T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 423,12 Kb.
səhifə2/5
tarix14.06.2018
ölçüsü423,12 Kb.
#48494
1   2   3   4   5

Sanık Kahraman şahin: “ bitti başkanım eğer bana yardımcı olacağım bir şey varsa lütfen sorun. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 165 deki susma hakkını kullandığına dair zabıt okundu.

Sanık Kahraman Şahin:” sebebini anlattım başkanım, benim anlattığımın dışında başka bir şey yok yani çünkü bana terörist dediler, terörist yani bundan alıyoruz dediler ben terörist olmadığımı biliyorum. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 171 deki savcılık ifadesi okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:”evet doğru.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 1,2,3,4.paragrafları okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:”başkanım onu bir açıklama getirebilir miyim müsaade ederseniz, hatırlamıyorum demişim ya başkanım, burda tapeler okuyunca ben hatırlayabildim tek bir görüşmedir, bu Kenan şarvan başkanım bostancı da tamirci dir. Büyük bir yeri vardır. bir akşam içmiş başkanım kafası da iyi, işte artık kimle tartıştı ise bana diyor ki bana bir yardım et gel falan, zaten tapeleri okuduğunuz zaman benim de nasıl ona hitap ettiğimi anlayacaksınız başkanım. “

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 5,6,7,8. okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” başkanım burada temel amaç denilmiş, temel amaç diye kullanmadım ama şimdi burda karakolda doğru söyler mahkemede şaşar gibi olmasın burada Hüseyin bey anlattı oraya neden karargah dediğimizi. Artı o ikinci katı başkanım orası dört katlıdır altta bir zemin kat vardır. ikinci üçüncü katta başkanım orayı biz kütüphane şekline getirdik. Okuldan gelen genç çocuklar vardı. Üniversiteden gelen genç insanlar vardı. Buradan gelip herhangi bir kaynak istedikleri zaman ordan yararlanabiliyorlardı. Oda odur başkanım.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 9,10,11,12.paragrafları okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” başkanım şimdi özür dilerim sözünüzü kesiyorum ama başkanım işte Kuvai Milliye Atatürk var, insanlarda bu çağrışımı uyandırıyordu. Onu anlatmaya çalışıyorum orda. “

Mahkeme Başkanı:” Klasör 83 dizi 170’ deki savcılık ifadesi 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22.paragraflar okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” çoğu da başkanım özür dilerim savuşturmak içindi çoğu da.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesinin 23,24,25,. paragrafları okundu. soruldu.

Mahkeme Başkanı :” doğru mu bu erol hani Erol, Ölmez mi.?”

Sanık Kahraman Şahin:” başkanım bu Erol Ölmez evet, başkanım bu tapeden önceki tapelerin dinlenmesini istiyorum ben arz ediyorum sizlere başkanım lütfen. o zaman bunu anlayacaksınız bu çünkü çok meşgul etti gündemi, yalan yanlış bir ton şeyler yazıldı. Lütfen başkanım bunu özellikle rica ediyorum bunun dinlenmesini.bunun çünkü bir başı var bu konuşmanın. O başını okuduğunuz zaman anlayacaksınız ne olduğunu.yani aynı tape değil başkanım bundan önceki yani bu konuşmanın daha önceki açılan telefonların. Dinlemelerden elde edilen. Bunu çünkü çok ısrarla bu konu işlendi basında da ”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 170 deki savcılık ifadesi26,27.paragrafları okundu.soruldu.

Sanık Kahraman Şahin:” evet efendim, Muhammet Yüce söylediğim şekil belki bir dakika gördüm başkanım ondan sonra da benim ne konuşmuşluğum var ne görüşmüşlüğüm var, “

Mahkeme Başkanı :”yani bir görmüşlüğünüz, var tanımam diyorsunuz ama.”

Sanık Kahraman Şahin :” gördüm gördüm yani yalan söylemeye gerek yok.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 83 dizi 169 deki savcılık ifadesi okundu.soruldu.

Mahkeme Başkanı :” doğru mu bu ifade.?”

Sanık Kahraman Şahin:”Başkanım doğrudur, bu maaş konusunda ben bir şey söyleyim size, Hüseyin bey kesinlikle kimsenin hakkını kimsede bırakmaz, vermese de helal ediyorum. Ama kimsenin hakkını kimsede bırakmaz. Borcu da olsa. Kuruş da olsa bırakmaz.”

Mahkeme Başkanı :” Klasör 390 dizi 78 deki hakim ifadesi okundu.

Mahkeme Başkanı :” doğru mu “

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım, buradan Hüseyin görüm Erkut Ersoy u anlattım, Erol Ölmez şey yaptım sadece Alparslan sadece Alparslan geçmişler. Bu Alparslan buradaki Alparslan Alparslan Arslan değil yani onu çağrıştırmaya çalışmışlardı ama. “

Mahkeme Başkanı :” Alparslan Abdulkadir “

Sanık Kahraman şahin:” evet efendim, Alparslan Arslan da hiç tanımam.“

Mahkeme Başkanı :” diğer beyanın doğru mu.?”

Sanık Kahraman Şahin:” Burada başkanım kendimde şifreli konuşuyordum dedim, sayın sami bey ben hatırlayamadım öyle bir şey söylediğimi ama bir de rakamsal kodlama ile tamamen polis konuşmaları bu da Niyazi nin çıkarttığı bir şeydi başkanım. Niyazi nin öyle yani ben şaka gibi şey gibi görüyordum ama burada karşımıza tamamen şey gibi çıktı. Demek ki onun bir bildiği varmış. “

Mahkeme Başkanı :” sanığa nüfus ve sabıka kaydı okundu.”

Sanık Kahraman Şahin :” evet efendim, “

Mahkeme Başkanı :” devamlı çantacılardan falan bahsediyorsun devamlı, sözünü kesmedim, kim bu adamlar. Kim yani kim geliyor senin yani senin işyerine kim geliyor, o derneğe kim geliyor da iş istiyor, beş kuruşumuz yok diyorsun, çantacılar geliyor sizden iş istiyorlar nasıl oluyor bu, bunu izah et bize bakalım?”

Sanık Kahraman Şahin :” yer güzeldi biliyor musun, yerimiz çok güzeldi yani başkanım, dışardan göründüğünde de böyle.”

Mahkeme Başkanı :” albenisine mi geliyorlar.”

Sanık Kahraman Şahin :”güzel bir yer içeri giriyorlar tabi, herhalde bura çok zengin.”

Mahkeme Başkanı :” e ne diyorlar size ne yani onları anlat bize.”

Sanık Kahraman Şahin :” anlatacağım başkanım lütfen anlatacağım, geliyor mesela adam diyor ki işte ne yapacağız dernek işte falan yahu şurda şey var milli emlak ın yeri var var mı tanıdığınız, bakıyor işte devletin birimi sanki. Yok öyle bir şey. Yani çoğu bu şekilde geldi. Demek ki artık yani böyle yiyorlar demek ki oraları. Başkanım. Bunlar çıktı yani,”

Mahkeme Başkanı :” ……… Bülent Hazer dan, nuri vardar dan bir de Kaan Soyak tan bahsettin bunun dışında var mı gelen.

Sanık Kahraman Şahin :” gelen çok ama yani öyle biz çoğunu kovaladığı için Hüseyin abi gelen oluyordu yani.”

Mahkeme Başkanı ;” peki paralar falan milyonlar milyarlardan bahsettin, 700 milyar dolarlardan bahsettin. “

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım işte nasıl deyim size şöyle”

Mahkeme Başkanı :” o kadar şey nedir o.”

Sanık Kahraman Şahin :” bir yüz milyon dolar ………. O zaman ki “

Mahkeme Başkanı :” tek adet mi 100 milyon dolar nedir yani. “

Sanık Kahraman Şahin :” ben hayatımda yüz , tabi tek tek, sandıklar içinde imiş, bunun yani gerçek olup olmadığına dair ekspertiz raporu falan verdi, sandıklar içersinde mühürlü imiş bunlar. “

Mahkeme Başkanı :” iyi de şimdi bunu yapan adam bunu yapacak kişi sana niye geliyor, size niye geliyor, yani elinde bu kadar para olan adam sizi niye bulsun niye gelsin size, kendisi alır çantayı gider devlete aha işte borcunuzu ödeyin der.”

Sanık Kahraman Şahin :” halledememiş işte yani öyle bir şeye.”

Mahkeme Başkanı : “ yani direk olarak devlete, para kendisinde para kendisinde sizi aracı kullanacak. Niçin, niye.”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım bize kendisinde olduğunu söyledi ve o kağıtları verdi. Onları söyledi. Tahsil edebilir miyiz. İşte Kuvai Milliye ye başkanım. “

Mahkeme Başkanı :;” sonra Nuri Vardar a mı verdiniz paraları.”

Sanık Kahraman Şahin:”nuri vardarbaşına verildi. “

Mahkeme Başkanı :” verdiniz, aldı çantayı gitti öyle mi paraları alıp gitti mi.”

Sanık Kahraman Şahin .” para şey değil bir tane işte bir tane numune, götürmüş “

Mahkeme Başkanı :” Öbürleri nerde ötekiler.”

Sanık Kahraman Şahin :” ötekiler kendisinde yani ben gözümle görmedim. Hepsini yani bir arada görmedim. Ekspertiz raporu birde işte o bontlardan “

Mahkeme Başkanı :” kim var bu grubun içersinde Nuri vardarlar var, Bülent Hazer, “

Sanık Kahraman Şahin :” bunlar aynı şey değil, Nuri vardarbaşı bizim ordaydı o zaman başkanım, bizim Kuvai Milliye de idi. “

Mahkeme Başkanı :” orda çalışıyor,orda mı görevli.”

Sanık Kahraman Şahin :”orda oturuyordu bir masası vardı, “

Mahkeme Başkanı :” ne masası vardı, neydi masası olan adamın bir görevi olur.”

Sanık Kahraman Şahin :” işte genel başkan yardımcısı olarak ta o zaman. Ama daha sonra tabi Hüseyin abi onu gönderdi.”

Mahkeme Başkanı :” kimin Fikri Karadağ ın yardımcısı mı.”

Sanık Kahraman Şahin :”evet, efendim.ilk kuruluşta bu ama. “

Mahkeme Başkanı :” onların olduğu ortamda mı geldi Nuri ?”

Sanık Kahraman Şahin :” o da şöyle başkanım babası Kuvai Milliye ci imiş, babası Kuvai Milliyeciymiş. İşte şeyleri falan var o zamanki istiklal madalyası falan var. onları gösterdi, ordan yani Tayyip Erdoğan la da bacanak olduğunu biliyorum ben “

Mahkeme Başkanı :” Markaları o paraları kim getirdi, “

Sanık Kahraman Şahin :” Ahmet Bülent Hazer getirdi başkanım, “

Mahkeme Başkanı :”Yani sizin başkan yardımcınız, o zaman.”

Sanık Kahraman Şahin :” o zaman Ahmet Bülent hazer bu iş adamı, bu Afrika nın paralarını basmış başkanım. Evet evet Ahmet Bülent Hazer getirdi. Yoktu galiba tam hatırlamıyorum ama Ahmet Bülent Hazer i çok iyi biliyorum.”

Mahkeme Başkanı :” bir de bir kavgadan bahsettin kameraya çektiğin kavga ne idi sebebi.tartışma diyelim, kavga demeyelim de, tartışma diyelim……………….. ”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım şimdi o ortamda yaşamınız lazımdı aslında görmeniz gerekir, Mehmet Fikri Karadağ a birisi gider fiskos fiskos der, belki yalan yanlış onun kafasını karıştırır. Hüseyin abi ye gider birisi bir şey söyler fiskos fiskos bundan dolayı bir şeylik oluştu yani, bir yani insanlar “

Mahkeme Başkanı :” yani Mehmet Fikri Karadağ a gelen grup ayrı bir grup daha değişik

bir grup, Hüseyin görüm ile görüşen başka bir grup mu iki ayrı grup mu geliyor. Yani fiskos ediyorlar nedir bu.”

Sanık Kahraman Şahin :” ayrı grup gelme falan olayı yok yani orda gelip giden insanlar oluyor. Bir de Hüseyin abi orda eğer ki bir mesela kuran okuyorsa adama gidiyor diyorlarmış ki ya bize kuran anlatıyor bilmem ne bir şeyler. “

Mahkeme Başkanı :” o bir şeyler bir şeyler ne işte o bir şeyler dediğin ne, ne diyor ona ne o bir şeylerde ne var.”

Sanık Kahraman Şahin :” hiç doldurma hani bir insanı doldurursunuz ya, ben yanında değildim ki başkanım. Ben yanında değildim ki. “

Mahkeme Başkanı :” Yanında değildin de dolduruşa getirildiğini ne biliyorsun, ne biliyorsun dolduruşa getirildiğini, yanında olmadığın konuşmayı duymadığın bir şey hakkında nasıl böyle ahkam kesiyorsun. “

Sanık Kahraman Şahin :” yani olay oydu, ben çünkü Hüseyin abi ile yan yana duran insanım.”

Mahkeme Başkanı :” birbirleri ile kavga ettiklerinden dolayı mı ki diyorsun birbirlerine düştüler.”

Sanık Kahraman Şahin :” yani öyle büyük bir kavga olmadı orda. “

Mahkeme Başkanı :” bak yemine varan kanım sana helal, seninki bana helal şeklinde

Sanık Kahraman Şahin :” o konuyu ben bilmiyorum orayı ben 2005 tarihinden yani kuruluş aşamasına kadar olan kısmı biliyorum.”

Mahkeme Başkanı :” Fikri Karadağ ın ayrılmasına sebebiyet veren kavga yı mı anlatıyorsun. “

Sanık Kahraman Şahin :” valla ayrılması başkanım bu şeye “

Mahkeme Başkanı :” kavgadan sonra mı ayrıldı Fikri Karadağ .”

Sanık Kahraman Şahin :” kavgadan sonra ayrıldı ama daha büyük nedeni şeydir, o şeye girdi ya başkanım milletvekili olaylarına, ordan dolayı şey yaptı yani.ayrıldı.ondan sonra baktı ki millette hiçbir şey yok. yani herhangi bir demek ki biz kendimizi iyi anlatamadık diye ondan dolayı ayrıldı ordan. Ben ondan önce ayrılmak zorunda kaldım yani. ”

Mahkeme Başkanı :” ifadende bir de yanlış adamlara inandım falan diyorsun, kim inandı kimlere, kim hangi adamlara inandın, etrafındaki inandım falan dedin savunmanda.kimlerde o inandığın adamlar, seni yanlış yönlendirdiğine inandığın adamlar kim.?”

Sanık Kahraman Şahin :” yani o fiskosçuları mı diyorsunuz başkanım.”

Mahkeme Başkanı :” seni inandırmışlar işte, kimler inandırmış seni yanlış yönlere.”

Sanık Kahraman Şahin :” beni kimse bir şeye inandırmadı başkanım. Orda bir tartışma oldu bu tartışmanın da yalan yanlış …………. Gökhan ın Gökhan bir yalancı Mehmet Fikri Karadağ a gitmiş bir ton şeyler söylemiş mesela. Hüseyin görümü ordan çıkartıp işte bilmem ne gibisinden. O tip şeyler yani başkanım yani iki insanın arasını açmak.

Mahkeme Başkanı :” senin orda yönlendirmeye çalışan kimse oldu mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” beni mi beni kimse yönlendiremez.”

Mahkeme Başkanı .” dışardan gelenlerden seni yönlendirmeye çalışan oldu mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” yok, beni “

Mahkeme Başkanı ;” teşkilatı yönlendirmeye çalışan oldu mu. Bu bahsettiğin kişiler haricinde.”

Sanık Kahraman Şahin :” bu Gökhan bir oluşum kurmaya çalışmış kendi başına bize gelip gittikten sonra. Gittikten sonra değil de gelip gidiyor hem bir taraftan geliyor hem bir taraftan yanımıza gelen mesela bu temel reis vardı, Karadenizli adama telefon etmiş ben yeni bir dernek kuracağım, işte bizle beraber ol fesupanallah o tip şeyler oldu yani başkanım. Elli tane şeytanla mücadele ettik biz orda.dıştan insan gibi gördüğünüz “

Mahkeme Başkanı :” savcı bey var mı sualiniz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Başkanım müsaadenizle birkaç soru sormak istiyoruz. Kahraman şahin isimleri okuduğum kişileri tanıyor musunuz diye soruyorum. bu kişilerin dernekle ve Mehmet Fikri Karadağ ile bağlantılarını. Muzaffer Tekin.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben tanımıyorum,”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Oktay Yıldırım .”

Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sevgi Erenerol “

Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kemal Kerinçsiz “

Sanık Kahraman Şahin :”tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şahısların Mehmet Fikri Karadağ ile görüştüğünden haberiniz var mıydı.”

Sanık Kahraman Şahin :”hiç görmedim hiç şahit olmadım. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sedat Peker “

Sanık Kahraman Şahin :”görmedim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Semih Tufan Gülaltay”

Sanık Kahraman Şahin :” yok görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sami Hoştan”

Sanık Kahraman Şahin :” yok görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”bu şahıslar derneğe herhangi bir yardım gönderdi mi.”

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle, kimsenin Kuvai Milliye kimsenin başkanım, bir lira parası girmedi oraya. Bu böyle bilinsin yani onları yazıyorsunuz ama saygı değer iddia makamı yok öyle bir şey. Çünkü biz maddi çok büyük sıkıntılar çektik orda. Çekiliyordu orda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” siz derneğin saymanı idiniz değil mi. bütün hesaplar sizden mi geçiyordu.”

Sanık Kahraman Şahin :” bütün hesaplar benden geçiyordu derken ben gelen insanları başkanım kayıt ediyordum. Aylık bir lira yıllık on iki lira aidat alıyordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Öztürkler sitesinden sizin derneğe gelenler oldular mı.”

Sanık Kahraman Şahin :”bizim derneğe gelen olmadı bir telefon görüşmesi geçiyor başkanım bu konuda başkanım bir arkadaşın, fakat benim öztürkler ile ilgili herhangi bir şeyim olmadı. Hiçbir şeyim olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kuvai Milliye derneğinde ihale işlerinin takip edildiği doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :” ihale çalışıldı ama olmadı herhangi ihale bir şey. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”ne gibi çalışmalar yaptınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” bir erol un bir arkadaşı vardı, zeytincilik işi yapıyor başkanım, Ayhan, izmir e giderken zeytin verdi demiştik ya, ha murat dı ismi teşekkür ederim, bu şeyde bursa da bir yerde askeriyenin içinde şeyler varmış başkanım,zeytin ağaçları bayağı bir varmış burda ihale oluyormuş herhalde anlattı hatırladığım kadarı ile söylüyorum ben, dedi ki buraya dedi bir ihaleye girebilir miyiz dedi. Gir dedik kardeşim git gir, işte Mehmet fikri Karadağ bize yardımcı olabilir mi. ben baba ya söyledim bu olayı, oğlum dedi oranın ihalesi dedi askeriyedir dedi. Gitsin girsin dedi. Ben Genelkurmay mıyım orda bir şey yapayım dedi. Biz de kendisine böylece söyledim ben. Sonra girdi mi girmedi mi onu da bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Rasim Görüm ün sizinle ve dernekle herhangi bir bağlantısı var mıydı. Tanıyor muydunuz “

Sanık Kahraman Şahin :”Rasim görüm başkanım ben yasin olarak biliyorum, bir şeyim yoktur bir samimiyetim görmüşlüğüm bir el sıkışmışlığım dahi yoktur. Fakat ben Hüseyin görüm ü tanıdığım için Raif görüm benim çok iyi arkadaşımdır, tanıdığım için ordan az çok ailesindeki isimleri Türkan görüm ü tanırım mesela ailesinden, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”derneğe geliyor muydu bu şahıs. Veya etkinliklerde gördünüz mü.”

Sanık Kahraman Şahin :” hiç görmedim, hiç görmedim. İki üç sefer bir telefon görüşmesi oldu onda benim telefonum ile yaptı Hüseyin bey, ama yeğeni dir ağabeyinin oğludur bundan daha doğal ne olabilir başkanım. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”telefon görüşmenizin sonunda uyuşturucu ile ilgili birçok telefon görüşmesi var bu konu tefrik edilip ayrı bir dava konusu yapılmış ancak bu uyuşturucu satışı ile ilgili dernek yöneticilerinin Hüseyin görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ın herhangi bir haberi var mıydı. Bu konuda bir gelir elde ediyor muydunuz.”

Sanık Kahraman Şahin :” böyle bir şey olmadı burda kovuşturmaya yer yoktur diye bir yazı geldi bana. Orda da Kuvai Milliye nin ismi geçiyor, beni Kuvai Milliye den almadı polis, evimden aldı. Öyle bir şey olmaz buna da kimse izin vermez.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” denekte yapılan aramada el konulan bilgisayarların incelemesinde Kuvai Milliye antetli kağıt üzerinde Genel başkan Mehmet Fikri Karadağ genel başkan yardımcısı Hüseyin Görüm yönetim kurulu denetleme kurulu saymanlık, Kahraman Şahin ismi yer alan komisyonlar oluşturulduğu görülüyor, özel kuvvetler komisyonu Hüseyin kerim bayraktaroğlu başlığı altında bu komisyon savaş anında seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan milli kuvvetleri oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir. Komisyon yönetiminde şanlı ordumuzdan emekli subaylar ve komutanlar görev yapacaktır. Komisyon ayrıca Kuvai Milliye nin güvenliğinden sorumlu olup alt gruplar oluşturacak güvenlik şirketi ve benzeri ticari ilişkilere girecek. Doğal afet ve olağanüstü durumlarda halkımızın yardımına koşacaktır. Din komisyonu, yayın komisyonu, strateji komisyonu, eğitim komisyonu, büyük birleşme komisyonu şeklinde komisyonlar var Mehmet Fikri Karadağ ifadesinde bunu sizin hazırlamış olabileceğinizi söyledi. Siz bunu hazırlarken tek başınıza mı hazırladınız, yoksa dernek yöneticileri Hüseyin görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ın emri ile mi hazırladınız, bunları hayatiyata geçirdiniz mi.”

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi ben böyle bir şey görmedim orda başkanım zaten ben bilgisayar kullanmam sınırlıdır yani. tam iyi bilmiyorum. Fakat şöyle bir tahminde bulunabiliyorum. Onu da yani Allah bilir günahını bu Niyazi yapmış olabilir bunu. Benim böyle bir şeyden onların da böyle bir şeyden haberi yoktur zannetmiyorum. çünkü zaten bilgisayar kullanamaz ki kullanamıyor yani onlar. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” dernekte ne tür görevler vardı kimler hangi görevi yapıyordu. Özel kuvvetler diye birim var mıydı.”

Sanık Kahraman Şahin :” işte özel kuvvetler ismini ben şey yaptım yani burada Mehmet Fikri Karadağ bana çok kızdı. Bu konuda. Çok kızdı bayağı kızdı bunu yanlış değerlendirirler dedi. Evlat dedi, bir şeylerin altında bir şeyler ararlar. Bunu dedi çok kötü değerlendirirler dedi. Bunu kullanma dedi. Ben şey yaptım yani ben şey eğer suç varsa ben kabul ederim bunu fakat kesinlikle onların bunda bir şeyi yok. “

Mahkeme Başkanı :” kim dernekte görevli kimler var diye sordu.”

Sanık Kahraman Şahin :”dernekte görevli,Mehmet fikri Karadağ genel başkanımız, yardımcısı Hüseyin bey. Ben vardım, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”görevlerini de sayarsanız.sizin göreviniz diğerlerinin görevleri.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben sayman olarak görev yapıyordum, bir cd de şey yaptım ben gençlik kolları başkanıyım diye konuştum. Onu da arz edeyim başkanım öyle bir konuşmaydı cd ye konuştum. Çekildi o da kamera ile. Cumhuriyet.

Mahkeme Başkanı :” başka kim var.”

Sanık Kahraman Şahin :” başka ayşe ceylan Gençoğlu vardı ben ordayken, başkanım ben o şeyleri yapıyordum, kayıtları falan daha sonra ona devrettim yani gideceğim zamana yakın. Onun dışında Alparslan oğuz , oğuz Alparslan abdulkadir o dönem geldi ben bir ay falan olmuştu tanıyalı, yanında bir şey vardı Abdullah diye şey vardı, amcasının oğlu muydu teyzesinin oğlu muydu neydi. Rahmetli olmuş biz burda öğrendik onu da. Mide rahatsızlığından dolayı kanaması geçirmiş herhalde. O insan vardı o da sayman olacaktı. Çünkü gidecektim yani. o insanlar vardı onun dışında da tabi üyeler gelip gidiyordu ama görevli hatırladığım yok yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”gizli tanığın beyanlarını kabul etmediğinizi söylediniz ben tek tek sormak istiyorum. Diyor ki Kahraman Şahin derneğin gençlik kollarından sorumlu, Binbaşı lakabı kullanır, Hüseyin görüm tarafından esrar içmeye alıştırılmış, dernekte aktif olarak görev yapar hatta derneğin borçlarından dolayı kendisine haciz gelmiştir. Doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım beni kimse öyle bir şeye alıştırmadı. Arada bir kullanırım yalan söylemeyim. Ama müptelası falan değilim. Burası adaletin huzuru.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Binbaşı lakabını kullandığınız.”

Sanık Kahraman Şahin :”binbaşı lakabını da ben başkanım onu da arz ettim ifademde erol ile bir tek görüşmemizde geçen şaka mahiyetinde olan bir konuşmadır onun dışında başka ben hiçbir insanala böyle ast üst rütbe ilişkisi falan öyle bir kesinlikle bir şey yoktur başkanım.kesinlikle. ben asker değilim bir kere.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Çanakkale mitinginde Tuncay Özkan kürsü ye çıkarak solcuların birleşmesi konusunda konuşma yapması üzerine biz kaç kişiyiz hareketi isimli giymiş olan kişilerle aranızda yumruklaşmaya varan bir tartışma olduğu, ve Kuvai Milliye grubu olarak sizin mitingden ayrılıp slogan atarak Çanakkale nin içinden geçip minübüslere binip geriye döndüğünüz ve bu konuda Mehmet Fikri Karadağ ın o mitinge katılmadığı halde dönüşte sizi fırçaladığı doğru mudur.”

Sanık Kahraman Şahin :” yalan kocaman bir yalandır. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”böyle bir olay olmadı mı hiç.”

Sanık Kahraman Şahin :” kesinlikle olmadı. Şimdi oraya gittiğimizde başkanım tekrarlayacağım şimdi siz tekrarı pek sevmiyorsunuz ama oraya gittiğimizde dedim biz birleştirici cumhuriyet adına gittik, Tuncay Özkan ın ismine gitmedik. Veya başka partinin ismine de gitmedik. Cumhuriyet için gittik sadece. Orda tabi baktık siyasi şeylere çevirdiler arenaya çevirdiler orayı yanımızdaki insanlarda ya bizi siyasi için içine falan öyle bir şeye mi geldik gibisinden sinirlendiler tabi. Kalkmış orda siyasi parti şeyi yapıyor başkanım. Propagandası yapıyor.”

Mahkeme Başkanı:” tartıştınız mı kimseyle.”

Sanık Kahraman Şahin :” tartışmadık ona ben mahal vermedim yani orda bir de şey başkanım, yok asker falan o çekiyordu falan bilmem ne, öyle bir şey ben görmedim ben böyle bir şey görmedim burda da tahmin ediyorum ordumuza bir şey atmaya çalışıyor ama. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” olaydan sonra Mehmet fikri Karadağ herhangi bir şey söyledi mi size bu konu ile ilgili, “

Sanık Kahraman Şahin :”Mehmet fikri Karadağ bu konu ile ilgili bana bir şey söyleyebilir mi. başkanım söyleyebilir mi “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu mitingden iki üç gün sonra veli Küçük ün derneğe geldiği ve on kişi ile birlikte Mehmet fikri Karadağ ın odasında görüştüğü konusunu yalanladınız, böyle bir şey yok dediniz, daha sonra 150 tane genç işe alıp başlatacağını bahsettiği ve bu iş ile ilgili eleman temini için duvara bir ilan hazırlanıp derneğin iç kısmına asıldığı böyle bir konu var mıdır. “

Sanık Kahraman Şahin :” kocaman bir yalandır bu da.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”derneğe herhangi bir alım için.”

Sanık Kahraman Şahin :” derneğe öyle bir şey astım, ben astım o da dedik ki o tabi afetler ve deprem konusunda doktor hemşire yani bu tip vasfı olan insanların gönüllü olarak derneğe kayıt olmasını istediğimiz bir tabela astık. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” ne yazıyordu o kağıdın üzerinde tam olarak.”

Sanık Kahraman Şahin :” işte deprem ve tabi afetlerle ilgilenen işte doktor hemşire gönüllü insanlar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”müracaat eden oldu mu.”

Sanık Kahraman Şahin :”müracaat eden oldu evet, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”kaç kişi oldu.”

Sanık Kahraman Şahin :”ben ordayken doktor geldi, hemşire vardı bir tane bayan bir hanım efendi, ondan sonra bir veteriner vardı. Tabi biz o zaman tam şey arefesindeyiz yani resmi olarak bir şeyi faaliyete geçirmedik. Resmi bir faaliyeti yoktur yani onun. Sadece böyle bir yoklama öyle bir insanlar buna ilgi duyacak mı gösterecek mi ona göre şeye gidecektik başkanım biz dernekler masasına, bunu bildirip tamamen onay alıp başlayacaktık yani. o işte durum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”bu olaydan on gün sonra Niyazi kıyak ile sizin veli küçük Ümraniye ilçesindeki güvenlik şirketi aracılığı ile korumasını yaptırdığı bir binaya gittiğinizden bahsediyor. Bu binanın eski anayasa mahkemesi başkanına ait olduğu, on beş kişinin bulunduğu burada, bunlarla ilgili bir bilgi verir misiniz siz Niyazi kıyak ile bir yere gittiniz mi bu şekilde. Görüştünüz mü nedir kimdir bu şahıslar.”

Sanık Kahraman Şahin :” gittik evet, bu gizli tanık diyorsunuz ya biz oraya Niyazi kıyak ile gittik başka hiç kimse yoktu başkanım, ben ordan hemen anladım bunun Niyazi kıyak olduğunu, bu gizli tanığın, gizli tanık 17 var ya başkanım. Bu Niyazi kıyak dedim. Şimdi iddianame yi okuyunca anladım tabi. O zamana kadar öyle bir şeytanlığını bilmiyorum. Biz oraya gittik ama anlattığım şekilde bir arkadaşımız geliyordu derneğe gelen pazarcı “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”mahsur yoksa isim verebilir misin.”

Sanık Kahraman Şahin :” ismi şu anda aklıma gelmedi başkanım, bir saat yada bir buçuk saat görüştük. Ethem ethem, di ismi. Soy ismini hatırlayamadım. Hatırlasam söyleyeceğim size, ethem di ismi. “

Mahkeme Başkanı :” Doğum gününe gittiğini bahsettiğin olay değil mi bu.”

Sanık Kahraman Şahin :” evet evet başkanım evet başkanım. Niyazi kıyak ile ikimiz gittik sadece, yani Hüseyin beyin haberi dahi yok. öyle çıktık gittik. Gizli tanık diye koymuşlar ya başkanım. Buradan yani gizli tanık Niyazi kıyaktır yani. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Selim akkurt ve coşkun çalık ı tanıyor musunuz,

Sanık Kahraman Şahin :” tanımıyorum, yok burada selim Akkurt arkadaşı tanıdım bir tek”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Muhammet Yüce’yi de daha önce tanımadığınızı beyan etmişsiniz ancak şimdi bir defa gördüğünüzden bahsettiniz. Neden daha önce tanımadım dediniz?”

Sanık Kahraman Şahin :”Nerede tanımadım demişim”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”savcılık ifadenizde”

Sanık Kahraman Şahin :”öyle demedim, ben dedim ki bir kere gördüm dedim”

Mahkeme Başkanı : “savcılıkta tanımadığınızı söylediniz de açıklayın ondan”

Sanık Kahraman Şahin :” belki o anda isim olarak hatırlamamış olabilirim, oraya geldiğinde tanıdım ben onu, gördüm yani. bir sefer anlattığım şekilde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:zaten bir telefon görüşmesi var mehmet fikri Karadağ sizin karşılamanızı söylüyor, “

Sanık Kahraman Şahin .” evet aynen öyledir, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:Erol Ölmez ile sizi yan yana görüşürken gördüğünü söylüyor.”

Sanık Kahraman Şahin :” Erol yanımızda değildi, erol a kendisine tabiî ki burada başkanım soracaktır, erol ne ordaydı Kuvai Milliye deydi, yani zamanını da hatırlıyorum.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:kendi beyanına göre öyle demiş.”

Sanık Kahraman Şahin : seçimler arefesiydi çünkü.hatırladığım kadarı ile.sonraydı veya ama öyle bir şey yok zannetmiyorum.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yazar Orhan pamuk a veya başka birisine yönelik suikast girişimi hazırlığından haberiniz var mıydı.”

Sanık Kahraman Şahin :valla öyle bir şeyden haberim yok olsa buna ilk karşı çıkan Hüseyin görüm olur ben olurum niye biliyor musunuz, o tip bir insana paye verilmesi demektir öyle şeyin olması, paye veriliyor adama.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” siz dernekte maaşlı çalışan bir kişi olduğunuzu ifadenizde beyan etmişsiniz, Hüseyin görüm buradaki savunmasında Kuvai Milliye 1919 da çalışanlara herhangi bir ücret ödenmediğinden bahsetti, kimlere ne kadar ücret ödeniyordu, niye Hüseyin görüm böyle bir şey ödenmediğini söylediği halde siz maaş aldığınızdan bahsettiniz. Geçiminizi ne şekilde sağlıyordunuz maaş almıyorsanız.”

Sanık Kahraman Şahin :” ben başkanım ilk girdiğim zaman sağolsun parası da vardı o zaman bana maaşımı da veriyordu. Fazla istesem fazla da veriyordu. Öyle bir insan. Yani on lirası olsun diyelim ki gidin deyin ki benim ihtiyacım var tutar bir lirasını ayırmaz on lirayı da size verir bırakır öyle bir insandır. Ben tanıdığım için konuşuyorum başkanım yani onun burada övmek anlamında düşünmeyin lütfen bunu kişiliği o çünkü o adamın ben baya bir müddet paramı aldım. Daha sonradan adamın durumu kötü olunca alamadım. Şimdi burada şey mi işçi min maaşını ödemedim mi desin adam. Ben helal ediyorum, helal ediyorum. Fazlasıyla helal ediyorum hakkımı. Ne hakkım geçti ise ellerim bu tırnaklarım kanadı oraları temizleyip şey yaparken hepsi helal olsun Kuvai Milliye ye. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mehmet Fikri Karadağ ile yaptığınız telefon görüşmesinde Mehmet Fikri Karadağ turgay diye bir arkadaşı gönderiyorum yanına Ümraniye de bir E200 mercedes çalınmış, Maltepe grubu çalmış oralarda işte. Tuzla şifa suyuna göndermiş 50-55 Euro luk bir araba doksan milyarlık arabayı bulursak oradan bizim de hakkımızı verecek. Satacağız galeride 90 milyara 90-95, tamam onu turgay ile siz anlaşırsınız, onu diyor siz de tamam diyorsunuz devamında yeniden arayarak bu konuyu anlatıyor, ama oralarda dolaşıyormuş o araba onu jandarmaya mı buldurursak biz bulursak otuz lirasını alırız en az otuz lirasını alırız. Bir gidin bakayım bir araştırın nedir, yani dernekte böyle hırsızlık olayları veya başka olayları araştırma gibi bir göreviniz var mıydı. Kimin arabasını ne şekilde araştırdınız veaya buldunuz, komisyon mu alıyordunuz ne yapıyor dunuz. Açıklar mısınız.“

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım bu turgay dediği şahıs bizim Mehmet Fikri Karadağ ın komşusu, bir arabası çalınmış, oda üç yıl olmuş. Üç sene geçmiş aradan kim bilir kimler parçalayıp götürdü. Bana dedi ki böyle böyle dedi evlat dedi. Durum var dedi. Eğer bulabilirsek dedi bir kıyak yapacak dedi borcumuz harcımız var ya başkanım. Kuvai Milliye nin. Bizde trafik işleri ile uğraştık yani bu işin kurduyumdur. Araba işlerinin az çok. Yani a dan z ye sıfır arabanın el değiştirmiş arabanın ruhsatını çıkartırım satışını yaparım aklınıza gelen sigortasını yaparım muayenesini yaptırırım. Yani bu işin şeyiyim ben erbabı bir insanım. Alım satımda da öyle, yani araba konuları ile bu şekilde bir ilgim vardır benim birincisi, ikincisi de yani kaybolmuş ben gittim Maltepe ye şeyi sordum, emniyetine. Yok dedi tanıdığım trafik tescil de polisler vardı onlara söyledim dedim böyle böyle bir durum var dedim bir tanıdığımız aklınızda olsun meğer üç sene önceymiş. Başkanım yani yerinde artık yeller esmiş onun. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” başka bir görüşmede 10 mayıs 2007 fahri isimli bir şahıs ile fahri size çok büyük bir elli milyarlık bir işim var tamam mı moruk sana ihtiyacım var ben senle konuşmam lazım, cemi silkelemem bu numaradan anlamaz beni hemen ofisten ara yada ben seni arayayım hemen ara adamlar bekliyorlar beni, nedir bu elli milyarlık iş nedir siz dernek olarak göreviniz nedir işiniz nedir. Fahri denen kişi kimdir. ”

Sanık Kahraman Şahin :” ben o konuşmalarımız, dokuzuncu ayın sonundan sonra dernek ile bir bağlantım kalmadı, yani “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”10 mayıs 2007.”

Sanık Kahraman Şahin :” 10 mayısta böyle bir görüşme hatırlamıyorum ama, daha sonra oldu o olay yani çünkü son bahar falandı galiba hatırladığım kadarı ile. Bir arkadaşımız var bizim onun oturduğu yerde “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” kimdir bu fahri kimdir.”

Sanık Kahraman Şahin :” fahri Raif Görümdür, babasıdır fahi de fahri görüm, raif görüm ün babasıdır, Hüseyin bey in abisidir. Kendisi yurt dışında çalışıyor. “

Mahkeme Başkanı :” 10 mayıs 2007 tarihli tapede fahri isimli bir şahıs ile konuşuyorsun. “

Sanık Kahraman Şahin :” benim tahminim başkanım,”

Mahkeme Başkanı .” o tarihlerde de Kuvai Milliye desin.”

Sanık Kahraman Şahin :” son bahar dönemi diye hatırlıyorum ben bu konuşmayı ama, “

Mahkeme Başkanı :” beşinci ay mayıs ayı”

Sanık Kahraman Şahin .” tam olarak hatırlayamadım elli milyarlık ne iş ise, keşke olsaydı öyle bir iş keşke. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”17 mayıs 2007 ferdi isimli şahıs ile yapıyorsunuz görüşmeyi, bizim özgür ü vurdular öldü diyorlar valla bir çatışma yaptık yukarda bir olay hastanede yoğun bakımda öldü möldü diyorlar, biz şoktayız şu an diyor ve abi başımızdan bir olay geçti bir şeyler yapmak lazım bak bir tane iki dane ev var abi o evleri bitirelim ya. Sende de telefonda görüşme yapılmaz bu şekilde şeklinde uyarıyorsun. Kimdir bu şahıs kim vuruldu, nedir ferdi kimdir, vurulma olayı nedir çatışma nedir ev meselesi nedir bir açıklar mısınız, “

Sanık Kahraman Şahin :” valla bütün bildiğim de benim o telefon görüşmesinde konuşulanlardır. Bu şahıs ile daha sonra hiç görüşmedim “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” niye sizi arıyorlar bu şahıslar adam vurulunca veya başka bir şey olunca.”

Sanık Kahraman Şahin :” bu ev diyor bitirme işi diyor ama ben tam şey yapamadım yani ben herhangi bir emniyet müdürü değilim bir şey değilim, “

Mahkeme başkanı:” iyi de bu telefon görüşmelerinde yani alo kimsiniz falan da denmiyor yani hemen alo dediğinde karşıdaki ses de anlaşılıyor, nasılsınız diye muhabbete giriliyor yani ben hasan ben Hüseyin falan da denmiyor, bu kadar rahat bir görüşme çok rahat görüştüğünüz birisi. “

Sanık kahraman şahin;” Doğrudur görüştüğüm bir insan, ondan sonra görüşemedim ben onunla yani başkanım. O tarihten sonra görüşemedim, doğru ferdi diye bir arkadaş. Gaziosmanpaşa da oturur, zannetmem öyle bir şey olduğunu varsa da emniyet müdürlüğünden öğrenilmiş benim herhangi bir alakam yok bir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”mahkemeye yardımcı olacağınızı söylediniz, bu konuları biliyorsanız açıklar sanız.”

Sanık Kahraman Şahin :” sayın iddia makamı elimden ne geliyorsa yapacağım, yapmaya çalışıyorum fakat böyle bir şeyi ben sadece telefon görüşmesinden sınırlı kaldım ben ne herhangi bir yardımda bulundum, ne herhangi bir ölü gördüm, ne duydum basından, bir yerden böyle bir şey yaptım. Varsa eğer enim bir alakam ilgim bu kadardır yani telefon görüşmesi başka bir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Başka bir görüşmede 5 haziran 2007 tape no 135 Hakan la yaptığınız görüşmede hakan ın bir tane züppenin birisi ile uğraşıyorum bakalım herhalde onun işi bitirilecek, ya bir tane Bingöllü, gel görüşelim beraber hallederiz biz. Diyorsunuz bu nedir yani neyi hallediyorsunuz, kimin işi bitiriliyor, niçin bitiriliyor bunları bir açıklarsanız. Sizinle görüşüyorlar, hakan kimdir, “

Sanık Kahraman Şahin :”herhalde bir PKK lı olması lazım, başkanım hatırladığım kadarı ile, emniyete falan bitirelim demesi odur yani. emniyete bildirilim mi diye orda herhalde propaganda yapıyormuş herhalde. Daha sonra ben dedim ki kendisine,”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”hakan kim bu şahıs kim, “

Sanık Kahraman Şahin :” derneğe gelip giden bir şahıs.gelip gidiyordu yani arada bir uğruyordu. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” bu tür istihbaratlar geliyor muydu derneğinize işte şu PKK faaliyeti yapıyor şu irtica faaliyeti yapıyor, başka bir şey yapıyor şeklinde.istihbari bilgiler geliyor muydu.

Sanık Kahraman Şahin :” ya insanlar tabi söyleyenler oluyordu ama tabi biz mercii olarak ya git emniyete bildir böyle bir şey varsa, ya jandarmaya bildir, ya savcıya bildir, biz şey değiliz ki yani devletin bir yasal bir kurumu değilim ki ben. Ne yapabilirim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” niye size bildiriyorlardı. Siz demiyor muydunuz emniyete bildirin, jandarmaya bildirin, “

Sanık Kahraman Şahin :” işte ben dediğim şekilde söylemişimdir böylece gelen söylüyor başkanım söylemem mi diyelim, “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” dernekte bu şekilde konuşuluyor muydu istihbarat toplayın şeklinde.”

Sanık Kahraman Şahin :” size bile bir ihbar gelse sonuçta kökünü araştırıyorsunuz bir şey yapıyorsunuz bizim böyle bir yetkimiz yok şeyimiz yok amacımız yok. olsa da ben bunu gider emniyete bildiririm yani. kesinlikle bildiririm. Devletime niye yardımcı olmayayım ki ben. Kim olmaz yani. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” evet bu konuları emniyete jandarmaya bildirdiğinizi söylüyorsunuz,17 haziran 2007 tarihinde şevket isimli başka bir şahıs ile yaptığınız görüşmede, abi hani geçen gün demiştim ya kafası gözü kırılacak birisi var boş vaktin olur mu bu hafta diyor siz de olabilir ya ben sana iki tane kardeşimizi göndereceğim, o zaman hallolur sen bana telefon aç ne zaman olacağını diyorsun. Bu şevket kimdir kafası kırılacak kişiler kimlerdir, iki tane kardeşiniz kimdir kimi gönderdiniz, kimin kafasını kırıyorsunuz, bir açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” saygıdeğer başkanım, bu konuşmanın sadece bunu koymuş iddia makamı adam bir daha telefon ediyor iki üç gün sonra ben diyor işimi kendim konuştum hallettim diyor. gelip sana gerek yok. ben zaten gitmem. Gebze temsilcimizdir bu birkaç kişi rahatsız etmiş işte Atatürk posterini niye asıyorsun buraya falan gibisinden öyle yani öyle bir konu. Kimseyi göndermedim daha sonraki tapeleri de koysaydınız saygıdeğer iddia makamı önce onu buraya koymazdınız. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” diğer sanıklardan Abdullah Arapoğulları sizin hakkınızda kendisine ve getirdiği arkadaşlara Kuvai Milliye derneğinin askeri bir kuruluş olduğunu, paşalar tarafından yönetildiğini söylediğinizi ifade etmektedir. Siz derneğe üye kazandırmaya çalışırken nasıl bir yöntem takip ediyorsunuz, “

Sanık Kahraman Şahin :” Abdullah Arapoğulları öyle bir şey söyledi ama ben burda tapelerde okudum. Onun şeylerini okurken kendisine de sordum, ben dedi emekli paşa var dedim bizim paşayı kast ettim diye söyledim, takip ettiğimiz yol Atatürk nasıl bir yol takip ediyorsa öyle bir yol takip ediyoruz. birlik beraberlik kesinlikle bölücülük yok, kesinlikle. Kuvai Milliye ruhunu başkanım siz daha iyi biliyorsunuzdur mutlaka. Hepimiz Kuvai Milliye ruhu taşımıyor muyuz. O köklerden gelmiyor muyuz. Öyle bir yol izliyorduk başkanım.ama günlük özür dilerim , günlük tabi siyasi şeylerde tartışılıyor yani kahvede konuşulan şeyler iki insanı birbirin arasına konuştuğu şeyler. Bunlar da insanlar arasında muhabbet amacı ile konuşuluyor, insanlar siz belki bir şey seversiniz, siz sevmeziniz öbürü sever. O tip şeyler. Bunun dışında başka bir şey yok yani. bizim ülkemiz işgal altında değil ki. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” siz derneğinizin üye sayısını arttırmak için çalışmada bulundunuz mu.”

Sanık Kahraman Şahin :” herhangi bir çalışmam olmadı, bizim kapımız aslında Kuvai Milliye nin 75 milyon üyesi var. artırmak gibi bir şey de sadece orda kaydı yoktur. O ruh herkeste vardır .artırmak gibi bir şeyimiz olmadı yani. başkanım bizim gazeteye falan ilan vermedik. Bir şey yapmadık. Her dernek ne yapıyorsa aynen bize verilen devletin vermiş olduğu yetki çerçevesinde ne gerekiyorsa onu yaptık. İllegal en ufak bir şey olmamıştır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” telefon görüşmelerinde size askeri sıfatlarla hitap edildiği görülmekte bu konu yeterince anlaşılmadı, sizin bu sıfatları kullanmanızı birisi mi tavsiye etti, siz kendiniz mi kullandınız .”

Sanık Kahraman Şahin :”saygıdeğer başkanım buna ben herhalde çok iyi açık ifade verdiğimi zannediyorum, tekrar bir daha yenileyim ben bunu bir tek erol ölmez ile var, bir tek. Başka da kimse ile böyle bir telefon görüşmem yoktur. Onu da dediğim gibi şaka mahiyetlidir. Bunu da ona diyorum.”

Mahkeme Başkanı .” yani böyle bir tabir kullanmıyorsun, öyle bir …….. yok sadece onunla mı.yani genelleme yok senin o zaman.”

Sanık Kahraman Şahin :” yok yok sadece kesinlikle. Ben asker değilim ki başkanım asker değilim başkanım, yok yok kesinlikle ben dernekte gelen gidene yok yüzbaşıyım yok öyle bir şey kesinlikle yok. şaka amaçlı konuşadır sadece erol ile.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”diğer tutuksuz sanıklardan erdem irten sizin hakkınızda ekibini oluştur şeklinde tavsiyelerde bulunduğunuzu söylemektedir, siz de bizzat telefon görüşmelerinizde ekip kurmaktan bahsediyorsunuz, sözünü ettiğiniz ekip nedir, nasıl ve kimlerden kurulacaktır, ne iş yapacaktır, açıklar mısınız.

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi bu Abdullah geldiğinde derneğe başkanım benim dedi arkadaşlarım falan var dedi. Çevrem çoktur dedi. Bende dedim ki üye orda temsilcilik gibi orda bir şey şey yapalım falan. Zaman geçti tanımaya başladım yani yürütemeyeceğini anladım.ekip kurdum doğduruyorum başka bir şey yok. başkanım. Ekibe de ihtiyacımız yok ki bizim. Ne için yani ekip ne ya kasdetmek istediğiniz şeyi bir bilsem ben.”

Mahkeme Başkanı :” o kasdetmiyor savcı bey kast etmiyor, telefonu okuyor sana telefondaki görüşmede kullanılan terim bu ne anlamda kullanıldı diye soruldu size.başka bir şey kast edilmiyor. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” bir temsilcilik.”

Mahkeme Başkanı :,” siz onu temsilcilik olarak algıladınız, “

Sanık Kahraman Şahin .” Ekip işi değil midir bir yere açmak kurmak. Başkanım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” ancak başka bir telefon görüşmenizde Erdal irten ekibi kurduğunu ancak ekipteki bazı kişilerin ne iş yapacakları konusunda tereddütleri olduğunu söylüyor, siz de öyle fazla soru soran adama gerek yok diye açıklıyorsunuz, eğer bunu derneğe üye bulma çalışmaları olarak açıklıyorsanız, neden soru soran adam istemiyorsunuz. “

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi ben dediğim gibi belli bir zaman geçtikten sonra şahısları tanıdım az çok, yani bu işi yürütemeyeceklerini ben biliyorum. Ben onlara şey verdim tüzük vermiştim başkanım, tüzüğümüz budur bizim. Bir de para istiyorlar bizim zaten para bulamıyoruz ki orda yani para istiyor ki orda bir yer açalım, ben parayı bulamıyorum ki sana vereyim. Öyle bir durum oldu. Geçiştirme laflarıdır başka bir şey değil başkanım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Erol Ölmez ile görüşmenizde kendisini Çarşamba da görevlendirdiğinizi mollaların arasına girdiğini, sakal bıraktığını söylüyor, siz de bu telefon görüşmelerinin tamamının yapılması öncesi ve sonrası ile birlikte anlaşılabileceğini söylüyorsunuz. Siz yine de burada açıklayınız, burada kast edilen şey nedir. “

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım ben şimdi burada erol arkadaşı da şey yapmak istemiyorum. “

Mahkeme Başkanı “ ne yapmak istemiyorsun, ne yapmak istemiyorsun,”

Sanık Kahraman Şahin :” burda rencide etmek istemiyorum, “

Mahkeme Başkanı .” neyi niye rencide etmek istemiyorsun. Gerçeği anlat kimse rencide olmaz, gerçeği anlat.”

Sanık Kahraman Şahin :” ya kökünde bir şey yok başkanım, erol dedi ki ben dedi evleneceğim dedi, temiz kapalı bir insan ile böyle bir izdivaç kurmak istiyorum dedi. Bu zeytinci var ya başkanım zeytinci de fatih de oturuyor. Onun yanında takılıyormuş meğer öyle söyledi bana çünkü ilk telefonda işte, burda takılacağım bir tane kendime münasip bir şey arıyorum, “

Mahkeme Başkanı ;” o telefon görüşmesinin evveliyatı olan telefon görüşmesi bu bahsettiğin “

Sanık Kahraman Şahin :” evveliyatı budur başkanım, budur başkanım başka hiçbir şey yok yani ben git orda istihbarat yap falan bütün mesele budur başkanım, bunu buraya getirdiler basında da sürekli gazete sürekli tehdit şeyi yapıyor dergileri gönderiyorlar bize o kimse o tehdit eden bizim Allahtan başka hiç kimseden öyle bir çekincemiz korkumuz yoktur Allah a şükürler olsun. O konudur başkanım başka bir şey yok. dinlediğiniz zaman zaten güleceksiniz ben eminim. Ama tabi onu koymamışlar, anlam değişmiş seni sevmek gülmekten öldüreceğim diyeceğinize gülmeyi çıkartmış seni öldüreceğim kalmış,

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Mehmet fikri Karadağ ın Amerikalı bir şahıs ile yaptığı görüşmede sizin de hazır bulunduğunuzdan bahsedildi, konu nedir siz bu görüşmede var mıydınız.mahiyetini açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” evet ben o görüşmede ordaydım başkanım gazeteci olduğunu söyleyen endru soy ismini hatırlayamıyorum şeyde seyrettim onu Edirne deydik kanal 7 ye çıktı, kanal 7 miydi Samanyolu muydu ne hatırladığım kadarı ile oraya geldi gazeteciyim dedi. Mehmet Fikri Karadağ ile yukarı çıktı bende orda dikildim. İşte konuştular ne falan diye baba konuştu baba konuştukça küçülmeye başladı dev gibi bir adamdı. Baya dev gibi yani böyle iyi bakmışlar herhalde. “

Mahkeme Başkanı “ ne konuştu da küçüldü.”

Sanık Kahraman Şahin .” işte dernek hakkında konuştular yani sizin amacınız ne gibisinden, ondan sordu ondan sonra bizim genel başkanımız da ırak konusuna falan girdi orda. Amerika yı siz sevmiyor musunuz falan dedi. Biz dedi Amerika halkını seviyoruz ama dedi başındakileri sevmiyoruz dedi iki üç milyon insanı öldüren demokrasi götüreceğim diye demokrasiyi götürdüler ya oraya başkanım insan katledenleri sevmiyoruz dedi. Tabi o ……… küçülmeye başladı bu endru denilen adam. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Abdullah Arapoğulları ile bir görüşmenizde müzikhol işinden bahsediyorsunuz ve siz Kuvai Milliye olarak işe el koyduğunuzu söylüyorsunuz, Abdullah da bu işi yapılabilmesi için kimlik gerektiğinden bahsediyor aynısı ile şimdi bizde o Kuvai Milliye nin kimliğini taşıyacağız üzerinde şey yazması lazım, sadece ona gösteririz, istihbarat bir de araştırdım daha önceden Kuvai Milliye yi herkes istihbarat çı olarak biliyor, korkuyorlar yani. yine aynı konu ile ilgili bir görüşmede yine Abdullah, bizim silah taşımamız için kimlik falan o kimlik falan çıkarttırın, bana üç dört tane diyor. soruşturmada gerçekten bazı kişilerde üzerinde Kuvai Milliye istihbarat görevlisi yazan kartlar ele geçirildi. Sizin el koyduğunuzu söylediğiniz işin mahiyeti nedir. Bu iş için neden Kuvai Milliye nin istihbarat kartının gerektiğini söylüyor bu konuyu açıklayabilir misiniz. “

Sanık Kahraman Şahin :” açıklayım tabiî ki başkanım istihbarat konusu biz mersinde bir şeyimiz vardı gazetemiz çıktı, bir tek orda belki bir kişiye ben istihbarat kartı verdim ona onu da şeye gazetecilik şeyi vardır kartı vardır raif görüm e verdim. Ondan haberi yoktur Hüseyin görüm ün dedim arkadaşım olduğu için verdim.buradaki müzikhol den de zaten Abdullah ın söylediği işlerden bir tanesi bitsin biz zaten kurtardıydık paçamızı. Kuvai Milliye de kurtulduydu başkanım. Ama ben biliyorum ki hep boş dikkat ederseniz on tane iş söylüyor, incelediyseniz başkanım, tabi bunların hiçbirisi gerçekleştirilmedi. Sadece bir sefer Abdullah bana dedi ki bir fırın var dedi o zaman da Kuvai Milliye den ayrıldı idim, bir fırın dedi aldık dedi ağabeyimden falan şuraya bir gelebilir misin dedi burada beraber şey yapalım, bende Kırşehir liyim başkanım, benim babamın ismi Karabey şahin Kırşehir den herkes saygı duyar, küçüğünden muhtarından valisine kadar milletvekillerine kadar, öyle bir insandır bizim Anadolu biliyorsunuz buğday ambarıdır. Oraya gittim bunlarında şeye ihtiyacı var, una. Erol u da aldım yanıma erol ile de görüşüyoruz biz o dönem erol u da götürdüm başkanım. Bunu un yaptılar bu şeyi yaptılar bilmem ne gittim baktım bir hesap yaptım ben muhasebe işlerinden az çok anlarım ticaret lisesinden mezunum. İşte kaç kapasitesi şunu ne bunu ne baktım orda bir kişi ancak zor bir aile kendini zor kurtarır yani, öyle çıktık gittik başkanım, başka hiçbir şey yok. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Ali Solmaz adına kayıtlı bir telefondan konuşan kişi ile yaptığınız görüşmede Mehmet Fikri Karadağ a ulaşamadığınızdan bahsediyor sunuz ve siz ortamın gergin olduğundan bir takım insanları genel kurmayın geri çağırdığından ve telefonda fazla konuşamadığınızdan bahsediyorsunuz ali nin de babayı da çağırdılar mı size soruyor, siz de öyle bir durum var fazla konuşmuyorum diyorsunuz burada konuşulan konu nedir, açıklar mısınız.”

Sanık Kahraman Şahin :” başkanım savuşturma, savuşturma yani başka hiçbir şey değil.

Mahkeme Başkanı :” savuşturma imiş, “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abdullah Arapoğulları ile yaptığınız başka bir görüşmede İsrail daha doğrusu birkaç görüşmede İsrailli bir adamın kandırılmasından bahsediyorsunuz hatta Abdullah Arapoğulları bu iş için sırf Karadeniz den bir adamın yola çıktığını söylüyor, bu konu nedir.

Sanık Kahraman Şahin :” valla bana öyle bir şeyden bahsetti ama konuştu da ben öyle bir şeye zaten kesinlikle sıcak bakmam başkanım. Birincisi o, ikincisi de mühim olan sonuçtur, yani herhalde benim bildiğim kadarı ile her şeyin sonucu. Varsa bir İsrailli böyle bir şey teknik takip yapmış güzel polis takip ediliyoruz mutlaka bir şey olurdu. Hayali diyorum ben başka bir şey demiyorum. Ve bunun sonucunda da hiçbir şey olmamıştır. Öylece konuştukları ile kalmıştır. İşte dedim ya Abdullah şey bir insan yani kötü bir insan değil ama tahmin ediyorum ki oda kendine göre bizim gibi gevezelik yapmış, konuşmuş. Sonucunda bir şey yok yani on tane iş söylüyor Abdullah bir tane iş yok yani elle tutulur. Elle tutulur bir iş vardı işte bahsettim ya başkanım fırın onu da zaten takip edilmiş, belli ne olduğu. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”başka bir Abdullah ile görüşmenizde Mehmet Fikri Karadağ ın dernekten ayrılmasından konuşuyorsunuz siz, devlette ama dedi ki ben ayrılmış değilim, yine geleceğim dedi, öyle bir durum Abdullah abi diyorsunuz, siz devamında o zaman ki olaylardan bahsederek insanların dernekten kaçtığını ve insanların derneğin iç yüzünü bilmediğinden bahsediyorsunuz. Burda Mehmet Fikri Karadağ ın dediğiniz gibi dernekten göstermelik olarak ayrılması söz konusu mudur. Geri geleceğini söylemiş midir.”

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi şöyle bir şey bu Abdullah mersin temsilciliğimizin birm adamıdır başkanım aradı böyle böyle ulaşamamış, orda da bir tek bende cep telefonu vardı başkanım. Bana dedi böle böyle falan ben onları söylemek zorunda şimdi bir dernekte şey mi söyleyim işte böyle oldu şu oldu bu oldu bunu mu söyleyelim öyle bir laf geçiştirmesi yapmışım yani sonradan da zaten kapatıldı mı artık bir toparlanma süreci yaşıyoruz. O kadar bir şey söylemişim yani. Mehmet Fikri Karadağ “

Mahkeme Başkanı :” olmayan bir şey söylediniz öyle mi.”

Sanık Kahraman Şahin :” Evet gelip gittiğini de bilmiyorum. Ben ondan önce bir ay evvel ayrıldım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” aynı görüşmede yine siz.”

Sanık Kahraman Şahin :”insanları yani başka bir şey anlam çıkarmasın diye konuşmuşumdur. Ben kendimi de ayrıldım diye lanse etmedim kimseye Kuvai Milliye nin çünkü bir günahı yoktur. Şahsa da bağlı değildir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”görüşmenin devamında siz bir takım şeyler verildi zamanında bunlar yerine getiremedi anlıyor musun, otuz yaşında insanım, hayvan bir laf edersin yemeğini vermezsen onu yürütemezsin anlıyor musun abi diyerek dernek kurulurken bir takım vaatler de bulunuldu bunların yerine getirilmediği konusunda imada bulunuyorsunuz, daha doğrusu söylüyorsunuz, bu konu nedir, dernek kurulurken bir vaat mi verilmiştir.”

Sanık Kahraman Şahin :” herhangi bir vaat verilmedi başkanım öye bir şey yok. bilmiyorum şey yaptığımı fakat durumumuz belli ortada yani. öyle değil mi başkanım yani size para vermesele burada oturur musunuz. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”dışarıda bulunan insanların derneğin iç yüzünü görmediğini bilmediğini söylüyorsunuz,”

Sanık Kahraman Şahin :” yani bu parasızlıktan dolayı yani insanlar dışardan baktığı zaman zengin zannediyor. Onu kast ettim ben başka bir anlam yok yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” tespit edilemeyen bir kişi ile görüşmenizde size Halil arkadaşın selamı var, diye söylüyor, 29 ekimde katılacağınız gösteri ile ilişkin konuşuyorsunuz burda bahsi geçen Halil kimdir. “

Sanık Kahraman Şahin :” şimdi güneşli den bir arkadaş vardı, 29 ekimde biz başkanım şeye Kadıköy de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” ben Halil i soruyorum size.”

Sanık Kahraman Şahin :” efendim”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Halil size selam gönderen Halil in kim olduğunu soruyorum.”

Sanık Kahraman Şahin :” valla o selam göndereni söyleyen adamı o arkadaş tam bir şey yapamıyorum bilemiyorum. Bir sefer geldi ise gelmiştir. Bilmiyorum tam olarak hatırlamıyorum, simasını görsem hemen tanırım. İsim olarak şu anda çıkartamıyorum onu.başkanım açıklama getirmek istiyorum ben bu tapeyi okudum ben şeyden ek klasörlerin içersinden okudum çıkarttım. Kadıköy de 29 ekim veya 30 ağustos da orda tören düzenlendiği zaman biz de gidiyorduk başkanım. Kuvai Milliye olarak katılıyorduk. Hakkımız değil mi. gelin dedik arkadaşlar sizle beraber çıkalım dedik. Zaten var 29 ekim diye. Belirtmişim yani. konuşmamızda .”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada selim Akkurt un Halil lakabını kullandığı iddianame de yazıyor ben onun içüin size sordum, 29 ekim i açıklamanızı istemedim. “

Sanık Kahraman Şahin :”başkanım o Halil ile takma adı falan kullanıyor ben onu bilmiyorum, bir selim olarak biliyorum, selim olarak tanıdım yani burda tanıdım. Yani tanımıyorum selim Akkurt u tanıyor musun diye soruyorsanız ben onu tanımıyorum. O Halil de o değil yani öyle bir takma adı varsa da ben bilmiyorum. Hiç tanışmadım yani selim ile ben hiç tanışmadım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Erol ölmez ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde yine maddi sıkıntılardan bahsediyorsunuz erol bir adamdan bahsederek çok güzel ekmekler yeni yani sahip çıkılması gereken bir insan bu. Siz de Kuvai Milliye olarak sahip çıkacağınızı söylüyorsunuz, devamında, önümüzdeki ay bu dava bittiği an hepimiz rahattayız. Çünkü Kuvai Milliye olarak şu ayın 22 isinde değil mi şey bitiyor seçim ondan sonra rahatlıyoruz bitiyor yani bizim sıkıntımız o zamana kadar anladın mı, ekonomik sıkıntılarınızın seçime endeksli olarak anlatıyorsunuz, burda anlatmak istediğiniz şey nedir, neden seçimde ekonomik sıkıntılarınız bitecek.”

Sanık Kahraman Şahin :” sıkıntı her zaman vardı, başkanım şeyden sonra da devam etti bu. Taki buraya alınana kadar. Ondan sonra da darma duman olmuş orası. İşte o konuda da ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok örnekler var. öyle bir herhangi bir şey yok yani, herhangi bir tezgahlanma veya öle bir o günden sonrasına herhangi bir şey düzenlenmedi öyle bir şey yok yani ama insanlar tanıyorsa durumunu da biliyorsa ya bir iş var şunu yapabilir miyiz, ama hiçbir iş de gerçekleşmedi. Hiçbir şey de olmadı. Olsa sizin çok iyi bileceğinize ben eminim.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Niyazi kıyak ile yaptığınız görüşmede siz birlikte Ümraniye ye gittiğinizden bahsettiniz Ümraniye deki kardeşler geldi, iki tane yeni üye getirdiler. Ve sizin olmadığınızdan bahsederek sen yoksun diye şeysi olmadı sen yoksun ya anladın demi manzarayı 21 16 diyor siz de aynı kodla cevap veriyorsunuz. Bu Ümraniye den gelen kişiler kimdir, ad olarak biliyor musunuz, “

Sanık Kahraman Şahin :” o zaman ben orda değildim yani ayrılmıştım, ama telefonla öğrendim o konuyu, oraya gelen insanlar.”

Mahkeme Başkanı :” ağustos ayı görüşmesi daha ayrılmamışsınız.”

Sanık Kahraman Şahin .” ağustos ayında başkanım arada bir gelip gidiyordum. Yani sürekli orada değildim. Ama ondan önceki dönem seçimden önceki tarihe kadar sürekli ordaydım orda yatıp kalkıyordum. Bir yere gitmiyordum. Ondan sonra evime gidip gelmeye başladım. Onların kim olduğunu ben bilmiyorum şu anda ama şöyle bir şey söyleyim orda görsem tanırım yani yüzünü görsem tanırım. Yüzünü görsem tanırım.yeni getirdiği insanları da orda dernek kaydını yapan insan var şey var kişiler bana bağlı değil ki. Dernekler ismi kalır ama görev makam değişebilir Türkiye Cumhuriyetinde nasıl başbakan değişiyor, cumhurbaşkanı değişiyor, mahkemenizde başkanı değişiyor savcı değişiyor mesela. Bende ordan ayrılmışım başkası gelmiş değişmiş yani. bir tek bana bağlı değil ki orası. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” bu konudan bahsedildi ancak erol ölmez ile yaptığınız bir görüşmede cingöz diye hitap ettiğiniz bir kişinin arayarak kendisinden bahsettiğini siz erola aktarıyorsunuz, ve o kişinin erol un dernekten ayrılıp ayrılmadığını size sorduğu anlaşılıyor siz de karşı tarafa geçti dedim görev yapmak için dedim, karşıya görevlendirdik dedim görevli dedim yani diye erol a aktarıyorsunuz cingöz ile konuşmanızı daha önceden Erol Ölmez in kendisinin görev konusundaki beyanlarını dinledik ancak burada bizzat siz görev konusundan bahsediyosunuz hatırladınız mı bu görüşmeyi.”

Sanık Kahraman Şahin :” tam şey yapamadım ama görev dediğim özellikle Kuvai Milliye den verilmiş birm görevi yok. siz gene şeyi kast etmeye çalışıyorsunuz galiba anladığım kadarı ile ismailağa cemeatini başkanım lütfen onu rica ediyorum dinlerseniz o konuşmalar o zaman mutlaka iddia makamı da aydınlanacak. Kafasındaki şüphe de gidecektir. Mutlaka eminim ben buna. Yani öyle bir görevlendirme yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”peki son olarak Kuvai Milliye derneğini Kadıköy deki binasında bir toplantı halinde Mehmet Fikri Karadağ ile Hüseyin görümün tartışma şeklindeki görüntülerini siz çektiğinizi söylediniz, bu bir gizli çekim mi idi.”

Sanık Kahraman Şahin :” bu gizli bir çekim değil, ben çekmedim başka bir arkadaş vardı, şeytan Niyazi evet. niyazi çekti, ondan sonra da bastırmış işte dağıtmış. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” yani herkesin haberi var mı bu “

Sanık Kahraman Şahin :” var orda on kişi var açık bir şey yani öyle zaten saygıdeğer başkanım Hüseyin görüm burada ne dedi, büyük davalar açık davalardır bizim hiçbir gizlimiz hiçbir saklımız olmadı. Kesinlikle. Olsa zaten gereğini yapacağına eminim ben. Bir yerlerin bizim gizli saklı bir işimiz olsa çünkü biz biliyoruz ki biz kurulduğundan beri biz gözetim altındayız. Az çok biliyoruz yani az çok biliyoruz yani, çünkü Kuvai Milliye rahatsız ediyor bir takım insanları nedense onu da anlamış değilim. Bizim veremeyeceğimiz hesap yargının önünde özellikle veremiyeceğimiz hiçbir hesabımız yok zaten saygıdeğer başkanım iddia makamının meslektaşları olan işte geçen burda dinledik biliyorum sizi de çok rahatsız ediyordur mutlaka eminim çünkü siz adaleti temsil ediyorsunuz başkanım yanlış bir olayı kesinlikle müsaade etmeyeceğinize adım gibi eminim. Adım gibi.bir şey bulunmamış.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” daha önceki duruşmalarda sorulan sorularda bu toplantının Mehmet Fikri Karadağ a karşı Hüseyin görüm ün bir komposu olduğu yönünde sorular soruldu. Siz bu kanaatte misiniz. Nasıl bir hava sezinlediniz.”

Sanık Kahraman Şahin :” yok yok ben kesinlikle öyle bir komplo yok baba oğul türünde bir şey konuşma tartışma olmuştur. Bizim ben orda sonradan bir kırgınlık yaşanmadı yani.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu toplantıda olanları sayar mısınız. “

Sanık Kahraman Şahin :” bu Niyazi orda işte Gökhan Sipahioğlu orda, “

Cumhuriyet savcısı Nihat taşkın:” ali kutlu vardı,”

Sanık Kahraman Şahin .” tam da hatırlayamıyorum yani şey vardı, temel reis vardı başkanım, Alparslan da vardı, “

Cumhuriyet savcısı Nihat taşkın:” temel reis ten kimi ?”

Sanık Kahraman Şahin :” temel reis dediğimiz bizim Karadenizli, kendisi harbi temel reis başkanım gerçek temel reis. Öyle bir insan.”

Mahkeme Başkanı :” başka kim vardı,”

Sanık Kahraman Şahin :” onlar dı hatırladığım kadarı ile öyle şeyde yani işte Alparslan vardı, ayşe ceylan vardı, orda olanlar vardı. İnsan vardı yani orda kapalı bir şey yok.”


Yüklə 423,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə