T. C. İStanbul üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ tarih ana biLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/122
tarix16.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#10591
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   122

birbirleriyle dost olurlar”
197
. Bu etnonimlerin birçoğu X. yüzyılın ikinci yarısından 
itibaren tarih sahnesinden kaybolmaktadırlar. Ancak, Bulgarlar ve Suvarların adı 
kaynaklarda geçmeye devam etmiştir.  
Suvar, Bulgar, Bersula, Barancar boyları  İtil Bulgar Devleti kurulmadan 
önce Hazar Kağanlığı bünyesinde ön plana çıkan ve kökenleri Hunlara dayanan 
Bulgar-Türk boylarıydı
198
. Nitekim Hazar Kağanı Yosif, Hasday İbn-Şafrut’a 
yazdığı mektubunda kendi halkının Türk soylu olduğunu belirterek Bulgar, Barsil ve 
Savirleri de saymıştır
199
. Bulgar boyları uzun süre devam eden Arap-Hazar savaşları 
nedeniyle kuzeye doğru orman-bozkır kuşağına, oradan da Kama Nehri yanına 
özellikle de Ön Kafkasya’nın doğusundan gelen Savirlerin kurduğu Suvar şehri 
civarlarına göçmüşlerdir
200
. Bu boylar Orta İtil bölgesinin farklı bölgelerinde 
yurtlanmışlardı. Suvarların bugünkü Tataristan’ın Spassk bölgesinde İtil’in Utka ve 
Mayna nehirleri ile birleştiği havzada boy merkezlerini X. yüzyılın başlarında 
kurduklarına bir itiraz yoktur
201
.  İbn Fadlan’ın döneminde Djavşir olarak 
adlandırılan Küçük Çeremşan Nehri’nin sağ kolu olan Baranka suyunun kenarında 
Barancarlar yaşıyorlardı. Bersula boyu Rus kroniklerinde ve Arap kaynaklarında 
geçen “Serebryannıy” (Gümüşlü) ya da “Nohrat” Bulgarlarıyla özdeşleştirilmiştir. 
Küçük Çeremşan Nehri ile Ahtay-Bezdna arasında yerleşmişlerdir. Burada “Nohrat” 
toponimi muhafaza edilmiştir
202
. A. P. Smirnov Eskil boyunun İtil’in sağ kenarına 
göç ettiklerini ve Oşel  şehrinin kurulmasının onlarla ilişkili olduğunu 
düşünmektedir
203
. Aynı görüşe B. D. Grekov ve N. F. Kalinin de 
katılmaktadırlar
204
. Aynı bakış açısını savunan A. H. Halikov’a göre Eskiller İtil 
Nehri’nin sağ kenarında yaşıyorlardı ki, burada daha sonraları Rus kroniklerince de 
çok iyi bilinen oldukça büyük Oşel  şehri kurulacaktı
205
. Ancak, onların ilk 
yaşadıkları yeri İtil’in sağ kenarında (Oşel şehri civarlarında) aramak şüpheli olur. 
                                                 
197
Hudud al-Alam, s.32; Ramazan Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri
2. bs., Ankara, AKDTYK TTK Yayınları, 2001, s.71. 
198
Artamanov, Hazar Tarihi, s.210. 
199
Kokovtsov, Evreysko-Hazarskaya Perepiska, s.74; Pletneva, Hazarı, s.7. 
200
Pletneva, Hazarı, s.41. 
201
Halikov, Proishojdeniye Tatar Povoljya i Priuralya, s.57. 
202
A. e. 
203
Smirnov, Voljskiye Bulgarı, s.91, 265. 
204
Kalinin, Grekov, Bulgarskoye Gosudarstvo, s.107. 
205
Halikov, Proishojdeniye Tatar, s.56. 
 
59


Onlar, İbn Fadlan’ın döneminde İtil’in sol kenarında bulunuyorlardı. Bu görüşü İbn 
Rüsteh’in “Madyar (Macar) ülkesi Peçenek ve Bulgar Eskillerinin arasındaki 
bölgedir” ifadesi desteklemektedir
206
. Bulgarlar ve Eskiller İtil’den doğuya doğru 
yan yana yerleşmişlerdi
207
. Demek ki, Eskiller doğuda hatta İtil Bulgar Devleti’nin 
kuzey-doğu bölgelerinde yaşıyorlardı
208

                                                
Orta  İtil’de  İtil Bulgar etnik yapısını teşekkül eden Türk boylarının bütün 
nüfuslarının Kuzey Kafkasya ve Karadeniz’in kuzey bölgelerinden göç ettiklerini 
söylemek abartılı olacaktır. Zira Eskiller diğerlerinden farklı olarak merkez 
Asyalıydılar. Onların adları Orhun Abideleri’nde İzgil adıyla zikredilmektedir
209

Zira Batı Gök-Türk Devleti’nin sağ kolu Nu-shih-pi’lerin iki boyunun adını “Asikil” 
şeklinde görüyoruz. Bu boylar Nu-shih-piler Töleslerdi. Batı Gök-Türk 
Kağanlığı’nın yıkılmasıyla batıya doğru Güney Rusya ve Aral bozkırlarına VIII. 
yüzyılın ilk yarısından itibaren göç etmişlerdir
210
. Böylece Orta İtil’in doğu 
kesimlerinde yerleşerek Bulgar boylarıyla münasebete girmişlerdir. Türk kökenli 
olduklarından dolayı da yerli Fin-Ugorlardan farklı olarak Bulgar boylarıyla çabuk 
kaynaşmış olmalıdırlar.  
İtil Bulgar Devleti’ne tabi olan Başkurtların da çok erken devirlerden itibaren 
Bulgar etnik kökenine az da olsa bir tesir yaptıklarını düşünebiliriz. Zira IX. yüzyıl 
sonu ile X. yüzyıl başı Arap tarihçisi el-Belhi şöyle yazıyordu:  
 
“Badjgardlar (Başkurtlar) iki kabileye ayrılmaktadırlar: bir kabile Guzların en 
sınırında Bulgar’a yakın yaşıyor. Onların 2000 kişi olduklarını söylüyorlar. Ormanları 
onları iyi koruyor ki, kimse onları ele geçiremez. Onlar Bulgarlara bağlıdırlar”
211

 
 
 
206
Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Ortaçağ’da Türkler, Der. ve Çev., Yusuf Ziya Yörükhan, 
İstanbul, Gelenek Yayınevi, 2004, s.295. 
207
Fahrutdinov, Oçerki, s.16. 
208
F. Ş. Huzin, “Bulgarskoye Gosudarstvo: Obrazovaniye, Territoriya i Naseleniye”, İstoriya Tatar 
S Drevneyşih Vremen v Semi Tomah Tom II Voljskaya Bulgariya i Velikaya Step, Kazan, İzd. 
Ruhil, 2006, s.137. 
209
Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, 42. bs., İstanbul, Boğaziçi Yayınları, 2009, s.24-25. 
210
Bahaeddin Ögel, “Sekel’lerin Ataları Hakkında (Sikil, Esgil Boyları)”, TTK Belleten, C.IX, 1945,  
s.475-479. 
211
Hvolson, İzvestiya, s.83.  
 
60


XI. yüzyılda Doğu’da  İrtış ve Balkaş’tan batıda neredeyse Tuna boylarına 
kadar göçebe olarak yayılan Kıpçaklar da İtil Bulgar Devleti’nin güney sınırlarına 
kadar ulaşarak münasebete geçmişler ve İtil Bulgar etnos ve kültürünün oluşumunun 
elemanlarından biri olmuşlardır. Zira Samara Nehri dirseği, güney ve batı Ural 
yanında Kuman-Kıpçaklara ait kurgan mezarlıkları arkeologlar tarafından ortaya 
çıkarılmıştır. Diğer taraftan Bulgarlar ile akraba Kıpçaklar arasında sıkı 
münasebetler olduğu yazılı kaynaklarda da ifadesini bulmuştur. Rus kronikleri 
Kıpçaklar ve Bulgarların dillerinin ve kökenlerinin aynı olduğu ifade edilmiştir. 
Yine kaynaklarda İtil Bulgar Devleti’nin merkezi topraklarına çok sayıda Kuman-
Kıpçak gruplarından bahsedilmektedir
212
. Son yıllarda XI-XIII. yüzyıllar İtil Bulgar 
etnos ve kültürünün biçimlenmesine katılan Kıpçak unsurlarını varlığını ispatlayan 
Bilyar, Cuketau gibi önemli şehirlerde elde edilen keramik, çömlek kalıntılarında 
ifadesini bulan ilginç arkeolojik gerçekler ortaya çıkmıştır
213

Bir kısım Bulgar nüfusunun Orta İtil’e göç etmeyerek Kuzey Kafkasya’da 
kaldığına dair veriler de bulunmaktadır. Zira kaynaklar oldukça geç bir dönemde 
yani VII. yüzyıldan daha sonra da Kuzey Kafkasya’da meskûn Bulgarlardan 
bahsetmektedirler. Konstantinos Porphyrogennetos Kuban bölgesinde yaşayan Kara 
Bulgarlardan bahsetmekte ve haberini X. yüzyıla dayandırmaktadır
214
. Kuzey 
Kafkasya’daki Bulgarların Kıpçaklarca asimile edilmeleri olasılığını göz ardı 
etmeden, hiç olmazsa XI. yüzyılda Bulgarların henüz Kıpçaklarla yan yana Kuzey 
Kafkasya’da yaşamaya devam ettiklerini belirtmek lazımdır. Bu konuda XI. yüzyılın 
60’lı  yıllarında “Gürcü Kralları Tarihi” adlı bir eser yazan Mroveli’nin, Kuman-
Kıpçakların yanı sıra “Bun-Tyurklar”ı Kuzey Kafkasya’da belirtmesi ilgi çekicidir. 
“Bun-Turk” ifadesinden Bulgarların kastedildiğini düşünmek gerekir. Zira 
arkeolojik verilere dayanarak Bulgarların VIII-IX. yüzyıllarda Kuzey Kafkasya’da 
yaşadıklarını ve özellikle de Kumık, Karaçay ve Balkarların etnogenezinde önemli 
rol oynayan Türk halklarından olduğunu söylemek mümkündür
215

                                                 
212
Huzin,  Voljskaya Bulgariya X – Naçala XIII vv.: Territoriya, Arheologiçeskie Pamyatniki, 
Naselenie, s.143. 
213
N. A. Kokorina, Keramika Voljskoy Bulgari Vtoroy Polovinı XI – Naçala XV v. (K Probleme 
Preemstvennosti Bulgarskoy Kultur), Kazan, İzd. İnstitut İstorii, 2002, s.109, 214. 
214
Fedorov, Fedorov, Rannie Turki Na Severnom Kavkaze, s. 45. 
215
A. e., s.45-46. 
 
61


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə