Niyazi berkes ve türkiye’de çAĞDAŞLAŞMA’nin gelişimi aytaç yildiz



Yüklə 266,75 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/11
tarix04.11.2017
ölçüsü266,75 Kb.
#8488
növüYazi
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

24

Niyazi Berkes ve Türkiye’de Çağdaşlaşma’nın Gelişimi / Aytaç YILDIZ

Erken dönem yazılarından başlamak üzere Berkes’in Gökalp’e özel bir 

ilgisi vardır. Bunun bir nedeni yukarıda belirtildiği gibi resmi ideoloji ile 

ilgiliyken diğer bir neden, Chicago Sosyoloji’de okumuş olan Berkes’in 

Gökalp’le kurduğu mesleki denebilecek ilişkidir. Türkiye’de “gerçek an-

lamıyla” ilk defa sosyoloji yapan ve Türkiye’de akademik/bilimsel bir ge-

leneği başlatan Gökalp’in uyandırdığı ilgi, Berkes’in Türkiye’de sosyoloji 

tarihin anlattığı makalesinden başlar. Bu bağlamda Gökalp algısı çok nettir: 

“Gerçekte son dönem Türk sosyologlarının tamamı, doğrudan veya dolaylı 

Gökalp’in tilmizidir”.

65

 Berkes’e göre Gökalp her ne kadar kendi sosyolojik 



sistematiğini Durkheim’ın çalışmaları üzerine bina etmişse de, onu “yabancı 

bir sosyolojinin çevirmeni ya da müfessiri” olarak görmek doğru değildir. 

Gökalp, Durkheim’ın bilimsel yaklaşımının genel yapısını değiştirmiş ya 

da en azından ona milliyetçi bir renk katmıştır.

66

 Amerika’dan döndükten 



sonra Berkes’in Gökalp ilgisinin genişlediği fark edilir. “Milletin buhranlı 

bir devrinde ilmi ve fikri rolünü yapmış ve tarihe geçmiş bu büyük mütefek-

kiri…kıymetlendirmek zamanı gelmiştir” diye başladığı uzunca yazısında, 

Gökalp’in hala ya romantik methiye edebiyatı içinde ya da “bazı ideolojilerin 

peygamberi” gibi gösterilmek suretiyle hatırlanıyor olmasını eleştirir. Beş 

yıl önceki ilk Gökalp değerlendirmesindeki Durkheim etkisi bahsinde şimdi 

biraz daha ileri giderek, Gökalp’in sosyolojide Durkheim’dan ayrı kendine 

has bir buluşu olduğunu ifade eder.

67

 Daha sonra ayrıntılı olarak Gökalp dü-



şüncesinin temel başlıklarını ve kavramlarını tanıtmaya girişir. Fakat yazıda 

ne Gökalp’in fikirleriyle, bu fikirlerin üretildiği II. Meşrutiyet’in sosyal ve 

siyasal şartlar arasında bir ilişki kurulur ne de bu fikirlerin Atatürk’e (veya 

Kemalizme diyelim) olan etkisi değerlendirilir.

1940’lı yılların başından 1954’e kadar geçen uzun sürede konuya ilişkin 

yaptığı okumalar ve değerlendirmelerin ardından Niyazi Berkes’in nihayet 

Gökalp’e ilişkin derinlikli ve kalıcı kanaatlere ulaştığı görülmektedir. 1952 

yılında Kanada’ya gittikten kısa süre sonra İngilizce kaleme aldığı geniş bir 

yazıda bu durum belirgin olarak göze çarpar. Bu yazıda belirtildiğine göre 

Berkes, Gökalp’in yazılarından derlediği bir seçkiyi İngilizceye tercüme 

etme işini tamamlamış ve hâlihazırda Türkiye’de Laikliğin Gelişimi adlı 

65 


Berkes, Sociology in Turkey, s.243.

66

 Berkes, a.g.m., s.243.



67

 Niyazi Berkes, “Ziya Gökalp’in Sosyolojisi”, s.277.




25

Sosyoloji Konferansları, No: 46 (2012-2) / 1-33

bir kitap üzerinde çalışmaya başlamıştır.

68

 “Ölümünün üzerinden otuz yıl 



geçmiş olan Gökalp, 20. asır Türk yazarları arasında hala en etkili ve en 

özgün yazar olarak durmaktadır” diyen Berkes’e göre Türkiye’yi teokratik 

ümmet konseptinin dışına çıkararak, “Türkler için seküler bir din ve kültür 

görüşü” hazırlamakla Gökalp başlı başına bir kırılmayı hazırlamıştır. Bu 

makalede Gökalp’in fikirleri, yazıları ve hayatı, ilk defa bağlamı içinde 

ele alınmıştır. II. Meşrutiyet’in kendine has atmosferi içindeki Batıcılar, 

İslamcılar ve Türkçüler üçgeni ile Gökalp’in kişisel yolculuğu bir arada 

değerlendirilmiştir. Berkes’in makaleye Namık Kemal’le başlaması ve 

Gökalp’in medeniyet anlayışında Kemal’in izinde olduğunu (Batı medeni-

yetinin sadece maddi yanları alınmalı) belirtmesi de ayrıca dikkat çekicidir.

69

 

Makalenin can alıcı noktası, Türkiye’de laiklik akımı bağlamında Gökalp’in 



Kemalizm için ne anlama geldiği noktasında, Berkes’in kesin bir kanaate 

vardığını göstermesidir:

“Atatürk’ün  köklü  reformları  henüz  başlamışken  hayatını  kay-

betmiş  olsa  da,  bu  reformların  arka  planındaki  temel  fikirler  Ziya 

Gökalp’in  yazdıklarında  bulunur…  İnanıyorum  ki  eğer  Gökalp  daha 

uzun  yaşasaydı,  kendisini  kolaylıkla  Atatürk’ün  güttüğü  politikayla 

bağdaştırırdı. Çünkü Gökalp’in halifeliğe dair fikirleri, zaten kendisinin 

Batıcı  milliyetçiliğinin  mantıkî  sonuçlarıyla  çatışma  halindeydi”.

70

Bu  değerlendirmeler  birkaç  yıl  sonra  yayımlanacak  olan  Türkiye’de 



Çağdaşlaşma’da ilgili tartışmanın nasıl yürütüleceğinin de ön-habercisidir. 

Gerçekten kitabında Berkes Atatürk’ün Gökalp’e olan borcunu somut bi-

çimde ortaya koymuştur:

“İttihat ve Terakki Partisi’nde yavaş yavaş etkisini arttıran Gökalp…bir 

muhtıra hazırladı. Muhtıranın asıl konusu, din kurumunu ve din adamlarını 

‘diyanet’ terimiyle adlandırdığı alana sürmek çözümüdür… Bu muhtı-

raya göre 1916’da başlayan başlıca reformlar şunlardır: a)Şeriat mahke-

68

 Niyazi Berkes, “Ziya Gökalp: His Contribution to Turkish Nationalism”, The Middle 



East Journal, Vol. 8, No. 4, 1954, s.1. Burada sözü edilen derleme ancak 1959 yılında 

yayınlanabilecektir. Tabi bu arada Batı’da Ziya Gökalp’i ele alan ilk çalışmanın 1950’de 

yayımlanan Uriel Heyd’in Foundations of Turkish Nationalism: The Life and Teachings 

of Ziya Gökalp adlı kitap olduğunu hatırlatmak gerekir. Berkes bu makalesinde Heyd’e 

atıf yapmaktadır.  

69

 Berkes, a.g.m., s. 382.



70

 Berkes, a.g.m., s. 376.




Yüklə 266,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə