T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə167/278
tarix14.09.2018
ölçüsü4,89 Mb.
#68132
1   ...   163   164   165   166   167   168   169   170   ...   278

X32 ERKEK ŞAHIS: O zaman beraber üremişlerdir.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: beraber ürediklerini gösteren kanıtlar gibi her insanda belirli bir oranda (anlaşılmıyor) taşıdığı söylenmekte (anlaşılmıyor) 30 bin yıl önce dünya üzerinde silinmişlerdir. Nasıl oldukları cidden tartışma söz konusudur. Soğuk iklimde yaşamaya alıştıkları için o dönem yeni buzul çağından çıkıp iklim çok ciddi anlamda ılımanlaşmıştır. Bu yüzden tükendiği avlanıdkları hayvanlar ortadan kalktığı için (anlaşılmıyor) bir başka tez ise insanın (anlaşılmıyor) tarihteki ilk soykırımının (anlaşılmıyor) ilk insana karşı uyguladığını gösteren bir tez vardır. Yani belirli bir anlayışa göre insan belirli bir dönem yamyamlık dahil olmak üzere besleniyordu ve (anlaşılmıyor) insanına avladığını ve onun üzerinden gıdasını sağladığını söyleyen bir anlayış da var. Bunların hiç biri kesin değil bir tek kesin nokta var arkadaşında söylediği gibi her insanlar belirli bir oranda (anlaşılmıyor) onlar (anlaşılmıyor) bir şekilde o anlamda bir akrabalık söz konusu ama nasıl (anlaşılmıyor) ortadan kalktığı tartışma konusu dediğim gibi önemli bir tez insanın ortadan kaldırdığını (anlaşılmıyor) kendisi geliştikçe insan (anlaşılmıyor) bizim türümüz geliştikçe daha silahı daha iyi kullandıkça ilk soykırımı (anlaşılmıyor) karşı uyguladığıdır. Bu önemli bir tezdir ama kanıtlanmış bir tez değildir. Şimdi asıl bizim (anlaşılmıyor) yaklaşık günümüzden 200 bin yıl önce evrimleşmiş bir türdür. O da demin söylediğimiz gibi şur da ortaya çıkan bir türdür. 100bin yıl sonra yani evrimleşmesinden 100bin yıl sonra eski dünyanın diğer bölgelerine yayılmaya başlamıştır. 65 milyon yıl önce Çine varmıştır. 50 bin yıl önce Avustralya’ya, 40 bin yıl önce Avrupa’da, 18 bin yıl önce Amerika’da yaşamıştır yani varmıştır. Gidiş yolu şudur. (anlaşılmıyor) çıktıktan itibaren burada da (anlaşılmıyor) bir bölge Mezopotamya artı birazdan tartışacağımız (anlaşılmıyor) doğal ortam en has en olgun biçimin yaşandığı bölge şu şekilde gelmişlerdir. Nil boyunca kuzeye gitmişlerdir. Tabi arkadaşında söylediği gibi burada henüz Süveyş kanalı olmadığı için hala bir kara parçası burayı geçmişlerdir. İşte bugünkü Lübnan’ı takip ederek bugün (anlaşılmıyor) dediğimiz bölgeye ulaşmışlardır. Şimdi önderlikte şey söyler (anlaşılmıyor) doğal bir uzantı olduğu için Mezopotamya’nın veya (anlaşılmıyor) buradaki (anlaşılmıyor) yola çıkıldığında doğallıkla ulaşılabilecek bir nokta olduğunu söylemektedir. Yani doğal yolu takip ettiğinizde en önemli özelliği de Nil nehridir. Doğal olarak bu yolu takip ettiğimiz vakit varacağımız yer (anlaşılmıyor) bu verimli (anlaşılmıyor) demektir. (anlaşılmıyor) beyinsel büyüme ve yaşama alanlarında sıçrama yaşamıştır. Kemik (anlaşılmıyor), deniz kabuğu gibi ham maddelerinde (anlaşılmıyor) kullanmaya başlamıştır. Mağara resimleri, kabartma ve küçük heykelcilikler yapmışlardır. Şimdi şey mesela önemli bir olay artık düşünsel olarak gelişmenin evresinin göstermesi açısından mağara resimleri dediğimiz olay önemli bir olaydır. Çünkü (anlaşılmıyor) dünyada farklı bir iletişime geçtiğini göstermektedir. Ölülerin gömülmesi çok önemli bir aşamadır. En az bunun kadar önemli olan aşama (anlaşılmıyor) zihinsel durum söz konusu mağara resimleridir. Dışında gördüğü avladığı nesneleri, dışında gördüğü eşyaları mağaralara resmektedir. Onlardan küçük heykelcikler yapmaktadır. Bunların hepsi zihinsel düşünme açısından önemli noktalara işaret etmektedir. Ama en önemlisi dil devrimidir. İlk kez (anlaşılmıyor) konuşmaya başlamıştır. İnsan belirli kavramlar kullanmaya başlamıştır. Bu aşama çok önemli bir aşamadır ki bundan sonraki insanlık tarihini belirleyen bir aşamadır. Önderlik şöyle demektedir bununla ilgili beklide tarihte yapılmamış adı konulmamış en büyük devrimi budur. Yani dil evrimidir. Yani ilk büyük devrime dil devrimi demek uygun olabilir. Çünkü hiçbir devrim bu devrim kadar bu coğrafyada toplumsallaşmaya hizmet etmemiştir. Gerçekten baktığımız vakit insanın toplumsallaşmasının sıçramasını ve bugünkü rayına (anlaşılmıyor) girmesini en temel özelliği en temel dönüm noktası dil devrimidir. Ancak ondan sonra insan bugün yaşadığı toplumsallaşmayı yaşayabilmiştir. İsterseniz ara verelim konuyu bölmeyelim yemek yiyelim yemekten sonra,



  1. DERS


X33 ERKEK ŞAHIS : Arkadaşlar ya, kim geç kaldı

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Arkadaşlar başlayalım artık , (anlaşılmıyor) buraya kadar (anlaşılmıyor) şeyden başlamamak için bir anda havadan ne onun ismi (anlaşılmıyor) buraya kadar (anlaşılmıyor) gelindiği ile ilgiliydi. Şey soracam (01.00 saniyesinden 01.05 saniyesine kadar anlaşılmıyor) bir önceki dersle ilgili sormak istediğiniz bir şeyler varsa onları alalım yoksa devam edecem. Var mı sormak istediğiniz bir şeyler insanın oluşumu ile ilgili (01.18 saniyesinden 01.35 saniyesine kadar anlaşılmıyor) 100 milyon yıl itibaren insan türleri gelmeye başlıyor. İlk gelinen yerde mezopotamyadır.

X34 ERKEK ŞAHIS: burada (01.44 saniyesinden 01.56 saniyesine kadar anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: istersen (anlaşılmıyor) birkaç türden oluşan dildir. bağırma (02:00 saniyesinden 02:08 saniyesine kadar anlaşılmıyor) zaman içinde bakarak dışlarındaki kavramları görmeye başlamışlardır. Yani buna bardak demeye başlamışlardır. Bir grup insan buna bardak demeye başladığı andan itibaren kendileri (02:22 saniyesinden 02:28 saniyesine kadar anlaşılmıyor) kuralları ortaya koymuşlardır. Nasıl olacağına dair bu belirli bir yer (anlaşılmıyor) ilk ataları oluşturmuşlardır.

X35 ERKEK ŞAHIS: Mezopotamya (anlaşılmıyor) değil mi?

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: yok yok. Mezopotamya ya gelmeden öncede vardı. Afrika’da ama Mezopotamya’da gerçek anlamda (anlaşılmıyor) daha sonra iki dil gelişir. Bir (anlaşılmıyor) dilleri bizim Kürtçenin içinde bulunduğu Hint-Avrupa diye tabir edilen en genel anlamda dil grubu gelişmiştir. İkincisi ise (anlaşılmıyor) dil grubu gelişmiştir. (anlaşılmıyor) grubu dediğimizde bugün Musevilerin kullanmış olduğu dil Arapça bulunmaktadır ve benzer diller bulunmaktadır. 2 tane aynı dil grubu gelişmiştir. (anlaşılmıyor) değişmesinde şeyinde çok etkisi vardır içinde bulunulan yaşam koşullarının (anlaşılmıyor) dil grubunun (anlaşılmıyor) geliştiği coğrafik koşullarda ortaya çıkmıştır. Normal bir tarım dilidir. Tarıma yönelik kavramların üretildiği bir dildir. (anlaşılmıyor) çobancılığın bir yaşam (anlaşılmıyor) koyduğu bir dildir. o yüzden ağırlıklı olarak çoban dili olarak adlandırılmaktadır. İkisi(anlaşılmıyor) bunun dışında dil grupları var mıdır vardır önderlikte bunu okuyanlar (anlaşılmıyor) konuşmalardan bunları hatırlayacaktır yukarıda Türklerin (anlaşılmıyor) bugünkü ilk geldikleri yerler (anlaşılmıyor) Ural-Altay dil grubu vardır. Hepsi bunların dil gruplarının ama bugün baktığımızda vakit (anlaşılmıyor) bizim coğrafi açısından belirleyici olan alanda 2 tane dil grubundan bahsedebiliriz. Bir (anlaşılmıyor) dil grubu iki (anlaşılmıyor) dil grubu bir tanesinden kürtçe, İngilizce dillerin yapım süreci vardır. (anlaşılmıyor) dil grubu Arapça ve Samice yani Yahudilerin konuştuğu dil grubudur. Başka soru sormak isteyen var mı? Bir önceki konu ile ilgili. Yoksa doğal topluma geçebiliriz. Doğal toplu dediğimiz vakit bir önceki şeyde söylediğimiz gibi bu şeyler açısından aşina olan arkadaşlarımız açısından (anlaşılmıyor) tarih anlayışını ilkel kominel toplum olarak adlandırılır. (anlaşılmıyor) tekabül eden devredir. Ama bizim kendi kullandığımız ve ilkel toplum yerine biz doğal toplum diyoruz. En saf haliyle insanların yaşadığı grup olarak adlandırdığımız için doğal toplum diyoruz yani her hangi bir devlet türü yapay bir doğal olmayan bir yapıyla bozulmamış bir toplumsal bir ilişkilerin hakim olduğu bir yapıdır. Doğal toplumlar farklı (anlaşılmıyor). Neyse ben okucam nasılsa doğal (anlaşılmıyor) insan türlerinin (anlaşılmıyor) kopmasıyla birlikte içine girdiği ve hiyerarşik toplumun ortaya çıktığı sürece kadar süren uzun topluluklar zamanına kadar yaşayan insan topluluklarıdır. Şimdi o zaman şöyle bir şekil çizecek olursak bizim doğal toplumdan kastettiğimiz olay şudur. Bir insan (anlaşılmıyor) böyle dediğimiz zaman burasıda hiyerarşik. Yani baktığımız vakit bizim doğal toplum dediğimiz zaman dilimi insan öncesi dönemin gittiği insanın ortaya çıktığı andan itibaren başlıyor taa kii hiyerarşik devlet toplumun ortaya çıktığı sürece kadar yani Sümer. Yani Sümer bir evredir. Bu toplum ana kök hücredir. Nasıl kök hücreden diğer doku hücreleri doğarsa doğal toplumdan (anlaşılmıyor) kurumlar doğar. Yine (anlaşılmıyor) yapılan hücreler doğarsa doğal toplumun ilkel kullanımdan ilkel hiyerarşik kurumlar doğar, diğer bir deyişle organlar ve toplumsal sistemler doğar. Doğal toplum bastırılabilir, geriletip, sıkıştırılabilir ama asla yok edilemez. Şimdi şunun altını çizelim doğal toplum bastırılabilir, sıkıştırılabilir ama asla yok edilemez. Bizim sıkıştırılabilir ama asla yok edilemez. Çünkü şeyi hatırlarsınız. (anlaşılmıyor) tartışmasını insan tartışmasını bizim diyalektiğe bakış açımızın farklılığını tartışmışsınızdır. Normal (anlaşılmıyor) diyalektik açısından baktığımız vakit (anlaşılmıyor) vardır. Bu ikisi ölümcül müdahale girerler, birbirini yok eder ve orta yerden (anlaşılmıyor) çıkar bizim bakış açımız böyle değil birbirimizi yok etmeye dayalı bir diyalektiğimiz anlayışımız yoktur. Bizim açımızdan dünkü tartışmaları hatırlayacak arkadaşların yöntem bilgisi (anlaşılmıyor) göreceksiniz. (anlaşılmıyor) sürekli bir mücadele içindedir o doğrudur ama bu yok etme işi değildir bastırma ve geriletme işidir. Yani bu cümleyi bu şekilde algılayınız. Yoksa (anlaşılmıyor) doğal toplum bastırılabilir doğal toplum hiyerarşik (anlaşılmıyor) karşısında bastırılabilir ama hiçbir zaman yok edilemez. Her zaman doğal topluma ait çeşitli özellikler çeşitli (anlaşılmıyor) her zaman kendini bugün içinde gösterecektir. Deminki derste tartıştığımız gibi Kürtler arasındaki o devre (anlaşılmıyor) yaşam tarzı veya insanların halen adalet demesi özgürlük demesi eşitlik demesi

X36 ERKEK ŞAHIS: direniş ruhu(anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: tabiî ki direniş o direniş ruhu demesi daha çok şeyden kaynaklanıyor (anlaşılmıyor) arasında bir direniş yoktur. Direnilecek (anlaşılmıyor) direniş olabilmesi için orada şeyin ortaya çıkmış olması lazım. Yöneten, yönetilenlerin ortaya çıkması lazım, Direniş dediğimiz şey bizim doğal topluma ait unsurların devletçiye göstermiş olduğu tepkidir. buyur

X37 ERKEK ŞAHIS: Günümüz hayattan örnekler göstersek. Mesela günlük şeyler. Bir çingenenin (anlaşılmıyor) doğal topluma örnek olabilir mi? Yok edilemiyor ama geriletiyor gelenekleri.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Doğal topluma örnek olarak söyleyeyim hiçbir zaman şu an saf (anlaşılmıyor) örnek gösterme imkanı yok çünkü kapitalist modernde yaşıyoruz kapitalist modernde kendisini sürekli empoze eden bir sistemdir. Ama bu empozeye rağmen çeşitli özellikler kapitalist modernde olsa bile kalmıştır ve şey vardır (anlaşılmıyor) günümüze ait bir örnek değil ama Amerika’lılar pardon Avrupa’lılar ilk kez (anlaşılmıyor) Amerika’ya gittiklerinde Amerika (anlaşılmıyor) akımının (anlaşılmıyor) bu daha çok kabileler halinde yaşayan şeyler vardır. İşte saf insan bunlar medeniyeti kirletmediği kirlenmemiş insanlar asıl Hıristiyan bunlardır. Bu tipik bir örneğidir. Hiyerarşik uygarlığın dışında yaşayanlar ama bugün için baktığımız vakit bu mümkün değil Amerika (anlaşılmıyor) alkolün pençesindedirler o beyaz adamın zulmüne uğramışlardır. Buyrun.

X38 ERKEK ŞAHIS: bunu basit bir olgu içerisine (anlaşılmıyor) temellerin (anlaşılmıyor) azda olsa bu topluma göre daha net görebilirmiyiz. Mesala onlar yayla teknolijiden uzak tamamen doğayla iç içe yaşarlar.

X39 ERKEK ŞAHIS: (11:26 saniyesinden 11:33 saniyesine kadar anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: tamam ama modern (anlaşılmıyor) girdiğiniz andan itibaren sizin artık doğallığınız bozulmaya başlar. (anlaşılmıyor) ama burada anlatılan doğal toplumdan (anlaşılmıyor) bahsetme imkanı kalmaz çünkü (anlaşılmıyor) sistemdir. (anlaşılmıyor) O yüzden (anlaşılmıyor)

Y2 BAYAN ŞAHIS: o zaman yoktur

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: yoktur destek (anlaşılmıyor) ama bu seferde (anlaşılmıyor) Türk’lerde baktığımız vakit bir çok yerde nüfus kağıt alma işlemi yeni başladı. Gerçekten (anlaşılmıyor)

X40 ERKEK ŞAHIS: alınmayan yerlerde vardır

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: var alınmayan yerler. Devlette (anlaşılmıyor) yok değil. Ancak devlette (anlaşılmıyor) geldiğinde görecek. Bunun dışında hiçbir (anlaşılmıyor) kendi kendine kendi yağında kavrulur böyle toplumlar vardır. Hiç yoktur dediğimiz anda o zaman şey anlayışına girer eski tarz bir diyalektik anlayışına girer. (anlaşılmıyor) vardır çeşitli yerlerde bugün en insanın dilinde modernize bakış insanın dilinde bile şey vardır özgürlük önemli bir kavramdır. Bu özgürlük önemli bir kavram olarak hala geçiyor olması aktif olması (anlaşılmıyor) gelen özelliklerin (anlaşılmıyor) oradaki paylaşımın güzelliği en (anlaşılmıyor) insan bile paylaşımı kötü olarak görmez. Yani ancak çok pervazsız biri olduğunda (anlaşılmıyor) sokağa çıktığımızda insanlara çoğuna sorsak paylaşım evet çok güzel bir şeydir der. İnsanlar paylaşımcı olmalıdır zaten paylaşımcı olma özelliği taa doğal toplumdan beri sonuna gelmiş bir özelliktir. Bu anlamıyla birlikte evet bir çok özellik (anlaşılmıyor) ama değişmemiş haliyle toplum (anlaşılmıyor) üzerinden 5bin yıllık bir (anlaşılmıyor) hiyerarşik yapı geçmiştir. Dünya toplumunun.

Y3 BAYAN ŞAHIS: Demokratikliği bunun neresine koyabiliriz hocam.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: yeni dönem o. (13:44 saniyesinden 13:48 saniyesine kadar anlaşılmıyor) bunların hiyerarşik bir yapılanmanın unsurlarıdır. (anlaşılmıyor) şey vardır (anlaşılmıyor) yöneten-yönetilen vardır ama şeyden daha farklıdır tabiî ki batıdaki bir feodaliteyle doğudaki feodaliteyla onların hepsine kısada olsa gelicez. Şimdi şurada kaldık biz doğal toplum bastırılabilir, geriletip, kıstırılabilir ama asla yok edilemez. Marksizm ile ilgili Marksizm gibi iddalı bir yaklaşım (anlaşılmıyor) dedikleri doğal bir toplumun ömrü binlerce yıl önce bitmiş yok olmuş bitmiş gibi algılamaları bu olumsuzluğu daha da körüklemiştir. Yani en ciddi eleştirilerden biri

X41 ERKEK ŞAHIS: tekrar okuyabilir misiniz hocam?

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Marksizm ile ilgili Marksizm gibi iddalı bir yaklaşım(anlaşılmıyor) dedikleri doğal bir toplumun ömrü binlerce yıl önce bitmiş yok olmuş bitmiş gibi algılamaları bu olumsuzluğu daha da körüklemiştir. Baktığınız vakit (anlaşılmıyor) eleştiri (anlaşılmıyor) yani şey dediğiniz vakit tez-antitez (anlaşılmıyor) yok etme gibi cümle kurarsanız. Bir taraf diğer tarafı yok eder gibi algılarsanız o zaman şeyi göremezsiniz. Yani doğal toplum yani kominel toplum yaşam (anlaşılmıyor) gibi kalmamış gibi algılarsınız. Bu ciddi bir eksikliktir. Doğal toplum hiçbir zaman bitmedi. (anlaşılmıyor) tükenmedi kendini her zaman var edebildi. (anlaşılmıyor) dayanakları olarak işçi sınıflaşmasının aşılması ve yeni toplumun yükseldiği zemin olarak köylerde ve ormanlardaki göçebe toplum olarak özgür köylü (anlaşılmıyor) aile olarak tüm tahriklere rağmen toplumun yeşeren ahlaki ile (anlaşılmıyor) etki etmedi. Bu yüzden toplumun kendine has bir ahlakından bahsederken bu gerçekten doğal toplumdan kalmıştır. Artı sizinde bahsettiğiniz gibi direniş doğal bir yapının gösterdiği gerçektir. Direniş doğal toplumdaki yapay unsurlara yöneten ve yönetilen unsurlara doğal toplumun verdiği tepkidir. Nerelerde görülmüştür direniş işte (anlaşılmıyor) Toroslar’da, (anlaşılmıyor), Almanya’nın ormanlarında, Roma işgaline karşı bir çok yerde işgale karşı, devleti zihniyete karşı doğal toplumun direnişi olarak ondan sonra bugüne kadar gelmiştir. 1848 de Viyana’da direnen işçilerde vardı, Sovyetler birliğine ilk ayaklanan işçilerde, köylülerde vardı. Hep o direniş ruhu taa o günden bugüne gelmiştir.

X42 ERKEK ŞAHIS: şimdi bu devrimci (anlaşılmıyor) direnişi içerisinde yer alıyor mu almıyor mu?

(16.59 saniyesinden 17.11 saniyesine kadar anlaşılmıyor)



CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Hepsinin yer aldığı gelenektir. Bunu zaten ileride göreceğiz. (anlaşılmıyor) sadece (anlaşılmıyor) mücadelesi değil kominel toplumsal değerlerin direnmesidir. Sınıf mücadelesini inkar etmek doğru olmaz. O sadece (anlaşılmıyor) biridir. Şu önemli noktanın altını çizelim. Gerçekten bugün sınıf mücadelesi gerçekten toplumların bir noktadan bir noktaya gelmesi konusunda çok ciddi bir (anlaşılmıyor) getiren ama Marksizmin (17.52 saniyesinden 17.55 saniyesine kadar anlaşılmıyor) tek faktör olarak yani şunu dediğiniz vakit yanlış olur. Tarih sınıf mücadelelerin tarihidir dediğimiz vakit yanlış bir şey olur çünkü evet sınıf mücadelesi önemli bir faktördür üzerinden atlanmaması gereken bir faktördür ama tek faktör değildir bunun dışında başka faktörler vardır. Bugün baktığımız vakit toplumların bir yerden bir yere gelmesi konusunda attıkları her adımın altında demin bahsettiğimiz kominel değerlerin direnmesi veya kominel değerlerin kendisini korumasınde önemli bir faktör olduğunu görüyoruz. Bütün bunlardan dolayı doğal toplumlardan bahsetmekteyiz. Şimdi daha iyi okunuyor galiba) demokratik toplum kavramsallaşmaya çalıştığımız sistem anlayışını temel olarak devlet (anlaşılmıyor) dışında oluşturmayı teorik yaklaşım özü olarak koyuyor. Yani demek ki anlayışımızın temeli devlet (anlaşılmıyor) dışında sadece kapitalist sistemin iktidar olmayışı dışında değil tüm devlet toplumlarındaki şunun altını çizelim sadece kapitalist sistemin iktidar olmayışı dışında değil tüm devlet toplumlarındaki hiyerarşik devlet iktidarın dışında çözüm aramak teorik (anlaşılmıyor) özüdür. Yani şimdi bir kez daha yöntem olarak baktığımız vakit Marksizme eleştiri burada sadece kapitalizme karşı bir kapitalizm iktidarı hedeflediğimiz vakit ona yönelttiğimiz vakit yanılıyorsunuzdur. Asıl Sovyetler birliği (anlaşılmıyor) ortaya çıkıyor.

X43 ERKEK ŞAHIS: bilimsel olmayan (anlaşılmıyor) karşıyız hocam.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: bilimsel değil aslında. Bilimsel olsun yada olmasın iktidara karşıyız. Burada şey değil korumaya çalışmak nokta değil daha güzel insanla barışık iktidar kurmayı amaçlıyoruz değil bunu dediğiniz vakit (anlaşılmıyor) yerinde bunu amaçlıyor. Ben insanla barışım, işçiyle barışık, köylüyle barışık bir iktidar kurmayı istiyorum. O zaman iktidar (20.19 saniyesinden 20.22 saniyesine kadar anlaşılmıyor) burada asıl kastedilen şu en iyi niyetli olursa olsun devlet iktidarına karşın. Anarşizmden farklı sonuç olarak önümüze koyduğumuz zaman anarşizmden çıktığı zaman farklı (anlaşılmıyor) bir ahlaki toplumu yaratmayı önümüze koyduğumuz vakit anarşizmden daha farklıdır.

X44 ERKEK ŞAHIS: ama bunların var olduğunu devletin var olmadığını (anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Ama şunlarda yakınlıklar vardır. Önderlikte İtalya’da şeyinde yazmaktadır. (anlaşılmıyor) Manifesto diye bir gazetede çıkmaktadır. Şimdi şunda bir yakınlıklar vardır. Önderliğin oluşturduğu perspektiflerde geliştirdikleri paradigmada İtalya’da (anlaşılmıyor) komünist hareket vardır. onla yakınlıkları vardır. Doğrudur ama şey (anlaşılmıyor) doğuda anarşizm tanımlaması yapmakla bir açıklama yetmez. Çünkü ciddi bir geniş entelektüel arka planı vardır bir sistematiğin bir yani ciddi olarak Marksizimden ve onun modern onun ortaya koyduğu yöntem hedeflerden sosyalizm daha doğrusu kominizim hedefinden çok ciddi etkilenmiştir. Ama onun yanında Marksizmin es geçtiği yerleri asıl olarak doldurma çabası içindedir önderlik ve neler vardır mesela çok ciddi bir (anlaşılmıyor) okunaklığı vardır önderliğin (anlaşılmıyor) okuması vardır. Yani şeyden takip edenler görüşme (anlaşılmıyor) okuduğu kitapları görecektir ve oralarda çok ciddi bir büyük entelektüel yelpazeden özelliğin onları özümsediğini görülecektir ve Anarşizm bunların belki bir parçasıdır ama bu sisteme total olarak Anarşist sistem dersek doğru olmaz çünkü çok ciddi olarak farklı (anlaşılmıyor) vardır. Sanıldığının aksine bu yaklaşım ütopik değil toplumsal gerçekliğe son derece bağlı bir teorik yaklaşım olmasının mücadelenin en önemli kazanımı olarak görüyoruz. Şimdi doğal toplum neden önemli sorusunun cevabı işte bu. Şimdi biz eğer şeyi konfederalin demokrasi konfederalin bir ütopya değil bir gerçeklik olarak önümüze hedef ortaya koymuşsak o zaman şunu göreceğiz. Bu kökünü işte doğal toplumdan almaktadır. Modernize doğal toplumdan almaktadır. İnsanlık yaşadığı gerçekten yaşadığı döneme bir referansla önderlik sistemi geliştirmiştir. Kafasında tamamen yarattığı bir sistem değildir. Birazdan göreceğiz insanlık tarihinin %98i uzun zamanını yaşadığı insanın yaşadığı döneme model alan bir şeydir bu yüzdende ütopik değildir. İnsanın gerçekten özüne uygundur. Bu yüzdende önderlik dikkat (anlaşılmıyor) çekmektedir. Şey bağlantısını demokratik konfedaralizm doğa toplum bağlantısını da mücadelenin en önemli teorik kazanımı olarak görmektedir. Bence de çok önemli bir kazanımdır. Bununla ilgili sormak istediğiniz bir şey var mı arkadaşlar.

X45 ERKEK ŞAHIS: şimdi burada iktidar yoktur demi doğal toplumda demokratik.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: şimdi orayı göreceğiz. İktidarın olmadığını göreceğiz. Çok farklı hiyerarşinin olmadığını,

Y4 BAYAN ŞAHIS: Marksizmle ilgili eleştirilerim (24:11saniyesinden 24.13 saniyesine kadar anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Çok ayrı bir konu ama kısa olarak söyleyeyim. Türkiye’deki sol hareket maalesef ve maalesef aslında Marksizmden o kadar uzak ki onların kafasında bir Marksizm var ve o kafalarındaki marksizminde gerçek marksizmle pek alakası yok. Çoğu ülkelerde İstisnalar vardır ama onlar değil Türkiye’deki devrimci hareket şeyi bitirdi kendini geliştirmeyi bitirdi hala 19.. yani ben çok saygı duyarım Mahir ÇAYAN’a, İbrahim KAYPAKKAYA’ya inanılmaz saygı duyulması gereken insanlardır. Özellikle (anlaşılmıyor) ama bu şey dediğimiz vakit sorun çıkıyor. Siz hala Türkiye’yi (24.54 saniyesinden 24.56 saniyesine kadar anlaşılmıyor) ama özellikle İbrahim’in 1970te anladığı gibi anlamaya kalkarsanız o zaman sorun çıkar. Türkiye’deki devrimciler ideolojik gelişimlerini yaratmadıkları için Marksizmi dondurdular Marksizmi kıtlaştırdılar o yüzdende ona en ufak eleştiri ona dönük en ufak farklı yaklaşımını sanki kendilerine yapılmış saldırı olarak görüyorlar. Büyük oranda bundan kaynaklı bide bundan daha önemli tabii okumuyorlar okumadıkları içinde niye okuyorlar ne Marksizm içindeki tartışmaları takip ediyorlar Marksizm bütün Avrupa’da başka yerlerde ne tarz tartışmalar yapılıyor bunu takip ediyorlar bunu takip etmedikleri içinde dondurulmuş kafayla bakıyorlar birçoğu ve o yüzden de algılayamıyorlar. Algılayamadıkları şeye de tepki gösteriyorlar.

X46 ERKEK ŞAHIS: tepkileri engel olarak görülüyor mu.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Efendim. Yok yani sonuç baktığımız vakit biz kendi yolumuzda doğru yolu bildiğimiz yolda gidiyoruz ve hiç bir şey engel olarak gözükmez ki. Biz onları da ikna edicez. O zaman kısaca parantez içinde bu devrelerde birkaç bizim dışımızdan da arkadaş geldi yanımıza Kâğıthane’den (anlaşılmıyor) tartıştık birçok noktada ikna oldular bazısında olmadılar. Ama biz kendi paradigmamızı doğru biliriz. Onu doğru (anlaşılmıyor) onu doğru bir şekilde yansıtırsak dışımızdaki insanları da kazanırız onları da ikna ederiz ama şunu yaparsanız (anlaşılmıyor) sanki önderlik şeymiş gibi algılarsak onu beceremeyiz. Marksizmi tamamen (anlaşılmıyor) gibi mesela biriyle tartışırıp o zaman orda (anlaşılmıyor) ama biz derdimizi gerçekten önderliğin Marksizmle kurduğu ilişkiyi doğru bir şekilde anlatırsak Türkiye’deki diğer devrimci arkadaşlarımıza, dostlarımıza o zaman kendimizi daha net ifade edebiliriz. Ama şey de dersek Marks da kim oluyor ki diye bir cümleye başlarsak tartışmaya başlarsak beceremeyiz. Ama demin söylediğim gibi gerçekten Marksı aşmanın ne olduğunu iyi anlatırsak iktidara (anlaşılmıyor) ilişkisini dönük eleştirisini anlatırsak o zaman daha farklı engel olmazlar tartışırız ve ikna ederiz. Buyrun.

Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   163   164   165   166   167   168   169   170   ...   278




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə