82
desteklenerek sıcak suların kökeni,
su-kayaç ilişkisi, beslenim-boşalım özellikleri
yorumlanmaya çalışılmıştır.
Çizelge 7.9 İnceleme alanına ait izotop verileri (Afşin vd. 2005)
tgs-1* tgs-2** tgs-3***
bsms-1* bsms-2**
δ
18
O
-11.85 -12.32 -11.74 -11.27 -10.2
δ
2
H
-81.94 -90.69 -81.81 -89.5 -78.35
3
H
4.4 4.2
1.8 0
Örnekleme tarihleri *:1.3.1999, **:13.11.1999, ***:13.5.2000
7.9.1 Oksijen-18 (δ
18
O)-Döteryum (δ
2
H) İlişkisi
Oksijen-18 ve Döteryum izotopları jeotermal suların kökeninin ve geçirdikleri
fizikokimyasal süreçlerin belirlenmesinde sıklıkla kullanılmaktadır.
Clark ve Fritz
(1977) δ
18
O- δ
2
H diyagramlarından jeotermal suların kökenleri ve geçirmiş oldukları
fizikokimyasal süreçler hakkında yorumlamalara gitmenin mümkün olduğunu
belirtmişlerdir.
Buna göre, oluşturulan δ
18
O-δ
2
H diyagramı (Şekil 7.7) değerlendirildiğinde Tekgöz
kaplıcasına ait örneklerin (TGS-2, TGS-3) meteorik su doğrusuyla uyumlu dağılım
gösterdikleri, dolayısıyla suların meteorik kökenli oldukları görülmektedir.
Bayramhacılı örneklerinde etkin olan su-kayaç etkileşiminden dolayı ise meteorik su
doğrusundan sapmalar olduğu görülmektedir. Bayramhacılı kaynak alanına ait
örneklerin Tekgöz kaplıcası örneklerine göre daha derin dolaşımlı ve
daha yüksek
sıcaklığa sahip oldukları söylenebilir. Nitekim hidrokşmyasal analiz sonuçları ve
jeotermometre uygulamaları da bunu doğrulamaktadır. Ayrıca BSMS-2 numunesinin bu
diyagramdaki konumu numunenin buharlaşmadan etkilenmiş olabileceğini
düşündürmektedir.
83
Şekil 7.7 İnceleme alanındaki su noktalarına ait δ
18
O-δ
2
H diyagramı
7.9.2 Oksijen-18 (δ
18
O)-Trityum (
3
H) İlişkisi
Oksijen-18-Trityum
(δ
18
O-δ
3
H) diyagramında (Şekil 7.8) değerlendirildiğinde düşük
trityum değerlerine sahip olan Bayramhacılı kaynak alanına
ait örneklerin, Tekgöz
kaplıca kaynağına ait örneklerden daha derin dolaşımlı ve rezervuarda kalış sürelerinin
daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Şekil 7.8 İnceleme alanındaki su noktalarına ait δ
18
O-δ
3
H diyagramı
δ
18
O
δ
2
H
δ
18
O
3
H
84
7.9.3 Trityum (δ
3
H)-Elektriksel İletkenlik (Eİ), Trityum (δ
3
H)-Klorür (Cl) İlişkisi
Suyun rezervuarda kalış süresinin artması ile iyon içeriklerinin, dolayısıyla elektriksel
iletkenliklerinin ve Cl
-
derişimlerinin de artış göstereceği bilindiğinden,
bu değerlerin
yeraltısularının yaş belirlenmesi çalışmalarında kullanılan trityum değerleriyle beraber
kullanılması ile suların göreli yaşları ve akiferde kalış süreleri hakkında yorumlamalara
gitmek mümkün olmaktadır.
Trityum-Eİ (Şekil 7.9), Trityum-Cl
-
(Şekil 7.10) grafiklerinden de δ
18
O-
3
H
diyagramının sonuçlarıyla uyumlu olduğu gibi Bayramhacılı kaynak alanına ait sıcak
suların, Tekgöz kaplıcası sularına nazaran daha yaşlı oldukları,
daha fazla akiferde
kaldıkları, dolayısıyla nispeten daha derin dolaşımlı oldukları anlaşılmaktadır.
Şekil 7.9 İnceleme alanındaki su noktalarına ait δ
18
O-EC diyagramı
Şekil 7.10 İnceleme alanındaki su noktalarına ait δ
18
O-Cl
-
diyagramı
3
H
EC
3
H
Cl
-
85
8. PETROGRAFİ VE JEOKİMYA ÇALIŞMALARI
Daha önceki bölümlerde de belirtildiği gibi çalışma alanında temeli Palezoyik yaşlı
mermerler oluşturmaktadır. Çalışma alanı ve civarında etkin olmuş Orta Anadolu
magmatizmasının ürünü olan volkanik kayaçlar bölgede geniş yayılım sergilemektedir.
Bunun yanı sıra Bayramhacılı köyü civarında siyenitik kayaçlara da rastlamak
mümkündür.
Arazi gözlemlerinde özellikle aktif tektonizma etkisiyle
fazlaca kataklazma geçirmiş
olmasından dolayı kısmen geçirimli özellik kazanmış oldukları belirlenen bu litolojilerle
sıcak suların ilişkili olabilecekleri görüşü su kimyası çalışmalarıyla da desteklenmiştir.
Bu nedenle gerek vesiküler doku sergilemesinden dolayı bazaltlar, dinamik
metamorfizma etkisiyle kataklazmaya uğramış kısımlarda yarıgeçirimli özellik
kazanmış siyenit
gibi magmatikler, gerekse sıcak suyun akiferini oluşturdukları
düşünülen mermerler ayrıntılı olarak örneklenmiş ve bu örnekler üzerinde petrografi ve
jeokimya çalışmaları yürütülmüş, bu yöntemle su-kayaç etkileşimi hakkında ipuçları
elde etmek amaçlanmıştır.
8.1 Petrografi Çalışmaları
8.1.2 Mermerler
Mermerler mikroskop altında granoblastik dokulu orta-iri tane boyuna sahip,
kalsit
kristallerinden oluşmaktadır. Çift yönlü dilinime sahip kalsit kristalleri genellikle yarı
özşekilli olarak bulunmaktadır.
Kayaçta tektonik etkiler sonucu oluşmuş, kırık ve çatlaklarda hidrotermal akışkanların
etkin oldukları, bu süreksizliklerde gelişen pas renkli Fe boyamaları ve bu kısımlarda
çökelen Fe-Mn’lı opak minerallerden anlaşılmaktadır (Şekil 8.1a, b).