Ahıska Türkleri: Bitmeyen Bir Göç Hikâyesi
7
kaldırılıyordu. Gürcistan hükümetinin ilgili bölgelere artık başkalarının yerleştirildiği, diğer
ilçelere yerleştirmek için imkân olmadığı şeklindeki müracaatını da dikkate alarak bu insanların
kendi isteklerine göre Azerbaycan’a göçebilecekleri belirtiliyordu. İlk küçük göçmen grubu 24
Haziran 1958 tarihinde Azerbaycan’a gelerek Saatlı ve Haçmaz rayonlarına (il) yerleştirildi
[Hacılı 2009: 62].
Azerbaycan Bakanlar Kurulu 24 Temmuz 1958'de aldığı kararla üzerine düşen
yükümlülükleri yerine getireceğini bildirmiş ve göçmenlerle ilgili komisyon kurulmasına karar
vermiştir. Buna göre, göçmenlere yeni evlerin yapılması için 10 yıllık faizsiz kredi, evlerin tamiri
için ödenek,
kolhozlara
8
yerleşenlerin kolhoz vergilerinden muaf tutulması, geçim şartları ağır
olanlara bir kereye mahsus maddi destek şeklinde yardımlar yapılması kararlaştırılmıştır
[Piriyeva 2005: 16].
Görüldüğü gibi dönemin Bakü yönetiminin Ahıskalıların Azerbaycan’a
gelmelerine sıcak bakmasının yanı sıra, Azerbaycan’a göçün bir diğer önemli nedeni de
Azerbaycan halkının Ahıskalılara hem kültürel hem de dilsel olarak daha yakın olması ve
Ahıskalılara karşı daha hoşgörülü davranmasıydı. Bununla birlikte birçok aile için Azerbaycan’ın
Gürcistan’a coğrafi olarak yakın olması göçün önemli bir nedeniydi. Bu faktörler Azerbaycan’a
göçü kolaylaştırmış, yaklaşık 25-27 bin Ahıska Türkü Azerbaycan’a göç etmiş ve kimliklerinde
milliyet olarak Azerbaycanlı yazılmasında bir sakınca görmemiştir. Azerbaycan’a münferit
göçler 1980’li yılların sonlarına kadar devam etmiştir. 1988 yılı verilerine göre Azerbaycan’da
39.800 Ahıska Türkü yaşamaktaydı
[Piriyeva 2005: 16; Paneş vd 1990: 17].
Bir sonraki bölümde görüleceği üzere Fergana Olaylarından sonra Özbekistan'dan ciddi
miktarda Ahıskalı Azerbaycan'a göç etmiştir. 1992 yılına gelindiğinde Azerbaycan 51.649 (10.574
aile) Ahıskalı göçmen kabul etmiştir. Mülteci statüsü alan bu Ahıskalıların çoğu SSCB
döneminde göç edenlerin yaşadıkları bölgelere yerleşmişlerdir. Fakat bu Ahıskalıların bir kısmı
Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırmasıyla başlayan Karabağ savaşından etkilenerek, bir kısmı
da sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı Azerbaycan'ı terk etmiştir. Azerbaycan'daki Ahıskalılar
1990'lı yıllar boyunca ağırlıklı olarak Rusya'ya ve Türkiye'ye göç etmiştir. 1999 yılına
gelindiğinde ülkede Azerbaycan vatandaşı olan 43.4 bin Ahıskalı kalmıştır. Tabii bu rakama
kimliklerine “Azerbaycanlı” yazılanlar dâhil değildi ki, bunların sayısı da 40 binin üzerindeydi
[Yunusov 2007: 132].
Vatanlarında daha çok tarımla uğraşan Ahıskalılar, Azerbaycan'da da hâlâ tarım toplum
yapısı özelliklerini devam ettirmektedirler. Anavatanlarında olmadıkları ve iki defa sürgünle
karşılaştıkları için içlerindeki korkuyu atamadıklarından dolayı geleceğe dönük program
yapamamaktadırlar. Diaspora şartlarından tam anlamıyla kurtulabilmiş bir yaşam ve duygudan
kendilerini sıyıramamışlardır. Sovyet dönemindeki kadar olmasa da dışlanma endişesi varlığını
sürdürmekte, içe kapanıklık hâlâ devam etmektedir. Ailesel anlamda çok ciddi parçalanmalarla
karşılaşmalarına ve büyük sıkıntılara maruz kalmalarına rağmen kültürel ve dini kimliklerini
kaybetmemişlerdir
[Erten 2014: 202-203].
3. Fergana Olayları: İkinci Sürgün
1985 yılında SSCB’de iktidara gelen Gorbaçov, Sovyet toplumunda derin gelişme
sürecinden kaynaklanan acil bir değişimin gerektiğine inanıyordu. Bu değişimin başlamasındaki
gecikme yakın gelecekte ülkede zor bir durum yaratacaktı. Bu da ciddi sosyal, ekonomik ve
politik bir buhrana yol açacaktı. Dolayısıyla bir kısım geniş çaplı reform yapılması
gerekmekteydi. Bunların ilki
glasnost
(şeffaflık, açıklık) adını alan yeni ekonomi politikasıydı.
8
Kollektivnoye Hozyaystvo
: SSCB’de tarım sektöründe örgütlenen birlikler olarak tanımlanırlar.
İbrahim Hasanoğlu
8
İkincisiyse
perestroyka
(yeniden yapılanma) idi
[Gorbaçov 1988: 17].
Gorbaçov reformlarla ülkeye
yeni bir güç ve dinamizm vermek isterken, aksine Sovyet sisteminin gerek içerideki gerekse de
dünya kuvvet dengesindeki bütün “zaaflarını” açığa vurdu ve iktidarının dördüncü yılı
tamamlandığında SSCB içerisinde ihtilaller ve şiddetli etnik çekişmeler başladı.
Bu etnik çatışmalardan biri de Özbekistan’ın Fergana Vilayeti’nde yaşandı. 90 binin
üzerinde Ahıskalının Özbekistan'ı terk etmesine neden olan olayların etkenlerini Amelin
[2010:
16]
şöyle sıralıyor: “
Özellikle gençler arasındaki yüksek işsizlik oranı, halkın ihtiyaç duyduğu
konut ve temel ihtiyaç maddelerindeki ciddi sıkıntı, sosyal adaletsizlik, yerel halkın manevi
(dini) taleplerinin engellenmesi, etnik azınlıkların kültürel ve sosyal taleplerinin göz ardı
edilmesi, dilsel problemler, yozlaşmış milliyetçi güçlerin kuvvetlenmesi, personel
politikalarındaki hatalar, zor çevresel koşullar, demografik durumun kötüleşmesi, milletler arası
ilişkilerdeki kültürel düzeyin zayıflığı, İslami köktenciliğin etkinliğinin yayılması, sürgün edilen
halkların vatana dönme talepleri”
. Fakat olayların Türkler ve Özbekler arasındaki etnik
anlaşmazlık yüzünden yaşanmadığını iddia edenler de mevcuttur. Özbek ve Türklerin aynı dine
mensubiyet ve dilsel benzerlikten dolayı sıkı bağ kurduğuna dikkat çeken Yunusova
[2002: 195]
Sovyet yönetiminin her zaman milletler arasında gerginlik yaratmaya yönelik tutumunun
olduğunu, “parçala ve yönet” prensibiyle hareket ederek milletler arasında nefret ve
güvensizlik uyandırmaya yönelik politika izlediğine vurgu yapmaktadır.
1989 yılının Mayıs’ında Fergana vilayetine bağlı Kuvasay şehrinde başlayan ve 3-12
Haziranda şiddetin doruk noktasına ulaştığı olaylarda resmî rakamlara göre 51’i Ahıska Türkü,
38’i Özbek ve 25’i farklı milletlerden olmak üzere toplam 112 kişi hayatını kaybetmiştir. 1.032
kişi yaralanmış, 856 ev ve devlet binası yakılmış ve yağmalanmıştır. Fergana vilâyetinin 15
ilçesine yayılan toplu olaylara farklı günlerde 70 bin civarında insan katılmıştır
[Hasanoğlu 2014:
11].
Moskova çatışmaları durdurmak ve olayları kontrol altına almak için bölgeye askeri kuvvet
sevk etmek zorunda kalırken, Gorbaçov bu çatışmalardan din faktörünü sorumlu tutarak,
“İslami radikalizm dişlerini göstermiştir” şeklinde açıklama yapmıştır. Bazı Sovyet yetkililerine
göreyse, Ahıskalıların bu sırada Özbekistan’ın egemenliği için çalışan Birlik Halk Cephesi'ni
desteklememesi çatışmaların sebebiydi
[Armaoğlu 2010: 1121-1122].
Olayların yaşandığı 1989 yılında SSCB’de toplam 207,5 bin Türk yaşarken bunların 106,7
bini Özbekistan’ın payına düşüyordu. Aynı yılın eylül ayı itibariyle 50 binin üzerinde Ahıskalı
Özbekistan’ı terk etmiştir. 1991 yılı itibariyle ise yaklaşık 90 bin Ahıskalı Özbekistan’ı terk
ederek Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Ukrayna’ya göç etmek zorunda kalmıştır
[Osipov
2004a: 178-180].
Olaylardan en çok etkilenen 17.393 kişi (3.319 aile) Moskova tarafından 11-17
Haziran 1989 tarihleri arasında tahliye edilerek RF’nin altı bölgesine (Belgorod, Voronej, Kurks,
Kalininsk, Orlovsk, Smolensk) yerleştirilmiştir. Kazakistan’a ise 17.567 kişi (2.496 aile) kendi
imkânlarıyla göç ederek ağırlıklı olarak ülkenin 3 bölgesine (Alma-Ata, Cambul, Çimkent)
yerleşmiştir. Fakat 19 Temmuz 1989 tarihi itibariyle bu ülkeden 12.199 Ahıskalı ayrılmıştır.
Olaylardan sonra en çok göç alan ülke ise Azerbaycan’dır. Olayların yaşandığı tarihten itibaren
1 yıl içerisinde 40 binden fazla insan Azerbaycan’a göç etmek zorunda kalmıştır
[Bugay vd
2003: 816, 821, 828].
4. Gürcistan: Vatan Yollarında
Ahıska Türklerinin Gürcistan’a dönüş meselesi, Sovyet döneminde başlayıp günümüze
kadar uzanan, SSCB'nin dağılması sonrasında uluslararası boyut kazanan, ancak hâlâ
çözülmemiş somut bir sorun olarak kalmaktadır. Yukarıda değinildiği gibi 1956 yılından sonra
Ahıskalılara yönelik hukuki ve sınırlamalar kaldırılsa da onlara anavatanlarına dönme izni