Cumhuriyet Tarihi Boyunca Boşanma Konusunda
Yaşanan Hukuki Dönüşüm, Boşanma Sebepleri ve Boşanma Hizmetleri
39
yüksek sosyal ve ekonomik maliyetine dikkat
çekilmektedir.
Kararda dikkati çeken en önemli ilke aile
arabuluculuğu uygulamasının zorunlu olmamasıdır.
Arabuluculuk hizmetinin kamu ya da özel sektör
tarafından karşılanabileceği, bu konunun devletlerin
kendi takdirine bırakıldığı belirtilmektedir (Madde
II/a - b).
Kararın 3. maddesinde gösterilen arabuluculuk
sürecinin genel ilkeleri şunlardır:
i. Arabulucu her iki taraf karşısında bağımsız
olmalıdır.
ii. Arabulucu sürecin sonuçları konusunda tarafsız
olmalıdır.
iii. Arabulucu tarafların görüşlerine saygı göstermeli
ve tarafların müzakere güçleri arasındaki eşitliği
korumalıdır.
iv. Arabulucunun
taraflara bir çözüm dayatma
yetkisi bulunmamaktadır.
v. Aile arabuluculuğunun gerçekleştirildiği koşullar
özel yaşamın gizliliğini sağlamalıdır.
vi. Arabuluculuk görüşmeleri sırasındaki tartışmalar
gizlidir ve tarafların rızası ya da iç hukukun emrettiği
haller dışında kullanılamaz.
vii. Arabulucu, uygun olduğu takdirde taraflara aile
ve evlilik sorunlarını çözmeleri için aile danışmanlığı
veya diğer danışmanlık tiplerine başvurabilecekleri
konusunda bilgi vermelidir.
viii. Arabulucu çocuğun mutluluğu ve üstün
menfaati konusunda özellikle hassas olmalı,
ebeveynleri çocuğun ihtiyaçlarına odaklanmak
konusunda cesaretlendirmeli ve çocuklarını
bilgilendirmeleri ve onlara danışmaları gerektiğini,
en önemli sorumluluklarının çocuklarının
mutluluğu olduğunu ebeveynlere hatırlatmalıdır.
ix. Arabulucu, geçmişte taraflar arasında bir
şiddet olayı yaşanıp yaşanmadığına
veya gelecekte
yaşanma ihtimali olup olmadığına, varsa böyle bir
ihtimalin tarafların müzakere gücüne nasıl etki
edeceğine özel olarak dikkat etmeli ve mevcut
koşullarda arabuluculuğun uygun olup olmadığı
değerlendirmelidir.
x. Arabulucu taraflara hukuki bilgi verebilir ama
hukuki tavsiye veremez. Uygun durumlarda,
taraflara bir avukata ya da ilgili bir diğer meslek
elemanına danışabilecekleri konusunda bilgi
vermelidir (Sözkonusu kararın İngilizce metni için
bkz. Council
of Europe, 2014).
2.5.5. Türkiye’de Boşanma Danışmanlığı
Hizmetleri ve Boşanma Arabuluculuğu
2.5.5.1. Aile Mahkemesi Hâkimlerinin Sulha
Teşvik Ödevi ve Aile Arabuluculuğu
4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş Kanunu’na
göre aile mahkemesi hâkimleri, önlerine gelen
davalarda, davanın esasına girilmeden önce, aile
içindeki hoşgörü, sevgi ve saygıyı koruyabilmek
gayesiyle eşlerin ve çocukların maruz kaldığı
sorunları tespit etmek, bunların sulh yoluyla
ortadan kaldırılmasının mümkün olduğu hallerde,
gerektiğinde uzmanlardan da yardım alarak tarafları
sulha teşvik etmekle yükümlüdür. Hâkim ancak
sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam
edecek ve esası incelemeye geçecektir (m.7 I).
Kanunun 5. 6. ve 7. maddelerine dayanılarak
aile mahkemeleri
bünyesinde psikolog, pedagog
ve sosyal çalışmacılar görevlendirilmiştir. Aile
hâkimleri bu uzmanlardan da yararlanarak, 7’nci
madde gereği, önlerine gelen davalarda tarafları
sulha teşvik etmek zorundadır (Tanrıver, 2014: 84).
MK.m.195’e göre: “
Evlilik birliğinden doğan
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik
birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa
düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte
hâkimin müdahalesini isteyebilir. Hâkim, eşleri
yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya
çalışır ve eşlerin ortak rızasıyla uzman kişilerin
yardımını isteyebilir.” Bu maddede
TBNA2014
40
gösterilen iki fıkradan da hâkimin
kendisinin adeta arabulucu gibi hareket
edebileceği ve uzman kişilerin yardımına
başvurarak arabulucu bile tayin edilebileceği anlamı
çıkarılmaktadır (Tanrıver, 2014: 85).
Boşanma davalarında, hâkimin
sulha teşvik
ödevinin, eşlerin boşanmaya ilişkin kararlarını
tekrar gözden geçirmesini sağlayarak evliliği ve
aileyi ayakta tutabilmek için uygulanabileceği
belirtilmektedir (Tanrıver, 2014: 86).
Boşanma davalarıysa kamu düzeninden sayıldığı
için tarafların üzerinde serbestçe tasarruf
edebilecekleri bir dava değildir. Bu nedenle kural
olarak bu kanun kapsamında
“aile veya boşanma
arabuluculuğu” mümkün değildir. Özellikle aile içi
şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa
elverişli değildir. Bu
çerçevede hayata kast, pek kötü
muamele, onur kırıcı davranış ya da suç işleme veya
haysiyetsiz yaşam sürme sebeplerine dayanılarak
boşanma davası açılmışsa aile mahkemesi hâkimi,
tarafları arabulucuya yönlendirmekten önemle
kaçınmalıdır. Bu halde hâkimin tarafları sulha teşvik
ödevinin varlığından söz edilemez (Dural, Öğüz ve
Gümüş, 2013: 129; Tanrıver, 2014: 87). Hatta 6284
sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin
Önlenmesine Dair Kanun’da öngörülen koruyucu
ve önleyici tedbirlere başvurulmasını gerektiren bir
durum ortaya çıkmışsa hâkim tarafları uzlaşmaya
çalıştırmaktan önemle kaçınmak zorundadır
(Tanrıver, 2014: 87).
2.5.5.2. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Tarafından Sağlanan Aile ve Boşanma Süreci
Danışmanlığı Hizmetleri
Aile ve boşanma süreci danışmanlığı hizmeti;
boşanma öncesi danışmanlık, boşanma sürecindeki
destek ve danışmanlık hizmetleri ve boşanma sonrası
destek ve danışmanlık çalışmaları olarak üç başlık
altında toplanmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlükleri ve Sosyal
Hizmet Merkezlerindeki
uzman personel tarafından sağlanan danışmanlık
hizmetiyle, eşlerin bozulan ilişkilerini yeniden
yapılandırmalarına destek olunmakta, boşanma
sürecinde yaşayacakları sorunlar ve mevcut
durumları çerçevesinde aldıkları kararları yeniden
değerlendirmeleri özendirilmeye çalışılmaktadır
(ATHGM, 2014).
Ortak kararla aile danışmanlığından yararlanmak
için başvuru yapan boşanma aşamasındaki eşlere
verilen hizmetler şunlardır: Aile içi iletişim
becerileri kazandırılması; çatışma çözme ve
aile
içi destek; psikiyatrik rahatsızlığı olduğu
düşünülen bireylerin tedavi için sağlık kuruluşlarına
yönlendirmesi; mahkemeler tarafından gönderilen
ailelere yönelik öfke kontrolü ve danışmanlık
hizmeti verilmesi; boşanma sonrası tek ebeveynlerin
yaşadığı sorunlar ve çocuklarla ilişkilerinin
düzenlenmesi konusunda danışmanlık sağlanması
(ATHGM, 2014).
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından
verilen aile ve boşanma süreci danışmanlığı
hizmetlerine ilişkin pilot uygulama çalışmaları
2012 yılı itibarıyla beş ilde başlatılmıştır.
Bakanlığın hizmetleri boşanma sürecinde
eşlerin ve çocuklarının karşılaştığı sorunların
çözümüne yönelik aile danışmanlık hizmetlerini
kapsamaktadır. Burdur, Kırıkkale, Ankara, İzmir,
Karabük pilot iller olarak tespit edilmiştir. Pilot
uygulama için seçilen illerde bakanlığa bağlı Sosyal
Hizmet Merkezlerinde görev yapan danışmanlara
danışmanlık hizmeti konusunda eğitim verilmiştir.
Hazırlanan eğitim programının yaygınlaştırılması
ve aile mahkemeleriyle işbirliği içinde mahkemelere
başvuran çiftlere
Aile ve Boşanma Süreci
Danışmanlığı Hizmeti verilmesi uygulamasının
ülke genelinde yaygınlaştırılması planlanmıştır.
Sonrasında bu hizmetler Adana, Antalya, Bursa,
Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Samsun
illerinde de verilmeye başlanmıştır. Sözkonusu
illerde yaşayanlar Aile ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlüğü’ne doğrudan başvurabileceği gibi
aile mahkemelerinden de konuyla ilgili bilgi
alabilmektedir (ATHGM, 2014).
Türkiye’de Aile Danışma Merkezleri ve benzer
kurumların evlilik sorunlarının çözümüne olumlu
katkısı olup olmadığını tespit etmek için yapılmış
bir araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaya katılan
kadınların %26’sı, erkeklerin %20’si bu konuya