Sovyet tarih yazimi ve kazakistan tariHİNİn meseleleri



Yüklə 4,04 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə72/88
tarix06.05.2018
ölçüsü4,04 Kb.
#42953
növüYazi
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   88

KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
169
ihtilalden önceki dönem tarih yazımında kullanılan deyimler, kelimeler, 
cümleler de değişmişime uğradı ve yerlerini yenilerine bıraktı. Hanedan, 
sülale ve benzeri kelimeler sınıf mücadelesi, isyan, ayaklanma, köylü, 
proleter, Bolşevik, sosyal mücadele, ezilen köylü, ezilen işçi kelime-
leriyle yer değiştirdi. “Köylerde sosyalist ihtilalinin gelişimi”, “köylü 
ve işçilerin bağımsızlık mücadelesi”, “sosyalist toplumunun kurulması” 
ve benzeri cümleler tarihçilerin geniş kullandıkları cümleler oldu ve 
bu cümleler tarih kitaplarına yansımaya başladı.
308
7. Eserlerin Yayınlanması ve Sansür
Tarihçi Üniversite veya Bilimler Akademisi’ndeki Bilim Şurası’ndan 
eserin yayımlanma iznini aldıktan sonra önemli bir aşamaya, eserini 
yayınlanma aşamasına gelmekteydi. Yazar eserini yayınlamakta hangi 
problemlerle karşılaşmaktadır?
Burada tarihçi için önemli olan bir sorun sansür sorunudur. Sovyet-
ler Birliği’nde sansürün metot ve yöntemlerine bakıldığında tarihçinin 
düştüğü durumu daha etraflı anlamak mümkündür.
Sovyetler Birliği’nde sansür bütün alanlara yansımaktaydı: Bilimsel 
eserlerden başlamış, edebi eserlere, resim işine ve hatta şişelerin ve 
kutuların üstündeki etiket yazılarına kadar uzanmaktaydı. Ama ilginç 
olan şudur; Sovyetlerden her alanda sansür olmasına rağmen kimse 
onu göremezdi. Yazarlar dahi onu görmek olanağı bulamazlardı. Dışarıya 
sansürün olmadığı bir görüntü yansıtılmaktaydı
Sovyetler Birliği literatürlerinde sansür deyimine rastlanmasa da 
uygulamada görünmez bir el gibi ortaya çıkmaktadır. Eserler ve yayınlar 
üzerinde uygulanan iki türlü sansürle karşılaşılmaktadır: 1. “İç sansür” 
(vnutrennyaya tsenzura) ve 2: “Dış sansür” (vneşnnyaya tsanzur).
İç sansür, tarihçinin kendi kendisini denetlemesi anlamına gelmek-
tedir. Değerlendirmelerinin ve fikirlerinin parti ve ideoloji ile bağlarının 
doğru kurulup kurulmaması iç sansürün sınırını belirlemektedir. Zira 
ileride bir şansızlık yaşanması istenmiyorsa, tarihçilerin kendilerine 
bu sansürü uygulamaları bir iç zorunluluktu. Özellikle Sovyet dönemi 
tarihiyle ilgilenen tarihçilerde bu sansür daha etkili olmaktaydı. “İç 
sansür”e başka bir şekilde “boğazında kendi müziğini söylemesi” da 
denirdi. Çünkü bu müzik söylendiğinde onu tarihçinin kendisinden 
başka kimse duymamaktaydı
.
309
 Bazı istisnalar dışında
310
 Sovyetler 
308 Bunun için özellikle Sovyet döneminde yayınlanan tarih kitaplarının içindekiler kısmının 
konu başlıklarına bakmak yeterli olacaktır. Bu konuda daha aydınlatıcı bilgi için bkz.. Ağayev, 
a.g.t., s. 260-275.
309 “Yarım Yüzyıl Tarih Biliminin Hizmetinde”, s. 142. 
310 “Benim belli amaçlarla kullanılan ve aynı zamanda yurt dışında okutulan kitaplarım özgür ol-


SOVYET TARİH YAZIMI VE
170
Birliği’nde tüm bilim adamlarında iç sansür mevcuttu.
Dış sansüre gelindiğinde ise bu direk devlet kontrolünde sağlanmak-
taydı. Daha iktidarı ele geçirdiklerinin ilk ayında (Kasım 1917 yılında) 
Bolşevikler “Basım Hakkında Kanun”u imzaladılar. Kanunun esas amacı 
genç devlete karşı yazılan esası olmayan yazıları, bühtanları temizlemek 
ve Bolşevik düşüncesine başkaldırmak isteyen inkılap karşıtlarını sustur-
mak, yok etmekti. Kanunda üzerinde durulan önemli bir husus da basım 
üzerindeki bu durumun geçici olduğu ve zamanı geldiğinde kaldırılacağı, 
tam bir bağımsızlığın verileceği yönündeydi.
311
 Fakat ne geçiş süreci, ne 
de bu alanda verilecek azatlığın tarihi belli değildi.
Komünist Partisi’nin Mart 1919 yılında toplanan VIII kurultayında 
yayınlar üzerinde partinin kontrolü işinin kurulması kararlaştırıldı. 
Parti üyesi olanlar şimdi sadece parti yayınlarında değil, diğer tüm 
yayınlarda genel yayın yönetmeni görevini üstleneceklerdi.
312
06.06. 1922 tarihinde edebiyatlar ve yayımlar üzerinde kontrol 
hakkını elinde bulunduran Edebiyat ve Yayımlar işi üzere Baş İdaresi, 
Rusça’daki ünlü adıyla GLAVLİT (Glavnoe Upravlenie po delam Litera-
turı i İzdatel’stv) kuruldu. Her ne kadar bu alanda Partinin ideoloji ve 
propaganda şubesinin,
313
 Polis sisteminin, KGB’nin, Dışişleri Bakanlığı 
ve benzeri yönetimlerin de etkisi vardıysa da, bu alanda etkin bir 
merkez GLAVLİT idi. Ağustos 1963 yılından itibaren bu merkez yetki 
alanını Yayımlarda Devlet ve Askeri Bilgilerin Korunmasına şeklinde 
daraltsa da bu kurum için GLAVLİT adı Sovyetleri Birliği’nin sukutuna 
kadar tarihçiler ve bilim adamları tarafından kullanıla gelmiştir.
GLAVLİT, Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu yanında bulunan Ya-
yımlar Komitesine bağlı bir birimdi. Yayım evlerin, yayınların faali-
yete başlamalarına izin veriyor ve onların yönetimlerini onaylıyor, 
yayımların, eserlerinin içeriklerinin parti ideolojisine, yönetimine ters 
gelmeyecek şekilde kontrol ediyor ve diğer bir deyimle eserler üze-
rinde Sovyet ideolojisinin bekçiliğini yapıyordu.
314
 Merkeze bağlı tüm 
Cumhuriyetlerin yayınevlerinin yayımlarını tek merkezde kontrol eder 
mayan bir ortamda yazıldı. Fakat, yazı masasının arkasına vicdanı rahat olarak oturuyor ve yarat-
tığım metinleri hiçbir zaman iç sansürle karşı karşıya bırakmadım”. Bkz.: Gurevich, a.g.m., s. 16
311 Sovyet Hükümetinin Kararnameleri, cilt1, Moskova 1957, s. 24-25 [Декреты Советской 
васти. том 1. Moskova 1957. c. 24-25].
312 Tvardovskaya, a.g.e., s. 63.
313 Tüm yayınevleri ve basımevlerinde Komünist Partisi’nin yetkili bir üyesi bulunmakta ve 
partinin o bölgesinin ideoloji, propaganda ve kültür birimleri bağlı olmaktaydılar.
314 GLAVLİT’in özellikle ilk dönem çalışmaları için bkz.: “GLAVLİT”, Edebiyat Ansiklopedisi
11 ciltte, 2. cilt, Moskova 1930 [ГЛАВЛИТ // Литературная Энциклопедия. в 11 томах. Том 
2, Moskova 1930].


Yüklə 4,04 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   88




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə