T. C. Ankara ün vers tes sosyal b L mler enst tüSÜ Özel hukuk (meden hukuk) anab L m dali



Yüklə 1,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə68/103
tarix20.09.2018
ölçüsü1,68 Mb.
#69327
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   103

 
168 
Faiz  oranı  swap  sözleşmesinin  hukuki  niteliği  itibarıyla  alacağın  temliki 
işlemine  dayandırılabilmesi,  ancak  temel  işlemden  doğan  alacak  hakları  üzerine 
kurulmuş  swap  sözleşmeleri  (varlık  swapı-asset  swap)  açısından  söz  konusu 
olabilir
153
.  Bu  şekildeki  faiz  oranı  swap  sözleşmelerinde  tarafların  iktisadi  amacı, 
başka  finansal  işlemler  sebebiyle  elde  ettikleri  ödeme  akımlarının  yapısını 
değiştirmektir
154
.  Bu  amacı  gerçekleştirmek  için de,  söz  konusu  ödeme  akımlarının 
kendi  ihtiyaçlarına  uygun  kaynaklara  sahip  bir  üçüncü  kişinin  -potansiyel  swap 
tarafının- sahip olduğu ödeme akımlarıyla değiştirilmesi gerekir
155
. Alacağın temliki, 
mevcut  kaynakların  yapısında  böyle  bir  değişikliğin  sağlanması  için  uygun  bir 
çözüm alternatifidir. Bu şekilde swap taraflarından her biri, temel işlem dolayısıyla 
kendisine  yapılması  gereken  ödemelere  ilişkin  alacak  hakkını,  swap  sözleşmesinin 
karşı tarafına devreder. Temel işlemden kaynaklanan alacakların devrinin, bir ivazlı 
temlik şeklinde gerçekleştirilmesi gerekir. Zira alacaklarını temlik eden swap tarafı, 
bu  temlik  karşılığında,  ihtiyaç  duyduğu  finansal  yapıya  sahip  başka  alacak  hakları 
elde etmek istemektedir
156

Faiz oranı swap sözleşmesinin, temeldeki finansal işlemden doğan alacakların 
karşılıklı  olarak  temlik  edilmesi  esasına  dayandırıldığı  böyle  bir  yaklaşım,  temel 
işlemin borçlusuyla swap sözleşmesinin karşı tarafı arasında ifaya yönelik hukuki bir 
ilişki  kurulmasını  kaçınılmaz  hale  getirmektedir
157
.  Ayrıca  bu  yaklaşım,  faiz  oranı 
                                                                                                                                        
edenden devralana geçer; ancak  bu geçiş geçerli  bir sebebe dayanmadığından temlik eden devralana 
karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir (EREN, 1182).  
153
 LORETAN, 110. 
154
  JACKSON,  3232;  HU,  Swaps,  346;  LINDHOLM,  83;  JOHNSON,  954;  LERBINGER,  297; 
POHL, 425. 
155
 AMMANN, 31; HAPPE, 21. 
156
  Bu  durumda  temlik  edenin  temlik  zamanında  alacağın  mevcudiyetinden  sorumluluğunun  da  söz 
konusu olması gerekecektir (EREN, 1190; KILIÇOĞLU, 595). 
157
 Temel işlemden kaynaklanan alacak hakkının swap sözleşmesinin kurulması ile sözleşmenin karşı 
tarafına  temlik  edilmesi  durumunda  temel  işlemin  borçlusu,  temel  işlemden  doğan  borcunu,  swap 
sözleşmesinin  karşı  tarafına  ifa  etmekle  yükümlü  olacaktır.  Zira  alacaklı  bakımından  bir  tasarruf 


 
169 
swap  sözleşmesi  gereğince  sözleşme  süresince  önceden  belirlenmiş  vadelerde 
gerçekleştirilecek  münferit  ödemelerin  çıkış  noktasının,  temeldeki  finansal  işlem 
olduğunun  da  kabulünü  gerektirir.  Oysa  swap  sözleşmesi  ile  temel  işlem  arasında 
herhangi bir hukuki ilişki bulunmamaktadır. Faiz oranı swap sözleşmesi ile tarafların 
ifasını  taahhüt  ettikleri  münferit  ödemeler,  temel  işlemden  kaynaklanan  alacak 
haklarından  bağımsızdır
158
.  Nihayet  swap  taraflarının  temel  işlemden  dolayı  sahip 
oldukları  alacaklı  sıfatının,  faiz  oranı  swap  sözleşmesi  açısından  hiçbir  anlamı 
yoktur. Bu sebeple faiz oranı swap sözleşmesinin alacağın temliki ile açıklanması da 
isabetli değildir
159

f.
 
Sigorta Sözleşmesi Görüşü 
Doktrinde  bir  görüş,  faiz  oranlarındaki  değişikliklere  karşı  bir  risk  yönetimi 
aracı olarak kullanılan faiz oranı swap sözleşmelerinin, neticede faiz riskinin nakline 
hizmet ettiğinden bahisle sigorta sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olup 
olmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür
160
. Gerçekten de 
özellikle  sabitten  değişkene  faiz  oranı  swap  sözleşmesi  vasıtasıyla,  değişken 
faizlendirilmiş  yükümlülüklerin  sabit  faizli  borçlara  dönüştürülmesi  sağlanırken, 
aslında  faiz  oranlarındaki  muhtemel  değişikliklerden  kaynaklanan  risk  de  swap 
sözleşmesinin  karşı  tarafına  nakledilmektedir.  Böylece  fiilen,  değişken 
faizlendirilmiş  sermaye,  faizlerdeki  dalgalanmalara  karşı  teminat  altına  alınmış 
olur
161
.  Dolayısıyla  bu  bakış  açısından,  faiz  oranı  swap  sözleşmesi  ile  sigorta 
sözleşmesi  arasında  bir  benzerlik  bulunduğu  kabul  edilebilir.  Bu  benzerliğin,  faiz 
                                                                                                                                        
işlemi  mahiyeti  arz  eden  alacağın  temlikinin  doğurduğu  en  önemli  sonuç,  alacaklının  değişmesi, 
alacağın kesin olarak temlik edenden devralana geçmesidir (EREN, 1194). 
158
 JOHNSON, 956; JACKSON, 3209, dpn. 24; DAS, 33; EBENROTH/MESSER, 5. 
159
 LORETAN, 110; AMMANN, 75. 
160
 KOPP, 72. 
161
 PETERS, 30; COHEN, 1997, dpn. 19; HU, Swaps, 350; SIENKO, 108. 


 
170 
oranı  swap  sözleşmesinin  hukuki  niteliği  itibarıyla  sigorta  sözleşmesi  kapsamında 
yer  alması  için  yeterli  olup  olmadığı  meselesinin  çözümü  ise  ancak  her  iki 
sözleşmenin temel  unsurlarının  ayrıntılı  olarak karşılaştırılmasından  sonra  mümkün 
olabilecektir.  
Sigorta  sözleşmesi  en  yalın  haliyle,  taraflardan  birinin  (sigorta  eden),  prim 
ödenmesi  karşılığında,  diğer  tarafın  (sigorta  ettiren)  belirli  bir  iktisadi  menfaatinin 
tesadüfi olarak zarara uğraması durumunda, para ya da başka bir edim ifasını taahhüt 
ettiği  sözleşmedir
162
.  Buna  göre  sigorta,  riskin  nakledilmesi
163
  ve  benzer  bir 
tehlikeyle  karşı  karşıya  olan  çok  sayıda  kişi  arasında  paylaştırılması
164
  şeklinde 
formüle  edilebilecek  iki  temel  unsurdan  oluşur.  Sigorta  sözleşmesi  için,  sigorta 
ettirenin  kayıtsız-şartsız  para  edimi  (prim)  ile  sigorta  edenin  riskin  gerçekleşmesi 
ş
artına  bağlanmış  ana  yükümlülüğünün  bir  karşılıklılık  (synallagma)  ilişkisi  içinde 
bulunması  da  esaslı  bir  unsur  olarak  zikredilebilir
165
.  Bir  sigorta  sözleşmesinin 
varlığından  bahsedilebilmesi,  bu  unsurların  yanı  sıra,  riskin  üstlenilmesi 
taahhüdünün  bağımsız  bir  taahhüt  olmasını  da  gerektirir.  Riskin  yer  değiştirmesi 
                                                 
162
 TK m. 1263 hükmü sigorta sözleşmesini; “… bir akittir ki bununla sigortacı bir prim karşılığında 
diğer  bir  kimsenin  para  ile  ölçülebilir  bir  menfaatini  halele  uğratan  bir  tehlikenin  (bir  rizikonun) 
meydana  gelmesi  halinde  tazminat  ödemeyi  yahut  bir  veya  birkaç  kimsenin  hayat  müddetleri 
sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya 
sair edalarda bulunmayı üzerine alır” şeklinde tanımlamaktadır. Kanun hükmünde yer alan bu tanımın 
değerlendirilmesi için bkz. KENDER, 114; BOZER, 22. 
163
  Risk  kavramı  genel  olarak  gelecekte  gerçekleşme  ihtimali  bulunan,  zarar  veya  başkaca  uygun 
olmayan  durum  ve  ihtiyaç  doğuran  bir  olayı  ifade  etmek  için  kullanılmaktadır.  Sigorta  hukuku 
açısından risk meşru bir fiile dayanmalı, fiilin gerçekleşmesinde sigorta ettirenin veya sigortalananın 
doğrudan  ya  da  dolaylı  kastı  bulunmamalıdır.  Risk  doğal  ya  da  sosyo-ekonomik  kaynaklı  olabilir. 
Doğa kanunlarına göre gerçekleşmesi imkansız olaylar ya da gerçekleşeceği kesin olan doğa olayları 
risk olarak kabul edilemezler (KAYIHAN, 61; BOZER, 26). 
164
  Risk  altında  bulunan  kişilerin  oluşturduğu  bu  topluluk  “tehlike  ortaklığı”  kavramıyla  ifade 
edilmektedir (KENDER, 2; KAYIHAN, 29). 
165
 KENDER, 2; KAYIHAN, 64. 


Yüklə 1,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə