Türkiye’nin yeni özgüveni - Jürgen
Gottschlich
(Die
Tageszeitung)-Tüm
Müslüman
Dünyası İçin Türkiye, Lider Bir Aktör
Konumuna Geldi-
Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, salı günü BM Güvenlik
Konseyinde İsrail'in Gazze'ye giden
yardım gemisine saldırmasını sert bir dille
eleştirdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun
konuşması, Türkiye ve Orta Doğu'daki
televizyon kanallarından canlı yayımlandı.
Her ne kadar ABD'nin baskısı üzerine
İsrail'in üzerine fazla gidilmemiş olsa da
Davutoğlu'nun BM'deki konuşması gayet
başarılıydı.
Başbakan
Erdoğan
ise
kendinden gayet emin bir üslupla bölgede
İsrail'in her istediğini yapamayacağını ve
Türkiye'nin sabrının sınırları olduğunu
söyledi.
Son yıllarda Türkiye bölgedeki Müslüman
ülkeler için lider bir aktör konumuna geldi.
Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e yönelik
izlediği siyasetten Arapların yanı sıra
Malezyalılar
ve
Endonezyalılar
da
memnuniyet duyuyor. Ankara'nın bu
çıkışını İran'ın da desteklediği biliniyor.
Bunların yanı sıra Türkiye'nin son
zamanlarda İsrail'e yönelik yeni bir siyaset
izlemeye başladığı gözlerden kaçmıyor.
Türkiye NATO ülkesi olarak doğrudan
Hamas ile ilişki içinde olan tek ülkedir.
Her ne kadar yardım konvoyu bir sivil
toplum örgütünün organizasyonu olsa da
hükûmet
bu
girişime
sempatiyle
yaklaşmıştır.
Türkiye
bölgesel
bir
güç
olarak
yükselirken
İsrail
ile
ilişkileri
kötüleşmektedir. Son zamanlarda Türkiye
bölgede Suriye, Irak ve Rusya ile vize
konularında ve ekonomik alanlarda yeni
anlaşmalara imza attı.
Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükûmeti
artık AB'yi beklemiyor. Görüldüğü gibi
artık Türkiye AB ve hatta ABD'yi hamle
yapmaya zorluyor. Türkiye'nin talebi
üzerine BM Güvenlik Konseyinde acil bir
toplantı gerçekleştirildi ve Cenevre'deki
İnsan Hakları Komisyonu bir araya geldi.
Bu ülke daha kısa bir süre öncesine kadar
sadece birtakım ricalarda bulunabiliyordu.
(BYEGM)
Erdoğan, İslam dünyası lideri rolünde;
Mübarek Refah sınır kapısını açıyor -
M. Saadoune
(Cezayir / Le Quotidien d'Oran) - Türkiye,
yöneticilerinin
Washington'a
bağlılığı
nedeniyle eli kolu bağlanmış olan İslam
dünyasının liderliğini ele geçirmekte.
Mübarek ise Refah sınır kapısını açarak bir
utanç yaşamaktan kaçınmaya çalışıyor.
Obama, İsrail'i savunmaya devam ediyor,
dünya kamuoyu ise aptal değil.
Beklendiği üzere Amerikalılar, İsrail'in
uluslararası sularda barış filosuna yaptığı
saldırının açık bir şekilde kınanmasını
engelledi. Güvenlik Konseyinden çıkan
karar, Washington tarafından, İsrail'in
bunu istediği gibi yorumlayabilmesine
yetecek kadar belirsiz kılındı. Böylece,
"uluslararası kriterlere uygun tarafsız,
güvenilir ve şeffaf" soruşturma ifadesinde
"bağımsız" ibaresi yer almıyor. Bu demek
oluyor ki kendi suçları hakkındaki
soruşturmayı İsrail'in kendisi yürütecek.
Güvenlik Konseyi karar metninde, "en az
on kişinin ölmesi ve birçok kişinin
yaralanması ile sonuçlanan eylemler" aşırı
derecede ince bir şekilde kınanıyor.
Ablukanın
kalkması
resmi
olarak
istenmiyor ve sadece "Gazze'ye insani
yardım malzemelerinin ve insanların daha
çok sayıda geçebilmesi ve insani yardımın
tüm bölgeye engelsiz olarak sevkiyatı ve
dağıtımının gerekliliğinden" bahsediliyor.
Belli
ki
Türkiye'nin,
İsraillilere
kenetlenmiş olan ABD karşısında elde
edebileceğinin azamisi bu kadar.
--Sefil Bir Propaganda--
Barış filosundan geri dönen ilk gönüllüler
herkesin zaten bildiğini doğruladı: Olanlar;
"uluslararası sularda barış yanlısı bir
heyete" karşı yapılan görülmemiş şiddette
bir saldırıydı. Alman Inge Hoeger, "Hiç
kimse silahlı değildi." açıklamasında
bulundu.
Bu
da
Batı
medyasının
düşünmeden kopyaladığı, İsrail'in "gemide
silahlı adamlar bulunduğu" yolundaki sefil
propagandasını tamamen önemsiz kılıyor.
Bilançosu hala belli olmayan İsrail
saldırısı, Batılıları büyüyen bir sıkıntının
içine sokuyor. Yakın Doğu bölgesinde ise
İslam dünyasının liderliğine soyunan
Erdoğan'ın Türkiye'sinin yönetimi altında
bazı hareketler oluşmaya başladı. Tayyip
Erdoğan'ın
tepkisinin
şiddeti
ve
kamuoyları bünyesindeki genel kızgınlık
Hüsnü Mübarek'i de sarstı.
Gazze'ye uygulanan ambargonun ortağı
olan ve kuşatılmış 1.5 milyon Filistinlinin
tek supabı "tünel ticaretine" son verdiren
Mısır Cumhurbaşkanı da ödün vermek
zorunda kaldı. Bir yandan Amerikalıların
gönüllerini yaparken bir yandan da Arap
dünyasının lideri olmak isteyen Mısır,
güçlü Türkiye'nin Yakın Doğu sahnesine
girişini gördü.
--Ilımlı İslamcıların Söyleyecek Sözü Yok-
-
"Ilımlı" geçinen Araplar ne söyleyeceğini
bilemiyor. Türkiye Başbakanı bunları
neredeyse açık bir şekilde Filistin'i terk
etmekle suçluyor ve Türkiye'nin Gazze'yi
terk etmeyeceği taahhüdünü vererek
uygulanan
"insanlık dışı ablukanın"
kaldırılmasını talep ediyor. Erdoğan,
İsrail'i "Türkiye'nin sabrını zorlamaması"
konusunda uyardı. Türk Başbakan, İsrail'in
cezalandırılmasını istedi. Erdoğan'ın sert
konuşması, Mısır'ı Refah sınır kapısını
"belirsiz bir süreliğine" açmak zorunda
bıraktı. (BYEGM)