Uludağ ÜNİversitesi İLÂHİyat faküLtesi dergiSİ



Yüklə 193,67 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/8
tarix23.11.2017
ölçüsü193,67 Kb.
#12098
1   2   3   4   5   6   7   8

 14

mindedirler. Müslüman olmayanların Mekke’de, farklı görünmelerini 

gerektirecek bir ortam hemen hemen hiç yokken, Medine’de ortaya 

çıkan güçlü iktidar, böyle bir ortamın oluşumuna kendiliğinden im-

kân sağlamış olabilir.  

Bu durumu, vahyin içeriğinde de izlemek mümkündür. Hz. 

Peygamber, eskiden Müslümanları sadece iman edip dürüst olmaya, 

birbirlerini sevip saymaya, zararlı fiilleri terk etmeye çağırırken Me-

dine’de belirli bir süreç içerisinde, bunlara ilâveten, varlık zekâtının 

mutlaka ödenmesi

31

, güçlü ordulara karşı savaş çağrısına icabet 



edilmesi gibi vecibeler getirildi ve belirli suçları işleyenlere de müey-

yideler kondu. Elbette emirlerin ve yasakların uygulanması herkes 

için aynı anlamı ifade etmiyordu. Normali aşan, birlik ve beraberliği 

zedeleyici aşırı davranışlar, ister Müslümanlardan isterse münafık-

lardan gelsin, Hz. Peygamber tarafından ikaz edilerek düzene soku-

luyordu.  

Madalyonun öbür yüzü ise İslam toplumunun fedakâr çoğun-

luğuna aittir. Mü’minler, dünyevi işlerini yürütürken dinin tüm öğre-

tilerini tatbik etmeye çalışıyorlar, yeri geldiğinde kendi mal ve canla-

rını feda etmekten çekinmiyorlardı. Tebuk seferi (Hicri 9.yıl), mü’min 

ve münafıkların ortaya çıkmasını sağlayan bir turnusol kâğıdı gibi-

dir. Hz. Muhammed, bir yıl sonra, Bizans kralının Medine’ye saldıra-

cağı istihbaratını alır almaz sefer hazırlığına başladı. Gücü yeten 

herkesten hem maddî hem de fiilî katılım bekledi. Bazı münafık ve 

bedeviler, işi ağırdan almaya ve savaşa gitmemek için bahaneler 

aramaya çalışırken Ebu Bekir, Ömer ve Osman gibi ileri gelen Müs-

lümanlar, çok yüksek miktarlarda bağış yaptı. Bu arada, binit temin 

edemediklerinden savaşa gidememe endişesiyle ağlayan fakir Müs-

lümanlar vardı.  

Mü’minlerin fedakârlığını, münafıkların ise fırsatçılığını yansı-

tan bu tür tablolar, Medine İslam toplumunda görülebilmekteydi. 

Her  şeye rağmen çok geçmeden teçhizatlı 30 bin kişilik bir ordu 

(ceyşu’l-usre-güçlük ordusu), başında bizzat Hz. Peygamber olduğu 

halde bunaltıcı bir yaz sıcağında Tebuk’e doğru yola çıkmıştı.

32

 Şayet 


Müslümanlar, maddi ve manevi güce sahip olmasalardı, dönemleri-

nin üstün güçleri olan Bizans ve İranlılar karşısında tutunamayıp 

mahvolup gidebilirlerdi. Ancak onlar, adı geçen ülkeler karşısında 

imanın sağladığı toplumsal bütünleşme sayesinde, önemli başarılara 

imza attılar. Çok geçmeden Halifeler dönemiyle birlikte Suriye, Şam, 

İran, Orta Asya içlerine, Kuzey Afrika boylarına ve İspanya’ya kadar 

                                               

31

   Hodgson,  G.S.  Marshall,  İslâm’ın Serüveni, (çev. Ahmet Demirhan), c.1, İz 



Yay, İst. 1995, s.122. 

32

   Köksal, M. Asım, İslam Tarihi, Hz. Muhammed (As.) ve İslamiyet, Mekke Devri, 



c.9, İst, 1981, s.155. 


 

15

uzandılar. Rasulullah’ın müdafaa savaşları sonraki dönemlerde, “i’la-



yı kelimetullah” amaçlı, İslam’a çağrı seferlerine dönüştü. Bu savaşçı 

davetçilerin önünde birçok cihangir topluluk, ya kendi inançlarıyla 

uyumlu gördüklerinden isteyerek ya da savaş meydanlarında mağlup 

olduklarından dolayı  İslam’ı kabul etmek durumunda kaldılar. Kısa 

panoramasını sunduğumuz bu tablo, son derece disiplinli bir hayatın 

ürünüydü ve bu nedenle Müslüman toplum, geçmişteki maddi sıkın-

tılarının çoğunluğunu artık geride bırakmıştı. 

Burada şöyle bir soru da akla gelebilir: Acaba Medine’de sosyal 

gelişmeyi sağlayan unsur, sadece savaş ganimetleri midir? Bir diğer 

ifadeyle, Hz. Muhammed döneminde Müslümanların gelir kaynağı 

sadece ganimetlere mi dayanmaktadır? İslam’ın gelişim çizgisine ba-

karak bu sorunun doğru cevabı bulunabilir. Yazılı hukuktan yoksun, 

dağınık kabile hayatının yerine güçlü, evrensel bir millet anlayışını 

egemen kılan Hz. Muhammed’in, toplumunu her şeyden önce iktisa-

di yönden sağlam temellere oturtmaya çalıştığı söylenebilir. İktisadi 

gelişmede ganimetin de payı olmakla birlikte, böylesine güçlü bir 

toplumun kalkınmasını tek sebebe indirgemek, her şeyden önce sos-

yolojik yöntemle bağdaşmaz. Bir kere, sadece savaş ganimetleriyle 

bir toplumun varlığını uzun süre devam ettirmesi ne kadar olasıdır?  

İslam toplumu sürekli savaş meydanlarında düşmanla çarpı-

şan bir toplum değildi. Esasen yapılan savaşlar da saldırılar karşı-

sında zorunluluktan kaynaklanan savunma savaşı niteliğindeydi. 

Birçok kaynak, İslam öncesinde bile yoğun ticari trafiğin yaşandığı, 

tarım ve meyveciliğin yapıldığı bölgenin, İslamiyet’in kazandırdığı 

atılımcı bir ruhla daha canlı ve aktif kalkınma sürecine girdiğini bil-

dirmektedir. Her ne kadar RodinsonMuhammed

33

  adlı eserinde 

kendisinin ateist ve Kuran’ın mesajının Hz. Muhammed’in bilinçaltı-

nın üretimi olduğunu iddia etse de, İslamiyet ve Kapitalizm’de, ikti-

sadi yapısının sırf ganimete dayalı Weber’e ait İslam tezini ciddi şe-

kilde eleştiren ilk Batılı sosyal bilimcilerdendir. Rodinson, bazı dinle-

rin iktisadi faaliyeti genellikle teşvik etmek yerine, insanların günlük 

yiyeceklerini Tanrı’nın vereceği gerekçesiyle Tanrı’ya güvenmelerini 

inananlarına öğütlerken, Kur’an’ın ticari aktiviteye taraftar göründü-

ğünü ve hatta Kur’an’ı referans göstererek ticari kârları “Tanrı’nın 

Lütfu”


34

 olarak nitelendirdiğini belirtir.

35

 Hatta -yoğun bir ticari ze-



                                               

33

   Rodinson, Maxime, Hazreti Muhammed, Sosyal Yay, İst.1994. 



34

  “Sizden birinize ölüm gelip çattığı vakit, eğer bir servet (hayr) bırakıyorsa, 

ana-babaya, yakın akrabaya uygun bir tarzda vasiyet etmesi (...) farz kılındı”. 

(Bakara, 2/180); “De ki, maldan (hayr) yapacağınız harcamalar öncelikle ana-

baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. İyilik (hayr) 

olarak yaptığınız her şeyi şüphesiz Allah bilir”. (Bakara, 2/215); Hz. Şuayb de 

kavmine, “Ben sizi bolluk (hayr) içinde görüyorum, demişti”. (Hud, 11/84); 



Yüklə 193,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə