Microsoft Word 02 Orhan Bey doc


 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ    dizelerinde de “saç teli” anlamlarõyla karşõmõza çõkmaktadõr.   “Teğin



Yüklə 0,66 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə29/30
tarix19.11.2017
ölçüsü0,66 Mb.
#11047
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30

100 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 

 

dizelerinde de “saç teli” anlamlarõyla karşõmõza çõkmaktadõr.  



Teğin” kelimesine “tekesin, teksin, benzerin yok” anlamalarõ verilmiştir. Ya-

zarõn verdiği bu anlam da yanlõş olup “gibi” olarak düzeltilmelidir.  



Terk et- I, II, III için verilen anlamlar yersizdir. “Bõrakmak, bõrakõp gitmek” 

anlamlarõ yeterlidir.  

Yazarõn “tõğlaş-” olarak verdiği kelime metinde (145/3) “tõğlan-” şeklinde-

dir.  


 

  

 



Tõğlanmõş gamzesi kâr eder cana (145/3) 

 

olarak görülen dizedeki söz konusu kelimeye Sakaoğlu, “Yanak veya çenede kü-



çük çukurun (gamzenin) oluşmasõ” anlamõnõ vermiştir. Buradaki “gamzenin 

tõğlanmasõ” kirpiklerin bir ok gibi olduğuna, âşõka ok atacak duruma geldiğine, 

yani büyüdüğüne işarettir. Yanaktaki çukurlukla bir alâkasõ bulunmamaktadõr. 

Bu gibi bir durumla daha önce “gamze” kelimesinde karşõlaşmõştõk.  

472- 32. sayfada üzerinde durulmasõ gereken pek çok kelime vardõr. 

Tõrabulus, tilek, toka, top top ol-, top zülüf, topak, toy, toylat-, toz-, tutu, tutul-, tutup 

turuz başta olmak üzere yanlõş mana, yerinde bulunmama, eksik anlama bakõm-

larõndan birçok husus ile karşõ karşõya bulunuyoruz.  

 “Tõrabulus” kelimesine doğru anlam verilmiş, fakat kelime Tõrablus şehri 

ile karõştõrõlarak özel isim gibi algõlanmõş ve baş harfi büyük yazõlmõştõr. 

Toroslarda kelime aynõ anlamda “darabulus” olarak da telaffuz edilmektedir 

(“Tõrabulus” denen söz konusu kuşak Tõrablus şehrinde dokunduğu için bu adõ 

almõştõr).   

 “Tilek” kelimesi yazarõn dediği gibi “Telek, kuşlarõn kanat, kuy-

ruk”larõndaki uzun, uçmayõ sağlayan tüylerdir, fakat vücudu kaplayanlara te-

lek denmez.    

Sakaoğlu “toka” kelimesine “kemerin iki ucunu birleştiren madenî parça” 

anlamõnõ vermiş. Sakaoğlu ne bilsin! Onun tanõdõğõ toka tarif ettiği kemer toka-

sõdõr. Burada kelimeyi dizelerden tespit ederek anlamlandõrmaya çalõşalõm. 

 

 Salõna salõna gelir nazõnan 



 Seni 

avladayõm şahbaz bazõnan 

 

Al tokaylan kõrmõzõ pervazõnan 



 

Silkinir vadiye çõkar sabahtan (264/3) 

 

Dörtlükte görüleceği üzere toka sevgililerin, Karaca Oğlan’õn sevdiği kõzõn 



bir aksesuarõ olarak karşõmõza çõkmaktadõr. Ama bu aksesuar Sakaoğlu’nun 


TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ • 101  

 

söylediği gibi “kemer tokasõ” değildir. Karaca Oğlan diyarõnda, bugün bile kar-



şõlaştõğõmõz, bele bağlanan, yörede golan/kolan tabir edilen, iki parmak eninde 

örme bir bağõn uçlarõnda sallanan püsküllü ponpon olup, hanõmlarõn diz arka-

larõna kadar sarkan, onlarõn yürüyüşleri esnasõnda sağa sola ahenkle gidip ge-

len bir süs takõsõdõr. Kõsacasõ kemer tokasõ ile hiçbir alâkasõ bulunmamaktadõr. 

Burada bir daha belirtelim ki Sakaoğlu 12 değil, belki 1012 kelime üzerinde dü-

şünmeliydi. “Ben bilirim, falandan sordum.” demekle ilim olmayacağõnõ anla-

masõ gerekirdi. Bu da olmazsa bir bilenden sormasõ gerekirdi. 

Top top ol-” fiilini Sakaoğlu “bölük bölük” diyerek isim yapmõştõr. Bu fii-

lin anlamõ “birleşmek” olmalõdõr. “Top zülüf” için yazar, “Toplanmõş, bir araya 

getirilip bağlanmõş saç” anlamõnõ vermiştir. Bunun da anlamõ “kõsaltõlmõş, bir a-

raya getirilip alõna, yanaklara dökülmüş saç” olarak düzeltilmesi gerekir. 

Sakaoğlu “topak” kelimesini de yanlõş manalandõrmõştõr. Kelime yazarõn bizi 

gönderdiği 

 

 … 


 

Kõrmõzõ kolçaklõ altun burmalõ 

 

Ak elleri topak olur güzelin (318/2) 



 

dizelerinde “küçük”; 

 

 … 


 

bir topak perçemli bir hilâl kaşlõ (438/3) 

 

dizesinde de “kõsa” anlamõnda karşõmõza çõkmaktadõr.     



 

Bu sayfada yazar “toy” kelimesini de “irice ve ördek türü bir av kuşu” şeklin-

de anlamlandõrmõştõr. Okuyucunun gönderildiği  

 

 



Keklik gibi taştan taşa sekersin  

 Toy 


kuş gibi geri dönmüş bakarsõn (201/3) 

 

dizelerinde bu kelime “acemi, yavru” anlamõyla karşõmõza çõkmaktadõr.  



 “Toz-” kelimesi metinde de sözlükte alõndõğõ gibi yanlõş tespit edilmiştir. 

Kelime “tez” olarak düzeltilmelidir. Ayrõca sözcük bu haliyle isimdir. Şiirdeki 

anlam da bunu gerektirmektedir. 72/3’te kelime yoktur. “Tutul-” fiili 456/9 

olarak gönderilen dörtlükte bulunamamõştõr. Acaba 546/5 mi denmek istenmiş-

tir?  



102 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 

 

473- 33. sayfada müdahale edilmesi gereken kelimeler, yanlõş anlamalar, 



yerinde bulamamalar gibi pek çok hususla karşõ karşõya bulunuyoruz. Burada 

birçok kelimeye anlam verilirken adeta bir sözlük cinayeti işlenmiştir.  

Tüne-” fiiliyle başlarsak, kelimenin geçtiği dörtlük  

 

 Yiğit olan yiğit atõna biner 



 Yiğidin başõna kartal mõ tüner 

 Garip 


bülbül 

gelmiş derdine yanar 

 

Seherde bülbülü gülden tanõdõm (190/2) 



 

şeklinde karşõmõza çõkmaktadõr. Yazar fiile “Yuva yapmak, yerleşmek” anlamlarõ-

nõ vermiştir. Bu bir parça uygun bir mana gibi görünüyorsa da “konmak” an-

lamõ daha yakõşõk almaktadõr. Karaca Oğlan diyarõnda fiilin “kuşlar ve kümes 

hayvanlarõ için gecelemek” anlamõ da vardõr.  

Uçmak” kelimesinde çok büyük bir bilgisizlikle karşõ karşõya bulunuyo-

ruz. Sakaoğlu kelimeyi “-”  şeklinde fiil almõştõr. “Uç-”õn anlamõ “kuşlarõn, 

kanatlarõyla gök yüzündeki hareketleri” olarak verilebilir. “Cennet” anlamõn-

daki “uçmak” sözlüğe “uç-” olarak değil “uçmak” şeklinde alõnõr. Fiilin isim ka-

bul edildiğinin başka örneklerini daha önce de görmüştük. Bundan da bir defa 

daha anlõyoruz ki Sakaoğlu’nun Türkçeden, isimden, fiilden, daha doğrusu bir 

örneğini elimizdeki kitaptan gördüğümüz gibi sözlükten anlamadõğõnõ görüyo-

ruz.  

Ucundan” kelimesi “için, sebebiyle” şeklinde karşõlõk bulmuştur. “Sebe-



binden, yüzünden” olarak düzeltilmelidir.  

Uçkur kelimesine gelirsek: Karaca Oğlan yazarõ kelimeye, “iç kuşak, bazõ gi-

yeceklerin bel kõsmõna bağlanan kuşak” anlamõnõ vermektedir. Bilindiği gibi kuşak 

ayrõ şeydir; uçkurun anlamõ ise kuşaktan farklõdõr. Şimdi sözlükten bakarak her 

iki kelimenin de anlamlarõnõ tespit edelim; kuşak: “Bele sarõlan uzun ve enli 

kumaş”, uçkur: “Eski biçim şalvar ve iç donunu bele bağlamak ya da torba, kese 

ağzõnõ büzmek için bunlara geçirilen bağ.” Eskiden ilersük kelimesiyle de karşõ-

lanan uçkurla, Karaca Oğlan diyarõnda hem erkeklerin hem de kadõnlarõn şal-

varlarõnõ bağladõklarõna bugün bile şahit olmaktayõz. Sakaoğlu, buradan da an-

laşõlõyor ki kuşak ve uçkur farkõnõ bilmemektedir.  

 

Yazar “uğra-” fiiline “Rast gelmek” anlamõnõ vermiştir. Dizlerde kelime 



 

 

Gezer iken sürüsüne uğradõm 



 Durmuş sohbet eder beşi güzelin (317/1) 


Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə