köylülere danışır; nihayet gelenlere yatacak yer verme
ye razı olur köylüler. Elekçioğlu'na kızları bindirmek üze
re iki hayvan verilir: bunlar, seyircilerden iki delikanlı
dır.
Kızlar binince hayvanlar türlü aksilikler ederler...
Sonunda köye varırlar. Elekçioğlu’na oturacak bir İskem
le verilir: gene bir seyirci, iskemle olur; nargile diye bir
ayakkabı verilir, ve buna benzer
münasebetsiz davra
nışlarla Elekçioğlu’na takılır köylüler. Nihayet kızlar oyu
na kalkarlar, o zaman tilkiler ortaya çıkıp kızlara musal
lat olurlar. Elekçioğlu tilkileri kovalar. O sırada Kenaıv
oğlu nâra atarak meydana girer. Elekçioğlu kaçar. Kenan-
oğlu kızlarla birlikte oynamağa kalkarlar. Elekçioğlu giz
liden gelip, bir ayağını tüfek gibi yaparak Kenanoğlu'nu
öldürür. — Kızlar, ölüye ağıt yaparlar...
Kadınlar arasında oynananlara örnek olarak da Tül
bentçi oyununu görelim. Eskişehir köylerinde derlenmiş
olan bu oyun şöyle yürütülür: erkek kılığına girmiş bir
kadın Tülbentçi rolünü yapar. Şarkı söyleyerek
kadın
ların toplaştığı yere gelir; yemeni, tülbent satacaktır. Ka
dınlar veresiye almok isterler,
Tülbentçi ile çekişirler,
malları kapışırlar. Tülbentçi feryadı koparır: «Yetişin, Ev
liyalar, Erenler!» diye. Bunun üzerine, beyaz yatak çar
şaflarına bürünmüş birkaç kadın ortaya çıkıverir, ve yağ
macı kadınları korkutup dağıtır.
’
Tecer'in bir notunda, Anadolu Kurtuluş Savaşı’ndan
esinlenmiş ve Yunanlılarla Türkleri sahneye çıkaran bir
oyuna da değiniliyor. Eskişehir köylerinde oynandığı bil
dirilen bu oyun, halkın gelenek dağarcığının yeni konular
la zenginleştiğini göstermek bakımından ilginçtir.
Seyirlik köylü yaratmalarında çok daha yeni ve gün
lük sorunların ele alınışına örneği Abldin Dino’nun İkinci
Dünya Savaşı yıllarında
oluşumuna tanık
olduğu bir
oyunda buluruz. O sıralarda Adana Halkevi Tiyatro Bö
lümünün çalışmaları çerçevesi içinde Çukurova'nın sıtma
243
bölgesindeki bir köye uğradıklarında Dino, köy delikan
lılarına «sıtma savaşı» konusu üzerinde bir oyun çıkar
malarını önerir. Bütün Çukurova'da kinin karaborsaçılığ»
almış yürümüştür o tarihlerde. Köylüler, bu ana-tema et
rafında hemen düzenleyip çıkarıverdikleri oyunda, kinin-
karaborsacılarının insafsızlıklarını, köylünün çektiklerini,
sıtma savaşının aksayan yönlerini sergileyiveriyorlar. —
Ama oyun, oynandığı yerde kalmamıştır: Dino, bir müd
det sonra, köylülerin, oyundan ders almışçasına karabor
sacıları tedirgin edecek eylemlere geçerek bu oyunu sah
ne dışında da sürdürdüklerini öğrenmiştir.
Seyirlik halk oyunları üzerinde bu son sorunun çer
çevesi içine giren birkaç örnek-olgu da şunu gösteriyor:
halkedebiyatının her türünden yaratmalar sadece eğlen
ce vesilesi ve aracı, hayâl ürünü, gelip geçici şeyler de
ğildir; onlar, toplumun günlük sorunlarından, tasaların
dan, kaygılarından, sevinçlerinden, işlerinden, üretim ve
tüketim çabalarından, törelerinden, törenlerinden ayrıla
maz. Bir kelime ile, halkın yaşamı ile kaynaşmışlardır; o-
nunia bir bütün halindedirler, ve ancak toplumun yaşamı
nın türlü yönleriyle bir arada İncelenerek değerlendirilip
yorumlanabilirler.
2 4 4
KISA BİBLİYOGRAFYA
A.
G w «l nitelikte kaynaklar
a) Veysel ARSEVEN, Açıklamalı Türk halk müziği kitap ve makaleler
bıbıiyograıyası. İstanbul 1969. (Millî Folklor Enstitüsü yayını.)
s ı » , lurk loıklor ve etnografya bibliyografyası, I, Ankara 1971;
II, Ankara 19 <3.
Türker ACAROGLU ve Fıtrat OZAN. Tiırk halkbilgisi ve halk
edebiyatı üzerine seçme yoyınlar kaynakçası. Ankara 1972.
(1 ürk Dil Kurumu = İD K yayını.)
M. Şakir ÜLKÜTAŞIR, Cumhuriyetle birlikte Türkiye'de folklor ve
etnografya çalışmaları. Ankara 1973. (Başbakanlık Kültür
Müsteşarlığı yayını.)
Pertev Naili BORA ı AV. Dil ve Tarlh-Coğrafya Fakültesi Folklor
Arşivi. «Dil ve Tarlh-Coğrafya Fakültesi Dergisi» (= DTCFD).
I, 1942, s. 99-111.
» » », Folklor Arşivinin bugünkü durumu. DTCFD, V, 1947. 8.
323-327. (♦)
b) Halkbilgisi Mecmuası. Ankara 1928. (Halkbllgiel Derneği yayını.)
1 cilt yayınlanmıştır.
Halkbilgisi Haberleri. İstanbul 1928-1931, 18 sayı (Halkbilgisi Der
neği yayını); 1933-1942, sayı 20 - 124 (İstanbul, Eminönü Halkevi
yayını).
(*) «Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Folklor
Arşivi»nden bu iki yazıda söz edilmiş olması sonucu, kimi araş
tırıcılar bu «Arşiv»deki halkedebiyatı metinlerinin —ve başkaca
folklor gereçlerinin— nereye dittiği, nerede bulunabileceği so
rusu ile karşılaşmışlardır. Adı geçen Arşivin kuruluşu bir «ta
sarı» halinde idi; «resmen» kurulması sonuçlanmadan bu sa
tırların yazarı Fakülteden ayrılmak zorunda kaldı. Arşivdeki
gereçler, onu kurmayı tasarlamış olanın ve öğrencilerinin yap
tıkları derlemelerin ürünü idi; kendisinin Fakülteden ayrılması,
aynı zamanda, Fakültedeki Türk Folkloru öğretim ve araştır
malarına da son verdiği için, sadece bu derlemelerin yitip git
mesini önlemek düşüncesi ile, onları kendi özel «Arşlv»ine dö
nüştürdü. - 1948 yılından beri, P. N. Boratav arşivi ise, Türk
folklorunun cesitü konuları üzerinde çalışanların yararlanma
sına her zamon açık bulundurulmuştur.
245
Dostları ilə paylaş: |