78
dağıtılmışlar ve binlerce şehit vermişlerdir. Gürcistan’da ancak Gürcü adı almak şartı
ile ülkeye kabul edilmişlerdir. Bugün 13 farklı cumhuriyetin 4264 değişik
bölgelerinde yaşamaktadırlar. Rusya Federasyonu’nun 28 yerleşim biriminde 70.000,
Kazakistan’da
145.000,
Azerbaycan’da
106.000,
Kırgızistan’da
57.000,
Özbekistan’da 30.000, Ukrayna’da 18.000, Türkiye’de 200.000, çeşitli ülkelerde
3000 olmak üzere 629.000 Ahıska Türk’ü yaşamaktadır. Bugün Kazakistan, Rusya,
Ukrayna, Azerbaycan ve Türkiye’de birçok dernek ve vakıfları bulunmaktadır
(www.tdgb.org).
2.2.2.3. Irak Türkleri
Irak’ta bin yılı aşkın bir zamandan beri varlık gösteren Türkmenler, ülkenin
kuzey orta bölgesinde yaşamaktadırlar. Türkmenler, günümüzde Musul, Erbil,
Kerkük, Diyala ve Selahattin illerinin sınırları ile başkent Bağdat’ın birkaç
mahallesinde de bir şerit boyunca yayılmış bulunmaktadırlar. Irak hükümeti açıktan
devamlı Türkmen nüfusunu azaltmaya çalışmıştır. Dolaysıyla şimdiye kadar
Türkmen nüfusunu belirten tarafsız bir sayım yapılmamıştır. 1957 yılında yapılıp
sonuçları 1959’da açıklanan sayıma göre Irak’taki Türkmenlerin sayısını yaklaşık
567.000 kişidir. Yani Irak’ın toplam nüfusunun yaklaşık % 10’udur. Ama Irak
hükümeti her türlü yolu deneyerek bu gerçeği saklamaya çalışmıştır. Fakat 1957
sayımına göre kuzey Irak’ta sayıları % 73 oranında bulunan Türkmenler şu anda Irak
halkların genelinde üçüncü sırada gelmektedir. 1957–1977 yılları arasında nüfus
artısı % 1 oranından daha az olduğu görülmektedir. Genellikle Irak’ta Türkmen
oranın 1957–1977 yılları arasında % 2,1 oranından % 1,2 oranına düştüğü
anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgilere göre Türkmen oranı devamlı azalmaktadır.
Nedeni ise;
- Türkmenler kuzey Irak’ta özellikle Telafer’den Musul’daki Sincar, Erbil,
Kerkük, Hanekin ve Diyale’den Mendeli’ye kadar uzanan bölgelerde zorunlu göçe
maruz kalmışlardır.
- Irak hükümeti Kürt halkına kullandığı asimilasyon politikasını Türkmenlere
de kullanmıştır (www.kerkuk.net)..
79
Irak’ta nüfus artış oranı % 3,2 olduğu halde Türkmenlerin toplam sayısı 1994
yılında Kerkük, Erbil, Musul, Selahattin ile Diyala’ya bağlı köy, kasaba ve Bağdat’ta
yaşayanlar dahil en kötü tahmine göre yaklaşık 3.000.000 kişidir (www.kerkuk.net).
Türklerin Irak’a ilk girişleri M.S. 674 tarihine kadar uzanır. Önceleri bir
askeri koloni olarak Irak’ta varlık gösteren Türkler, daha sonraları hilafet merkezini
ve halifeyi korumakla görevlendirilmişlerdir. Türklerin Araplara karışmadan
çoğalmalarının sağlanması için de Samerra şehri inşa edilmiş ve böylece Türk
kolonisinin korunması amaçlanmıştır. Türklerin yoğun biçimde Türk dalgaları ile
beslenmeleri, Selçuklu Sultani Tuğrul Bey’in Oğuz boylarından oluşan ordusuyla
1055’te Irak’a girmesiyle başlamıştır. Irak’taki Türkmen nüfusu Selçuklular’dan
sonra, bunların devamı olan Atabeyler döneminde de çoğalmıştır. Bölgede hakim
olan bu Atabeyliklerden, merkezi Musul olan ve Zengiler adi ile tannan Musul
Atabeyliği (1127–1223) ile merkezi Erbil olan ve adına Begtiginliler de denilen Erbil
Atabeyliği (1144–1232) hem kültür ve sanat, hem de Haçlılara karşı gösterdikleri
başarılardan dolayı ün kazanmışlar ve parlak bir dönemi simgelemişlerdir. Ayrıca
Hamrin dağları ile Hanekin dolaylarında hüküm süren Türkmen İyvaki Beyliği ile
Kerkük’te hüküm süren Kıpçak Beyliği, XII. yy’da bölgenin kaderine sahip olan
hükümetler kurmuşlardır. XIV. yy’da Irak’taki etnik dokunun Türklerden yana bir
görünüş kazandığı ve egemen topluluğun Türkler olduğu bilinmektedir. Celayirliler
zamanında Bağdat’ın Türk kültürünün önemli merkezlerinden biri haline geldiği
söylenebilir. Bu dönemde ülkenin kuzeyinden başlayarak Bağdat’a kadar geniş çapta
Türkleşme hareketi görülmüştür. Ayrıca Farsçadan başka Türkçenin büyük rağbet
kazanması yine bu dönemde gerçekleşmiştir. XV. yy’ın başlarında Karakoyunlu
Devleti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu ve devlet fermanlarının Türkçe yazıldığı
tespit edilmiştir. Safeviler döneminde de Irak’taki Türklerin nüfus bakımından
güçlendikleri gözlenmektedir. 1534’te Osmanlı topraklarına katılan Irak, Osmanlı-
Türk kültürünün nüfuzuna girmiştir. Bir süre tekrar Safeviler’e geçen bölge 1638’de
Sultan IV. Murat tarafından geri alınmıştır. Bu sıralarda bölge, Anadolu’dan getirilen
Türk boyları ile beslenmiştir. Irak Türkmenleri, I. Dünya Savası’nın sonuna kadar,
Osmanlı etkisinin altında kalarak yaşamıştır. Böylece Irak Krallığı’nın kuruluşuna
kadar bölge, kesintisiz biçimde Türk egemenliğinde kalmıştır. I. Dünya Savaşı’nın
sonuna doğru bölge İngiliz işgaline uğramıştır. Bu yüzden eskiden Musul eyaleti
80
olarak bilinen Kuzey Irak’ın bugünkü Musul, Erbil, Kerkük ve Süleymaniye
vilayetleri, Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye ile İngiltere arasında sorun teşkil
etmiştir. Irak’ın kuzeyinde yer alan Musul Eyaleti, Misak-i Milli ile tespit edilen
Türkiye’nin sınırları içinde yer almaktadır. Lozan Konferansı’nda Musul Meselesi,
bir neticeye bağlanamayınca, çözümün Milletler Cemiyeti’ne bırakılması
kararlaştırılmıştır. Miletler Cemiyeti’nin, İngiltere lehindeki kararını önce kabul
etmeyen Türkiye, çabalarının neticesiz kalması üzerine, 5 Haziran 1926 tarihinde
Ankara Antlaşması’nı imzalayarak, Musul Eyaletinin İngiliz mandasındaki Irak’a
bırakmıştır. Irak’ta 14 Temmuz 1958 tarihinde yapılan askeri darbe sonucu ilan
edilen cumhuriyet, Türkmenler için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Bundan
böyle Türkmenler, okullarda anadillerinde eğitim ve öğretim görecek ve Türkçe
neşriyat hakkına sahip olacaklardır. 24 Ocak 1970 tarihinde, İhtilal komuta konseyi
tarafından Irak Türklerine kültürel haklar tanınmıştır. Buna göre haftalık bir siyasi
gazete ile aylık bir edebi dergi çıkarılacak, Türk bölgelerindeki ilkokullarda
Türkmence eğitim yapılacak, Türkmen yazarlar birliği kurulacak, radyo ve
televizyon yayınlarının arttırılmasına gidilecektir. Verilen bu hakların bir kısmuı
yerine getirilmiş, ancak tanınan hakların bir kısmı da bir yıl sonra uygulamadan
kaldırılmıştır. 1963’ten 1974 yılına kadar nispeten sakin bir dönem geçiren Irak
Türkleri, bu sefer planlı bir asimilasyonla karşı karşıya kalarak, halkın bir kısmı
güneye sürülmüş, toprakları ve gayrimenkulleri ellerinden alınmıştır. Ülkenin
güneyinden binlerce Arap para karşılığı getirilerek Kerkük’e yerleştirilmiştir.
Kerkük’ün ismi değiştirilmiş ve Kerkük’te iki büyük Türk ilçesi olan Tazhurmati ve
Kifri, baska bir Arap vilayetine bağlanmıştır. 1970–1980 yılları arasında Türkmenler
çeşitli terör işlerine maruz kalmışlardır. Bazı liderler tutuklanıp yargılanmış ya da
suni yargılarla hapiste yatmışlardır. Irak hükümeti kullandığı insanlık dışı siyasete
rağmen Türkmen halkı Irak’ta varlığını sürdürme mücadelesine devam etmiştir
(www.hurgokbayrak.com).
Irak Türkleri çok önceleri, bir bölümü asker, bir bölümü çiftçi ve bir kısmı da
esnaf ve tüccar olarak yaşamlarını sürdürürken en karakteristik özellikleri devlet
memuru olmalarıdır. Türkmenlerin bir kısmı köy hayatını tercih etmiş ve Türkmen
köylüsü olarak Türk topraklarını işlemeye başlamışlarıdır. Ancak bu konularda da
yönetimce uygulanan baskılarla Türkmen köylüsünün toprakları ellerinden alınmış,
Dostları ilə paylaş: |