15
5. Madde 1. Paragrafta, özgürlükten
mahrumiyetin “yasada belirlenen yollara (usule)
uygun” olması gerekti i belirtilmi tir. Ayrıca,
özgürlükten mahrumiyete hangi artlarda izin
verildi inin
belirtildi i
di er
tüm
alt
paragraflarda bu tedbirin “usulüne (hukuka)
uygun” olması gerekti ine i aret edilmektedir.
Hukuka uygunluk artı, hem usul hem de esasa
yönelik olarak yorumlanmı tır. Ayrıca, hukuka
uygunluk, herhangi bir özgürlük mahrumiyetinin
ulusal hukuka ve Avrupa nsan Hakları
Sözle mesine uygun olması ve keyfî olmaması
gerekti i eklinde anla ılmaktadır.
Ulusal Hukuka eklen Uygunluk
Bir
ki i
özgürlü ünden
mahrum
edilmi se, elbette, öncelikle ilgili ulusal kanunun
gereklerinin yerine getirilip getirilmedi ini tespit
etmek esastır. Bu tespit, temel bir usule uygun
davranılıp davranılmadı ının ya da alınan tedbire
ili kin
yasada
bir
hüküm
bulunup
bulunmadı ının
belirlenmesi
için
gerçekle tirilebilir. kinci husus, belli bir yasa
hükmünün kapsamını yorumlamak anlamına
geldi i kadar, böyle bir hükmün uygulandı ı
durumun fiilen mevcut oldu unun kanıtlanması
da demek olabilir. Avrupa nsan Hakları
Mahkemesinin,
bu
i lemlerin
gerçekle tirilmedi i ve dolayısıyla, mesnedin
olu madı ına
dair
çok
sayıda
kararı
bulunmaktadır
3
. Örne in, Van der Leer-
Hollanda
4
davasında, bir kadın bir psikiyatri
hastanesine kapatılmı , ancak bu emri veren
hâkim, kadının karardan önce ifadesinin
3
Her ne kadar bir kanunun yorumlanması ve
uygulanmasının ilke olarak bir Devletin yetkili merciinin –
özellikle de mahkemelerinin – yetkisinde oldu unu kabul
etse de A HM, bu kanuna uyulup uyulmadı ının tespitine
dair yetkisi saklı tutar; a a ıda belirtilen bazı davalarda,
Mahkeme ulusal mercilerin kararlarından farklı kararlar
vermi tir.
4
21 ubat 1990.
16
dinlenmesine ili kin
yasal
artı
yerine
getirmemi tir. Hatta, A HM’nin de i aret etti i
ekilde hâkim, bu kadını tedavi eden psikiyatrın
kadının hâkim huzuruna çıkmasının maksadına
ters dü meyece i ya da tıbben sakınca
olu turmayaca ı eklindeki kanaatinden neden
farklı davrandı ını açıklama gere i bile
hissetmemi tir. Bu durumda, Avrupa nsan
Hakları Sözle mesi hükümlerinin uygulanması
bakımından, kadının hastaneye kapatılma
gerekçelerinin 5. Madde hükümlerinde yer alan
mahrumiyet gerekçelerine uygun ve uyumlu
olabilece ini ileri sürmek mümkün de ildir;
ki iyi özgürlü ünden mahrum etmeden önce
yerine getirilmesi gereken usule ili kin bir artın
dikkate alınmadı ı durumlarda, yakalama ya da
alıkoyma halini uygun telâkki etmemek gerekir.
Eski bir Bulgaristan ba bakanının bazı
kamu fonlarını geli mekte olan ülkelere aktarmı
olması sebebiyle özgürlü ünden mahrum
edilmesine ili kin ulusal mahkeme kararının
görü üldü ü Lukanov-Bulgaristan
5
davasında da
benzer bir durum söz konusudur. Her ne kadar
bir cürümden ötürü verilen bir özgürlükten
mahrumiyet kararının Sözle meyle ba da ma
ihtimali bulunsa da bu davada, özgürlükten
mahrumiyet tedbirine yol açan fiilin bir cürüm
oldu u, hatta aslen hukuka aykırı bir fiil oldu u
bile kanıtlanamamı tır. Dolayısıyla, ba vuru
sahibinin bu tartı malı fiili, Bulgaristan
kanunlarına göre ki inin özgürlü ünden mahrum
edilmesi için bir mesnet te kil etmemektedir.
Ayrıca, her ne kadar bu tür ba ı lar yoluyla
ki inin kendisi için bir avantaj sa lamasının suç
olu turma ihtimali bulunsa da (ki böyle
görünmüyor), ba bakanın böyle bir avantaj
pe inde oldu unu gösteren makul bir üphenin
varlı ına i aret eden hiçbir bilgi ya da kanıt
bulunmamaktadır.
Dolayısıyla,
ba bakanın
özgürlü ünden mahrum edilmesinin hiçbir
hukukî dayana ı yoktur ve bu durum kesinlikle
5. Maddenin ihlâlidir.
5
20 Mart 1997.
17
Benzer bir durum, silâh satı larıyla ilgili
bir protesto gösterisi esnasında bro ür ve pankart
bulundurmak sebebiyle tutuklanan ki ilerce
açılan Steel-Birle ik Krallık
6
davasında ba vuru
sahiplerinin bir kısmı için de söz konusudur. Her
ne kadar asayi ihlâli tespit edildi inde ki iyi
yakalama
yetkisi
bulunsa
da,
ba vuru
sahiplerinin davranı ları polisin böyle bir
geli meden endi elenmelerine yol açacak haklı
bir sebep te kil etmemektedir; bu ki ilerin
konferansa katılmak isteyenleri ciddî bir biçimde
engelledikleri, engellemeye çalı tıkları ya da
insanları iddete yöneltebilecek herhangi bir
provokasyona ba vurduklarına dair hiçbir kanıt
bulunmamaktadır. A HM, ba vuru sahiplerinin
asayi i ihlâl ettikleri gerekçesiyle yakalanmaları
ve sonra da alıkoyulmalarının hukuka aykırı
oldu una karar vermi tir.
7
6
23 Eylül 1998.
7
Bkz. Raninen-Finlandiya davası, 16 Aralık 1997. Bu
davada kamu hizmetini yerine getirmeyi reddeden bir ki i
tutuklanmı tır. Ancak kendisine daha önceden kamu
Hukukî zeminin muhafaza edilmesinin önemi
Herhangi bir özgürlükten mahrumiyet
uygulamasında hukukî zemin, bu mahrumiyet
devam etti i sürece muhafaza edilmelidir. Pek
çok kez, ilk ba ta hukuka uygun olmakla birlikte,
özgürlükten mahrumiyet uygulamasında hukukî
zeminin bir süre sonra ortadan kalkmı olması
sebebiyle ihlâller tespit edilmi tir. Örne in,
Quinn-Fransa
8
davasında, daha önce tamamen
Fransız kanunlarına uygun olarak alıkoyulmu
olan bir ki i için mahkeme tahliye kararı
vermi tir. Ancak, mahkemenin bu kararından on
bir saat kadar sonra ba vuru sahibinin alıkoyulma
hali hâlâ devam etmi ve kendisine ne mahkeme
kararı bildirilmi , ne de kararın infazıyla ilgili
herhangi bir harekete geçilmi tir. Öyle
hizmetini yerine getirmeyi reddinde ısrar edip etmedi inin
sorulmaması, Finlandiya kanunlarına aykırıdır.
8
22 Mart 1995.
Dostları ilə paylaş: |