159
gelecek değişikliklerin hangi yönde gerçekleşeceğine bağlı olarak, “geri ödeme”
ş
eklindeki sabit meblağ ödemesi, değişken meblağ ödeyicisinin önceden ifası ve
dolayısıyla sermayeden mahrum kalışı için bir faiz bileşeni bile içerebilir. Zira
değişken faiz göstergesinin, sözleşmede tespit edilmiş bulunan sabit faiz oranının
daha aşağısında seyretmesi halinde, sabit meblağ ödeyicisinin yapacağı “geri
ödeme”nin miktarı, değişken meblağ ödeyicisinin başlangıçta ifa ettiği miktardan
daha fazla olacaktır. Bu durumda iki meblağ arasındaki fark, faiz ödemesi olarak
nitelendirilmeye müsaittir. Böylelikle karz sözleşmesinde söz konusu olan faiz
unsuru da faiz oranı swap sözleşmesinde mevcuttur
116
.
Faiz oranı swap sözleşmesinin, değişken meblağ ödeyicisinin önceden ifa
yükümlülüğüne dayalı bir kredi unsuru içerdiği kabul edilse bile, öncelikle bu
durumun “sıfır faizli swap” olarak isimlendirilen swap türüne özgü bir durum olduğu
belirtilmelidir. Swap sözleşmesinin yalnızca belirli bir türünde rastlanan bu özelliğin
bir “önceden ifa yükümlülüğü” şeklinde genelleştirilmesi ise isabetli değildir.
Sözleşmenin yukarıdaki varsayımda açıklandığı şekilde karz sözleşmesiyle
özdeşleştirilmesine engel olan bir diğer husus, sabit meblağ ödeyicisinin yaptığı bir
defaya mahsus ödemenin hukuki niteliğidir. Faiz oranı swap sözleşmesinde sabit
meblağ ödeyicisinin bir defaya mahsus ödeme yükümlülüğü, karz sözleşmesindeki
durumdan tamamıyla farklı olarak sözleşmenin kurulması anından itibaren
116
Bunun aksine, değişken faiz göstergesinin sabit faiz oranına eşit olması ya da bu oranı aşması
ihtimalinde ise, sabit meblağ ödeyicisi yalnızca başlangıçta kendisine ödenmiş olan miktarı iade
edecektir. Bu ihtimalde değişken meblağ ödeyicisi açısından ödünç konusu meblağın kısmen iadesiyle
yetinilmesi gerekliliği bile söz konusu olabilir (KRAEMER, 148). Böyle bir durumun ise karz
sözleşmesinden doğan iade yükümlülüğü ile bağdaştırılması mümkün değildir; zira karz
sözleşmesinde iade yükümlülüğü, ödünç alınan şey ile “miktar ve vasıfta müsavi, aynı neviden
ş
eylerin” geri verilmesini içerir (ARAL, 309).
160
mevcuttur
117
. Faiz oranı swap sözleşmesinin kurulduğu anda, her iki tarafın ödeme
yükümlülükleri -yalnızca farklı zamanlarda ifa edilmek üzere- karşı karşıya
dururlar
118
. Dolayısıyla sabit meblağ ödeyicisinin ifası, hiçbir durumda, önceden
verilmiş bir meblağın -faizle ya da faizsiz- geri ödenmesi olarak değerlendirilemez.
Bu sebeple faiz oranı swap sözleşmesinin faizli ya da faizsiz karz sözleşmesi olarak
nitelendirilmesi isabetli değildir
119
.
d.
Karşılıklı Borç Yüklenilmesi Görüşü
Faiz oranı swap sözleşmesinin hukuki niteliğinin belirlenmesinde karşılıklı
borç yüklenilmesi
120
kavramı da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda sözleşme, hem
borcun iç yüklenilmesi hem de borcun dış yüklenilmesi sözleşmeleri ile
karşılaştırılmıştır.
aa.
Borcun ç Yüklenilmesi Görüşü
Borcun iç yüklenilmesi ile üçüncü kişi, borçluya, borcu üzerine alma
(yüklenme) ve böylelikle onu borçtan kurtarma taahhüdünde bulunur. Borcun
borçlusunu değiştirmeyip, yalnızca borcu yüklenen üçüncü kişinin borçluyu borçtan
kurtarma vaadini içerdiği için, borcun iç yüklenilmesi gerçek anlamda bir borç
yüklenme olarak kabul edilmemektedir
121
.
117
Karz sözleşmesinde ise geri ödeme borcu, ödünç alanın, ödünç konusunu teslim almasından ve bu
suretle mülkiyetini kazanmasından sonra doğar (TANDOĞAN, I/2, 353; YAVUZ, 362).
118
HAPPE, 48; ERNE, 50; EBENROTH/MESSER, 6; KRAEMER, 107; DECKER, 1004.
119
KRAEMER, 149.
120
Kanun koyucunun kurumu (BK m. 173-181) “borcun nakli” şeklinde isimlendirmiş olmasına
rağmen, burada üçüncü bir kişinin borcu üzerine alması söz konusu olduğundan, “borcun nakli”
yerine “borcun yüklenilmesi” ifadesinin kullanılmasının daha uygun olacağı hususunda bkz. EREN,
1195.
121
EREN, 1196; FIKENTSCHER, 324; LARENZ, 486; KILIÇOĞLU, 603.
161
Borcun iç yüklenilmesi, borçlu ile üçüncü kişi (borcu yüklenen) arasında
kurulan bir sözleşmedir
122
. Borcu yüklenen, bu sözleşme ile borçluya karşı; ya
borçlanılan edimi onun yerine ifa etmeyi, ya da alacaklı ile borcun dış yüklenilmesi
sözleşmesini yaparak onu borçtan kurtarmayı taahhüt eder. Borçtan kurtarma
sözleşmesi, alacaklı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin taraflarında bir değişiklik
meydana getirmez
123
. Bu sebeple, esasen iç yüklenme sözleşmesinin tarafı da
olmayan alacaklının sözleşmeye katılması veya sözleşmenin kurulmasına muvafakat
etmesi gerekmez
124
.
Borçtan kurtarma taahhüdü, sonuçlarını yalnızca yüklenen ile borçlu arasında
meydana getirir. Alacaklı ile borçlu arasındaki ilişkiyi hiçbir suretle etkilemez.
Dolayısıyla alacaklının, borcu yüklenene karşı, yüklenen ile borçlu arasında
kurulmuş olan sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir alacak hakkı kazanması söz
konusu değildir
125
. Sözleşmenin alacaklı yararına yapılmış olduğu açıkça
anlaşılmadıkça, alacaklı, borcu yüklenen ile borçlunun, kendi aralarında yapacakları
bir başka sözleşme ile borcun iç yüklenilmesi sözleşmesini ortadan kaldırmalarına da
itiraz edemez
126
.
Borcun iç yüklenilmesi, borcun kendiliğinden borçludan yüklenene geçmesi
sonucunu doğurmayacağından, borç muaccel olduğunda yüklenenin borçluyu
borçtan kurtarmamış olması halinde, borçlu borcu bizzat ifa etmek zorundadır
127
.
122
TUNÇOMAĞ, 1125; EREN, 1196; LARENZ, 486; VON TUHR, 883; FIKENTSCHER, 324.
123
EREN, 1196; OĞUZMAN/ÖZ, 955; TUNÇOMAĞ, 1125; LARENZ, 486; VON TUHR, 883.
124
EREN, 1196; TEK NAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 356.
125
TEK NAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 356; EREN, 1198; FIKENTSCHER, 324;
LARENZ, 182; KOPP, 60.
126
EREN, 1198.
127
EREN, 1198; TEK NAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 356; KILIÇOĞLU, 605.
Dostları ilə paylaş: |