103
Ali Berat ALPTEKİN
gibi Şükrü Kurgan, Alpay Kabacalı, İlhan Başgöz, Fikret Türkmen, Saim Sa-
kaoğlu vb. araştırıcılar dikkate alınsaydı bir fıkra ayıklama yoluna gidilerek
ve Hoca’nın ruhu incitilmeyecekti. Ne yazık ki bugüne kadar yapılan çalış-
malarda daha önce yazılanlar okunmadığından veya dikkate alınmadığından
hatalar zincirine yeni halkalar eklemeye devam edilmeye devam edecektir.
Yine yukarıda sözünü ettiğimiz Nasreddin Hoca Fıkralarının Tip Kata-
logu’nun hazırlanması yolunda bir teşebbüste bulunulursa Hoca’ya ait olan
fıkralar daha kolay seçilebilecektir. Böyle bir çalışmanın ön hazırlığı mahiye-
tinde bir taslağı aşağıya alıyoruz:
Nasreddin Hoca fıkralarının tip katalogu
I. Gerçek Nasreddin Hoca Fıkraları
Iı. Nasredin Hoca’nın Adının Geçtiği Fıkralar
Arap Fıkra Tiplerinden Karışan Fıkralar
Fars Fıkra Tiplerinden Karışan Fıkralar
Hint Fıkra Tiplerinden Karışan Fıkralar
Aisopos Masalarının Nasreddin Hoca’ya Bağlanmasıyla Oluşan Fıkralar
Binbir Gece Masallarının Nasreddin Hoca’ya Bağlanmasıyla Oluşan Fık-
ralar
La Fontaine Masallarının Nasreddin Hoca’ya Bağlanmasıyla Oluşan Fık-
ralar
Nasreddin Hoca Timur Konulu Fıkralar
Iıı. Mantık Açısından Nasrettin Hoca’ya Uymayan Fıkralar
Iv. Din Açısından Nasrettin Hoca’ya Uymayan Fıkralar
V. Diğerleri
Türkiye ve Türk dünyasında Nasreddin Hoca fıkralarının güzel sanatla-
ra yansıması konusunda neredeyiz?
Bize kalırsa Japonlar ve Çinliler Hoca’yı bizden daha iyi biliyorlar? Acaba
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Hoca’yı Türk halkına ve insanlığa tanıtmak
için bir girişimi oldu mu? Bu soruya da evet dememiz mümkün değildir. Eğer
Akşehir Belediyesi’nin yıllardır yaptığı etkinlikleri bir kenara bırakacak olur-
sak bu konuda bir şey yaptığımızı söylememiz pek mümkün değildir. Fuad
Köprülü’den bu yana bazı özel yayınevleri Nesreddin Hoca ve fıkralarını naz-
ma çekerek batı dünyasına tanıtmışlardır. Ancak batılı araştırıcıların yanında
104 Nasreddı̇n Hoca ve Fıkralarıyla İlgı̇lı̇ Sorun
Türk araştırıcıların yaptıkları devede kulak kaldığını da üzülerek belirtmek
isteriz.
Nasreddin Hoca fıkralarının sanata yansıması konusunda Türkiye’de pek
fazla çalışma yapılmamıştır. Muhsin Ertuğrul (1940), Talat Artemel (1954),
Yavuz Yalınkılınç (1965), Melih Gülgen (1971) ve Faruk Kenç (1954) Nasred-
din Hoca ile ilgili sinema filmi çevirmişlerdir.
Adnan Çakmakçıoğlu (1951), İsmail Hakkı Sunat (1954), Aydın Su (1962)
Nasreddin Hoca ve fıkralarını tiyatro oyunu olarak sergilemişlerdir. Ünlü ro-
mancı Halide Edip Adıvar’ın Maske ve Ruh (1945) adlı oyununda Nasreddin
Hoca’ya önemli bir rol verilmiştir.
Hoca’nın hayatı ve fıkralarının sanata yansıdığı en önemli dallardan birisi
de şiirdir. Bu konuda, Fuad Köprülü, Orhan Veli Kanık, İbrahim Zeki Burdur-
lu, Nedim Uçar, Nüzhet Erman vb. pek çok fıkrayı şiirleştirmişlerdir.
Nasreddin Hoca, başta Kemaleddin Şükrü [Orbay] (1930) olmak üzere,
Burhan Felek (1982) ve Nail Tan (2006) tarafından hikâye ve roman forma-
tında ele alınmıştır.
Nasreddin Hoca’yla ilgili iki perdelik operetin konusu Gülümse Kalen-
der’e, bestesi ise Sabahattin Kalender’e aittir.
Görüldüğü gibi Nasreddin Hoca ve fıkraları sinema filmi, tiyatro, şiir,
hikâye ve roman ve operete yansımıştır. Bu yönüyle pek ileri olduğumuzu
söylemesek de hiç yokta değiliz.
Benzer çalışmalar Türk cumhuriyetlerindeki Nasreddin Hocalar için de
geçerlidir. Bu konuda Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan epeyce me-
safe almışlardır. Ancak çizgi film sektöründe Türk devlet ve topluluklarında
pek faaliyetin olmaması bizleri üzmektedir. Son zamanlarda TRT Çocuk Ka-
nalı’nın yaptığı başarılı çalışmalara Nasreddin Hoca ve fıkralarını ekleyerek
yayınlaması en büyük temennimizdir.
Sonuç
Buraya kadar Nasreddin Hoca ile ilgili en önemli problemler dile geti-
rilmiştir. Elbette sorunlar bu kadar da değildir. Ancak biz burada en önemli
problemleri dile getirmeye çalıştık.
Nasreddin Hoca’ya pek çok yerin sahip çıkması normaldir, bununla be-
raber Hoca’nın Türkiye içerisinde iki ilçemiz arasında kavga konusu olması
hoş değildir. Artık şunu kabul etmemiz gerekir, Evet, Nasreddin Hoca 1208
yılında Eskişehir ilinin Sivrihisar ilçesinin Hortu (Nasreddin Hoca) köyün-
105
Ali Berat ALPTEKİN
de doğmuştur. 1236-37 yılarında Akşehir’e göç etmiştir, Konya’da eğitimini
tamamlamıştır. 1284-85 yılları arasında da Akşehir’de ölmüş olup mezarı da
aynı yerdedir. Diğer yerler ise zorlamadır, kabul görmesi şimdiki bilgi ve
belgeler ışığında mümkün değildir.
Artık zaman geçirilmeden gerçek Nasreddin Hoca fıkralarının ortaya çı-
karılması gerekir. Unutulmasın ki Nasreddin Hoca adının geçtiği her fıkra
Hoca’nın değildir. Bu rakam ne 1555, ne de 3000’dir. Bu rakam yüzlerle ifa-
de edeceğimiz bir sayıdadır. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi Nasreddin
Hoca Fıkralarının Tip Katalogu’nu hazırlayabilirsek oraya bütün fıkralar
alınacaktır. En büyük hakem olduğuna inandığımız halkımız fıkraları kabul
görenler ve görmeyenlere göre sınıflandırılınca bilim adamalarının yolu biraz
daha aydınlatacaktır.
Bilhassa Türk dünyasındaki çalışmalarda Nasreddin Hoca ile halkın eği-
timine önem verilmiştir. Türkiye’de bu hususta pek mesafe alındığı söylene-
mez. Bilhassa psikolog ve psikiyatri uzmanlarının bu tür fıkralarla insanımızı
rahatlatmaları gerektiğine inanıyoruz.
Artık Nasreddin Hoca ve fıkralarından hareketle aynı konuların değil daha
farklı konuların araştırılmasında büyük yayar vardır. “Nasreddin Hoca Fık-
ralarının Halk Hekimliği Açısından Değerlendirilmesi”, “Nasreddin Hoca
Fıkralarının Halk Baytarlığı Açısından Değerlendirilmesi”, “Nasreddin Hoca
Fıkralarının Ruhsal Hastalıkların Tedavisi Açısından Değerlendirilmesi”,
“Nasreddin Hoca Fıkralarının Tip Kataloğu” aklımıza gelen konu başlıkla-
rından bazılarıdır.
Türkiye’nin dışındaki Türk Cumhuriyetlerinde Nasreddin Hoca’nın adı
geçince yedi fıkra anlatılması geleneği vardır. Bu geleneği başta Edebiyat ve
Türkçe öğretmenleri olmak üzere pek çok Nasreddin Hoca severiyle yaygın-
laştırmamızda yarar olduğuna inanıyoruz.
Siyasetin girmediği tek yer Nasreddin Hoca kalmış demezseniz olayları
daha sağlam zemine oturtabilmek için siyasetçilerimizin hayvan masaları ve
Nasreddin Hoca fıkralarından yararlanmalarını arzu etmekteyiz.
Bir sakız üreticisi ürettiği ürünlerde yüzlerce mâniye yer vermiştir. Aynı
yolu izleyerek Nasreddin Hoca’nın fıkralarını büyük kitlelere ulaştırabilme-
nin yollarını denemeliyiz.
Okul öncesi ve sonrası eğitiminde büyük yazılı, resimli güzel baskılı ki-
taplarından yararlanma yoluna gidebilmenin yollarını araştırmakta yarar ol-
duğuna inanıyoruz
Dostları ilə paylaş: |