AKADEMİK BAKIŞ
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694 – 528X
Sayı: 9
Mayıs – 2006
İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi – Türk Dünyası Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü Celalabat – KIRGIZİSTAN
1
TATAR EDEBİYATININ GELİŞİMİ
Çulpan Zaripova-Çetin (Muğla Üniversitesi, Türkiye)
Özet
Tatar edebiyatı, çok eski asırlara uzanan gelişme sürecine sahiptir. Tatarlar da
kendilerine ait olan söz sanatının başlangıcı olarak Runik yazı ile kaydedilen eserleri
saymaktadırlar. Tatar yazılı edebiyatının ilk devri olarak, yarattığı üstün medeniyeti ile dünya
çapında ün kazanmış Bolgar Devleti’nin hüküm sürdüğü devir kastetilmektedir. XIII.
yüzyılın ortaları ile XV. yüzyılın ortaları Tatar Edebiyatı tarihinde Altın Ordu Devri Tatar
Edebiyatı olarak belirleniyor. Kazan hanlığı devrinde de Tatar medeniyetinin son derece
yüksek seviyelere ulaştığı bilinmektedir. Kazan Hanlığı yıkıldıktan sonra toplum hayatında
gözlemlenen durgunluk çok uzun sürer. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında toplumun gelişmesini
dünyevi temelde belirleyen eğitim ve akıl gücü öne çıkar. Bu devirde Tatar edebiyatı yalnız
Doğu’ya değil, Batı’ya da yönelmeye başlamıştır. XX. yüzyıl Tatar edebiyatı doğrudan
doğruya ceditçilik hareketine bağlı fikri-estetik gelenekleri geliştirip Avrupa’nın eriştiği
medeniyeti de örnek alarak, devam etti. Tatar edebiyatını yeni temeller üzerinde geliştirmede
matbu kitabın rolü gayet büyüktür. 1917 yılı inkılabından sonra Sovyet ideolojisine bağlı
olarak gelişen Tatar edebiyatı birçok eksiklere rağmen XXI. yüzyıla zengin bir miras
bırakmıştır. Edebiyatın gerçeği sanat olarak benimsemesi hiçbir zaman duraklamıyor.
Geçmişteki zengin edebi geleneklerini koruyup zamana uyum sağlayan ve geleceğe umutla
bakan Tatar edebiyatı bugün de gelişmekte ve derin içerikli eserler ile zenginleşmektedir.
Anahtar kelimeler: Tatar, Edebiyat, Tatar Edebiyatı, Kültür, Tarih.
Abstrakt
The development of Tatar Literature dates back to many centuries. As the beginning of
their individual literary art, Tatars also count the works written in Runic letters. The period
of Bolgar nation that is well-known throughout the world with its high civilization is
considered as the first period of Tatar written literature. The period between the mid 13th.
century and the mid 15th. century is known as the Altın Ordu (Golden Army) Period of Tatar
Literature. During the reign of Kazan Khan, it is known that the Tatar civilization reached its
heights. After the decline of Kazan Khan, the quietness in the social life lasts a long time. In
the second half of the 18th. century, the mind and reason that determine social development
in the worldly sense gain importance. In this period Tatar Literature reaches not only
towards the East but also the West. The 20th. Century Tatar Literature developed its
traditions of aesthetic and ideas within the context of reform, and also aspired to the
European civilization. The publication of the books played an important role. After the
revolution in 1917, Tatar Literature developed under the Soviet ideology ,and despite many
shortcomings, left a strong canon to the 21st century. Protecting the rich literary legacy,
keeping up with the time, and looking at the future with hope, Tatar Literature continues to
develop and offer great works of art.
Key Words: Tatar, Literature, Tatar Literature, Culture, History.
AKADEMİK BAKIŞ
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694 – 528X
Sayı: 9
Mayıs – 2006
İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi – Türk Dünyası Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü Celalabat – KIRGIZİSTAN
2
Tatar edebiyatı, çok eski asırlara uzanan gelişme sürecinde çeşitli basamakları, devirleri
kapsayan zengin bir tarihe sahiptir. Söz sanatı milletin varoluşuyla ortaya çıkmıştır ve bu
yüzden edebiyatın başlangıç tarihini de kesin olarak tayin etmek mümkün değildir. Her
milletin, her toplumun geçmişinin karışık ve zor bir süreç olduğunu hatırlarsak, bu
milletlere, toplumlara ait olan edebiyatın da ne kadar uzun ömre ve eski tarihe sahip
olduğunu tahmin etmemiz zor olmaz.
Bütün Türkler gibi, Tatarlar da kendilerine ait olan söz sanatının başlangıcı olarak
Runik yazı ile kaydedilen Orhun-Yenisey Kitabelerindeki “Kültigin ve Tonyuku Kitabeleri”ni
(VI.-VIII. yüzyıllar), “Fal Kitabı”nı (IX.-X. yüzyıllar), Balasagunlu Yusuf’un “Kutadgu
Bilig”ini (XI. yüzyıl), Kaşgarlı Mahmud’un “Divanü Lugati’t-Türk” adlı eserini (XI.yüzyıl),
Ahmet Yükneki’nin (XII. yüzyıl), Ahmet Yesevi (XII. yüzyıl) ve Süleyman Bakırgani’nin
(XII.) eserlerini saymaktadırlar. Bu eserler Tatar edebiyatının da temeli olarak kabul ediliyor,
çünkü onlardaki gelenekler sonraki devirlerde Tatar edipleri tarafından devam ettirilmiştir.
Bilim adamları, Tatar yazılı edebiyatının ilk devri olarak, yarattığı üstün medeniyeti ile
dünya çapında ün kazanmış Bolgar Devleti’nin hüküm sürdüğü devri kastetmektedirler. Bu
devir, İdil-Ural boylarında yaşayan çeşitli Türk ve Ugor-Fin kabilelerini birleştiren güçlü
Bolgar Devleti’nin kurulmasından başlamaktadır. Avrasya’da ilk olarak madenleri işleme
başarısına erişmiş ve kendi para birimleri olmuş, soğuk iklim şartlarında merkezden ısıtılan
binalarla şehirler kurmuş, satranç oynamış, sabun kaynatmış ve en önemlisi, 922 yılında resmi
din olarak İslamiyet’i kabul etmiş ve böylece Mecusiliğe, Putperestliğe son vermiş Bolgar
Tatarları ilim ve edebiyatta da epey ilerlemişlerdir (Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları
Antolojisi… 2001: 15). (Halk arasında yaşayan efsanelere ve tarihi menkıbelere göre İdil
boyu Tatarları İslam dinini daha VII. asırda, Hazar Kaanlığı’na tabi olduğu zamanda kabul
etmeye başlarlar (Srednevekovaya Tatarskaya Literatura VIII-XVIII vv. 1999: 42.). Bu devir
Tatar Edebiyatı “Bolgar Edebiyatı” olarak adlandırılmaktadır ve o iki kolda gelişmiştir:
1.Bolgar-Tatar kabilelerinin dünyaya bakış açılarının çeşitli yönlerini, fikir dünyasının
tarihi, etnik, kozmik alemi, mitolojik ve topografik görüşlerini aksettiren göçebe edebiyatı
(sözlü edebiyat).
2.Sanat ve ilimde kaydedilen gelişmelerle kendini göstermiş şehir edebiyatı (yazılı
edebiyat).
Bolgar devrindeki edebiyatın temeli efsaneler, masallar, menkıbeler ve türkülerden
ibarettir. Mesela, eski tarihi kaynaklardan derlenen, Bolgar Tatarlarının teşekkülü, Alp
Batırlarla ve İslam dinini İdil boyuna getirenlerle ilgili efsane-menkıbeler hala halk arasında
yaşamakta ve sevilerek söylenilmektedir. XI. yüzyılda hazırlanan Kaşgarlı Mahmud’un
“Divanü Lugati’t-Türk”, “Kitabu Macmuu Tercüman-ı Türki ve Acemi ve Mogoli ve Farisi”
(XIII. yüzyıl), Ebu Hayyan’ın “Kitabü’l-İdrak li Lisani’l-Etra” (XIV. yüzyıl başı), “Codex
Cumanikus” (XIV. yüzyıl) gibi çeşitli eser ve sözlüklerde Tatar Türklerinin pek çok
kelimeleri, atasözleri, bilmeceleri ve diğer söz varlığı derlenip kaydedilmiştir. Bu Bolgar
Tatarlarının hayatı ve medeniyeti hakkında bu devre ait taş edebiyatı, metallere ve taşlara
yazılan yazılar, Bolgar ülkesine gelen seyyahların dini içerikli yazmaları, Arap alimlerinin
ansiklopedik eserleri, Türk alimlerinin elyazma eserleri günümüze kadar ulaşmıştır.
Müslümanlığı kabul ettikten sonra ise Bolgar Tatarları’nın medeniyeti yeni bir temelde
şekillenmeye ve şehir medeniyeti göçebe kültürden ayrılmaya başlar. Bolgar, uluslar arası