn da Sakaoğlu’nun verdiği anlamla alâkasõ hiç yoktur.
Burada “
geçin-” in “bayõlmak,
kendinden geçmek, aklõnõ kaybetmek” anlamla-
rõna geldiği açõk bir şekilde görülmektedir.
427- “Gel ol-” ve “gel oldu”yu ayrõ ayrõ madde başõ almaya gerek var mõ-
dõr? “Gel oldu” şeklinde zaten alõnmaz. Ayrõca yazarõn aldõğõ gibi “gele” şek-
linde de madde başõ alõnmaz; anlamõ da Sakaoğlu’nun verdiği gibi “geliyor”
olmamalõ, “gelsin” şeklinde düşünülebilir. Sakaoğlu’nu da bu anlama iten dört-
lükteki (149/3-4) son dizede görülen “baz” kelimesi olmalõdõr. Kelime “yaz”
olarak düzeltilirse problem kalmaz.
428- “Gelesin kalan”a verilen “gelip kalasõn” anlamõ yersiz ve yanlõştõr. İkin-
ci olarak verilen “gelesin artõk” anlamõ yerindedir, “gelip kalasõn”la hiçbir alâ-
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
91
kasõ yoktur. “Kalan” kelimesi Karaca Oğlan coğrafyasõnda “artõk” anlamõnda-
dõr.
429- “Gelesi” kelimesine verilen “gelsin” manasõ da yanlõştõr. Fiile “–esi” sõ-
fat-fiil eki getirilmiş. Anlam “gelecek” olmalõdõr.
430- “Gerdek” kelimesi, gönderilen 366/2 dörtlüğünde bulunmamaktadõr.
366/1 olarak düzeltilmesi gerekir.
431-“Gey-” fiilinin II. anlamõ için “giyinmek (ayakkabõ)” denilmiş. Verilen şiir
numaralarõnõn (44/4, 53/2, 54/4 ve 62/3) çoğunda Sakaoğlu’nun verdiği “a-
yakkabõ giyinmek” anlamõ yoktur, yanlõştõr. Ayrõca “gey-” ile “giyin-” farklõ
anlamlardadõr. Düzeltilmeye muhtaçtõr.
432- “Gezesi” şeklinde madde başõ verilen kelimeye metine, yani yazarõn
bizi gönderdiği 365/4 dörtlüğüne dikkatle bakõlõrsa kelimenin “gelesi” olma
ihtimali diğer dörtlükler de göz önünde bulundurulunca çok yüksektir.
Sakaoğlu’nun verdiği anlam “-esi” sõfat-fiil ekine göre verilmemiştir. Kelime
“gezesi” bile olsa anlamõn “gezecek” olmasõ gerekir. Çünkü –esi gelecek zaman
sõfat-fiil ekidir.
433- “Gezin” kelimesine verilen “gezinin” anlamõ da yanlõştõr. Mana “gezi-
niz” şeklinde düzeltilmelidir. Sayõn yazar ekleri ve görevlerini yukarõdaki ör-
neklerde de olduğu gibi bilmemektedir.
434- “Gõlman” kelimesine yazarõn bizi gönderdiği 45/3’te de rastlanõlma-
mõştõr.
435-“Giresi” ve “gitmeli ol-” a da verilen anlamlar yanlõştõr. “Giresi” “gire-
cek”, “gitmeli ol-” da “gitmeye mecbur kalmak” şeklinde anlamlandõrõlmalõydõ.
436- “Göç çek-” için de yanlõş anlam söz konusudur. Yazarõn “göçü yola ha-
zõr hâle getirmek” şeklinde verdiği anlam “göçü yola koymak, göçü yola düz-
mek” olarak düzeltilmelidir.
Tabiîdir ki bunlar basit hususlar değildir. Bunlarõ, Karaca Oğlan coğrafya-
sõnõ, yörenin dil özelliklerini bilmeyenler, elbette bilemez, yazar Sakaoğlu gibi.
Baştan sona hemen hemen bütün kelimelerinde hata olan bir sözlükle karşõ
karşõya bulunuyoruz. Yazõmõzõn bundan sonraki satõrlarõnda yukarõda verdi-
ğimiz gibi kelimelerin anlamlarõnõ düzeltmeyi bõrakacağõz; hangi kelimelerde
ne tür bir hata olduğunu belirtmekle yetineceğiz.
437- 695. sayfa göçek mi gerek, göçün çek-, göğnek, gönen-, gönül eli, göresin ka-
lan, görüncü, göz değmesi, göz göz ol-, gövün-, gözden düşkün ol-, madde başlarõna
verilen anlamlarda yanlõşlõk vardõr.
438- 696. sayfada da “sözlük” bölümünün her sayfasõnda olduğu gibi mad-
de başõ alõnmamasõ gereken onlarca kelime vardõr.