12
olması gerekti i anlamına gelmektedir. Netice
itibarıyla,
özgürlük
hakkına
getirilecek
kısıtlamalar, istisnaî olarak de erlendirilmeli ve
yalnızca kısıtlamayla ilgili ikna edici bir gerekçe
oldu unda bu kısıtlamalara müsaade edilmelidir.
Bu kısıtlamalar, kamu mercilerinin öngördü ü
herhangi bir düzenlemenin uygun oldu u
varsayımından hareketle uygulamaya konulamaz.
Sözle me hükümlerinin dinamik bir ekilde
yorumlanması, daha önceden yorumlanmı bir
hükmün de i en artlar çerçevesinde yeniden
yorumlanmasına istekli olmayı da gerektirir.
Avrupa nsan Hakları Mahkemesinin hukukî
metinleri yorumlamasının önemi göz ardı
edilemez. 5. Madde hükümlerine (ve tüm
Sözle me hükümlerine) tam olarak riayet
edilebilmesi için hâkimlerin, Avrupa nsan
Hakları Mahkemesinin dinamik içtihatlarını da
dikkate alması gerekir.
Kitapçıkta bundan sonraki bölümlerde,
Avrupa
nsan Hakları Sözle mesinin 5.
Maddesinde yer alan temel ilke ve kurallara,
Strazburg’da bulunan Mahkemenin somut
durumlarda bu ilke ve kuralları yorumlama ve
uygulaması çerçevesinde de inilmektedir.
13
I. Bölüm: özgürlük karînesi;
hukuka uygunluk artı;
alıkoyma kavramı
1. Özgürlük karînesi
Avrupa nsan Hakları Sözle mesinin 5.
Maddesi 1. Paragrafında, herkesin özgürlük
hakkından istifade etmesi gerekti i ve
dolayısıyla, ki inin bu hakkından yalnızca
istisnaî durumlarda mahrum edilebilece i
karînesi yer almaktadır. Bu paragraf, bu hakkın
ko ulsuz artsız ve kesin bir ekilde ortaya
konmasıyla ba lamaktadır: “herkesin ki i
özgürlü üne ve güvenli ine hakkı vardır”.
Paragrafta daha sonra u ifade yer almaktadır:
“A a ıda belirtilen haller ve yasada belirlenen
yollar dı ında hiç kimse özgürlü ünden yoksun
bırakılamaz”.
Ayrıca, özgürlük karînesi, özgürlü ün
mutlak surette gerekenden daha uzun süre
kaybının söz konusu olamayaca ı ve bu tür bir
kaybın gerekçesi olmaması halinde de tazmin
edilebilmesinin teminat altına alınması yoluyla,
5. Maddede dile getirilen kesin
artla
vurgulanmaktadır. lk husus, paragrafta yer alan
u cümlede net bir ekilde ortaya konmaktadır:
“suç i ledi i
hakkında geçerli üphe bulunan
ki iler makul bir süre içinde yargılanma hakkına
sahiptirler”. kinci husus da aynı madde içinde u
ekilde
tanımlanmaktadır:
Özgürlü ünden
mahrum edilen herkes, “özgürlük kısıtlamasının
yasaya uygunlu u hakkında kısa bir süre içinde
karar vermesi ve yasaya aykırı görülmesi halinde,
kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye
ba vurma hakkına sahiptir”. Dolayısıyla, bir
ki iyi özgürlü ünden mahrum eden merci, hem
bu mahrumiyet kararının 5. Madde hükümleri
çerçevesinde sa lanan yetkiye dayanılarak
verildi ini hem de mahrumiyet kararının
uygulandı ı
durumun
yine
bu
madde
14
hükümlerinde belirlenen bir durum oldu unu
ispat etmekle yükümlü kılınmı tır.
Söz konusu ispat yükü, özgürlük
mahrumiyetine yol açabilecek ekilde bu yetkiyi
kullanacak merciler açısından bir öz-ele tiri
gerektirmekte ve bu yetkinin kullanılması halinde
de 5. Maddede öngörülen sınırlara her zaman
uyulmasını sa lamaktadır. Ancak, böyle bir öz-
de erlendirmenin hem gerçekle tirilmesi hem de
geçerli olması, hâkimlerin, 5. Maddenin 3. ve 4.
Paragraflarında kendilerine atfedilen önemli
gözetim i levini yerine getirirken üpheci bir
yakla ım benimsemelerine önemli ölçüde
ba lıdır. Her durumda, özgürlükten mahrumiyet
kararı söz konusu oldu unda bir hâkimin, bu
durumdan etkilenen ki inin aslen özgür olması
gere inden hareket etmesi esastır. Böyle bir
varsayımdan hareketle, hâkimin yalnızca ki inin
özgürlü ünden mahrum edilme gerekçelerini
tespit etmesi de il, aynı zamanda bu
gerekçelerin mahrumiyet tedbiri do urup
do urmadı ını da belirlemek üzere bu
gerekçeleri
yakından
incelemesi
gerekir.
Bunların yapılmaması, hukukun üstünlü ü
ilkesinin terk edilerek keyfî uygulamaya teslim
olunması anlamına gelir.
Bu istikamette oldu u belirlenen herhangi
bir temayülün kabul edilemez oldu u Avrupa
nsan Hakları Mahkemesinin Mansur-Türkiye
2
davasında, ki inin devam eden alıkoyulma
halinin haklı bulunmadı ı do rultusunda vardı ı
kararda ortaya konmaktadır: bu davada ulusal
mahkeme
müteaddit
olarak,
genellikle
detaylandırılmadan aynı ifadeler, hatta aynı
kalıplar kullanarak ki inin alıkoyulma halinin
devamı do rultusunda karar vermi tir. Bu tür bir
yakla ımla hâkim adeta, kolluk kuvvetlerinin
kararını onaylamı
;
(
ve
)
ba ımsız ve ele tirel bir
karar verememi tir. Bu tavır, hiçbir zaman
özgürlükten mahrumiyet kararının bir gerekçeye
dayanması esasına uygun olamaz.
2. Alıkoyma halinin hukuka
uygunlu u
2
8 Haziran 1995.
Dostları ilə paylaş: |