Saldirisi III


Türkiye  Filistin’in  gerçek  savunucusu



Yüklə 0,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/21
tarix13.12.2017
ölçüsü0,68 Mb.
#15302
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   21

Türkiye  Filistin’in  gerçek  savunucusu 

hâline geldi - Emile Hokayem 

(BAE- 


The 

National) 

-Analizcilerle 

tarihçiler  dönüp  İsrail-Türk  ilişkilerinin 

çözülüşüne  baktıklarında  düşüş  gösteren 

yörüngesinin  haritasını  çıkarmaları  zor 

olmayacaktır.  Dün  Gazze  Şeridi'ne  giden 

filodaki  Türk  vatandaşlarını  da  içeren 

eylemcilerin  öldürülmesi  bu  hikâyede 

İsrail'in  Orta  Doğu'nun  yükselen  gücüyle 

stratejik bağlarını feda ettiği an olarak özel 

bir yere sahip olacak. 

Ölümler, 

tekneleri 

basan 

İsrail 


komandolarının  aşırı tepkisi,  beceriksizliği 

ya  da  daha  kötüsü  yüzünden  olsa  da 

hikâyenin  bu  bölümünün,  İsrail  ve  Türk 

kurumlarının  ve  toplumlarının  birbirine 

bakışı  üzerinde  sürekli  bir  etkisi  olacak. 

İsrail  savunma  sanayi  Türk  uçak  ve 

tanklarını  geliştiriyor,  füze  ve  iletişim 

teknolojisi 

satıyordu. 

İsrail'in 

Türk 

ordusuna  uydu  erişimi  sağlama  ve 



savunma  sistemleri  planları  vardı.  İsrail 

diğer  bir  deyişle  Türkiye'nin  savunma 

modernizasyonu  için  kilit  önemdeydi. 

Karşılığında  ise  İsrail  hava  kuvvetlerinin, 

donanmasının 

ve 


ordusunun 

eğitim 


alabileceği  bir  alan  ve  NATO'nun  en 

büyük  ikinci  ordusuyla  ilişki  alıyordu. 

Savunma  iş  birliği,  İsrail  ile  Türkiye 

arasındaki  çoğu  gizlice  yapılan  eğitim  ve 

ortak tatbikatlara uzanıyordu. 

Bir  süre  için  her  ikisi  de  Arapların  hâkim 

olduğu bir bölgede faaliyet gösteren bu iki 

Arap  olmayan  güç  ortak  bir  komşuluk 

anlayışıyla  birbirine  bağlıydı.  Türkiye'nin 

üç sorunlu Arap komşusu olan Suriye, Irak 

ve  İran  da  İsrail'in  en  büyük  endişeleri. 

Türkiye'nin  Batı'ya  doğru  demokratik 

yönelimi  İsrail'in  sözde  değerleriyle 

örtüşüyordu. İsrailli analizciler Türkiye  ile 

yakınlaşmanın  Suriye,  İran  ve  Saddam 

Hüseyin'in  Irak'ını,  askerî  saldırı  ihtiyacı 

duyarsa  İsrail  hava  kuvvetlerinin  erişim 

alanı  içinde  tutacağı  spekülasyonunda  bile 

buluyorlardı.  Türkiye  ile  ittifak  İsrail'in 

kendi 


stratejik 

hassas 


durumunu 

dengeliyordu. 

Bu  fantazi  artık  yok  oldu.  Orta  Doğu'daki 

değişen stratejik manzara, Türkiye'nin yeni 

bögesel  görünümü  ve  en  önemlisi  İsrail'in 

Türkiye'yi  akıllara  durgunluk  verecek 

şekilde  ele  alışı  oyunu  değiştirdi.  Türkiye 

İran'ın  tarihî  ve  siyasi  rakibi  olarak  kalsa 

da  İsrail'in  varoluşçu  ve  muhtemelen 

abartılı  İran  korkusunu  paylaşmıyor. 

Türkiye'nin İran ile yakınlaşması da İsrail'i 

kızdırıyor.  Yahudi  devletin  İran  takıntısı 

stratejik  olarak  felç  olduğu,  Türkiye'nin 

gayet 


iyi  oynadığı 

nirengi  oyunu 

beceremediği  anlamına  geliyor.  Türkiye 

aynı şekilde Irak Savaşı sonrasını da ustaca 

ele  alarak  başlangıçta  karşı  çıktığı  bir 

saldırıdan 

fayda 

sağlayan 



çok 

az 


oyuncudan  biri  oldu.  Kürt  sorununu  etkisi 

hâle getirdikten ve Iraklı hiziplerin çoğuyla 

bağ kurduktan sonra şimdi ekonomik ilişki 

kurmaya ve Bağdat'ta dengeli bir hükûmet 

sağlanmasına  odaklandı.  Buna  karşılık 

İsrail  Saddam  Hüseyin'in  oluşturduğu 

tehdide  sabitlendi.  Ama  o  yerinden 

edildiğinde  korkularını  ve  siyasi  dikkatini 

İran'a çevirdi. Ankara Şam ile bir zamanlar 

kavgalı  olan  ilişkisini  karşılık  çıkara 

dönüştürmeyi  bile  becerdi.  Tabii  ki 

Türkiye'nin  önce  Suriye'yi  Kürt  ayrılıkçı 

hareketine ve Hatay'daki toprak iddialarına 

son verip radikal bir dönüşümden geçmeye 

mecbur  etmesi  gerekti.  Bu  bir  kez 

gerçekleştikten  sonra  Türk  politikası 

Suriye'yi  hemen  küçük  bir  ortağa 

dönüştürdü. Kendi adına İsrail zayıf Suriye 

karşısında askerî hâkimiyetinin rahatlığının 

ötesini düşünmekten aciz. 

Tek  sorun  stratejik  bakış  açılarındaki  bu 

farklılık  değil.  İsrail'in  filoya  saldırısından 

sonra  Türk  vatandaşlarının  ölümünden 

açıkça  İsrail  Savunma  Kuvvetleri  sorumlu 

ve  elbette  Ankara'daki  en  baş  savunucusu 

olan  Türk  ordusunu  da  kaybetti.  Türk 

komutanlar  İsrail  bağını  kaybetmek 

istemeyebilirler  ama  hükûmetle  daha 

önemli  başka  kavgaları  var.  İsrail'in 



davasını  ele  almaları  pek  popüler 

olamayacaktır. 

Türkler  şimdi  Arapların  ve  Türklerin 

zihinlerindeki uzun Filistinli şehit listesine 

katılan  ölülerini  gömmekle  meşguller. 

Filistin ile bu sembolik bağ yakın zamanda 

kırılmayacaktır ki bu da İsrail ile bağlarını 

koparmaya  istekli  Türk  politikacılar  için 

değerli bir siyasi avantaj olacak.  

İsrail'in  Türk  politikasının  demokratik 

doğasına  saygısızlığı  da  bir  rol  oynadı. 

İsrailliler Türkiye Başbakanı Recep Tayyip 

Erdoğan'ın  Filistin  davasına  bağlanmasını 

siyasi 


oportünizmden 

İslam 


yanlısı 

eğilimine  kadar  birçok  şekilde  eleştirdi. 

Bu,  İsrail'in  Müslüman  kamuoyuna  ne 

kadar  az  ayak  uydurduğunu  gösteriyor. 

Onun tavrı, ülkesinde ve İsrail'in, en uygun 

barış  önerilerine  rağmen  sadece  askerî 

hâkimiyet  için  ilgilendiği  bölgede  artan 

uzlaşıyı yansıtıyor. 

İsrail'in  tek  sorunu  Türkiye'nin  ortaklığını 

kaybetmek  değil.  Dünkü  ölümcül  olay 

Türkiye'yi  Filistin  davasının  en  büyük 

savunucusu  hâline  getirdi.  Türk  liderler 

Arap  sokaklarında  Filistin'in  kendi  güçsüz 

liderlerinden  daha  çok  güvenilirliğe  sahip. 

Türkiye  ayrıca  uluslararası  sahnede  İran 

kadar  zehirli.  İsraillilerle  Filistinliler 

arasındaki 

görüşmelerin 

yeniden 

başlamasını  isteyecek  herhangi  bir  Arap 

lideri,  Türkiye'nin  İsrail'in  BM  Güvenlik 

Konseyinden 

çıkarılması 

yönündeki 

kampanyası 

karşısında 

hayatta 

kalamayacaktır. 

Önümüzdeki 

günlerde 

Türkiye 

hiç 


şüphesiz,  kapılarındaki  güçlü  bir  devleti 

görmezden  gelemeyecek  olan  Avrupalı 

ortaklarıyla  birlikte  geçici  üyesi  olduğu 

BM'de  İsrail'in  kınanması  için  diplomatik 

bir  göreve  öncülük  edecek.  Türkiye,  orta 

güçler  ve  bağlantısızlar  hareketi  arasında 

hiçbir  Arap  devlerinin  toplayamayacağı 

desteği 


toplayacak 

bir 


konumda. 

(BYEGM)  

 

 

 



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



 


Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə