47
Arrianos
206
“ skitlerin hem kendileri hem de atları zırhlıdır”
demektedir.Herodotos
207
skit atlarının iki parçalı zırhla korunduğunu
söylemektedir; “atların göğüs ceberleri bakırdandır, gem, kantarma
∗
şakakları
koruyan plaklar altın yaldızlıdır.” At korumalıklarının birkaç biçimi vardı.
Korsedeki metal levhalar ve pendantif süsler atın başını ve yüzünü korumaya
yardımcı olurdu. Nadiren metal pullar yapıştırılmış deri at korumalığı ve kalın
bir keçe önlük kullanılmıştı. Düşman oku delmeden buna saplanır kalırdı.
Pek çok skit silahı ve zırhı yerli demirciler tarafından yerel yada ithal
edilen yüksek miktarda demir ve bronzu kullanarak ve onlara büyük bir
ustalık katılarak yapılmıştır. skitlerin silah yapımındaki başarısı komşu
bölgelerdeki silah yapımının gelişmesinde oldukça etkili olmuştur. Karadeniz
kıyısındaki kolonilerdeki Grekler skit silahlarını büyük oranda kendilerine
adopte ettiler. skit yapımı silahlar skitya’nın kuzeyinde, batısında ve
doğusunda binlerce kilometrelik bir alanda bulunmuştur.
208
D. SAVAŞ VE TAKT K
skitlerin hayatı hep mücadele içerisinde geçiyordu. Otlakların kontrol
altında tutulması dağınık boyların bir araya getirilerek siyasi birliğin
sağlanması, düşman ülkelerine akınlar düzenleyerek ganimetler elde
edilmesi başarılı bir şekilde savaşmaya bağlıydı. Bozkır Türk’ü için savaş
eğlenmek, spor yapmak gibi bir meşguliyetti. Şartlar bozkır Türk’ünü
savaşmaya ve savaşı da onun hayatının bir parçası yapmaya sevk etmişti.
209
Dio Chrysostom
210
“ skitler daima savaş halindeydi” diyerek skitlerin
hayatında savaşın yerini ortaya koymuştur.
206
Arrianos, Aleksandrou Anabasis,III,13
207
Herodotos I, 215
∗
Atların dillerini bastıran araç
208
Cernenko, A.g.e., s. 20
209
Durmuş, A.g.m., s. 22
210
Dio Chrysostom, 36
48
Bozkır süvari birlikleri, süratli atları nedeniyle büyük bir hareket
kabiliyetine sahiptirler. skit süvarileri silahlarının özellikle oklarının vurucu
gücü sayesinde “uzaktan savaş” prensibini benimsemişti. Bu savaş tarzı
yaya olarak savaşan ağır silahlı düşman askerleri üzerinde büyük avantaj
sağlıyordu. Savaşa ani hücumla başlanır ve bununla düşmanın aniden
imhasından ziyade birliklerin dağıtılması gayesi güdülürdü. Yıldırım hızıyla
hareket eden atlılar kısa bir zaman süren ok yağmuru ve göğüs göğüse
çarpışmadan sonra yanıltıcı bir geri dönüşle kaçmaya başlar ve her yöne
kaçarak düşman saflarını bozardı. Bu sırada yanlarda gizlenen atlılar geri
dönenlerle birlikte onları takibe koyulan düşman üzerine saldırır ve bu surette
onları kolayca alt ederdi. Bu taktik “bozkır taktiği”, “hilal taktiği” veya “turan
taktiği” olarak adlandırılmıştır.
Bu taktik üç safhada gerçekleştiriliyordu. Bunlar yıpratma, yanıltma ve
imha idi. Yıpratma saflarında düşman üzerine ani baskınlar düzenlenerek
düşman ordusu hasara uğratılıyor, morali bozuluyor ve korkutuluyordu.
Yanıltma safhasında atlılar geri çekiliyormuş gibi yaparak düşmanın
kendilerini takip etmesi sağlanıyordu. Böylece düşman istenen yere
çekiliyordu. Bu sırada da düşmanın kullanacağı bütün kaynaklar
kurutuluyordu. Üçüncü safhada ise düşman pusuya düşürülüyor ve etrafı
kuşatılarak yenilgiye uğratılıyordu.
211
Bozkır savaş taktiğinin uygulandığı en güzel örnek MÖ. 528’deki Pers
kralı Kyros ile Massaget kraliçesi Tomris arasındaki savaştır. Başarılı
savaşlar sonucunda mparatorluğunun sınırlarını kuzeydoğuya doğru
genişleten Kyros, Hazar Denizine doğru sınırlarını genişletmek istiyordu.
212
Bu nedenle Massagetler üzerine bir sefer düzenlemiştir. Herodotos
213
bu
savaş hakkında şu bilgileri vermektedir; Massagetler kocasının ölümünden
sonra tahta geçmiş olan bir kraliçenin yönetiminde bulunuyorlardı; adı
Tomris’di. Kyros elçiler gönderdi.Kendisiyle evlenmeyi çok istediğini bildirdi.
211
Durmuş, A.g.m., s. 22
212
lhami Durmuş, “Massagetler”, Bilig, sayı 3,1996, s. 88
213
Herodotos, I, 205
49
Ama Tomris biliyordu ki onun asıl istediği kendisi değil, Massaget krallığıdır
ve kabul etmedi. Kyros hileyi söktüremeyince ordusunu Arax (inci) üzerine
vurdu ve Massagetler’e karşı açıktan sefer hazırlığına girişti; ordu geçebilsin
diye ırmak üzerine köprüler atıyor, kayıklar üzerine kuleler yükletip ırmağı
aşırtıyordu.
Bu işlerle uğraşırken Tomris’den bir elçi geldi ve şunları söyledi:
“Medler kralı bu işlerden vazgeç; bu yaptıkların senin hayrına mıdır, değil
midir bilemezsin; bırak diyorum kendi halkına hükmet, bizim de kendi
halklarımıza hükmetmemize karışma. Ama sanırım yolunu bu öğüde göre
çizmek istemeyeceksin öyle değil mi? Eğer ille de Massagetler’le boy
ölçüşmek istiyorsan, o zaman ırmağın iki yakasını birleştirmek için bu kadar
zahmete katlanma; biz ırmaktan üç günlük yola kadar çekileceğiz; suyu geç
ve ülkemize gel; yok eğer bizim gelmemizi istiyorsan bu dediğimizi sen yap.”
Bu haber üzerine Kyros, Pers ileri gelenlerini çağırttı, durumu anlattı ve nasıl
bir yol tutulması gerektiği hakkında onlara danıştı. Kyros Tomris’e geri
çekilmesini, çünkü ırmağı kendisinin aşacağını ve ona karşı yürüyeceğini
bildirdi. Tomris başta yaptığı öneriye uyarak geri çekildi. Kyros krallığın
yönetimini oğlu Kroisos’a bıraktı. Kendisi ordusuyla birlikte ırmağı aştı. Kyros
Arax’tan öteye bir gün ilerledikten sonra orada sürülerinden bir çok hayvan
öldürttü, yemekler pişirtti. Büyük bir şölen hazırladı, şarap yemek ne varsa
masrafa bakmadan hepsini döktü sonra orada ordunun en az işe
yarayanlarını bırakıp üst yanını toplayarak ırmağa doğru geri çekildi.
Massaget ordusunun üçte biri çıkageldi. Kyros’un bıraktıklarını karşı
koydukları için öldürdüler ve düşmanı kırdıktan sonra hazır şöleni gördüler.
Sofraların başına çöküp yemeğe giriştiler; gırtlaklarına kadar yemek ve
ş
arapla dolunca uyudular. Persler üstlerine geldiler ve çoğunu kılıçtan
geçirdiler, daha fazlasını da canlı yakaladılar. Bu arada Tomris’in oğlu
Spargapises’i de ele geçirdiler. Massagetler’e o kumanda ediyordu.
Kraliçe ordusunun ve oğlunun başına gelenleri öğrenince Kyros’a bir
haberci saldı, şu haberi gönderdi; “Kana doymayan kanlı katil Kyros, bu
başarıyla şişinme; bu zaferi içtiğiniz zaman sizin de aklınızı başından alan
üzüm kazandı. Bu zehirdir diyorum. Seni hilebazlıkla oğlumun efendisi
Dostları ilə paylaş: |