142
ÖZGÜR YILMAZ
şimdiye kadar göz ardı edilen bu kaynaklardan hareketle konu hakkındaki li-
teratüre bir katkı yapma amacını taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Doğu Anadolu, Rus politikaları, Ermeni Reaya, Er-
zurum, Fransız Konsolosluğu
1828-1829 OSMANLI-RUS SAVAŞI SONRASI RUSYA’NIN
DOĞU ANADOLU’DAKİ FAALİYETLERİNE DAİR BAZI
TESPİTLER
143
SOME OBSERVATIONS ON THE RUSSIAN ACTIVITIES IN THE
EASTERN ANATOLIA IN THE AFTERMATH OF THE 1828-1829
OTTOMAN-RUSSIAN WAR
Abstract
The Russian conquest after the 1828-1829 Ottoman-Russian War consti-
tuted a starting point for Russian policy in the Eastern Anatolia. The most
important instrument for the Russian policies was the Ottoman Armenians.
The Russians showed a distinct interest in the Ottoman Armenians in the oc-
cupation period and by means of effective propaganda and program, ten thou-
sand of Armenians had been attracted to the Russian side. However, this em-
igration policy was not limited by wartime and after the war, the Armenians
in the Ottoman side had been encouraged to migrate to Russian side by Rus-
sian activities. Especially foreign consulates resided in Erzurum followed the
Russian policy and provided important information in their reports. One of
them was the French consulate established in 1843. French consuls who were
responsible for the monitoring political and military developments in the re-
gion followed the Russian policy on the Armenians in Eastern Anatolia to es-
tablish their dominance, and gave detailed information to the French authori-
ties. By focusing on the French consular correspondences, it is possible to ob-
tain new information on the Russian policies, their means to attract the Otto-
man Armenians to Russian side and to create political pressure. Based on the
French consular correspondences, this paper aims to make a contribution on
this topic.
Key Words: Eastern Anatolia, Russian policies, Armenian population,
Erzurum, French consulate
144
ÖZGÜR YILMAZ
Giriş
Her ne kadar “Ermeni Meselesi” olarak tarih literatürümüze yerleşen ko-
nunun başlangıcı olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasındaki döneme
işaret edilse de Rusya’nın 19. yüzyılın ilk yarısında Kafkaslar ve Doğu Ana-
dolu’da İran ve Osmanlı Devleti aleyhine elde ettiği kazanımlar daha sonra
büyüyerek uluslararası bir sorun haline gelecek olan meselenin de tohumlarını
ekmişti. Bilindiği gibi Rusya’nın 19. yüzyılın ilk yarısındaki politikası Kaf-
kaslar ve Doğu Anadolu’da kendi hâkimiyetini tesis etme faaliyetlerine da-
yanmaktaydı. Bu politikanın ilk önemli ayağı olarak Ruslar 1826-1828 yılları
arasında İran ile savaşmıştı. İran, bu savaşta Hindistan yolunun güvenliğinden
endişe eden İngiltere’nin desteğine karşın Rusların Aras’ın güneyine geçerek
Tiflis, Urmiye ve Erdebil’i almasına ve Tahran’ı tehdit eder bir ilerleme gös-
termelerine engel olamadı. Nihayetinde İran tarafı barış istemek zorunda kaldı
ve 1828’de Türkmençay Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma Rusya için tam
bir zaferdi. Öyle ki İran, Erivan ve çevresiyle Aras Nehri’nin sol tarafında
kalan tüm topraklarını Rusya’ya vermek zorunda kaldı.
1
Bu şekilde bölgedeki
Rus hâkimiyetinin bir ayağı tamamlanmış oluyordu. Geriye ise Osmanlı Dev-
leti’nin kontrolünde olan bölgelerin ele geçirilmesi kalmıştı. Rusya bu fırsatı
da çok geçmeden bir şekilde elde etti. Yunanistan’ın bağımsızlığını belirleye-
cek olan Londra Antlaşması’nın Osmanlılar tarafından kabul edilmesini ba-
hane ederek Nisan 1828’de Osmanlılara savaş ilan edip Prut üzerine hareket
geçti.
2
Osmanlı devlet adamları Rusların bir bahane ile saldırıya hazırlandık-
larını bilseler de devlet ne Balkanlarda ne de Kafkas cephesinde bir mücade-
leye hazır değildi. Ancak Rus tarafı hem Balkanlarda hem de Kafkas cephe-
sinde sessiz bir savaş hazırlığı yapıyordu. Nitekim Mayıs 1828’de General
Diebiç’in komutasında başlayan hareketlerde Ruslar Boğdan’ı istila etmiş, ar-
dından Eflak’ı da alarak Silistre ve Edirne’ye kadar ilerlemişlerdi.
3
Kafkas Cephesi’nde de manzara farklı değildi. Burada Rusların öncelikli
hedefi Anapa, Poti ve Batum gibi stratejik noktaları ele geçirip sahil kesiminde
kontrolü sağladıktan sonra Ahıska’yı ele geçirerek Osmanlılara karşı sağlam
1
Rıfat Üçarol, Siyasi Tarih (1789-1994), Filiz Kitabevi, İstanbul, 1995, s. 148.
2
Şerafettin Turan, “1829 Edirne Antlaşması”, Ankara Üniversitesi DTCF Dergisi, C
IX, S 1-2, Ankara, 1951, s. 115-116.
3
Rawdon Chesney, The Russo-Turkish Campaigns of 1828 and 1829: With a View of
the Present State of Affairs in the East, Redfield, New York, 1854, s. 184-200.
1828-1829 OSMANLI-RUS SAVAŞI SONRASI RUSYA’NIN
DOĞU ANADOLU’DAKİ FAALİYETLERİNE DAİR BAZI
TESPİTLER
145
bir hat oluşturmaya çalışmaktı.
4
Bu bağlamda 1828’in yazında General Pas-
keviç’in komutasındaki Rus birlikleri Anapa, Poti, Ahıska ve diğer stratejik
kaleleri aldıktan sonra Kars’ı da ele geçirdi.
5
Bu kazanımların devamı olarak
Ruslar 1829’un baharında yeniden harekâta geçerek Temmuz ayının başında
önce Hasankale’yi ardından da Erzurum’u ele geçirdiler. Sahil kesimine ulaş-
mayı hedefleyen Paskeviç burada yoluna devam etmiş ve Rus birlikleri çetin
bir direnişle karşılaşsalar da Bayburt’u da ele geçirmişlerdi.
6
Kafkas Cep-
hesi’nde iki seneye yakın süren mücadeleler neticesinde 1828 yılı harekâtında
Ruslar Anapa, Kars, Ahılkelek, Poti ve Bayezid gibi küçük ancak stratejik
açıdan önemli noktaları ele geçirmiştir.
7
1829 yılı harekâtında ise her ne kadar
Batum ve Trabzon gibi limanları ele geçirememişse de Rusların Doğu Ana-
dolu’nun en büyük şehri olan Erzurum’u ve Erzurum’a kadar olan bölgeyi ele
geçirmesi büyük bir başarıydı. Rusların doğudan Trabzon’a kadar yaklaşma-
ları; Balkanlarda ise Edirne’yi ele geçirmeleri İstanbul’un iki taraftan da tehdit
edilmesinden farklı bir manaya gelmiyordu. Bu bakımdan Osmanlıların barış
istemekten başka bir seçenekleri yoktu.
8
Edirne’de 14 Eylül’de Rus ve Osmanlı taraflarınca imza edilen anlaşma
ile 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sona ermiş oldu. Ancak bu savaş sonra-
sında ortaya çıkan manzara Kafkaslarda uzun bir zamandan beri devam eden
Osmanlı-Rus mücadelesi açısından bir dönüm noktası olmuştur. Bu savaş sı-
rasında önemli yenilgiler alan ve Doğu Anadolu’da mühim bir toprak kaybına
maruz kalan Osmanlı Devleti savaştan daha az kayıpla çıkmak için oldukça
ağır şartlar içeren Edirne Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştı. Bu ant-
laşma Balkanlarda yeni sorunları beraberinde getirdiği gibi Osmanlı Dev-
leti’nin Kafkaslar ile olan münasebetini kesmiş ve doğudaki Rus tehlikesini
4
W.E.D. Ellen-Paul Muratoff, 1828-1921 Türk Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi,
Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1966, s. 25.
5
Yaşar Kop, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Kars ve Çevresi, Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 1999, s. 65-77; Be-
sim Özcan, “1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi’nde Erzurum Eyaleti’nden Rusya’ya Göçürülen
Ermenilerin Geri Dönüşlerini Sağlama Faaliyetleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştır-
maları Dergisi, S 46, Erzurum, 2011, s. 197.
6
Fatma Yelda Gök, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Doğu Anadolu, Dumlupınar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kütahya, 2008, s.
39-57.
7
Chesney, a.g.e., s. 163.
8
Turan, a.g.m., s. 134-134; Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C V, TTK, Ankara, 1988,
s. 120.
Dostları ilə paylaş: |