101
-
Zamanı
Kullanma: Hall'a
göre zamanı kullanma
;
tek zamanlılık
(
monochronic) ve
çok zamanlılık
(
polychronic) olmak üzere iki
Ģekilde
incelenm
iĢtir. KiĢin
in,
zamanı kültürel kalıplara uygun biçimde algılaması ve
kullanmasını ifade etmektedir. Tek zamanlı algılama, eylemleri belirli bir
zaman dilimi içerisinde ve
birbiri ardına
gerçekleĢtirme, çok zamanlı
algılama
ise birçok eylemi verilen toplam zaman içeri
sinde gerçekleĢtirme anlamında
kullanılmaktadır (Hall
ve Hall, 1990:12-13
; Demirkan, 2007: 22; Kartarı,
2013:51-
52; SoydaĢ,
2010:53-54).
Hall‟a
(1990:13) göre
tek zamanlılık,
zaman ve para gibi harcanabilir,
tasarruf edilebilir, kaybedilebilir ve boĢa kullanılabilir bir maddi varlıktır.
Çok
zamanlı kültürlerde ise insan iliĢkileri çok
daha önemli
dir (Tablo-13).
Tablo-13 :
Tek ve Çok Zamanlı Kültür Özell
ikleri (Hall, 1990:
15; SoydaĢ
,
2010:54)
Tek Zamanlı
Çok Zamanlı
Sabırlı
Sabırsız
Tek zamanda tek iĢ
Tek zamanda çok iĢ
ĠĢe bağlı
Ġnsanlara ve insan iliĢkilerine bağlı
ĠĢe odaklı
KiĢi odaklı
Planlara uyan
Planları değiĢtiren
DüĢük bağlamlı
ve
bilgiye ihtiyaç duyan
Yüksek bağlamlı ve
bilgiye sahip
BaĢkalarını rahatsız etmemek, kiĢisel
kurallara riayet
KiĢiselden ziyade yakın iliĢkilere
(aile, arkadaĢ vb) yatkın
KiĢisel haklara saygı, nadiren borç alır
ve verir
Sık sık borç alır ve verir
Dakiklik
Dakik olmayan
Kısa dönem iliĢkilere odaklı
YaĢam boyu süren iliĢkilere odaklı
Belirtilen bu özellikler kültürden kültüre farklılık gösterse de
dünya
üzerindeki tek ve çok zamanlı kültürlerin ortak özellikler gösterdiğini
söylemek mümkündür.
(b) Yüksek ve
DüĢük
Bağlamlı Kültürler
Hall
‟a (1990:6)
göre
bağlam, olayları çevreleyen
ve
anlam kazandıran bir bilgi ağıdır. Ġnsanlar
, hangi kültür çevresi içerisinde yer
102
alırlarsa
alsınlar
iletiĢimi
belirli
bir
bağlamda
gerçekleĢtirirler.
K
aldırabileceklerinden daha fazla bilgi yüküne maruz kaldıklarında
insanlar,
sahip oldukları bilgi
yi
önem sırasına göre önceliklendir
irler.
Yüksek bağlamlı kültürlerde bilgi
, halihâ
zırda insanlarda mevcuttur. Bu
kültürlerde elde edilen bilgi sınıflandırılır ve gerektiğinde kullanılmak üzere
belleklerde saklanır. Bu nedenle
,
yüksek bağlamlı kültürlerde çok miktarda
tamamlanmamıĢ bilgi mevcuttur (Kartarı, 2013:56).
Bu tür kültürlerde
bilgilerin çok azı kodlanmıĢ olarak gönderilmektedir (Hall,1990:6).
“Leb
demeden leblebiyi anlamak
“
deyimi yüksek bağlamlı kültürler için
söylenebilecek güzel bir örnektir (Kartarı,
2013:56).
Yüksek bağlamlı
kültürlerde yüksek düzeyde bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır, bilgi yalnız
kelimelerle değil aynı zamanda ses tonu, beden dili ve göz teması ile
aktarılır.
DüĢük bağlamlı kültürler
de ise
sınırlı sayıda bilgiye ihtiyaç
duyulmaktadır. ĠĢler genel olarak kiĢisel iliĢki gerektirmez
,
iletiĢim kelimeler
ile
kurulmaktadır
(SoydaĢ,
2010:52).
DüĢük bağlamlı kültürlerin üyeleri
,
detaylara inmekten hoĢlanırlar,
çok soru sorarak derinlemesine bilgi
edinmeye çalıĢırlar (Kartarı,
2013:56). Y
üksek bağlamlı
kültürlere örnek
olarak Japon, Çin, Arap ve Türk kültürü, düĢük bağlamlı kültürlere ise Ġtalya,
Fransa, Ġngiltere
ve ABD gösterilebilir
(Demirkan, 2007:19; Soyda
Ģ
, 2010:52).
Yüksek bağlamlı kültürlerin genel özellikleri arasında
,
insan odaklı ve
gruba yönelik olmaları ile dolaylı iletiĢim kurmaları gösterilebilir. Diğer
taraftan
düĢük bağlamlı
kültürler ise iĢ odaklıdır, bireye yöneliktir ve doğrudan iletiĢim
kurarlar (Hall,1990;
SoydaĢ,2010).
(2)
Hofstede‟nin Kültürel Boyutlar Kuramı
Kültürel bo
yutlar kuramı, ulusal kültür ile örgütsel kültür
arasındaki etkileĢimleri inceleyen Hollandalı
sosyal psikolog Geert Hofstede
tarafından
geliĢtirilmiĢtir (
Erkenekli, 2011:2; Preda,2012:62;
Kartarı,2013:57)
.
Hofstede‟nin kültürel boyutlar kuramı
araĢtırması
ve sonuçları, kültür
konusunda çalıĢan birçok bilim adamı tarafından kullanılan bir rehber haline