Thank you for your contribution



Yüklə 10,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə109/243
tarix16.08.2018
ölçüsü10,37 Mb.
#63316
1   ...   105   106   107   108   109   110   111   112   ...   243

209

sebebiyle mutlaka içinde gri tonları verecek karanlıklar 

oluşacaktır. Griler, sadece bu sebeple olmasa da görsel 

algılamada nesneler üzerinde daha büyük alanlar kap-

lamaktadırlar. Nesnenin üçboyutlu oluşu ve bu boyut-

ların gözle algılanması sonucu, ışıklı ve gölgeli bölgeler 

oluşacaktır ve bu nesne, gerçekte var olan bir zeminde 

duran, gerçek bir nesne ise bir ışık kaynağından gelen 

ışık sonucu bir de düşen gölgeye sahip olacaktır. 

Bir nesneye üçüncü boyutu veren, onun plastik (yani 

şekil alabilen, şekil verebilen, değişebilen) özellikleridir. 

Bu plastik yapı ve bu ışıklı (aydınlık) ortam, hem nesne 

hakkında tam bir bilgi verir hem de nesnenin mekândaki 

varlığını algılamamızı sağlar. Bu algılamayla nesne-

nin bulunduğu mekândaki ışıklılığı sonucu aydınlık 

ve karanlık yerleri belli olur ve nesne plastik bir yapı 

kazanmaktadır. İşte tüm bu aydınlık-karanlık durumlar, 

başka bir deyişle nesnenin sahip olduğu ışıklı-gölgeli 

bölümler ister çizgisel ister lekesel olarak resmedilsin, 

onu tüm boyutlarıyla algılayıp resmetmemize ve böylece 

ona sahip olmamıza neden olmaktadır (Atalayer, 1994).

Nesnenin nerede durduğu, ışık kaynağına uzaklığı, 

kaynakla arasında herhangi bir nesne olup olmadı-

ğı bilgilerine sahip olmak, gölgelerin önemini ortaya 

çıkarır. Bu durumu çözümlemek, ışığı görmekle değil 

gölgeyi görmekle mümkün olmaktadır. Çünkü boyut 

kazanacak obje, ona hacim verecek boyutlardan birinde 

eksik gölgelenmişse onun algılanması zorlaşır hatta 

imkânsızlaşır. “Bir nesnenin iki boyutlu ya da üçboyutlu 

algılanmasını, yani nesnenin formunu ortaya çıkaran, 

gerçekte ışık değildir, gölgedir.”(Kılıç, 2003, s.14).

Gölge Türleri: Bağıl Gölge ve Düşen Gölge

Gölge, sanat kuramcısı Arnheim’ın tanımlamasına göre, 

bir nesnenin önünde ya da üzerinde uzanıyormuş gibi 

ve nesnenin kendininkinden ayrılan ve farklı olan renk 

ve aydınlık değerlerine sahipmiş gibi görünen karan-

lığın bir katmanıdır (Arnheim, 1997). Nesne üzerinde 

kaynaktan gelen ışıkla oluşan gölgeye, “bağlı gölge” 

denir. Fiziki olarak bağıl gölge, şekli, mekânsal yönelimi 

ve ışık kaynağına uzaklığı sayesinde kaynağını aldıkları 

nesneleri doğrudan kaplar (Arnheim, 1997). Bağlı gölge, 

resim çalışmalarının ilk başlarında her tasarımcının 

önemle üzerinde durduğu ve nesneyi tüm boyutlarıyla 

algılayıp resmetmeye yarayan bir kavramdır. Bu iki göl-

genin ayrımı ilk defa nesnenin üzerinde oluşan gölgeye 

‘birincil gölge’, nesne tarafından yansıtılan ve arkasında 

oluşan gölgeye ‘ikincil gölge’ olarak,  Leonardo da Vinci 

tarafından yapılmıştır. (Stoichita, 2006, s.68).  

Diğer bir gölge çeşidi ise, nesnenin üzerine düşen ışığın 

kütleyi geçememesi ve nesnenin arkasındaki yüzeye 

gölge olarak düşmesi şeklinde oluşur. Buna atılan (dü-

şen) gölge denir. Düşen gölge, bir nesne üzerinden diğer 

bir nesne üzerine ya da aynı nesnenin bir kısmından 

diğer bir kısmı üzerine düşer. Düşen gölge aracılığı ile 

bir evin gölgesi bir ağacın üzerine düşer ve onu tama-

men karanlıkta bırakabilir ya da bir dağ, vadideki tüm 

evleri kendi imgesi ile karartabilir. Bu nedenle düşen 

gölge, nesneleri dışa karanlık yaymanın esrarengiz 

gücüyle donatır. Düşen gölgenin bu keyfiyetiyle ilgilenen 

Sembolistler, sadece gölgenin anlamlılığı ve resimdeki 

imgeselliği üzerine düşünmüşlerdir. Bu düşünceyle bir-

likte ortaya gözün kavraması gereken iki şey çıkar; ilki 

gölge üzerinde görüldüğü nesneye ait değildir ikincisi, 

üzerini kaplamadığı başka bir nesneye de ait değildir 

(Arnheim, 1997).  Özellikle düşen gölge uygulamala-

rı ile yaratılmaya çalışılan metafizik ya da sembolist 

anlatımların algıda ve uygulamada çözümlenebilmesi 

ve bir imge gibi eser analizine katılması açısından imge 

türlerine değinmek gerekmektedir.



Kompozisyonda İmge ve İmge Türleri

Arnheim’a göre (1997) Resim sanatında gölgenin imge-

selleşmesini anlayabilmek amacıyla, imgeyi üç boyutuy-

la açıklar: Resim, Simge, Gösterge. Arnheim’a göre bir 

imge tek bir işlev için kullanılabileceği gibi. Bir kaç işlevi 

bir arada da yerine getirebilir. Örneğin; bir üçgen aynı 

anda bir tehlike göstergesi, bir dağ resmi veya bir hiye-

rarşi simgesi olabilir. Tanımlamalarıyla devam edersek, 

bir imge bir biçemin ayırt edici özelliklerini yansıtmadan 

yerine geçiyorsa o sadece bir göstergedir, kısaca onu 

betimler. Yukarıdaki örnekte bir tehlike göstergesi de-

nilirken kastedilen ayırt edici özellik verilmeden sadece 

betimleyerek anlatır mesela bir üçgenin sivri ucu, yu-

varlak bir nesneden daha tehlikelidir. Daha fazla özellik 

belirtilmemeli, önermenin genellemesi bozulmamalıdır 

(Arnheim, 2007, s.157-158). Görevleri sadece yerine 

geçtikleri, önermesini yaptıkları nesnelerin göstergesi 

olmaktır, kendi başlarına bir düşünce aracı olamazlar. 

Arnheim’a göre (2007) resim işlevi ile imge, kendinden 

daha aşağı şeyleri betimler. Resim olduğunda imge

betimlediği şeyin şekil, renk, hareket gibi özellikleri-

ne bürünür, fakat sadece kusurlarıyla ayırt edilir. Bir 

fotoğraf veya çok gerçekçi bir manzara, ne kadar aslına 

benzerse benzesin, fazla göze batmayacak şekilde onu 

stilize ederek algıda yanılsama yaratmayı amaçlar. İm-

geler gerçekçi olmayabilir. İnsan figürü çizen bir çocuk, 

bir yuvarlak ile başı, birkaç çizgi ile de vücudun diğer 

bölümlerini resmeder. Bu bir imgedir ve resim işlevini 

yerine getirir.

Bir imge kendinden daha yüksek ve kuvvetli bir özelliği 

betimliyorsa o imge simge işlevi görür. Simge tikeldir ve 

betimlediği şeyden daha güçlüdür.  Arnheim, simge iş-

levi ile imgenin resimdeki işlevine bir örnek olarak Hol-

bein’ın VIII. Henry portresini (resim 1) göstermektedir. 

Burada VIII. Henry’nin portresi, bir resimdir (imge), ve 

aynı zamanda krallığın gücünü, bolluğunu ve zalimliğini 

gösteren bir simgedir. Böylece imge iki işlevi bir arada 

yürütmüş olur (Arnheim, 2007).




Yüklə 10,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   105   106   107   108   109   110   111   112   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə