Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   135

F. Atomlar ve görelilik...................................................................261
G. Çıkarılacak dersler.................................................;................265
-Ek, 1988 ........................................................................................266
VIII. ARİSTOTELES’İN KONTİNYUM VE MATEMATİK
TEORİSİ ÜZERİNE BAZI (GÖZLEMLER....................................267
IX.
        GALİLE VE DOĞRULUĞUN TİRANLIĞI
 
                                        
 
 
...................................
 
 299  
Ek.....................................................................................................318
X. PUTNAM’IN KI YASLAN AM AZLIK
ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ..............................................................320
XI. KÜLTÜREL ÇOĞUL(CU)LUK MU YOKSA
YENİ YAVUZ BİRÖRNEKLİK Mİ?...............................................330
XII.
        AKLA VEDA
 
                              
 
 
.........................
 
    .                                                              
 
 
............................................................
 
 338  
A. Döküm.......................................................................................338
B. Bilimin yapısı............................:...............................................339
C. Vaka incelemeleri.....................................................................344
D. Bilim-birçok gelenekten biri....................................................358
E. Akıl ve pratik.............................................................................367
»I
F. Özgür bir toplumun öğeleri......................................................370
G. İyi ve kötü..................................................................................373
H. Akla veda...................................................................................380



SUNUŞ
Bu   kitapta   topladığım   denemeler   kültürel   çeşitlilik   ve   kültürel   değişim
konularını   tartışıyor.   Çeşitliliğin   hayırlı,   tektipliğin   ise   sahip   olduğumuz
neşe,  coşku ve  (düşünsel,  duygusal,  maddi)  kaynakları zayıflatan bir  şey
olduğunu gösterme iddiasındalar.
Bu tür bir bakış açısına karşı çıkan güçlü gelenekler vardır. İnsanların
kendi   hayatlarını   çeşitli   şekillerde   düzenleyebileceklerini   kabul   ederler;
ancak   bunun   bir   sınırı   olması   gerektiğini   eklemeyi   de   unutmazlar.   Bu
sınırlar onlara göre, insani eylemleri düzenleyen ahlâk kuralları ile insanın
doğadaki   konumunu   tayin   eden   fiziksel   yasalar   tarafından   çizilir.
Platon’dan   Sartre’a   filozoflar,   Pisagor’dan   Monod’ya   bilimadamları
elimizde bu tür kural ve yasalar bulunduğunu iddia ederek buna rağmen
çe-


şitliliğin   (değerler,   inançlar,   teoriler   çeşitliliğinin)   nasıl   olup   da   hâlâ
sürebildiğinden yalanmışlardır.
17.   yüzyılın   sonlan   ile   18.   yüzyılın   hemen   başlarından   itibaren   bu
yakınmalar   vahim   bir   şekilde   artmıştır.   Şimdi   sağda   solda   “çağdaş
kültür”ün   “bunalım”da   olduğunu   duyuyoruz.   Dediklerine   bakılırsa
“[çağdaş   kültür]   insan   ve   dünya   hakkındaki   geleneksel   hümanist
görüşlerle, bilimin değerden yoksun mekanik tasvirleri arasında ortaya
çıkan derin bir çelişkiyle” ikiye aynldığı gibi, be- şçri bilimler, felsefe,
sanat ve toplumsal düşünce de bir “kültürel başıbozukluk” (cacophony),
ya   da   “felsefi   illet”   tarafından   için   için   kemirilmektedir.   Bazı
eleştirmenler öyle uç boyutlarda bir parçalanma hissediyorlar ki, örneğin
Jürgen Habermas yakınlarda “neue Unübersichtljchkeit”dan, yani “yeni
bir   dökümlenemezlik”   halinin   ortaya   çıktığından   söz   ediyor:   kamusal
hayatı   bir   sel   gibi   kaplamış   üslûplar,   teoriler,   bakış   açıları   ortasında
insanın kendine bir yol bulması imkansızlaşmıştı^
1
Yakınmaların   adeta   dünyadan   habersiz   görünmesi   çok   şaşırtıcı.
“Kültür”ün zaman zaman şu ya da bu düzeyde bir dağınıklık gösterdiği
doğrudur.   Ama   bu   eğilim   yeni   bir   şey   olmadığı   gibi   her   zaman   onu
dengeleyen   başka   güçlü   eğilimler   vardır:   örneğin   günümüzde   okullar
başka   okullann   arkasına   dolaşıyor,   onları   yutuyor,   soğuruyor;   farklı
alanlardan bilimadamlan disiplinler arası yeni alanlar yaratıyor (örnek:
sinerji   çalışmalan;   moleküler   biyoloji),   büyük   “birleştirici”   modeller
(evrim; bütüncülük; zihin-gövde sorununun ikici çözümleri; dilbilimsel
spekülasyonlar)   birtakım   önemli   ayrımları   bulanıklaştmyor;   sinema,
bilgisayar;   sanat,  rock  müzik,   yüksek   enerji   fiziği   (krş.  Andrew
Pickering’in büyüleyici çahşması, 
Constructing Quarks,
 Chicago
1. “Bunalım" ve “derin çelişki" için bkz.  Roger Sperry,  
Science  and Moral Priority,  
New
York 1985, s.6. Bilimler ile beşeri bilimler arasındaki çatışma için krş. C.P. Snow, 
The Two
Cultures and the.Scientific Revolution,
 Cambridge 1959 
(İki Kültür, 
çev. A. Usluata, Varlık Y.,
1973) ve W.T. Jones, 
The Sciences and the Humanities, 
University of California Press 1965.
Jones  bilimler   ile   beşeri   bilimler   arasındaki   çatlağı   "çağdaş   kültürün   bunalımı”   diye
adlandırır.   "Kültürel   başıbozukluk”   deyimi.  
Precis
  dergisinin  Columbia  Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi'ndeki bir postmodernizm tartışmasını konu alan bir sayısında; “illet”,
K.R. Popper'in 
The Open Society and its Enemies
 (2. Cilt, New York 1966, s.369) kitabında
geçer  
(Açık   Toptum   ve   Düşmanlan,
  /-//,  çev.   M.   Tunçay-H.   Rızatepe,   Remzi   K„   1989.
Habermas’ın gözlemleri 
Die Neue Unübersichtlichkeit,
 Frankfurt 1985, içinde bulunabilir.


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə