Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   135

yoksulluk   gibi   birçok   sözüm   ona   “Üçüncü   Dünya   sorunu”   Batı   uy-
garlığının   önlenemez   yükselişinin   çare   bulmaktan   çok   neden   olduğu
sorunlar   görünümünde.
3
  Bu   eğilimin   manevi   etkileri   bu   kadar   göze
çarpmıyor, ama hiç de daha az acılı oldukları söylenemez. Birçok toplum
için bilgi edinmek hayatın bir parçasıydı; edinilen bilgi bir işe yarıyor, kişi
ve   grupların   kaygılarını   yansıtıyordu.   Yerel   öncelik   ve   sorunlardan
kopartılmış   “nesnel”   bilgi,   okuryazarlık   ve   okulun   getirdiği   dayatmalar
varoluşu   epistemik   dayanaklarından   yoksun   bıraktı,   onu   kısırlaştırıp
anlamsızlaştırdı. Bunun  başını çeken  de  yine, okulu  hayattan  ayıran  ve
hayatı skolastik kurallara tâbi kılan Batı olmuştur.
4
Bu   tür   konular   üzerinde   çalışan   çeşitli   bilginler,   yerli   kültürlerin
temsilcileri   ve   uluslararası   kuruluşlar   birçok   yaşam   tarzı   bulunduğu;
bizimkinden   farklı   kültürlerin   birer   hata   değil   belirli,   özgül   çevrelerde
geliştirilmiş   incelikli   bir   uyum   sürecinin   ürünleri   olan   insan   kültürleri
olduğu; ve onların iyi bir hayatın sırlarını ıskalamak bir yana, yakalamış
oldukları   sonucuna   vardılar.   Hattâ   silahların   kontrolü   gibi   son   derece
teknik sorunlar bile bütünüyle “nesnel” değildir, çepeçevre “öznel” yani
kültürel öğelerle kuşatılmıştır.
5
  Yukarda bir kısmını aktardığım metinde
“İnsan dünyasında”, diyor François Jacob;
3. Genel bir değerlendirme için bkz. John H. Bodley, 
Victim of Progress, Menlo Park, Kaliforniya
1982.   Sağlık   ve   açlık   gibi  somut   örnekler   Grazia   Borrini  tarafından  incelenir,   "Health  and
Development - A Marriage of Heaven and Hell?”,
A. Ugaldo, der., 
Studies in Third World Society, içinde, Austin, Teksas 1986. M. Rahnema (“From
"Aid" to “Aids” -a Look at the Other Side of Development”, Stanford 1983, el yazması metin), o
güne kadar doğal ve toplumsal afetlere karşı etkin bir koruma sağlamış bağışıklık sistemlerinin
dayatılan   Batı   teknolojisi   karşısında   nasıl   çöktüğünü   anlatır.   F.A.   von   Hayek’in,   uzun   bir
uyarlanma süreci içinde olgunlaşmış toplumların sorunlarla başa çıkma konusunda, en gelişmiş
teori ve donatımlara sahip entelektüellerden daha donanımlı olduğu yolundaki uyarısı, “akılcı
müdahalelerin etkilerini saptamak üzere geliştirilmiş bilgisayar modelleri tarafından fena halde
doğrulanmıştır -bu müdahalelerin hepsi de toplumu öncekinden daha beter hale getirmiştir. F.A.
von Hayek, 
Missbrauch und Verfall der Vernunft, Salzburg 1979.
4. Krş. M. Rahnema,  “Education for Exclusion or Participation?”,  el yazması,  Stanford 16
Nisan 1985. Batıdaki durum için bkz. Ivan lllich, 
Deschooling Society, New York 1970 (Okulsuz
Toplum, çev. Bedirhan Üstün, Verso Y., 1985) '
5.
Facing the Threat of Nuclear Weapons (Seattle ve Londra 1983, s.36 vd.) adlı kitabında, ABD
hükümetinin   silahların   kontrolü   ve   ulusal   güvenlik   konularındaki   danışmanı  Sidney  Drell,
“müzakere hedefi” olarak dört şey sayar.


doğal çeşitliliği . . . besleyen kültürel çeşitliliktir; bu. insanoğlunun farklı
hayat koşullarına daha iyi uyum göstermesine, dünyadaki kaynaklan daha
iyi kullanmasına imkan verir. Ancak bu bahiste şimdi bir birörneklik ve
donukluk   tehdidi   altındayız.   İnsanoğlunun   inançlarına,   gelenek   ve
göreneklerine,   kuramlarına   kazandırdığı   olağanüstü   çeşitlilik   her   gün
adım adım ortadan kayboluyor. Halkların kimi zaman fiziksel anlamda
ölerek   yok   olması   kimi   zamansa   sanayi   uygarlığıyla   gelen   yaşam
modelinin etkisine kapılarak dönüşüme uğraması şeklinde birçok kültür
ortadan çekiliyor. Eğer tek bir teknolojik, kırma-dilli (pidgin-speaking),
tektip bir yaşam tarzıyla sıvanmış, yani çok sıkıcı bir dünyada yaşamak
istemiyorsak   dikkatli   olmalıyız.   Hayal   gücümüzü   daha   iyi   kullanmak
zorundayız. (Jacob, s.67).
Bu kitapta topladığım denemeler böyle bir bakış açısına, ona karşı
çıkan felsefeleri eleştirerek destek veriyor.
Özellikle, Batının yayılışım entelektüel açıdan saygın kılmakta sık sık
kullanılan iki ideyi eleştiriyorum -Akıl ve Nesnellik.
Bir   usûlün   ya   da   bakış   açısının   nesnel   (olarak   doğru)   olduğunu
söylemek, onun insanlann beklenti, düşünce, tutum ve istekleri ne olursa
olsun   geçerli   olduğunu   iddia   etmektir.   Günümüz   bi-   limadamı   ve
entelektüellerinin   çalışmaları   hakkında   öne   sürdükleri   en   temel
iddialardan birisidir bu. Ancak 
nesnellik fikri
 bilimden hem daha eskidir,
hem de bağımsızdır. Ne zaman bir ulus, kabile ya da uygarlık kendi
hayat tarzı ile (maddi ve manevi) evrenin yasaları arasında bir özdeşlik
kurar, orada nesnellik fik-
Bunlardan üçüncüsü şöyledir: “Anlaşmaya  varılan maddelerin ülkeler [ABD  ve  SSCB]
tarafından her ikisinin de birbirinden çok farklı olan kendi teknolojik, bürokratik üslûp ve
yapılarına   göre   karar   verecekleri   çeşitli   indirimler,   ayıklamalar   yaparak   yürürlüğe
sokulmasına irin vermek. Her ne kadar söz konusu indirimlerin iki taraf açısından da
âdilâne   olması   şartsa   da,   aynı   zamanda   bunlar   asimetrik   de   olabilmelidir.   O   açıdan
görüşmelerin oldukça esnek tutulması gerekir.” Rudolf Peirels 
(Bird of Passage,
 Princeton
Univ. Press 1985, s.287) benzeri şeyler söyler: “çok açık bir şey var ki iki tarafın da coğrafi
ve stratejik durumları birbirinden farklı; sahip olduktan istihbarat örgütleri, nükieer silahlar
ve   onları  kullanma   biçimleri  birbirine  hiç  benzemiyor;  o  yüzden  tarafların göreli  gücü
konusunda bir değerlendirme yapmak epeyce spekülatif bir şey olur”: iki ulus arasında
yaşamsal çıkarlar üzerinde dönen bir alışveriş “nesnel” ve şematik bir tarzda yürütülemez.


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə