Türk halk edebiyatı prof, pertev naili boratav



Yüklə 4,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə71/75
tarix22.07.2018
ölçüsü4,33 Mb.
#58205
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   75

sürdüğü  bir  dönemde  seyrettiğim  bir  oyunu  hatırlarım: 
eser  bir  Batı  piyesinin  çevirisi  idi;  markiler,  kontlar,  mös­
yöler,  madamlar,  ciddî  bir  konunun  gerektirdiği  bir  plan 
içinde  rollerini  oynuyorlardı.  Bir  aralık  bu  şapkalı  insan­
ların  arasına,  Anadokı’lu  uşak,  «İbiş» 
kıyafetiyle 
(yar>i 
kulaklarına  kadar  geçirilmiş  kalıpsız  fesiyle)  girdi. 
Böy­
lece  seyicilere  eserin  ağlamaklı,  sızlamaklı,  ağ.ırbaşlı  yanı 
unutturuldu.  Artık  bir  zaman  için,  «komik-i  şehîr»in  eser­
deki  «melo-dramatik»  havayı  altüst  eden  tuhaflıkları  ön 
plana  geçiverdi.  Bir  süre  sonra  oyun  yeniden  eski  seyrini 
aldı,  ta  son  sahneye  kadar.  Sonunda  yine  «Komik-i  şehîr», 
bu  sefer  omuzunda  davulla  sahneye  çıktı,  sevgililerin  dü­
ğününü  haber  verdi;  halkı  bir  fasıl  daha  eğlendirerek  bir 
dahaki  oyunun  gününü  de  bildirdikten  sonra 
seyirciteri 
uğurladı.
Tulûat  tiyatrosu  da  — tıpkı  orta-oyunu  gibi—  
Batı 
edebiyat  ve  sanat  görüşlerine  bağlı  aydın-yazar  çevrele­
rinin  saMırılarına 
uğramıştır; 
bu  sanatı  kaba, 
bayağı 
zevkleri  aşağılaştırıcı  sayıp,  ahlâk  kuralları  adına  onunla 
zaman  zaman  savaşmayı  vazife  edinenler  olmuştur.  Bu­
na  karşılık,  en  yeni  tiyatro  taraflıları  bu  sanatın  görüş­
lerini 
savunmaktadır. 
İsmayıl  Hakkı  Baltacıoğlu  bu  sa­
vunmaların  bayrağını  ilk  açanlardan  biridir.
Tulûat,  eski  büyük  ustaları  ölüp  gittikten  sonra,  bu 
«açık  eser»  görüşü  bir  tarafa,  kendi  geleneğini  sürdür­
mekten  de  tamamiyle  vaz  geçmiş  sayılmaz.  Anadolu  şehir 
ve  kasabalarını  dolaşan  tulûat  kumpanyaları,  eskisi 
ka­
dar  çok  sayıda  olmamakla  beraber,  hâlâ  yaşamaktadır­
lar.  Yerli  film  bu  sanatın  aleyhine  kazançtadır;  amo  o  da 
tulûattan  pek  çok  öğeler  almıştır.
Tulûat  tiyatrosunun  son  ünlü  temsilcisi  olarak  Mu­
ammer  Karaca’yı  anmak  yerinde  olur.  O,  Naşit  ve  Düm- 
büllü  gibi  tulûatçıların  teknik  ve  üslûbiyle  günün  konu­
larını  kaynaştırmasını,  ve 
halkın  ilgisini 
toplamayı  ba­
237


şarmış,  eski  ustaların  mertebesine 
erişmemekle  bera­
ber  bu  sanatı,  bir  yöniyle  bir  süre  daha  yaşatmıştır.
Sour  9 8 :   Seyirlik  köylü  oyunlarını  nasıl  tanım­
larız?
«Seyirlik  köylü  oyunları»  adı  altında 
göstermek  is­
tediğimiz  oyunlar  daha  çok  köy  çevrelerinde,  yılın  belirli 
günlerindeki  bazı  törenlerle  düğünlerde,  ve  eğlence  vesi­
lesi  yaratan  kış  geceleri  toplantılarında  oynanır.  Bunlar­
dan  bazıları  söyleşmelidir;  bazılarında  ise  söze  çok  az  yer 
verilmiştir,  mimler  ve  hareketler  ön  plandadır;  ama  hep­
si  az-çok  bir  «tiyatro  eseri»nin  kurallarına  uyarak,  basit 
de  olsa  bir  eylemi  canlı  a-ktörlerle  yürütürler.  —  Bu  oyun­
ların  aktörleri,  bundan  önce  gördüklerimizden  farklı  ola­
rak,  oyunculuğu  m«slek  edinmiş  kimseler  değillerdir;  her­
hangi  bir  kimse  oyunda  rol  alabilir,  eğer  oyunun  gene! 
yürüyüşünü  — konusunu—   biliyorsa, 
ve  oyunun  gerek- 
rdiği  hareketleri  ve  söyleşmeleri  seyircilere  beğendire­
cek  şekilde  başaracağına  güveniliyorsa.
Bu  oyunların  başka  özellikleri  de  vardır;  yer  yer  oyu­
na  seyirciler  de  katılırlar;  çoğu  kez  hayvan  kılığına  gir­
miş  aktörler  oyunda  rol  alırlar.  —   Kılık  değiştirmeler  ba- 
'ttir;  takma  sakal,  yüz  boyama,  giyimleri  aşırı  derece­
de  güfünçleştirme  gibi.
Geleneğin  kendisi  bu  oyunlara  özel  bir  ad  vermez. 
Onların  bir  gösteri  biçiminde  düzenlenmesi  «oyun  çıkart­
mak»  deyimiyle  nitelenir;  ve  her  oyun  adiyle  anılarak  çı­
kartılacak  oyun  beiirlendiriiir: 
Arab-oyunu, 
Ölü-oyunu, 
v.b.  çıkartmak...
Bu  oyunların  çoğu  erkek  oyunlarıdır;  bununla  bera­
ber  çok  basitleşmiş  şekilleriyle  çocukların  geleneklerine 
girmiş  olanları  —artık  «dram  ögeleri»ni  yitirmiş  olarak— 
bulunduğu  gibi,  bazı  kadın  toplantılarında 
(özerlikle
238


düğünlerde)  kadınların  kendi  aralarında  çıkardıkları  oyun­
lar da  vardır. —   Orta-oyununda  olduğu  gibi,  burada  da.  er­
keklerin  çıkardıkları  oyunlarda  kadın  rollerini, 
kılık  ve 
ses  değiştirerek  erkekler  yaparlar; 
kadın  toplantıların­
da  da  erkek  rollerini  kadınlar  oynarlar.
Seyirlik  köylü  oyunlarının  pek  çoğuna  çalgı  takımı 
(davul-zurna) 
katılır;  kadınların  çıkardıkları  oyunlarda 
tef  ile  ezgiler  söylenip,  belli  yerlerde,  danslar  eklenir.  — 
Sayacı  törenlerindeki  oyunların  kimi  aşamalarında  uzun­
ca  süren  türküler  söylenir.
Bu  oyunların  söyleşmelerinde  kullanılan  «metin»  ön­
ceden  hazırlanmış  değildir.  Karagöz  ve  orta-oyunundan 
farklı  olarak,  öyle  kalıplaşmış, 
hazır  metin  parçaları  da 
yoktur;  örneğin, 
karagözdeki  şiirler  ve  türküler,  kara­
gözle  orta-oyununda  ortak  olan  «muhavere»,  «tekerleme» 
gibi  kl'şe-metinler  bu  oyunlarda  yer  almaz.  Yalnız  oyunun 
ana  çizgileriyle  akışı,  yapılacak 
hareketler,  ve  olayların 
sırası  bellidir;  söyleşmeler  için  aktörler  tamamiyle  ser­
best  bırakılmışlardır.  Bir  kelime  ile,  halk  seyirlik  oyun­
ları  içinde, 
«metinsiz  gösterilerse 
en  iyi  örnekleri  bu 
oyunlarda  buluruz.  —  Onlarla  ilgilenen  araştırıcılar,  konu­
larını  ve  olayların  yürüyüşünü  anlatmakta  yetinmek  zo­
runda  kalmışlardır.  Son  yıllarda  kimi  oyunların  konuş­
maları  — oyunu  bilenlerin  belleklerinde  kaldığı  ölçüde— 
yazıya  geçirilmiş  ve  yayınlanmıştır;  çokça  sayıda  metni 
bir  arada  toplamış  olan  bir  kitap,  Şükrü  Elçin’in  Köy  Or- 
ta-oyunları  adlı  eseridir.  —  Ahmet  Kutsi  Tecer,  1940’ta  ya­
yınladığı  küçük  bir  kitapta,  yakından  görme  fırsatını  bul­
duğu  birkaç  oyunu  incelemiş,  ve  onların  hatıra  getirdiği 
birtakım  soruları  ortaya  atmıştır.  Ahmet  Kutsi  Tecer  ol­
sun,  bu  oyunlar  üzerinde  en  yeni  araştırmaları 
yapan 
Metin  And  olsun  (Dionisos  ve  Türk  Köylüsü,  İstanbul, 
Elif  Yayınevi  1962)  bunlarla  Anadolu’nun  eski  uygarlık­
239


Yüklə 4,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə