şekillenen sosyal düzen çerçevesinde Bulgar Emiri artık İtil Bulgar Devleti olarak
nitelendirilen birleşik boylardan mürekkep siyasi teşkilatın başında bulunuyordu. İtil
Bulgar Devleti elbette ki, yalnızca dış olaylara mukabil olarak Rus Knezi
Svyatoslav’ın Hazarlara 965 yılında indirdiği darbe sonucunda bağımsız olmamıştı.
Onun bağımsızlığında iç gelişiminin rolü azımsanamayacak kadar çoktur
259
.
İtil Bulgar Devleti’nin tarihindeki bu yeni aşama saha genişlemesi, Emir’in
idaresinin pekişmesi ve İslam ideolojisinin hâkim kılınması ve boy ayrışmasının
nihai olarak aşılması ve de genel devlet idari kurumlarının oluşturulması ile
karakterize etmek mümkündür.
Birleşik devlet verimli askeri-siyasi sistem oluşturmayı başarmış, bu sistem
ise güçlenen Kiev Rusya’sına karşı koyabilmiştir. Bunun sonucunda İtil Bulgar
Devleti Kiev Knezi Vladimir ile 985 yılında barış antlaşması imzalayarak otoritesini
pekiştirmiştir
260
. Böylece Ruslar tarafından resmen tanınmıştır. Ayrıca Ruslarla
antlaşma imzalanması İtil Bulgar Devleti’nin artık tamamen bağımsız bir devlet
konumunda olduğunu kanıtlamaktadır. Bundan sonra takribi X. yüzyılın sonlarında
Bulgarlar Sura Nehri çevresindeki Burtasları hâkimiyetleri altına almış
261
ve Doğu
Avrupa’nın önemli bir devletini meydana getirmişlerdir. Bu sıralarda İslam tüm İtil
Bulgar topraklarında tam olarak kabul edilmiştir.
1.2.4. İtil Bulgar Devleti’nin Coğrafi Konumu
1.2.4.1. İtil Bulgar Devleti’nin Sınırları ve Komşuları
İtil Bulgar Devleti’nin toprakları İtil ve Kama nehirlerinin kolları üzerinde
geniş bir alana yayılmıştır. İtil Bulgarlarının yayıldıkları ana toprakları batıda
Svyaga; kuzeyde Kama (sonraları Meşa ve Kazanka nehirleri); doğuda, Bulgarlar
zaman zaman Beloy ve hatta Yayık (Ural) nehirlerine kadar ulaşmış olsalar da,
Şeşma ve İk nehirleri; güneyde de Jigulevsk dağları arasında kalan bölgedeydi
262
.
Devletin kesin sınırlarını tayin etmek herhangi sınır hatları belirlememiş
olduklarından dolayı mümkün değildir. Zaten, İtil Bulgar Devleti’nin hâkim olduğu
259
Smirnov, Voljskie Bulgarı, s.38.
260
Mualla Uydu Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, Ankara, AKDTYK TTK Yayınları, 2007,
s.491.
261
Halikov, Voljskaya Bulgariya i Rus, s.8.
262
İstoriya Tatarskoy ASSR, Kazan, Tatknigoizdat, 1973, s.14-15.
71
topraklar savaşlarda gösterdikleri başarılara göre zamanla değişikliğe uğramıştır
263
.
İtil Bulgarlarının yayıldıkları toprakları tespit etmek amacıyla, günümüze
kadar ulaşan kendilerinin yazmış oldukları eser bulunamamış olmasından dolayı,
onların çağdaşı olan Arap ve İranlı müelliflerin yazmış oldukları kaynakları ve
arkeolojik verileri incelemek gerekmektedir.
Ortaçağ Arap ve İranlı coğrafyacılar Bulgar ülkesini yedinci iklimde
göstermişlerdir
264
. Biruni “Kitab at-Tafhim” adlı eserine göre yedinci iklimi
kapsayan bölge Başhart (Başkurt) dağlarından, Peçeneklerin sınırlarından, Suvar ve
Bulgar şehirlerinden, aynı zamanda Ruslarla, Slavyanlarla, Bulgarlarla meskûn
topraklardan geçmekte ve denizi aşmaktadır. Bu iklimin biraz uzağında (İtil
Bulgarlarının kuzey komşuları) İsu, Varang, Yura ve benzer halklar
yaşamaktadır
265
. Aynı coğrafya yazarları İtil Bulgar Devleti’ni Müslümanların en
kuzeydeki ülkesi olarak tanıtmışlardır
266
.
Arap
coğrafya literatüründe İtil Bulgarlarının topraklarına dâir ilk bilgileri
İbn Rüsteh vermektedir. Onun verdiği bilgiler İtil Bulgar Devleti’nin kuruluş
aşamasını yansıtması bakımından önemlidir. İbn Rüsteh 903-913 yılları arasında
yazdığı “Kitab el-a’lâk el-nefise” adlı eserinde şöyle demektedir:
“Bulgar toprakları Burtaslarla sınırdaştır. Bulgarlar Hazar Denizine dökülen, İtil
olarak adlandırılan ve Hazarlarla Slavyanlar arasında akan nehrin kenarında otururlar”
267
.
İbn Rüsteh’in bu ifadelerinden İtil Bulgar ülkesinin Burtaslardan kuzey-
doğuya doğru Orta İtil’de yer aldığı anlaşılmaktadır
268
. İbn Rüsteh, Burtasların da
263
Grekov, Kalinin, Bulgarskoye Gosudarstvo, s.102.
264
İbn Rüste “Kitabü’l A’laki’n-Nefise” adlı eserinde yedinci iklimi şöyle rivayet etmektedir:
“Doğudan başlayarak Ye’cüc ülkesinin kuzeyinden geçer. Sonra Türk ilinden geçerek Taberistan
denizinin kuzey sahillerine varır. Sonra Rum denizini kat ederek Bürcan ve Saklebler diyarına girer,
nihayet batı denizine dayanır”, Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Ortaçağ’da Türkler, s.286;
İbn el Fakih yedinci iklimi Türklerin ülkesi olarak ifade etmiştir, A. e., s.193. Mesudi’de Bulgarların
yedinci iklimde yer aldıklarını düşünmektedir. Mesudi, Murûc Ez-Zeheb (Altın Bozkırlar), Çev. D.
Ahsen Batur, İstanbul, Selenge Yayınları, 2004, s.73.
265
Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler, s.205.
266
F. Ş. Huzin, Bolgarskiy Gorod v X – Naçale XIII vv., Kazan, İzd. Master Layn, 2001, s.8; Ebu
Hamid el-Endülüsi el-Garnati şöyle demektedir: “Bulgar şehrinde şunu işittim: Bulgar kuzeyde İslam
ülkelerinin sonunda ve Saksin’in 40 gün kadarlık yukarısındadır.” Şeşen, İslam Coğrafyacılarına
Göre Türkler, s.181.
267
Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Ortaçağ’da Türkler, s.293.
72
Bulgarlar gibi Hazarlara tabi olduklarını belirtmektedir
269
. Mesudi’de Hazarların
kuzeyinde bulunan ve İtil Nehri’ne akan Burtas Nehri’ni
270
belirtirken bu nehrin
Bulgar, Burtas ve Hazar ülkeleri arasında gemilerin işlediğini belirterek bu ülkelerin
komşuluğuna işaret etmiştir
271
. Mesudi “el-Tenbih ve’l-işraf” adlı eserinde ise
Burtasları, Harezm ile Hazar arasında yaşayan ve Hazarlara tabi olan bir halk olarak
ifade etmiştir
272
.
Bu
kayıtlardan da anlaşılacağı üzere İtil Bulgar Devleti’nin kuruluş
döneminde onların güney-batı komşularının Burtaslar olduğu ve kendileri gibi
Burtasların da Hazar Kağanlığı’nın vassallığı altında bulunduğu anlaşılmaktadır. A.
H. Halikov İtil Bulgar Devleti’nin kuruluş dönemi sınırlarını şöyle tespit etmektedir:
“X. yüzyılın ilk çeyreğinde İbn-Fadlan ve İbn-i Rüsteh’in dönemlerinde İtil Bulgar
Devleti’nin kurulduğu bölge Hazar Kağanlığı’na bağlı vassal durumda olan nispeten küçük
bir alanı kapsamaktaydı. Bu bölge güneyde Çeramşan Nehri’ne kadar ulaşmaktaydı. Bu
nehrin sol kenarında İbn-i Fadlan’ın tespit ettiği göçebe Türklerden Albaj.g.r.lar
(Başkurtlar) yaşamaktaydı. Batı’da Svyaga Nehri, kuzeyde Kama Nehri, doğuda ise Zay
Nehri doğal sınırları oluşturmaktaydı”
273
.
İtil Bulgarları devletin kuruluş döneminde hemen hemen yukarıda ifade
edilen bölgeye yayılmışlardı. Ancak X. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle
de Hazarların Svyatoslav’ın indirdiği darbeden sonra bir daha toparlanamamaları ile
birlikte sınırlarını genişletmişlerdir. Bunda İslamiyetin kabulüyle birlikte devletin
olgunlaşmasının ve üretim-ticaret faaliyetlerinin gelişmesine paralel olarak askeri
başarıların artmasının önemli bir etkisi olduğunu da belirtmek gerekir. XI. yüzyıldan
XIII. yüzyıla kadar olan devirde Bulgarlar Velikiy Ustyuk’tan Saratov’un güneyine
kadar, Murom’dan Ufa hududuna kadar uzanan pek geniş bir ülkede faaliyet
göstermişlerdir
274
.
268
Huzin, Voljskaya Bulgariya X – Naçala XIII vv.: Territoriya, Arheologiçeskie Pamyatniki,
Naselenie, s.137.
269
Hvolson, İzvestiya, s.23; Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Ortaçağ’da Türkler, s.293.
270
Arap coğrafyacılar çoğu zaman Kama ve İtil’i Kama’nın ağzından denize kadar tek bir nehir olarak
İtil diye adlandırmışlardır. Bu yüzden Burtas Nehri’yle Kama’nın ağzından yukarı olan İtil’in akımını
kastetmiş olmaları mümkündür, Grekov, Kalinin, Bulgarskoye Gosudarstvo, s.102.
271
Mesudi, Murûc Ez-Zeheb, s.72.
272
Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler, s.56.
273
Halikov, Proishojdenie Tatar, s.55-56.
274
V. V. Barthold, Orta-Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, Yay. Haz. Kazım Yaşar Kopraman-
İsmail Aka, Ankara, AKDTYK TTK Yayınları, 2006, s.54.
73
Dostları ilə paylaş: |