TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 97
derildiği 252/3’te bulunamamõştõr), ser kelimesi 431/1’de bulunamamõştõr.
434/2’de karşõmõza çõkan ve ser kelime başõnõn gönderildiği yerde serden geç-
deyimi de sözlüğe alõnmalõdõr. Ayrõca sert kelimesi de 176/6’da tespit edile-
memektedir. Bir de selvi için gönderilen 399/3 dörtlüğü, 725. sayfadaki servi
kelimesi için de referans verilmiştir.
465- 725. sayfada serv-i revan, sevap, sevdiceğim, seyyah ol-, seyrân et-, seyrân
yetiş- ve sõfat madde başlarõnõn anlamlarõ düzeltilmelidir.
466- 726. sayfada yazar Sakaoğlu’nun anlam veremediği kelimelerle karşõ-
laşmaktayõz. Sõğõn (daha önce üzerinde durulmuştu), sõla, sõr, sõraca II, sõzõlaş-,
sicim gibi (yağmur akmaz, yağar) sitemkâr, sok- ve sokun- madde başlarõnõn da
anlamlarõ hem metinden, hem de sözlüklerden yeniden değerlendirilerek dü-
zeltilmelidir. Meselâ; sõla kelimesi için yazar “insanõn bulunduğu yer” anlamõnõ
vermiş. Hâlbuki “Gurbetteki kimseye göre kendi doğup büyüdüğü yer, asõl va-
tan” denmeliydi. Dizelerde
…
Sõlaya varmaya dermanõm yoktur
Nazlõm beklemesin yollarõmõzõ (93/4)
şeklinde görüldüğü gibi.
Sõr kelimesine doğru anlam verilmiş ve kelimenin geçtiği yaklaşõk yirmi
kadar yer de sõralanmõş. Bunlardan biri vardõr ki Sakaoğlu’nun “Gizli tutulan
bilgi, gizli kalan bilgi” şeklinde verdiği anlamla hiçbir alâkasõ bulunmamakta-
dõr. Bizi yazarõn gönderdiği dizelerden biri
Arõlar da petek verir sõrõnan (103/3)
şeklindedir. Buradaki sõr kelimesinin anlamõ yazarõn verdiği anlama uymamak-
tadõr. Dizedeki sõr: Bal peteklerinin üzerindeki mumdan, arõ tarafõndan yapõlmõş çok
ince kaplama, zar olarak tespit edilmelidir.
Sõraca kelimesine II. anlam olarak “Çiban türü bir deri hastalõğõ” denilmiş.
Sakaoğlu’nun verdiği anlam yanlõştõr. Doğrusu “verem, tüberküloz” olmalõdõr.
Sõzõlaş- kelimesinde işteşlik eki vardõr, anlam bu eke göre verilmelidir. Sok- ve
sokun- kelimelerine aynõ anlam verilmiştir. Sokun-’taki -n- fiilden fiil yapma
ekinin fonksiyonunu yazar düşünememiştir.
98 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
467- 727. sayfada da anlamlarõ açõsõndan düzeltilmesi gereken bir hayli ke-
lime görülmektedir. Somak, sonunu say-, sorucak, sökün gel-, sözülen, sual kelime-
leri gibi.
Somak için gönderilen 218/9’da anlam doğrudur; kelime için gönderilen
262/3’te “somak” şeklinde bir kelime yoktur, somata gibi mana da verilmeyen
bir sözcük vardõr. Yazar bu iki kelimeyi karõştõrmõş olmalõ. Solgan için gönderi-
len 327/5 dörtlüğünde kelimeye rastlanmamõştõr. “Sök-I” için de aynõ durum
söz konusudur.
“Topluca bir yere gelerek bir arada bulunmak” anlamõ verilen “sökün gel-” yan-
lõş anlamlandõrõlmõş. “Ard arda, peş peşe gelmek” denilse daha uygun olurdu.
Sual ver- yazarõn 72/2 şeklinde gönderdiği yerde bulunamamõştõr. Bir de bu
sayfada
…
Şeftalilerin ballanmõş
Sorulmayõ sorulmayõ (89/2)
dizelerinde iki defa karşõlaşõlan “sorul-” fiilinin de (herhâlde anlamõ buluna-
madõğõndan olmalõ) manasõnõn muhakkak verilmesi gerekirdi, sorul-: “Emil-
mek” gibi.
468- 728. sayfada sulak, sular, sultan I, suna, suna boylu, sultânî, süreyim kalan
ve şah kelimelerinin manalarõ yeniden kontrol edilerek verilmelidir. Sultan ke-
limesi için verilen I. manada yapõlan yanlõşlõklar şöyledir: Yazarõn gönderdiği
322/1’de anlam doğru verilmiştir. 399/2 ve 402/2 dörtlüklerinde kelimenin
anlamõ “önder, baş çeken” olarak düzeltilmelidir. Sultânî kelimesine “Bir kiraz
türü” denmiş; yazar madde başõnõ “sultânî kiraz” yaparsa dediği doğru olur.
“Süreyim kalan”a “süremem artõk” anlamõ verilmiş. Hâlbuki madde başõn-
da bir olumsuzluk görülmemektedir. “Süreyim artõk” denirse doğru olur.
Şah kelimesine “Devlet adamõ, devlet başkanõ” anlamõ verildiği görülmek-
tedir. Bu anlamda yazarõn okuyucuyu gönderdiği 6 yerden 2’sinde doğruluk
vardõr (93/2, 218/2). Kelimenin diğer geçtiği yerlerde (41/1, 55/4, 91/2 ve
268/1) ise meselâ
Şâhõ sensin dilberlerin eyisi (55/4)
ve
Sensin
yõldõzlarõn şâhõ (91/2)
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 99
dizelerinde görüldüğü gibi anlam “en güzel, baş çeken” olarak düzeltilmelidir.
Yine bu sayfada, yazarõn bizi gönderdiği 402/4’te süresi kelimesine rastlanma-
maktadõr.
469- 729. sayfada “Şam” kelimesi yazarõn bizi gönderdiği 274/2, 402/1 ve
479/4’te bulunamamõştõr. “Şalvar” kelimesi için “Kadõnlarõn … üst giyeceği” an-
lamõ verilmiş. 182/3’te şair kendi gönlünün bir şalvar istediğinden bahs etmek-
tedir. Bugün Karaca Oğlan coğrafyasõnda erkekler de şalvar giyer. Hatta yine
bu coğrafyada erkek pantolonuna “şalvar” da denir. Sayõn yazarõn bunlardan
bihaber olduğu anlaşõlõyor. Bu sayfada ayrõca şavkõ vur-, şerbet, şevketli keli-
melerinin de anlamlarõnõn metne göre sözlükten düzeltilmeye ihtiyacõ vardõr.
470- 730. sayfada “şive” kelimesine verilen “Söyleyiş özelliği” anlamõ yan-
lõştõr. Kelimenin yer aldõğõ dizeler
…
Güzellere
dört
şey âdet olunmuş
Biri
şive biri cilve biri eda biri naz
şeklindedir. Sözlüğe de bakarak kelimenin anlamõnõ “işve, eda, naz” olarak biz
yazalõm. “ Şirin” kelimesinin yazarõn verdiği “tatlõ” anlamõndan başka “güzel”
anlamõnõn da olduğu ve manaya eklenmesi gerektiğini de ifâde edelim. Burada
dizelerin hece sayõlarõnda problem de görülmektedir. 2. dize “Biri şive biri cilve
biri naz” olarak düzeltilmelidir. Şimden kelimesi için yazarõn gönderdiği 141/1
dörtlüğünde sözcüğe tesadüf edilememektedir.
471- 731. sayfada “tel” kelimesine verilen anlam doğrudur. Yazar, kelime-
nin geçtiği yer için 378/2, 3’ü vermiştir. Bundan başka da kelimenin şiirlerde
anlamlarõ vardõr. Bazõ kelimelerde gördüğümüz I, II ve III gibi manalar vermeyi
bu kelimede de görmek isterdik. Kelime
…
Ben gök ördek olam sen bir alõcõ
Dokunsam alaman tellerimizi (92/4)
dizelerinde “tüy, telek”,
…
Dünyada sevmeli esmer güzeli
Kâkülleri yüzde tel incinir mi (128/4)
Dostları ilə paylaş: |