Uludağ ÜNİversitesi İLÂHİyat faküLtesi dergiSİ



Yüklə 193,67 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/8
tarix23.11.2017
ölçüsü193,67 Kb.
#12098
1   2   3   4   5   6   7   8

 12

yetinin yaygın olduğu şehirli bir kültür, İlk İslam toplumunun başat 

özelliğiydi.  

Bu durumu, İslam’ın bir devlet kurumu içerisinde gelişimini 

sürdürdüğü Medine döneminden itibaren gözlemlemek mümkündür. 

Medine döneminin ilk yıllarından itibaren halkın çoğunluğunun des-

teğini almış bir lider konumuna yükselen Hz. Peygamber, eskinin 

aşiret yönetimi yerine yazılı hukuk kuralları bulunan bir site devleti 

kurdu. Kısa sürede sağlanan toplumsal bütünlük nedeniyle Müslü-

manlar, “bedavetten” “medeniyet”e ve şehir kültürüne geçişin bir 

sembolü olarak, hakimiyetini tamamen ellerine geçirdikleri Yesrib’in 

adını Medine’ye (şehir) çevirdiler. Kur’an’ın ilk emri “oku” doğrultu-

sunda, çok geçmeden tesirleri üç büyük kıtayı kuşatacak tarzda bü-

yük bir medeniyet hamlesi başlatarak eğitime önem verdiler; ibadet 

ve toplantı merkezi olarak kullandıkları Mescid-i Nebevi’nin hemen 

bitişiğinde, gece eğitimi veren Ashab-ı Suffa’yı faaliyete geçirdiler. Hz. 

Muhammed, burada okuyan gençlerle yakından ilgilendi; bütün 

Müslümanların yardımıyla onların iaşe ve ibatelerini temin etmeye 

çalıştı. İlme o kadar çok ilgisi vardı ki, mescitte zikir ve ilim halkala-

rını bir arada gördüğünde ilim meclisinde bulunmayı tercih ederdi. 

Bu durum onun ilme verdiği ehemmiyeti yansıtması açısından dik-

kate değerdir. Böylece Müslümanlar, ilim meclislerinde sadece dinî 

şuurlanma süreci yaşamadılar, aynı zamanda dünyevi işlerini müza-

kere ettiler; başarının yollarını araştırdılar ve böylece daha güçlü 

konuma geldiler.  

İslam, eskinin kan ve nesep birliğine istinat eden koyu kabileci-

lik anlayışının yerine din ve akide kardeşliğine dayalı bir millet (üm-

met) anlayışı getirmek istemiştir. İç bütünlüğünü eğitim halkalarında 

sürekli işlenen din ve iman bağıyla güçlendiren İslam toplumu, ço-

ğunlukla girmek zorunda kaldıkları müdafaa savaşlarında zaferden 

zafere koşuyorlar ve bunun sonucunda, doğal olarak, yüklü ganimet-

lere de kavuşuyorlardı. Savaş sonrasında özellikle yeni Müslüman 

olmuş kimseler insani bir güdüyle ganimetlerden pay alma arzusunu 

açıkça dile getirirken bazen de genel İslami kabulün dışında sayılabi-

lecek eskiyi hatırlatıcı kabile bağlarının izleri görülebilmekteydi.

27

 



Medine’de yaşayan Evs ile Hazreç kabilesi, hiçbir zaman geçmişin 

kanlı kavgalarına dönmediler, ama gelişen toplumsal olaylarda 

kabilevi farklılıkları ve eski günleri hatırlayıp çatışmanın eşiğinden 

döndükleri anlar oldu. Ayrıca Hicret’in sekizinci yılında, Mekke’nin 

fethiyle başlayan süreçte Arapların, kabileler halinde Müslümanların 

safında yer alması, Müslüman nüfus oranını  ve  gücünü  artırmakla 

birlikte bazı zafiyetleri de beraberinde taşıdı. İslam’a ihtida eden çok 

                                               

27

   Esad,  Mahmud,  İslâm Tarihi, Tarih-i Dini İslâm, (sadeleştiren A.L.Kazancı ve 



O. Kazancı), Marifet Yay, İstanbul, 1984, s. 781. 


 

13

sayıdaki yeni Müslümanı, bilinçlendirmeye imkân sağlayacak yeterli 



zaman olmaması sebebiyle, geçmişteki alışkanlıklarını hâlâ sürdü-

renler vardı. Özellikle zaferle biten savaşların sonucunda elde edilen 

ganimetin, o zamana kadar benzeri görülmemiş ölçüde bolluğu ve 

Hz. Muhammed’in onları bölüşümdeki ince siyaseti, bazı kimseler 

tarafından yeteri kadar anlaşılamadığı için “acaba kabileye dönüş 

mü var”? tereddüdüne yol açmış ve böylece bilinç altındaki kabileci-

lik duygusu, uygun ortamlarda zaman zaman dışa yansıyabilmişti.

28

 



Şüphesiz, toplumsal gelişim sürecinde ortaya çıkan beşeri zafiyetlerle 

beraber derunî iman varlığını sürdürebilir. Üstelik bireylerin, dünye-

vi fayda beklentilerinin imanlarıyla birlikte de hareket etmesi, insan 

doğasına aykırı olmayan bir durumdur.  

Bu türden olaylar, yeni oluşum sürecindeki Müslümanların in-

sani güdülerden kaynaklanan sorunlar olarak görülebilir. Ancak 

bunun dışında  İslam toplumunda gerçekte İslam’ı benimsemediği 

halde, görünüşte Müslüman kimseler de görülmeye başlamıştı. Hz. 

Peygamber,  İslam’ı içselleştirememelerinden ötürü, bazı bedevileri 

askeri seferlere katmakta zorlanmıştı. Weber, bunları bütünüyle 

görmezden gelir ve bizzat İslam’ın, kendisine saf, içten ve sırf çıkar 

güdüsüyle bağlanma arasında bir ayırım yapıp yapmadığı sorusunu 

sormaz; aksine göçebe savaşçıların sırf ganimet beklentisiyle İslam’a 

bağlandıklarını ima eder. Aslında Kur’an, hadis ve diğer ilk dönem 

biyografik kayıtları, insanların  İslam’a çıkar ve nüfuz sağlama dü-

şüncesiyle intisaplarına karşı Peygamber ve ashabının, sürekli ola-

rak onlara karşıtlık ve düşmanlıklarını koruduklarını göstermiştir.

29

 



Bizzat Kur’an ve hadis, mü’min (inanan), kâfir (doğrudan inanma-

yan) ve münafık (çıkar güdüsüyle İslam’ı benimsemiş görünen fayda-

cı ikiyüzlüler) ayırımı yapar

30 


ve sırf çıkar güdüsüyle Müslüman gö-

rünen münafıklara güçlü ve etkili suçlamalar yöneltir.  

Medine’de hakimiyet kuran güçlü iktidarın nimetlerinden ya-

rarlanmak amacıyla  İslam’ı benimsemediği halde Müslüman görün-

meye çalışan kimselerin de ortalıkta dolaşmaya başladığı bir gerçek-

tir. Bu nedenle, Mekke döneminde pek görülmeyen ama Medine’de 

beliren zafiyetlerin, İslamiyet’in sırf davet aşamasından dünyevi ku-

rumsallaşmaya geçmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Artık, 

mü’minlerle çıkar peşinde olan münafıklar, ya da farklı inançtaki 

kimseler bir arada yaşamaya başladılar. Şüphesiz insanlar, çıkarları 

söz konusu olduğunda, gerçekte olduğundan farklı görünme eğili-

                                               

28

  Huneyn ganimetlerinin paylaşımı konusunda bkz, Buhari, Menakıb, 33; ez-



Zebidi, 1972: 340. 

29

   Turner, age, 34, 36. 



30

   İzutsu, Toshihiko, Kur’an’da Dini ve Ahlaki Kavramlar,  çev. Selahattin Ayaz, 

Pınar Yay, İst. s.165. 



Yüklə 193,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə