TüRKİye boşanma nedenleri araştirmasi tbna 2014



Yüklə 2,08 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/89
tarix12.10.2018
ölçüsü2,08 Mb.
#73159
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   89

Cumhuriyet Tarihi Boyunca Boşanma Konusunda Yaşanan Hukuki Dönüşüm, Boşanma Sebepleri ve Boşanma Hizmetleri
33
Bölgeler
Kurulu Aile Mahkemesi Sayısı
Faal Aile Mahkemesi Sayısı
Aile Mahkemelerinde Çalışan 
Hâkim Sayısı
Akdeniz Bölgesi
31
30
27
Doğu Anadolu Bölgesi
10
10
11
Ege Bölgesi
32
30
30
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
14
14
14
İç Anadolu Bölgesi
39
37
46
Karadeniz Bölgesi
19
19
19
Marmara Bölgesi
35
35
33
Toplam
180
175
180
Tablo 3. Bölgelere Göre Aile Mahkemesi ve Hakim Sayısı
Boşanma davası açmak isteyen eş ayırt etme 
gücüne sahipse bir avukata vekâlet vermek zorunda 
olmaksızın bizzat boşanma davasını açabilir ve 
davasını kendi başına yürütebilir (Tanrıver, 2014: 
65). 
Türkiye’de boşanma öncesi, devlet tarafından 
desteklenen danışmanlık hizmeti bulunmamaktadır. 
Sadece ekonomik durumu nedeniyle avukat 
tutamayan taraf, baroların adli yardım bürolarından 
kendisine avukat atanmasını talep edebilir. Ancak 
bu hizmet devletin yeterli kaynak ayıramaması 
nedeniyle etkin olarak sağlanamamaktadır.
Yer yönünden yetkili olan (MK. m.168) aile 
mahkemesinde (aile mahkemesi olmayan il ya 
da ilçelerde asliye mahkemesinde) açılan davada, 
önce dava dilekçesi karşı tarafa (davalı olan 
diğer eşe) tebliğ edilir. Davalı olan eşin cevap ve 
savunma hakkı vardır. Süresi içinde onun cevap 
dilekçesi dosyaya sunulur. Karşılıklı dilekçelerin 
tamamlanmasından sonra taraflar tüm delillerini ve 
delil listesini dosyaya sunar. Böylelikle ön inceleme 
safhası tamamlanmaktadır (HMK. m.137). Ön 
incelemeden sonra mahkemece ilk duruşma 
günü belirlenir. Bu ilk duruşmada ve sonraki 
duruşmalarda hâkim, tarafları ve delil listesinde 
sunulan tanıkları dinler. Daha sonra tarafların iddia 
ve savunmalarını dikkate alarak MK. m.184’te özel 
olarak düzenlenen boşanmada yargılama usulüne 
uygun şekilde davayı yürütür.
Boşanma davalarında Türk Medeni Kanunu’nun 
184. maddesinde belirtilen yargılama ilkelerine 
uyulmak zorundadır. Buna göre boşanma 
davalarında boşanma sebebinin var olup olmadığı, 
hangi tarafın daha kusurlu olduğu, takdir edilecek 
tazminat ve nafaka miktarı, çocukların velayetinin 
kime bırakılacağı gibi hususlarda aile mahkemesi 
hâkimine geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. 
Türk mahkemelerinde görülen davaların aleni 
olması yani kamuya açık olarak yürütülmesi genel 
kuraldır. Ancak bu genel kurala MK. m.184’ün son 
bendinde bir istisna getirilmiştir. Hâkim tarafından 
uygun görüldüğü takdirde taraflardan birinin isteği 
üzerine boşanma davasına ilişkin duruşma gizli 
olarak yapılabilir. 
2.3.2.4. 4721 Sayılı Medeni Kanun’da Kabul 
Edilen Boşanma Sebeplerine İlişkin Eleştiri ve 
Öneriler
Boşanma sebeplerinin düzenleniş tarzına ilişkin 
genel eleştiri ve öneriler
743 sayılı Kanun’da yer alan boşanma sebepleri 
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda da neredeyse 
aynen korunmuştur. Oysa ki kaynak kanun olan 
İsviçre Medeni Kanunu’nun (İMK) boşanma 
sebepleri ve sonuçları bölümü esaslı olarak 
yenilenmiş, bu değişiklikler 2000 yılında İsviçre’de 
yürürlüğe girmiştir. Ancak bu son değişikliklerin 
bizim Medeni Kanunumuza aktarılmamış olması 
öğretide eleştirilmektedir (Gençcan, 2013: 135; 
Oktay, 1996: 53; Ceylan, 2006: 20 - 21; Helvacı, 
2002: 1151; Özdemir, 2003; Koçhisarlıoğlu, 1991: 
431).
İsviçre’de 2000 yılında yürürlüğe giren boşanmaya 
ilişkin değişiklikler sonucunda, özel ve genel 
boşanma sebepleri şeklindeki ayrım kaldırılmış, 
yalnızca eşlerin anlaşması, fiili ayrılık ve ciddi 


TBNA2014
34
sebeplerle evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı 
boşanma sebepleri muhafaza edilmiştir (Gençcan, 
2013: 135; Oktay, 1996: 53; Ceylan, 2006: 20 - 21; 
Helvacı, 2002: 1151; Özdemir, 2003; Koçhisarlıoğlu, 
1991: 431).
Yeni İsviçre Medeni Kanunu’nda kabul edilen 
boşanma sebepleri şunlardır: Eşlerin anlaşarak 
boşanması (İMK.m.111); kısmi anlaşma yoluyla 
boşanma (İMK.m.112); uzun süreli fiili ayrılık
2
 
(İMK.m.114), ciddi sebeplerle evlilik birliğinin 
sarsılması (İMK.m.115); açılan boşanma davasının 
kabulü (İMK.m.116) (Hausser, Geiser ve Aebi - 
Muller, 2007: 119 - 120).
İsviçre’de 2000 yılında yürürlüğe giren yeni 
boşanma düzenlemesiyle özellikle eşlerin boşanma 
ve boşanmanın sonuçları hakkında anlaşmaları ve 
bu açıdan eşler arasında işbirliğinin sağlanması 
hedef alınmıştır (Ceylan, 2006: 21 - 22).
Türk hukuk öğretisinde de baskın görüş, 
İsviçre’deki bu revizyon dikkate alınarak - çoğu 
batı devletlerinde de olduğu gibi - bizde de özel 
boşanma sebeplerinin kaldırılması ve bu yönde yeni 
düzenleme yapılması şeklindedir (Özdemir, 2003: 
103; Burcuoğlu, 1988: 119; Ceylan, 2006: 20 - 21; 
Helvacı, 2002: 1151; Koçhisarlıoğlu, 1991: 431). 
Türk hukukundaki özel ve genel boşanma 
sebepleri şeklindeki ayrım artık suni bir ayrım 
olarak görülmektedir. Uygulamada açılan boşanma 
davalarının %90’ında evlilik birliğinin temelinden 
sarsılması sebebine (MK. m.166 f.1 ve f.2) 
dayanılması (ASAGEM, 2008: 15) bu görüşü 
desteklemektedir.
Bu uygulama, evlilik birliğinin temelinden sarsılması 
sebebinin gerçekte boşanmaya neden olan birçok 
olguyu kapsamasından kaynaklanmaktadır. Zina, 
pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış, terk, 
ortak hayatın yeniden kurulamaması hallerinin 
tamamında aslında evlilik birliği temelinden 
sarsılmaktadır. Bu nedenle boşanma sebebi olarak 
2 Daha önce dört yıl olarak kabul edilen fiili ayrılık süresi 1.6.2004 
yılında değiştirilmiş ve süre iki yıla indirilmiştir.
yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılması 
sebebine yer verilmesi daha isabetli olacaktır. (Aynı 
yönde: Ceylan, 2006: 27; Burcuoğlu, 1988: 119, 
Gençcan, 2013: 390; Hatemi ve Serozan, 1993: 
229). 
Diğer taraftan boşanma davalarının çoğunda, 
taraflarca dayanılan olguların Medeni Kanun’da  
yer alan birden fazla boşanma sebebinin şartlarını 
gerçekleştirdiği görülmektedir. Zaten boşanmada  
dayanılan olgular aslında bir anda ortaya 
çıkmamaktadır. Eşler arasında evliliğin ilk yıllarında 
başlayan önemsiz tartışmalar sonrasında duygusal 
ve cinsel uyumsuzluğa neden olabilmekte, daha 
ileri giderek sadakatsizliğe, fiziksel ve psikolojik 
şiddete varabilmektedir. Diğer ifadeyle, evlilik 
birliğinin temelinden sarsılması genellikle belirli 
bir olay üzerine bir anda değil, uzun bir sürecin 
tamamlanmasıyla meydana gelmektedir (duygusal, 
fiziksel, cinsel, ekonomik, sosyal, görsel şiddet 
sonucu boşanma sebepleri ve mahkeme kararları 
için bkz. Gençcan, 2013: 390). 
Boşanmada kusur ilkesine ilişkin eleştiri ve 
öneriler
MK. m.166 hükmüne göre evlilik birliğinin 
temelinden sarsılması sebebine dayanılarak hem 
kusurlu hem de kusursuz her eş tarafından boşanma 
davası açılması mümkündür. Ancak madde 
metninden de anlaşılabileceği gibi kusuru daha 
fazla olan eş davayı açmışsa kusursuz olan davalı eş 
itiraz ederek davanın reddini sağlayabilir. Yeter ki 
bu itirazı hakkın kötüye kullanılması sayılmasın. 
Bu nedenle Yargıtay uygulamasında, davacı taraf 
kusurlu olmasına rağmen itirazda bulunan davalı eşe 
atfı mümkün hiçbir kusur bulunmuyorsa boşanma 
davası reddedilmektedir. Uygulamada kusuru daha 
fazla olan eşin açtığı davalarda genellikle davalı 
tarafın boşanmamakta direndiği görülmektedir. 
Çoğu zaman direnen taraf kadın olarak karşımıza 
çıkmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır: Kocası 
zina yapmış ya da başkasına âşık olmuş olan 
kadın eş, öç alma, cezalandırma, süründürme gibi 
psikolojik nedenlerle ya da boşanma sonunda daha 


Yüklə 2,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə