bir kayıtsızlık anlamına gelebildiği -v e namuslu bir siniğin vic
danı bunu kaldıramayacağı!- için; hem de aczi içinde dahi bir
taraf konumu ifade edebiliyor olmasının yüklediği bedelle, ko
lay değildi. Nitekim, kimileri milliyetçiliğe meylederek ‘güçlen
meyi’ seçtiler. Kimileriyse, söylemenin hiç değilse ruhu kurta
rabileceğini bilerek, etkileri ne kadar sınırlı da kalsa, ‘başka bir
şey’ söyleme gayretini yılmadan sürdürdüler. Güç dilinin sulta
sı altında bunda ayak diremek, sinizme düşme riskinin sinizme
meydan okumaya dönüştüğü eşik olabilir!
Kürt Meselesi kuşkusuz kim lik ve kim lik politikası bağla
mına indirgenemez. Fakat onun da kimlikçi söylemle ve kim
lik politikasının kazandığı etkinlikle bağıntısı var. Ve tabii,
Kürt Meselesinin yanında, başka etno-kültürel kimlikler, din
sel kimlikler, cinsiyet kimlikleri temelinde gelişen kimlikçilik-
ler var. Politikanın, çıkarlar, çelişkiler, talepler/idealler/ütopya
lar üzerinden değil de kimlik üzerinden tanımlanır hale gelme
si, daha doğrusu çıkarları, çelişkileri, talepleri/idealleri/ütopya-
ları kimliklerden türeten veya onlara izafe eden tasavvurun yay
gınlaşması, son çeyrek yüzyılın global bir olgusu. Feminizmin
bir kimlik siyaseti mecrasına kısılabilmesi,7 sosyalist söylemde -
bir tür yeni uvriyerizm olarak- işçi sınıfını kimlik siyaseti teme
linde ‘savunan’ bir siyasetin boy göstermesi,8 bu olgunun görü
nümleridir. Buradaki
paradoks, karmaşıklaşan ve ‘sertleşen’ mo-
dem-kapitalist uygarlık koşullarında tutunum ve güçlenme ara
yışına hitap eden, bunun yanında meşhur “büyük anlatıların”
toptancılığı içinde ihmale uğrayan somut mağduriyet ve mah
rumiyetleri sorunsallaştıran kimlik politikalarının; dünya hali
ni, beşeri münasebetleri, ‘şeylerin’ mevcut düzenini radikal bir
biçimde değiştirme yeteneğinde, bunu bir ihtimal olarak düşün
me iradesinde kısılmaya yol açmasıdır. Kuşkusuz, kimlik ‘hak
7
Bu konuda bir eleştiri: Aksu Bora, “Feminizm: Sınırlar ve ihlâl imkânı". Biri
kim 184/185 (Ağustos/Eylül 2004), s. 106-112. Gülnur Savran da, Beden Emek
Tarih - Diyalektik Bir Feminizm İçin
(Kanat Kitap, İstanbul 2004) adlı kitabın
da, feminizmin kimlik politikasına indirgenmesi girişimlerini -b u terimi kul
lanmadan- sorguluyor.
8
Bu konuyu tartıştığım bir yazı: “Sınıftan kaçış, sınıfa kaçış", Yeni
Bir Sol Tahay
yül İçin
içinde (der. T. Bora), Birikim Yayınlan, İstanbul 2000, s. 75-88.