Resmi İdeoloji ve Yargısal Aktivizm
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
62
Bu
çalışmada,
öncelikle
anayasacılık
hareketlerinden
bahsedilerek anayasa yargısının meşruluğu tartışılacaktır. Daha sonra
anayasanın belli hedef ve değerler dizini oluşturmak amacı yani
anayasanın bir ideolojisinin olması ve bu ideolojinin yargısal denetimle
görevli organ tarafından hayata geçiriliş şekli, ideoloji teriminin tarihine
inilerek ele alınacaktır. Son bölümde ise, yargısal denetimle görevli
mahkemenin kararlarında müdahaleci tutum izlemesi sonucu ortaya
çıkabilecek yargısal aktivizm hususu, Türkiye’de anayasa yargısının
yorumda esas aldığı temel noktalarla ve esas alması gerektiği ilkelerle
-demokrasi ve insan hakları lehine aktivizm- birlikte anlatılacaktır.
II. ANAYASA YARGISI
A.
Anayasa (veya Anayasacılık Hareketleri)
İdeoloji olarak dile getirilen siyasî felsefelerin -muhafazakârlık,
sosyal demokrasi, liberalizm, sosyalizm, faşizm, nasyonal sosyalizm, din
devleti taraftarlığı, liberteryenizm- dizayn etmek istedikleri devleti,
onların toplum, düzen, adâlet anlayışları şekillendirir.
3
İdeolojilerin
anayasacılığa
bakışı
ise
bu
anlayışlar
karşısında
kendilerini
konumlandırdıkları yer yoluyla belirlenir.
Anayasacılık siyasî düzenin, yani devletin hukukla ve yazılı bir
metinle sınırlı olmasını isteyen fikir geleneği içinde doğup gelişmiştir,
başka
deyişle
anayasacılık
ideali
doğal
hukuk
geleneğinden
kaynaklanmıştır.
4
Bu anlamda anayasacılığa bağlı kalmak ve anayasal
yönetim geleneğine uygun bir anayasa yapmak, sınırsız (ve sorumsuz)
devlete karşı sınırlı (ve sorumlu) devleti; sosyal düzenle, sosyal düzenin
kurallarıyla, birey hak ve özgürlükleriyle sınırlı ve bireylere karşı
sorumlu devleti- savunmak demektir.
5
3
Yayla, Atilla: Anayasa ve Devletin Sınırlandırılması, Liberal Düşünce
Dergisi, Sayı 66, Y. 2012, s. 10.
4
Yayla, Anayasa ve Devletin Sınırlandırılması, s. 10; Erdoğan, Mustafa:
Anayasa Hukuku, Orion Yayınları, 7. Baskı, Ankara 2011, s. 25; Heywood,
Andrew: Siyaset, Adres Yayınları, 9. Baskı, Ankara 2013, s. 374; Teziç,
Erdoğan: Anayasa Hukuku (Genel İlkeler), Beta Yayınları, 17. Bası,
İstanbul 2014, s. 159-162; Oder, Bertil Emrah: AB’de Anayasa ve
Anayasacılık, Anahtar Yayıncılık, 1. Baskı, İstanbul 2004, s. 37.
5
Yayla, Anayasa ve Devletin Sınırlandırılması, s. 10.
Nilüfer COŞKUN
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
63
Anayasacılık fikri esas itibariyle liberal düşünce geleneği içinde
doğmuş ve olgunlaşmış, Locke ve Montesquieu ile başlayarak günümüze
doğru gelmiştir.
6
Liberal filozoflar anayasacılık fikrinde, insan tabiatının
zayıflığı ve kırılganlığından dolayı bir kişiye, gruba, sınıfa veya kuruma
mutlak iktidarı bahşetmenin tehlikeli olması ve temel insan haklarının
(doğal haklar) siyasal gücün varlığını öncelemesi olmak üzere iki
kaynağa dayanmışlardır.
7
Nitekim Lord Acton insanın iktidar tarafından
baştan çıkartılma potansiyelini “İktidar yozlaşmaya meyillidir, mutlak
iktidar mutlaka yozlaşır.” sözleriyle dile getirmiştir.
8
Anayasa veya anayasacılık hareketleri, 18. yy’de devletin
yapısını, işleyişini, ana prensiplerini belirleme, organları arasındaki
ilişkileri, bireylerin hak ve hürriyetlerini kurala bağlama, yazılı belgelere
bağlama amacı güden hareketlerdir.
9
Demokratikleşme sürecinden önce
vuku bulan ve evrensel olan bu hareketler
10
, modern anlamı ile 1787
yılında Amerika’daki kolonilerin federe devlet düzeni kurmaları ve
bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin yazılı kurallara bağlanması ile
11
,
6
Yayla, Atilla: Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeolojiler, Liberal
Düşünce Dergisi, Sayı 66, Y. 2012, s. 17.
7
Yayla, Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeolojiler, s. 17.
8
Yayla, Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeolojiler, s. 17.
9
Teziç, s. 160-161; devrimler dönemi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.
Sander, Oral: Siyasi Tarih İlk çağlardan 1918’e, İmge Kitabevi, 16. Baskı,
Ankara 2007, s. 164.
10
Demokrasi tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet
politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi iken,
başka deyişle iktidarın belirlenmesi, kaynağı demokrasinin uğraş alanı iken,
anayasacılık iktidarın gücünün kötüye kullanılmasını, bireyler için koruyucu
mekanizmalar getirilmesini, siyasi kararları alanlar üzerinde halkın
denetimini
sağlamayı
amaçlar.
Bu
bağlamda
demokrasi
veya
demokratikleşme, anayasanın ardılıdır, sonrasında gündeme gelen bir
husustur diyebiliriz. Anayasal devlet ise, anayasacılık kaygıları ile
demokrasi teorisini bünyesinde mezceden bir devlettir. Bkz. Coşgun, Uygar:
Dünden Bugüne Anayasacılık, www.ankarabarosu.org.tr, erişim tarihi
14.03.2017, s. 97; Işık, s. 74; sözü edilen demokrasiden anlaşılması
gerekenin liberal demokrasi -çoğulcu veya anayasal demokrasi- olduğu
hakkında bkz. Yayla, Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeolojiler, s.
13.
11
Amerika Birleşik Devletleri’nin yazılı bir anayasa yapmasında ve
anayasanın
muhtevasında
göçmenlerin
yakından
bildiği
İngiltere