Niyazi berkes tüRKİYE'de çAĞDAŞLAŞMA



Yüklə 5,75 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə20/283
tarix04.11.2017
ölçüsü5,75 Mb.
#8492
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   283

TÜRK

İ

YE'DE ÇA



Ğ

DA

Ş



LA

Ş

MA



 

Bu inanç Avrupa'da baskı altında yaşadığı gibi, Erdel'in Osmanlı egemenliği-

ne bağımlılığı zamanında orada açığa çıkmış, Osmanlıların himayesi altında bu 

inancı temsil eden kilise, öteki ikisine karşı kendine çok taraftar bulan bir kilise 

olmuştu.

21

 Ancak, Osmanlıların Erdel'i ve Macaristan'ı Avusturya'ya kaybetme-



leri üzerine orada devlet dini olarak yerleşen Katoliklik, heretic (resmî doktrinden 

ayrılan, sapkın) Unitarius inancındakilere karşı baskı siyasetini başlattı. Bunlar 

Kalvinist perdesi altında, Kalvinistlere verilen eski ilahiyat okullarında gizlice Ser-

vetus'un ve Erdelli ilâhiyatçıların Katoliklik ve Papalık aleyhindeki kitaplarını 

okumaya devam ediyorlardı. 

Servetus'un iddialarından biri, Katolik Kilisesi'nin İncil'i bozmuş olduğu, as-

lında Hıristiyanlık'ta Teslis inancı olmadığı idi; kendisi Biblia Sacra adı ile farklı 

bir kutsal kitabı gizlice basmıştı. İbrahim Müteferrika, sözünü ettiğimiz yazma ki-

tabının başında, bu okunması yasak edilen kitapları gizlice okuduğunu açıkça 

söylediği gibi sözünü ettiğimiz Kutsal Kitap'tan da Arap harfleriyle yazılmış La-

tince parçalar alır. 

Böyle bir ilahiyat mezununun Habsburg ordusuna Osmanlılara karşı savaş-

mak için katıldığına inanmak güçtür, İslâmlık’ı bilmeyen bir kişi olmayan 

İbrahim'in Katolik Habsburgların yönetimi altında yaşamaktansa Osmanlılığa 

geçerek Müslüman olduğu apaçıktır. 

İbrahim Müteferrika'nın iddia edildiği gibi Kalvinist olmayıp Unitarius (Tektan-

rı) inancı geleneğine bağlı bir kişi oluşu, yalnız önemsiz bir inanç farkı sorunu değil-

dir. Onun geldiği din geleneğinin tanımlanması, İbrahim'in Türkiye'deki hayatının-

asıl yanlarının kökleri hakkında bizi aydınlatır. Bunlar matbaacılık, coğrafya bilgisi 

ve bilimciliktir. Bunlar yalnız o zamanki Erdel'de değil, Avrupa'nın özellikle Hollanda 

ve  İngiltere gibi ülkelerinde zamanın en ileri düşünürleri olan kimselere', kilise 

taassubuna karşı olan, din-devlet ayırımını savunan, inanç özgürlüğü fikrini ileri 

süren, hattâ fizik, matematik, astronomi ve tıp alanlarında yeni bilgileri geliştiren 

ve Macaristan'da matbaacılığı ilerleten kişilerde görülen özelliklerdi. 

İbrahim, bilim alanında Avrupa'da teokrasiye karşı olan büyük bilim önder-

leri ayarında özgün bir bilim adamı olmamakla birlikte, coğrafya ve mıknatıs hak-

kındaki yazılarından, Osmanlı tarihinin en büyük bilgini olan Kâtip Çelebi'nin 

eserlerine yaptığı katkılardan onun hem Batı'daki, hem Doğu'daki bilim alanlarını 

tanıyan bir kişi olduğunu anlarız. 

Görüyoruz ki, Osmanlı tarihi çerçevesi içinde, her yanı ile çağdaş Batı'nın en 

ileri yanını temsil eden biridir. Oradaki militer, siyasal ve bilimsel ilerlemelerden 

haberli olduğu gibi, Avrupa doğusundaki Moskof ülkesindeki en son gelişmeler-

den de haberi vardır. 

52

 




İ

LK A


Ş

AMA


 

İbrahim'in Türk oluş tarihi 1692'dir. Risâle-i İslâmiye denen yazıyı 8 yıl 

sonra yazmıştır. Ne zaman müteferrikalığa geçtiği bilinmiyor. Ancak mühürdarlı-

ğında bulunduğu bildirilen Damat Ali Paşa zamanında 1715'te Viyana'ya Prens 

Eugene ile müzakerelere elçi olarak gönderildiğinde, kendisine "gedikli müteferri-

ka" rütbesi verilmiş olması muhtemeldir.

22

 Şu halde Takrif'in. yazıldığı, Rochefort 



projesinin verildiği tarihte İbrahim sadrazamla padişaha çok yakın önemli mevki-

lerde bulunuyordu, İbrahim hacegânlık rütbesine kadar yükselmiş ve şimdi sözü-

nü edeceğimiz eseri muhtemel olarak bu rütbede iken yazmıştır, İbrahim’in 53 

yaşında yazdığı bu eser 1731 'de I. Mahmut'a sunulmuştur.

23

 

Bu kitabın, Patrona isyanının hemen ardından yazılmış ve yeni padişaha su-



nulmuş olmasından anlaşılıyor ki, yeniçeri ayaklanmasına karşın 1718'de başla-

yan fikir ölmemiştir. Sözü edilen kitap Risâle-i İslâmiye denen kitaptan çok daha 

fazla Osmanlı din geleneğine aykırı bir tezi savunduğu halde basılmıştır. Yeniçeri 

isyanında matbaaya karşı şeriat adına bir saldın da olmamıştır. Kapatılması ya da 

yaktırılması gibi bir istek de ileri sürülmemiştir. Matbaaya şeriatçıların karşı çıktı-

ğı, yeniçeri isyanlarının şeriatçılık adına yapılmış ayaklanmalar olduğu yolunda 

çok yaygın iki inancı yalanladığı için bu iki noktaya ileride döneceğiz.

 

Sözü edilen Usûlü'l-hikemfî nizâmi'l-ümem'in amacı, Osmanlı devlet kuru-



luşunun bozulmasının, Avrupa devletlerinin güçlenmelerinin nedenlerini araştır-

mak, kalkınmak için Osmanlı devletinin neler öğrenmesi ve alması gerektiğini be-

lirtmektir. Yazar, önce üç siyasa düzenini anlatır: monarhiya, aristokrasiya, de-

mokrasiya. Bunları tanımlama biçiminden bellidir ki, İbrahim bunların asıl üçün-

cüsü ile ilgilidir.

24

 Batı'da kendisinden az önce yaşamış devrimci düşünürler gibi 



o da sözünü ettiği demokrasi, parlamento, halk egemenliği yöntemlerinden ihti-

yatla söz ettiği, yargısını sakladığı halde, üç düzen içinde onu üstün gördüğünü 

gözümüzden saklayamamıştır. O zamanki Avrupa'da en ileri ulusların demokra-

tik düzende bulunan uluslar olduğunu (Hollanda ve İngiltere'yi gösterir) bunların 

yasalarının Tanrı'dan gelme şeriat ilkelerine göre değil, akıl yoluyla bulunmuş il-

kelere dayandığını da sözlerine katar.

 

İbrahim Müteferrika, Avrupa yasa düzenlerini tanımladıktan sonra, bunların 



dayandığı militer kurumları ve askerlik yöntemlerini ele alır. Bunlardan öğrenile-

cek yanlar olduğu tezini güçlendirmek için Avrupa devletlerinin ve en son Moskof 

devletinin (o zaman henüz "Rusya" terimi yoktu; Moskovya, daha sonraki Rus-

ya devletinin topraklarının ortalarında ve Moskova şehri çevresinde, İsveç, Po-

lonya ve Tatar Hanlığı ile çevrili küçük bir kara devleti idi) nasıl güçlendiğini, 

bunların karşısında Osmanlı devletinin nasıl zayıf bir duruma düştüğünü ve biri-

cik çarenin bunların yöntemlerini benimsemekte olduğunu anlatır.

 

53



 


Yüklə 5,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə