T. C. Ankara ün vers tes sosyal b L mler enst tüSÜ Özel hukuk (meden hukuk) anab L m dali



Yüklə 1,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə72/103
tarix20.09.2018
ölçüsü1,68 Mb.
#69327
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   103

 
180 
olarak  para  swap  işlemleri  bu  sebeple  hukuki  açıdan  çifte  döviz  satışı  olarak 
nitelendirilmelidir
207
.    
Bu  görüş  bir  yandan  para  swap  sözleşmesinin aslında  satım  sözleşmesi  için 
esaslı bir unsur oluşturan satım parasına yönelik anlaşmayı içermediği, diğer yandan 
da  edimler  arasında  bir  karşılıklılık  ilişkisi  bulunmasına  rağmen,  bunlardan  birinin 
para  edimi,  diğerinin  ise  paradan  başka  bir  şey  içeren  edim  şeklinde 
değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle eleştirilmiştir
208

Para  swap  sözleşmesinin  hukuki  açıdan  satım  sözleşmesi  olarak 
nitelendirilmesinin  mümkün  olmayışını,  taraflar  arasında  satım  parasına  ilişkin  bir 
uzlaşma  bulunmayışına  bağlayan  düşünce,  sözleşmenin  başlangıcında  tarafların 
karşılıklı  olarak  birbirlerine  teslim  etmeleri  gereken  meblağlardan  birinin  satım 
parası  olduğunun  kabul  edilebileceği  varsayımına  dayanmaktadır.  Böyle  bir 
yaklaşım,  para  swap  sözleşmesinde  satım  konusu  ile  satım  parasının  ayırt 
edilebilirliğinin  ve  dolayısıyla  sözleşmeden  kaynaklanan  karşılıklı  edim 
yükümlülüklerinden  birinin  para  edimi,  diğerinin  ise  bir  maddi  edim  olduğunun  da 
kabulü  anlamına  gelir
209
.  Oysa  karşılıklı  ödemelerin  farklı  para  birimleriyle  ifa 
edilmekte olmalarına rağmen, para swap sözleşmesinde de ifanın amacı salt sembol 
olarak paranın değil, paranın ifade ettiği soyut satın alma ya da malvarlığı gücünün 
elde edilmesidir
210
. Bu sebeple para swap sözleşmesinde taraflardan birinin ediminin 
para,  diğerininkinin  ise  paradan  başka  bir  şey  olduğu  iddiası  yerinde  değildir
211

                                                 
207
 POHL, 426; EBENROTH/MESSER, 6; EBENROTH, 418. 
208
 ERNE, 56; WEBER, 310; FULBIER, Zivilrechtliche Einordnung, 544. 
209
 FULBIER, Zivilrechtliche Einordnung, 544. 
210
  Zira  tarafların  para  swap  sözleşmesi  kurmakla  gerçekleştirmek  istedikleri  iktisadi  amaç  temel 
işlemden  kaynaklanan  yükümlülüklerinin ifası için gerekli  kaynağı sağlamaktır. Paranın temsil ettiği 
soyut malvarlığı gücü elde edilmeksizin bu amaca ulaşılabilmesi mümkün değildir (WEBER, 312).  
211
 ERNE, 56; WEBER, 310. 


 
181 
Böyle bir iddia ancak taraflardan birinin edimini teşkil eden yabancı para cinsinden 
ödeme  meblağı,  para  borcu  değil  de  eşya  borcu  olarak  nitelendirilebildiği  takdirde 
muteber  olabilirdi
212
.  Gerçekten  de  doktrinde  paranın  kanuni  ödeme  aracı  ve  değer 
ölçüsü  fonksiyonlarını  yerine  getirmesi  gerektiğinden  hareketle  yabancı  paranın 
“para”  olarak  kabul  edilemeyeceği,  yabancı  para  içeren  edimin  de  borçlar  hukuku 
açısından  maddi  edim  vasfını  taşıdığı  fikri  savunulmuştur
213
.  Bu  düşünce  esas 
alınacak olursa, bir döviz işleminde ülke parası ile ödenen miktar, eşya statüsündeki 
yabancı para miktarı için satım parası olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, taraflar 
farklı  para  birimlerinden  belirli  meblağların  ödenmesini  taahhüt  ettiklerinden,  para 
swap  sözleşmesi  açısından  açılış  ve  kapanış  ödemeleri  ile  dönemsel  ödemelerin 
ifaları  da,  para  edimi  ile  paradan  başka  bir  şeyin  değiştirilmesi  şeklinde  ortaya 
çıkacaktır
214
.  
Belirli  bir  devlet  açısından  para,  o  devletin  kabulü  zorunlu  genel  mübadele 
aracı  olarak  tanıdığı  ve  kendisine  mecburi  tedavül  aracı  vasfını  verdiği  varlıkları 
ifade  etmektedir
215
.  Buradan  hareketle  kanuni  ödeme  aracı  olarak  tanınmayan 
yabancı  paranın  para  fonksiyonunu  haiz  olmadığı  sonucuna  varılabilir
216
.  Ancak 
bilhassa para swapı gibi uluslararası sözleşmelerde, yalnızca bir tek devlet açısından 
yapılacak  böyle  bir  değerlendirmenin  geçerliliği  tartışmaya  açıktır.  Para  swap 
işleminde, sözleşmenin karşı tarafından yabancı para cinsinden ödemeyi teslim alan 
                                                 
212
  Zira  ancak  taraflardan  birinin  ediminin  para  borcu  olarak  ortaya  çıkmasına  karşılık  diğer  tarafın 
ediminin eşya borcu olması durumunda satım sözleşmesinin varlığı için zorunlu olan satım konusu ve 
semen unsurları birbirinden ayrılmış olmaktadır (LORETAN, 103). 
213
 FULBIER, Zivilrechtliche Einordnung, 544. 
214
 ERNE, 57; EBENROTH/MESSER, 6. 
215
 KLEINER, 43; BARLAS, Para Borçları, 6; BAYGIN, 8. 
216
  Bu bakış  açısından hareket  edildiği  takdirde; taraflardan birinin memleket parası ile  diğerinin ise 
bir  yabancı  para  ile  ifayı  borçlandığı  sözleşme  ilişkisinin,  paranın  para  ile  mübadelesi  şeklinde 
değerlendirilerek,  mübadele  konusu  paralardan  birinin  kanuni  rayici  bulunmadığından  satış  ile 
nitelendirilmesi gerekecektir (TANDOĞAN, 336). 


 
182 
taraf  için  söz  konusu  para  birimi,  ülke  içinde  tanınan  bir  ödeme  aracı  değildir. 
Ödemeyi yapan taraf ise ülke parası ile ifada bulunduğundan, ilgili para birimi onun 
açısından kanuni ödeme aracı niteliğini taşımaktadır. Bu noktada swap ödemelerinin 
tek  bir  para  sisteminin  dikkate  alınması  suretiyle  nitelendirilmesi  çabasının  isabetli 
bir  yaklaşım  olmayacağı  açıktır.  Her  iki  sözleşme  tarafının  tabi  olduğu  para 
sistemlerinin göz önünde bulundurulması durumunda ise ülke parası ve yabancı para 
kavramlarının objektif olarak tespit edilmesi imkanı ortadan kalkacaktır. Zira tek ve 
aynı para birimi, taraflardan biri için ülke parası niteliğini taşırken, diğeri açısından 
yabancı para özelliği arz etmektedir. Dolayısıyla belirli bir devlet tarafından kanuni 
ödeme  aracı  olarak  kabul  edilmiş  olma  keyfiyeti,  her  ne  kadar  hukuken  para 
niteliğinin  mevcut  olup  olmadığı  hususunda  ayırt  edici  kriter  olarak  kullanılabilir 
gözükse  de,  para  swapı  gibi  uluslararası  sözleşmelerde  yabancı  parayı  ülke 
parasından  ayıran  net  bir  sınırlandırma  yapılması  mümkün  değildir.  Problemin 
çözümü  ise  yabancı  bir  hukuk  düzeninde  de  olsa,  para  sıfatını  taşıyan  tüm  kanuni 
ödeme  araçlarının,  hukuki  açıdan  para  olarak  kabul  edilmesi  gerekliliğinde 
yatmaktadır
217
.  
Paranın  değer  ölçüsü  olma  fonksiyonundan  yola  çıkılması  halinde  de  aynı 
sonuca ulaşılmasının zorunlu olduğu söylenebilir
218
. Değer ölçütü özelliği, para swap 
sözleşmesi gereğince yapılacak açılış ve kapanış işlemlerinde anapara miktarlarının 
sözleşmenin  kuruluşu  sırasında  tespit  edilecek  döviz  kuru  üzerinden  mübadele 
edilmelerine bağlı olarak, burada ilgili para birimlerinden birinin değer ölçen olarak 
nitelendirilmesinin mümkün olup olamayacağı noktasında ortaya çıkmaktadır. Para, 
                                                 
217
 ERNE, 58. 
218
 Hukuki açıdan, paranın “iktisadi kıymetleri ölçme” niteliğinin özellikle önem taşıdığı yolunda bkz. 
TEK NAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1028. 


Yüklə 1,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə